En Yeniler
muharrem ince etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
muharrem ince etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/15/2016

seyyah1906

Muharrem İnce'nin "Sizin Yatacak Yeriniz Yok" Konuşmasının Tamamı


Konuşmasının TamamıTürkiye, uzun yıllardır terör ve terörle mücadele konusunda deneyimi olan, birikimi olan bir ülkedir. Terör nedir, terörle mücadele nedir, bunları çok iyi bilen bir ülkedir.



2002'de AKP iktidara geldiğinde PKK Suriye'den atılmış, örgüt lideri hapisteydi. AKP'ye düşen görev, Suriye'den atılan PKK'nın Irak'tan da atılmasını sağlamaktı.

Bugün yaşadığımız PKK terörü, IŞİD terörü, 1980'li yıllardan bugüne süren bir terör değildir. On dört yıllık iktidarınızda bizzat besleyip büyüttüğünüz, müzakere edip nefes verdiğiniz bir terördür, göz yumduğunuz bir terördür. Valilere operasyon yetkisi verdirmediniz. Hendekler kazılırken, makineler çalışırken, PKK kent merkezlerinde mahkemeler kurup insanları yargılarken, vergi toplarken, menfezlerin altına bombaları yerleştirirken, kendi siyasi ikbaliniz için sustunuz, görmezden geldiniz.
"Aldatıldık." dediniz, "Kandırıldık." diyerek sorumluluğu üzerinizden atmaya çalıştınız. Siyasetçi sorumluluktan kaçamaz. Siyasetçi sorumluluk sahibi olmalıdır. Caka satmaya gelince "Devlet yönetiyoruz, bakkal değil." diyorsunuz ama iş sorumluluğa geldi mi kaçıyorsunuz.
"Güzel günler göreceğiz." dediniz, "Analar ağlamasın." dediniz, milliyetçiliği ayaklar altına aldınız, "Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak." dediniz. Abdullah Öcalan'ın itibarını yükseltmeyi düşündünüz. "Çözüm süreci başladı, anaların göz yaşı dindi." derken şimdi "Hamdolsun şehitlerimiz var." demeye başladınız. Şehre göre şerbet verdiniz, zamana göre manşet attınız, harama göre fetva aldınız, duruma göre "tweet" atıp sildiniz.
2009'un 10 Kasımında PKK'yla bir yola girdiniz. Habur'da çadır mahkemeleri kurdunuz, 34 kişiyi 210 dakikada, adam başı 7 dakika süren yargılamalar yaptınız. Hâkim "Pişman mısın?" diye sorduğunda "Pişman değilim, önderliğin talimatıyla geldim." diyenin "Yaz kızım. Pişmanmış." diye tercümesini yaptınız.

Oslo'da CHP'yi PKK'ya şikâyet ettiniz. Şehirlerin bombalarla doldurulduğunu, cephaneliğe dönüştürüldüğünü itiraf ettiniz. Dünyada bir ilki gerçekleştirip elinde silah olan bir örgütle masaya oturdunuz.

PKK çocukları dağa götürürken feryat eden anaları dinlemediniz. 2012'de dağa katılım 220 iken 2013'te 2.200 olmasını sadece seyrettiniz. Tutarsız, ilkesiz, öngörüsüz, devletin tecrübelerinden uzak, laubali, bedeli ağır, sonuçları can yakıcı bir politika izlediniz.
"Sınır kaydırmasıyla çözeceğiz." dediniz. "Özel koordinatörle çözeceğiz." dediniz. "Anlık istihbarat paylaşımıyla çözeceğiz." dediniz. "Profesyonel orduyla çözeceğiz." dediniz. Bush'un gözlerinde terörle mücadele konusunda kararlılığı gördünüz. Sonra daha ileri gittiniz, kendi takımını izlesin diye 12 kanallı televizyonla jimnastik saatlerini artırarak, dostlarıyla hasret gidermesine imkân sağlayarak bu sorunu çözeceğinizi söylediniz.
Reşadiye'de 7 askerimiz şehit oldu, PKK olayı üstlendi, siz PKK'yı aklamaya çalışıp Dursun Çiçek'in Reşadiyeli olduğunu anlattınız.
Otuz beş yıllık mücadeleyi boşa çıkaran bir politika izlediniz. Terörle mücadele eden askerleri teröristin tanıklığında yargıladınız. Şehit çocuğumuzun mezhebini sorgulattınız. Acısını haykıran yarbayımızı linç ettiniz. Açılım politikalarınızla vatan savunmasını yargılanan bir sürece dönüştürdünüz.

Faili meçhul cinayetleri ortaya çıkarmak, insan hakları ihlallerini tespit etmek, yargı karşısına çıkarmak başka bir şey, otuz beş yıllık terörle mücadeleyi boşluğa düşürmek başka bir şeydir.
Terörle mücadele konusunda üst üste hata yapmış bir Hükûmet olmanıza rağmen, terörle mücadele kisvesi adı altında Türkiye'yi rehin almaya çalıştınız. Dün "Analar ağlamasın." diyordunuz, bugün "Çocuklar ölmesin." diyenleri tutukluyorsunuz.
Gencecik evlatlarımız, ana kuzuları, başkanlık hayalleri için değil, 400 milletvekilliği için değil, vatan için ölüyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
"Ya bizimlesin ya teröristlerle." diyorsunuz. Bakın, diyorum ki: Biz terör örgütleriyle de beraber değiliz ama terör örgütlerinin kandırdığı sizle de beraber değiliz.

Bir üçüncü yol vardır. O üçüncü yol demokrasidir, özgürlüklerdir, hukuk devletidir, hesap vermektir, sorumluluk almaktır, birlikte yaşama idealini savunmaktır; Türkiye Cumhuriyeti'ni hepimizin devleti, hepimizin vatanı bilmektir; bu ülkeyi herkes için yaşanabilir bir ülke yapmaktır, evrensel değerleri savunmaktır.
"Ben gidersem devlet yıkılır." diyenlere sesleniyorum: Unutmamak gerekir ki mezarlıklar kendilerini vazgeçilmez sananlarla doludur. Devlet seninle mi kuruldu ki sen gidince yıkılsın? Nice koç yiğitler gitti de bu devlet yıkılmadı. "Vatanın bağrına düşman dayarsa hançerini, bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini." sözünü unutmayınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Yıkmadığınız ne kaldı ki zaten? Devletin geleneklerini yıktınız, saygınlığını yerle bir ettiniz, hukuk sistemini ayaklar altına aldınız, Türkiye'yi Ekvador'dan nota yiyen bir ülke hâline getirdiniz, Güney Amerika'ya zırhlı Mercedes'inizi uçakla gönderdiniz ama Çukurca'da yaralanan askerimize İnegöl'e otobüsle yolculuk yaptırdınız.
Parti politikası ile devlet politikasını hep karıştırdınız. Eğer bir sorun devamlılık gösteriyorsa, sorunu var eden nedenler anlık müdahalelerle kaldırılamıyorsa, böyle bir sorunun çözümü ulusal politikalarla mümkündür. Böyle bir sorunun çözüm adresi de bir partinin genel merkezi değil, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

Büyük sorunlar büyük uzlaşmayla, büyük katılımla, ortak akılla çözülür. Bu, bizim bulduğumuz bir yol değil; bu, dünyanın bulduğu bir yoldur. Gine'ye saray yapmak, Küba'ya cami yapmak, Amerika'yı kimin keşfettiğiyle uğraşmak, İslam ülkelerine aidat için apartman yöneticisi görünümlü halife edasıyla hesap sormak yerine dünyayı tanımak çok daha önemlidir.

4 terör örgütünden söz ettiniz; "PKK" dediniz, "PYD" dediniz, "IŞİD" dediniz, "FETÖ" dediniz. Önce "ETÖ" vardı, "Ergenekon terör örgütü" diyordunuz; şimdi "FETÖ" diyorsunuz, "Fethullah terör örgütü" diyorsunuz. PKK, ETÖ bağlantısı kuruyordunuz; şimdi PKK, FETÖ bağlantısı kuruyorsunuz. IŞİD ve PYD'yi Suriye politikası nedeniyle büyütüp besleyen, palazlandıran sizsiniz. Otuz beş yıldır terörle mücadele eden, bedel ödeyen Türkiye'nin algısını teröre destek veren ülke konumuna dönüştürdünüz. "Emevi Camisi'nde cuma namazı kılacağız." derken cumhuriyetin başkentini Orta Doğu'nun başkentlerine benzettiniz. "Ne istediler de vermedik?" diyerek yardım ve yataklık ettiğinizi kabul ettiniz. "Dolmabahçe'den haberim yok." dediniz ama orada poz veren AKP'lilerin hepsini bakan yaptınız. 1.100 odalı sarayınız, 8 uçağınız, konforlu arabalarınız var ama inanın, sizin yatacak yeriniz yok.

Türkiye'nin demokrasisi sorunludur. Bu ülkede hak aramak sorundur, özgürlükleri yaşamak sorundur ama bomba yüklü araçlarla karakollara saldırıp vatani görevini yapan 20 yaşındaki çocuklarımızı katlederken sessiz kalanlar, destekleyenler solcu olamazlar, antiemperyalist olamazlar, vicdan sahibi olamazlar, insan olamazlar.
Acılarımız, şehitlerimiz yüreğimizi dağlıyor. Bir intikam duygusuyla yola çıkmak doğru değildir, çözüm değildir. İntikam duygusu, birlikte yaşama hayaline, birlikte yaşama idealine harç koymayacaktır, çözüm olmayacaktır. Silah varsa, şiddet varsa, bomba yüklü araç varsa çözüm yoktur. Çözüm akıldadır, çözüm sağduyudadır, çözüm uzlaşmadadır, çözüm insan yaşamına olan saygıdadır. AKP bu sorunu çözemez. Neden çözemez? Çünkü AKP'nin tarih bilinci sorunludur, millet anlayışı sorunludur.

Millî bayramları cumhuriyet, Atatürk ilan etmedi ki, millî bayramlar Osmanlı'da da vardı. Osmanlı'da İdman Bayramı vardı; cumhuriyet bunun tarihini değiştirdi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı yaptı. Osmanlı'da İstiklali Osmani vardı, cumhuriyette 23 Nisan var. Osmanlı'da İkinci Meşrutiyet'le Hürriyet Bayramı vardı, cumhuriyette 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı var. Kendi millî günlerini anlamsızlaştıranlar, değersizleştirenler, bunlarla barışık olmayanlar terörle mücadele edemezler çünkü sizin anlamsızlaştırdığınız şey, insanlarımızın vatanseverlik duygusudur. Onun içindir ki en önemli ulusal bir konuda bile milleti bir araya getiremiyorsunuz.
Terör, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir yol ayrımına getirmiştir. Bu soruna karşı ulusal politikalar oluşturulmalıdır. Millî egemenliği parti egemenliği olarak değil, herkesin egemenliği olarak anlamak zorundasınız. Bugün çoğunluk sizdedir ama tapu Türkiye Büyük Millet Meclisindedir, milletin kendisindedir. (CHP sıralarından alkışlar) Milletin iradesini bekleme odasına alanlar, doksan yıllık cumhuriyeti reklam arası görenler bu önemli konuyu çözemezler diyorum.

2/23/2013

seyyah1906

Emeklinin, çiftçinin, bu küçük esnafın tenceresinde aş mı kaynıyor, taş mı kaynıyor?

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Hatay'ın Erzin ve Dörtyol ilçeleriyle Payas beldesinde ziyaretlerde bulunarak partililerle bir araya geldi.


Erzin'de bir lokantada muhtarlar ve partililerle görüşen İnce, yerel seçimlerde belediye başkan adayları açıklandıktan sonra teşkilat mensuplarının birlikte hareket etmesi ve adayın arkasında olması gerektiğini belirtti.

Yerel seçimlerin sadece belediye hizmetlerinden ibaret olmadığını, aynı zamanda AKP'ye kırılma yaratacakları bir seçim olduğunu ifade eden İnce, ''Türkiye'de diğer partilerle hep yarıştık. Ülkede siyasi partiler bir elin parmakları gibidir. Türkiye'nin bu noktadan çıkması için hepimizin aklımızı başımıza almamız lazım. Alın teri dökmek yetmez, akıl teri de dökmek lazım. Sen ben kavgasını bir kenara bırakacağız. Adayımız nasıl tespit edilirse edilsin, arkasına düşeceğiz. Kişisel hırslarımızı bir kenara bırakacağız. Yoksa ocaktaki aşımız, tarladaki ağacımız, barajdaki sular, çocuklarımız ve ülkemiz tehlikededir'' diye konuştu.

Dörtyol'da da partisince öğretmen evinde düzenlenen toplantıya katılan İnce, bölgede barış istediklerini ve komşu ülkelerle iyi geçinmek istediklerini dile getirdi.
Hükümetin Suriye politikasını eleştiren İnce, şöyle devam etti:

''Türkiye 150 bin ton zeytinyağı üretiyor. 30 bin ton kaçak girmiş. Dolayısıyla Ayvalık'taki, Burhaniye'deki zeytinyağı üreticisi bu Suriye politikasından dolayı perişan. Adana'daki, Erzin'deki narenciye üreticisi ürününü 10 yıldır aynı paraya satıyor. Türkiye'de çiftçi 32 milyar lira kredi kullanmış, bunun 1 milyar 72 milyon lirası batık kredi. Türkiye'de Müslümanlar artık, angustan kurban kesiyor. Türkiye pamuk, badem, ceviz, buğday, mısır, elma, muz, ayçiçeği, süt tozu ithal ediyor. Çiftçiye, üreticiyi bu topraklardan koparmak istiyorlar. (Terk et buraları, Büyükşehirlerdeki TOKİ'den bir ev al, oraya yerleş, asgari ücretle de AVM'de işe gir) diyorlar. Türkiye bütün bunlara dur diyebilme gücünü göstermelidir.''

CHP'nin 3 grup başkanvekili olduğunu, AKP'nin 5 grup başkanvekiliyle televizyonda tartışmak istediklerini belirten İnce, ''Emeklinin, çiftçinin, bu küçük esnafın tenceresinde aş mı kaynıyor, taş mı kaynıyor? bunu bir tartışalım. O tencerede et mi pişiyor, dert mi pişiyor? onu bir tartışalım'' dedi.

İnce'nin ziyaretlerine, CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ve Mehmet Ali Ediboğlu, Hatay, Osmaniye, Yalova CHP teşkilat yöneticileri ve partililer katıldı.cumhuriyet

11/23/2012

seyyah1906

muharrem ince dokunulmazlığının kaldırılması için meclise başvurdu

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, başvurusunda, hakkında TBMM'ye sevk edilen 3/618 ve 3/916 dosya numaralı fezlekelerle dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:

''Yasama dokunulmazlığımın kaldırılarak, hakkında yürütülen iftira kampanyasından kurtulmak ve aklanmak istiyorum. Bu nedenle Cumhuriyet savcılıklarınca düzenlenen fezlekelerin işleme konularak hakkımdaki fezlekeleri görüşmek üzere Karma Komisyon'un en kısa sürede toplanmasının sağlanmasını arz ve talep ederim."

CHP'li Muharrem İnce, TBMM Anayasa ve Adalet komisyonlarından oluşan Karma Komisyon'a da başvurdu.

MHP'nin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında verdiği gensoru önergesinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında, Arınç ile İnce arasında tartışma çıkmıştı. Arınç, İnce'nin Meclis'te ''cinsel taciz'' iddiasıyla fezlekesinin bulunduğunu ve bu nedenle istifa etmesi gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine İnce de dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etmişti. cumhuriyet

3/11/2012

seyyah1906

muharrem ince parlamenter demokrasi fiilen sona ermiştir bu iş bitti sokak çözer

Milli Eğitim, Gençlik, Kültür ve Spor Komisyonu'nda üzerinde konuşmalar yapılmadan kabul edilen teklif eleştirilere neden oldu. CHP grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Parlamenter demokrasi fiilen sona ermiştir. Bu iş bitti" dedi.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda büyük tartışmalar ve gerilimler sonrası kabul edilen teklifin ardından CHP'li 80 kadar milletvekili Meclis'te basın toplantısı düzenledi. CHP'li İnce "Eşkıya gece yarısını beklemedi gündüz vakti geldi" derken yaşananları da "Postmodern diktatörlük bile değil aşağılık bir durum" olarak nitelendirdi. İnce "Bunun adı faşizm, şerefsizlik. Gazeteci dövdüler. Komisyon toplantısı başlamadan önce fedailerle Meclis'i doldurmuşlar. Bu Meclis'te fedailerin yeri yok. Böyle bir oylama şekli yok. Söz istiyoruz söz vermiyorlar. Dağ başı mı burası" diye konuştu.

"Bu işi sokak çözer"

"Yere düşmüş arkadaşımıza tekme atan bir şerefsiz vardı" diyen İnce, "Hangi mahkeme ne yapıyorsa yapsın. İnsanlıktan nasibini almamış mahluklar" diye seslendi. İnce şunları söyledi:

"AKP'liler, 'bizim çoğunluğumuz var, sizi konuşturmayız, gerekirse döveriz' diyorlar. Milletvekili, gazeteci dövüyorlar. Burada bizim can güvenliğimiz kalmadı. Yüreği olan herkese sesleniyorum; CHP burada. Bunlara ezilmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz. Parlamenter demokrasi fiilen sona ermiştir. Bu iş bitti sokak çözer" dedi. İnce "Komisyonda zorbalık yaptınız 2'nci rauntta görüşürüz" diye seslendi.
Basın toplantısında "Kahrolsun faşizm" sloganı atan CHP'li milletvekilleri daha sonra toplantı yapmak üzere gruba çıktı.


MYK'da görüşülecek

Konunun yarın yapılacak MYK toplantısında da ele alınması bekleniyor.
Bu arada, CHP milletvekillerinden Ankara dışına çıkmamaları istendi.

1/07/2012

seyyah1906

gazi meclisin ve milletvekillerinin onurunu korumaya çağırıyorum yarın herkes için geç olacaktır

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM Başkanı'nın tek görevinin ''frak giyip Genel Kurulu idare etmek olmadığını'' ifade etti.
TBMM'nin, milletvekillerinin itibarını korumanın, yasama organının hak ve hukukunu savunmanın Meclis Başkanlarının en temel görevi olduğunu belirten İnce, şunları kaydetti:
''Sayın Cemil Çiçek, bu görevini yerine getirmediği gibi TBMM'yi itibarsızlaştırıp, milletvekillerinin özgürce görev yapmasını engelleyecek baskı niteliğindeki girişimleri seyretmekle yetinmektedir. Oda Tv davasında milletvekillerinin hiçbir suç unsuru olmayan telefon görüşmeleri, denetim ve yasama faaliyetleri şüpheliler bakımından delil ve gerekçe kazandırılmak amacıyla kullanılmıştır. Sayın Çiçek, bu konuda kendisinin girişimde bulunması konusundaki taleplere kulak tıkamış, soru önergelerini yanıtsız bırakmıştır. Bu bakımdan Sayın Çiçek'in gensoru hakkındaki bu tutumu salt teknik bir değerlendirme olarak nitelendirilemez. Bu tutum daha önceki tutumu ile bağlantılı ve yasama organını yürütme organının emrine veren bir anlayışın yeni bir örneğidir. Sayın Çiçek, yargı üzerinden, yürütmenin kendisinin başkanı olduğu yasama organına müdahalesini yok saymaktadır. Kendisinin koruması gerektiği, yasama organını kendisi korumasız bırakmaktadır.''

''Pek çok benzer önerge işleme konuldu''

Anayasanın 138. maddesinin gerek içtihat gerekse TBMM uygulamalarında, davası görülen bir konuda TBMM'de yasama ve denetim faaliyeti yapılamayacağı şeklinde yorumlanmaması gerektiğini savunan İnce, ''Sadece yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin faaliyetler erkler ayrılığını etkileyeceği için bu yasağın kapsamında değerlendirilmektedir. Kaldı ki geçmiş dönemlerde pek çok benzer önerge TBMM tarafından işleme konulmuştur'' iddiasında bulundu.

Çiçek'in bu tavrıyla TBMM'nin devamlılık kazanan uygulamalarını ve Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saydığını öne süren İnce, şu görüşleri ifade etti:
''Kaldı ki yargı yetkisinin kullanılması konusu ile yasamanın faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin Anayasal hükümler arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Bu açıdan yasama ve denetim faaliyetlerini gözetmesi gereken Sayın Başkan'ın tutumu yanlıştır.
Önergedeki ifadeler, yargı organlarının değil, idarenin işlemlerinin sorgulanmasını içermekte ve idareye ilişkin tespitlere yer vermektedir. Yargıya düzen vermek isteyen Adalet Bakanı'nın düşürülmesini amaçlamaktadır. Bu açıdan Adalet Bakanı'nın düşürülmesinin yargı yetkisinin kullanılması ile yakından uzaktan bir ilgisi yoktur.
Gensoru önergesinin işleme konulmaması Sayın Çiçek'in tarafsızlığını gölgelemiştir. Sayın Çiçek, bu girişimiyle eylemli İçtüzük ihlali yapmıştır.
Sayın Çiçek'i yasama organının, Gazi Meclisin ve milletvekillerinin onurunu korumaya çağırıyorum. Yarın herkes için geç olacaktır. Bir gün muhalif milletvekillerinin kapısının çalınıp kelepçe ile götürülmesine tanık olmamak için uyarı görevimi yerine getiriyorum. Görün artık.''

12/29/2011

seyyah1906

mecliste vekillere kıyak zammın faturası chp'li muharrem inceye kesildi



mecliste vekillere kıyak zammın faturası chp'li muharrem inceye kesildi

chp'li ince konuştu akparti sıraları alkışladı meclis elbirliğiyle verilen kıyak maaş adı verilen yasayı çıkardı ama şimşekleri üzerine çeken chp oldu şimdide topun ağzına grup başkan vekili muharrem ince oturdu

12/28/2011

seyyah1906

muharrem inceden leyla zanaya türkiye cumhuriyeti masa başında kurulmadı savaş meydanlarında kuruldu bedelini ödersin

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Leyla Zana'ya, ''Ayrı devlet kuracağız diyorsan, Türkiye Cumhuriyeti masa başında kurulmadı, savaş meydanlarında kuruldu. Bedelini ödersin, gelir alırsın'' diye seslendi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Leyla Zana'nın, ''Başta özerklik istedik ama bugün Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor'' yönünde basına yansıyan açıklamalarını değerlendirdi.

''Zana'yı kutlamak lazım'' diyen İnce, Leyla Zana'nın açık yüreklilikle görüşlerini söylediğini ifade etti.

İnce, Kürt sorunu konusunda konuşanların, kafalarının arkasındakileri, yüreğinden geçenleri anlatmadığını, sürekli dolandığını belirtti.

Muharrem İnce, ''Beraber mi, yan yana mı, ayrı ayrı mı yaşayacağız?'' sorularını, kendilerine sormaları gerektiğini vurgulayarak, sözlerini, ''Beraber yaşayacaksak, tek devlette yaşayacaksak, sorunlarımızı oturur masaya, çözeriz. 'Yan yana yaşarız, federasyon' diyenler, bugün bu görüşlerinden vazgeçiyor, bağımsız devlet talebinde bulunuyor. O zaman Zana'ya sorum şu olur: Beraber yaşayalım diyorsan oturur konuşuruz, Kürtlerin ne sorunu varsa çözeriz. Ayrı devlet kuracağız diyorsan, Türkiye Cumhuriyeti masa başında kurulmadı, savaş meydanlarında kuruldu. Bedelini ödersin, gelir alırsın'' diye sürdürdü.

12/05/2011

seyyah1906

ülkenin başbakanı hasta yatağında yatarken takım arkadaşlarının rol kapmaya çalışması

Muharrem İnce, TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu bir kere daha görüşmek üzere TBMM’ye iade etmesiyle ilgili düşünceleri sorulan İnce, şunları söyledi:
"Şu ana kadar toplumu yakından ilgilendiren, rahatsız eden onlarca
yasanın AKP tarafından dayatma ile, AKP çoğunluğunun gücü ile çıkarılmış, onlarca
yasayı geri göndermemesine rağmen bugün 4 partinin de imzaladığı bir yasayı geri
gönderiyor.

Buradan şu sonuç çıkıyor: Bir ’AKP’ye tek başıma karşı koymadım. Çünkü
AKP’nin tek başına kanun teklifi değil’. İki rol kapma sevdasında mı? Üç,
Cumhurbaşkanlığı görevini yeni mi hatırladı? Şimdiye kadar neredeydin? Bu çok
ilginç, gerçekten şaşkınım. Kahramanlığa mı soyunuyor?"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamalarına da değinen İnce,
"Hele Bülent Arınç’ın açıklamaları. Ona gerçekten yakıştıramadım. Hasta
yatağında birisi var. Partinin Genel Başkanı ve bu ülkenin Başbakanı. Başbakan
hasta yatağında Bülent Arınç liderlik sevdasında. Gerçekten ilginç. Çok
şaşkınım" diye konuştu.

"Sağlığına dua ediyorum"

Ana muhalefet partisinin grup başkanvekili olarak kendisinin Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığına dua ettiğini ifade eden İnce, "Bu ülkenin
Başbakanı, insan. Konuşurken nezaket dahilinde konuşmaya çalışıyorum. Hasta bir
insanı incitmemek istiyorum. Gerçekten bir kaç gündür alt perdeden sakin
konuşuyoruz. Sayın Bülent Arınç liderlik sevdasında, Sayın Abdullah Gül liderlik
sevdasında" dedi.

İnce, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ameliyat olmuş hasta yatağında bir Başbakan. ’Buradan ben çıkar mıyım’
diye veto eden bir Cumhurbaşkanı. Ben ’Biat etmedim’ diyen bir Bülent Arınç. Ayıp
yakışmıyor. Başbakanın hastalığından yararlanarak liderlik sevdasına düşmüşler,
hiç yakışmıyor. Bunca yıllık arkadaşlar. ’Ya sen, ya Abdullah Gül ya benim’.
Tekrar bu noktaya mı geldik. Ben yakıştıramıyorum. Gerçi başka bir partinin
sorunu bu. Ama ülkenin Başbakanı hasta yatağında yatarken takım arkadaşlarının
rol kapmaya çalışması... Siyaseti bu platformda görmek istemiyorum. Siyaset bu
platformda olmamalı. Daha düz daha saf daha iyi niyetli bir platformda
olmalı."

Cezalar ağır

İnce, yeni bir kanun tasarısı hazırlanıp hazırlanmayacağı yönündeki bir
soruya "Bilmiyorum arkadaşlarla değerlendirme yapmadım" dedi. İnce, yasadaki
cezaların ağır olup olmadığı sorusuna da "Kişisel fikrim bence ağır" cevabını
verdi.

İnce, Başbakan Yardımcısı Arınç’ın, PKK’nın üst düzey yöneticisinin
yakalandığına dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine "Sayın Arınç’ın
bugünlerde devlet işleri ile ilgili söylediklerini bir kere daha teyit etmek
lazım. Çünkü kişisel hırsları ile ilgileniyor. Bu ara yanlış yapabilir. Umarım
öyledir. Teyide muhtaçtır diye düşünüyorum" dedi.

11/23/2011

seyyah1906

meclis başkanvekili chp sıralarına küfür edince muharrem ince chp'li milletvekillerini kürsüye topladı



22.11.2011 Meclis Genel kurulunda yine gergin anlar vardı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce kürsüde konuştuktan sonra AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli sataşma iddiasıyla kürsüye çıktı.

CHP SIRALARINA KÜFRETTİ

CHP sıralarında gelen itirazlar üzerine Meclis Başkanvekili Kahramanmaraş milletvekili Mehmet Sağlam, 'Lütfen lütfen.. Daha söze başlamadı. Hep sen mi konuşacaksın. Daha söze başlamadı. Has..tir ya..' diye konuşunca ortalık karıştı.

11/17/2011

seyyah1906

hüseyin aygün dersim katlimaı soykırımdır sorumlusu devlet ile chp'dir

hüseyin aygün dersim katlimaı soykırımdır sorumlusu devlet ile chp'dir soykırımdan atatürk'te haberdardır



17 Kasım 2011 CHP'de grup başkan vekilleri bildiri yayınlayan vekilleri takibe aldı
CHP Grup Başkanvekilleri, MYK tarafından savunması istenen Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Atatürk, 'Dersim' ve CHP ile ilgili demecine ilişkin bildiri yayınlayan milletvekillerini takibe aldı.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün bir gazeteye verdiği demeçte Atatürk, 'Dersim' ve CHP ile ilgili sözlerinin partide yarattığı yankı devam ediyor. Aygün'ün söz konusu açıklamalarının ardından, CHP'li 9 milletvekili bir bildiri yayınlayarak, Aygün'ün sözleri nedeniyle Genel Merkezden açıklama beklediklerini belirtmiş, ardından harekete geçen MYK Aygün'ün savunmasını istemişti. Aygün'ün savunmasının istenmesinin yanı sıra CHP, bildiri yayınlayan milletvekillerini de takibe aldı.

TBMM Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ANKA'ya yaptığı açıklamada, konuyla ilgili yönetimin toplanacağını belirterek, "Basın açıklaması yapmak grup başkanvekillerinden izin almayı gerektirir. Arkadaşlarımız izinsiz açıklama yaptıkları için onu değerlendireceğiz" dedi.

-"HİÇ KİMSE BENDEN SAVUNMA İSTEYEMEZ"-

Bildiride imzası olan isimler arasında yer alan Mersin Milletvekili İsa Gök ise, kendisine henüz partiden bir bildirim gelmediğini ifade ederken, "Bu partide parti tarihine, parti tüzel kişiliğine, parti ilkelerine ve Atatürk'e bağlılıktan dolayı, Atatürk'ü ve partiyi savunmaktan dolayı hiç kimse ama hiç kimse benden savunma isteyemez" dedi.

Gök, basın açıklaması yapmak için grup başkanvekillerinden izin almanın ise, "parti içi demokrasinin tamamıyla bitirilip, asıl korku imparatorluğunun parti içinde yaratılmak istenmesi" anlamına geleceğini söyledi.

Bildiride Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Yıldıray Sapan, Arif Bulut, Osman Kaptan, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, Mersin Milletvekili İsa Gök ve Balıkesir Milletvekili Nedret Akova'dan oluşan 12 -"HİÇ KİMSE BENDEN SAVUNMA İSTEYEMEZ"-

Bildiride imzası olan isimler arasında yer alan Mersin Milletvekili İsa Gök ise, kendisine henüz partiden bir bildirim gelmediğini ifade ederken, "Bu partide parti tarihine, parti tüzel kişiliğine, parti ilkelerine ve Atatürk'e bağlılıktan dolayı, Atatürk'ü ve partiyi savunmaktan dolayı hiç kimse ama hiç kimse benden savunma isteyemez" dedi.

Gök, basın açıklaması yapmak için grup başkanvekillerinden izin almanın ise, "parti içi demokrasinin tamamıyla bitirilip, asıl korku imparatorluğunun parti içinde yaratılmak istenmesi" anlamına geleceğini söyledi.

Bildiride Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Yıldıray Sapan, Arif Bulut, Osman Kaptan, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, Mersin Milletvekili İsa Gök ve Balıkesir Milletvekili Nedret Akova'dan oluşan 12 milletvekillinin imzası bulunuyor.

11/16/2011

seyyah1906

muharrem ince şuna bakın atatürkü anma gününde basılan davetiye abdülmecitle ilgili basılan davetiye

muharrem ince şuna bakın atatürkü anma gününde basılan davetiye abdülmecitle ilgili basılan davetiye bu kürsü milletin kürsüsüdür milletvekilinin sesini kesmek milletin sesini kesmektir.


10/18/2011

seyyah1906

ben silivriye giden chp milletvekillerinin sizde deniz fenerine giden milletvekillerini açıklayın

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ergenekon sanıklarını Silivri'de ziyaret eden CHP milletvekillerinin listesini kendisinin imzaladığını belirterek, "Sayın Bahçekapılı'ya sesleniyorum: Yarın basın toplantısı düzenleyelim, ben Silivri'ye giden CHP'li milletvekillerinin, siz de Deniz Fenerine giden milletvekillerinizi açıklayın.
Silivri'de yatanlar düşünce suçlusudur ama Deniz Feneri sanıkları öyle değil. Sizin adınız ak, bizim alnımız ak" dedi.

AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ise zaman zaman İnce'nin bu konuşmalar yaptığını belirterek şunları söyledi:
"Sayın İnce o her zamanki klasiklerini oynamaya devam ediyor. Sincan cezaevinde yatan arkadaşlarımı ziyaret ettim. Onlar benim arkadaşlarım, dostlarım, onları tabii ki ziyaret edeceğim. Siz dostluk, arkadaşlık nedir bilir misiniz? Önce dostluk ve arkadaşlığın ne olduğunu öğrenin. Dün gittim gene giderim Sincan'a."

10/16/2011

seyyah1906

muharrem ince biz senin oğluna gemiciği bırak sandala bin diyormuyuz

CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Yalova’daki irtibat bürosunda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi.
Başbakan Erdoğan’ın doğalgaz ve elektriğe yapılan zammı, içki ve sigara zammıyla örtmeye çalıştığını, işin özetinin bu olduğunu söyleyen İnce “Başbakan Erdoğan mantık dersi okumamış herhalde, mantığa ihtiyacı var. Hataya bakın Başbakan diyorki ‘Sigara içme alkol alma cari açığımız var, açığımızı kapatacağız’. Millet sigara içmezse, alkolü az tüketirse Başbakan’ın işine yaramaz ki. O zaman gelir elde edemez, açığı kapatamaz. Mantık hatasını Başbakan kabul etsin” dedi.

Başbakan’ın açıklamaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen İnce “O zaman Başbakan’a şunu sormak lazım. Sigara içmeyiz, alkolü de tüketmeyiz Peki elektrik yerine mum mu yakacağız? Doğalgaz yerine kömür mü, tezek mi yakacağız? “Porrche binmeyin Fiat”a binin diyor. Sen niye BMW’ye biniyorsun? Neden 6 tane uçak aldın. Biz senin oğluna gemiciği bırak sandala bin diyor muyuz? Doğalgaz, elektrik, içki sigara fiyatlarını güncelliyorsunuz da pırlanta fiyatlarını neden güncellemiyorsunuz? Biz AKP’ye şunu söylüyoruz, yakında millet de sizi güncelleyecek” diye konuştu.

Benzine hükümetin her gün güncelleme yaptığını sözlerine ekleyen İnce “Benzin istasyonları vergi daireleri gibi. Vatandaş artık bu konuda espri yapmaya başladı. Diyor ki vatandaş; 100 TLlik vergi aldım içinde 30 liralık benzin vardı. AKP iktidarında toplanan vergi 4 buçuk katrilyondur” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın ekonomiyi hayvanlar dünyasıyla yorumlayıp açıklayan tek Başbakan olduğunu öne süren İnce “Başbakan bunlar üç koyun güdemezler, eşeği sağlam kazığa bağladık gibi açıklamalar yapıyor. Bunlar Başbakan’ın ciddiyetine yakışmıyor. Hayvanlar dünyası başkadır, ekonomi dünyası başkadır” dedi.

10/08/2011

seyyah1906

muharrem incenin meclis konuşması çocuğuna 21 gün askerlik yaptıranların ciğeri yanmaz

Muhalefetin Güçlü Sesi Muharrem İnce Sert Etkili Kararlı Belgeli Açıklamalı Muhalefetiyle Yeni Dönemde Çizgisini Dahada Sertleştireceğinin Sinyallerini Konuşmasında Sert Bir Şekilde Dile Getirdi..!
Muharrem İnce'nin konuşmasından satır başları..
-'TEZKERELERE DESTEK VERDİK AMA TERÖR ARTTI'
-'ÇOCUĞUNA 21 GÜN ASKERLİK YAPTIRANLARIN CİĞERİ YANMAZ'
-'SİZ ŞEYTANLA İŞBİRLİĞİ YAPIYORSUNUZ'
-'TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI DEMİYORUM'

9/08/2011

seyyah1906

sabahat akkiraz: kuran-ı kerim'i mızrağa takanlarla bir farkınız kalmıyor bu zamanlarda

AK Partili Çelik’in “Acaba Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı Suriye'ye sahip çıkıyor?” sözlerine hem CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce hem de CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz sert tepki gösterdi.
Muharrem İnce, “İsrail’i, İran’dan korumak için füze kalkanı kurduranlar acaba bunu gizli inanç ortaklıkları için mi yapıyorlar?” dedi.

İnce, yazılı bir açıklama yaparak AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik’in “CHP, Türkiye’nin Baas partisidir” ve “Acaba Sayın Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı Suriye'ye bu manada sahip çıkıyor?”sözlerine yanıt verdi. “AKP’liler İsrail’in örtülü taşeronu, gizli avukatı oldukları ortaya çıkınca suçluluk telaşına kapıldılar. Daha düne kadar arkadaşım, dostum dedikleri Arap liderleri bir bir batılı emperyalistlerin kucağına teslim ederek kime hizmet ettiklerini gösterdiler” diyen İnce, “İsrail’i, İran’dan korumak için füze kalkanı kurduranlar, Cenevre’deki olumlu raporu yeni bir heyet kurdurup olumsuza döndürenler, Gazze ablukasını meşrulaştıranlar utanmadan sıkılmadan CHP’ye çamur atıyorlar. Ve bu çamuru AKP’nin borazanına attırıyorlar” dedi.


AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik’i kendisi ve ailesi ile ilgili yolsuzluk iddialarına yanıt vermeye çağıran İnce, şöyle devam etti: “İsrail’le gizli anlaşmalar yapanlar, Yahudi cesaret ödülü alanlar, Ofer’le iş tutanlar, artık suçüstü yakalanmışlardır. Para sözkonusu olunca inanç konusunda hiçbir sınır tanımayanların, siyaset mühendisliği yaparak mezhepleri, inançları ortaya koymaları manidardır. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor. İsrail’i, İran’dan korumak için füze kalkanı kurduranlar acaba bunu gizli inanç ortaklıkları için mi yapıyorlar?”

“SAYIN ÇELİK BAAS PARTİSİ ARIYORSA GENEL MERKEZİNE BAKSIN”

AKP’li Çelik’in “CHP Türkiye’nin Baas partisidir” sözlerine de tepki gösteren İnce, “Sayın Hüseyin Çelik, Türkiye’nin Baas partisini arıyorsa basın toplantısını yaptığı genel merkezin üstündeki isme baksın. Görecektir ki Türkiye’nin Baas partisi, AKP’dir. Daha bir yıl öncesine kadar Suriye ile ortak bakanlar kurulu toplantısı yapmayı planlayan AKP, bugün ne oldu da bu noktaya geldi. Başbakan Erdoğan, Suriye ziyaretinde, Suriye Devlet Başkanı Esad için ‘kardeşim’ diye hitap ederken bugün ne oldu da bu kardeşlik bozuldu? AKP yönetimi kimden aldığı talimat ile bu kardeşliği bozdu? Asıl yanıt verilmesi gereken soru da budur” görüşüne yer verdi.

“KURAN’I KERİM’İ MIZRAĞA TAKANLARLA FARKINIZ KALMIYOR”

CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz da yaptığı yazılı açıklamada AKP’li Çelik’in açıklamalarını utançla izlediğini belirterek “Suriye'deki Baas Rejimini CHP’yle özdeşleştirme çabası en hafif tabiri ile ayrımcılıktır. Suriye devletini yönetenlerin mezhepsel kimliği ile partimizi ilişkilendirenlere şunu sormalı; AKP Hükümeti Filistin siyasetini Halit Meşal’le birlikte inançsal kimlik üzerinden mi belirlemektedir? Arap coğrafyasında ilişkilerinizi inançsal kimlikler üzerinden mi belirlemektesiniz?” diye sordu.

Akkiraz, “Her sıkıştığınızda sığındığınız ana liman inançsal ötekileştirmedir. Kur’an-ı Kerim’i mızrağa takanlarla bir farkınız kalmıyor bu zamanlarda. Dün seçimde yarattığınız din sömürüsünü bugün dış politikanıza da taşımanız yarattığınız korku imparatorluğunu küreselleştirme çabasından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

ANKA

9/07/2011

seyyah1906

muharrem ince:kanları yerde kalmayacak diyen başbakan raporun açıklanmasının ardından nereye gitti

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''Yahudi sermayesiyle kanka olan bir iktidar vardı, ne oldu da Gazze ablukasını meşrulaştıran bir iktidar oldu?'' dedi.
İsrail'in hatalı olduğunu, kınadıklarını, uluslararası sularda silahsız insanlara, silahla müdahale ettiğini ve 9 Türk vatandaşının hayatını kaybettiğini anlatan İnce, İsrail'i kınamanın başka, Hükümet'in yanlışlarını söyleminin başka bir şey olduğunu ve ikisini birbirinden ayırt etmek gerektiğini ifade etti.

''AKP'li milletvekilleri de Mavi Marmara ile gidecekti, bunlara 'gitmeyin' uyarısı yapıldı. Bunlara 'gitmeyin' uyarısını kim yaptı? Milletvekillerinin canı can da yaşamını yitiren 9 vatandaşın canı can değil mi?'' diyen İnce, bazı sorular soracağını belirterek, şöyle konuştu:

''BM Güvenlik Konseyi'nin kınama kararı aldığını söyleyen ve Meclis'e yalan söyleyen Dışişleri Bakanı kim? Mavi Marmara olayından sonra 'kanları yerde kalmayacak' diyen Başbakan, raporun açıklanmasının ardından nereye gitti? Seçimden önce, meydanlarda 'yeni gemi de gidecek' dedi, gemi niye gitmedi, seçim malzemesi miydi? Tazminat ödenecekti ödenmedi. One minute şovu yapanlar, Mavi Marmara baskınını iç siyasete malzeme yapan ve geldiğimiz noktada diplomatik başarı kazandığını söyleyen Başbakan ne yapıyor?

İsrail'e karşı alınan önlemler arasında diplomatik ilişkilerin ikinci katip düzeyine düşürülmesi var. Ancak, ticari ilişkilerin devam edeceği söyleniyor. Bu tüccar siyasetin yeni bir tezahürü mü? Dün Başbakan açıklama yapıyor, ardından Başbakanlık yetkilileri düzeltiyor. Demek ki yine camdan okumamış irticalen konuşmuş olmalı ki yetkililer düzeltme yapıyorlar. Ticari ilişkiler ifadesinden savunma sanayine yönelik ticari ilişkilerin kastedildiği söyleniyor. İsrail Savunma Bakanlığı yetkilileri iki ülke askeri ilişkilerin halen devam ettiğini söylüyor. Bu yetkililer bunu neye dayanarak söylüyor? Acaba AKP Hükümeti döneminde İsrail ile imzalanan gizli anlaşmalara dayanarak mı söylüyor? AKP; İsrail ile gizli anlaşmalar yapan ve İsrail'in güvenliğini sağlayan bir partidir. AKP'nin İsrail ile gizli anlaşma yaptığını biliyorum. 2009 yılında verdiğim soru önergesine verilen yanıtta, açık açık söylüyorlar. Kabul ediyorlar gizli anlaşma yaptıklarını.''

İnce, Başbakan'a bir çağrıda bulunmak istediğini belirterek, ''Hükümetiniz döneminde İsrail ile yaptığınız gizli anlaşmaları alt alta yazın, onları da Sayın Bülent Arınç'a verin. Hem ağlasın, hem anlasın. 'Şu kadar gizli anlaşma yaptık' deyin, bir liste yapın. Sayın Bülent Arınç'a verin, ağlaya ağlaya okusun'' dedi.

''AKP'nin birbirine düşman iki ülkeyi Türkiye'ye düşman yapabilme başarısına sahip olduğunu'' iddia eden İnce, Suriye ile İsrail'in birbirine düşman iken Türkiye'ye düşman olduklarını, bunun da AKP hükümetlerinin başarısı olduğunu söyledi. Meclise bilgi verilmediğini belirten İnce, ''Coni'ler biliyor, milletvekilleri bilmiyor. Mecliste kapalı oturum yapın açıklayın bunları. Ben bilmiyorum da AKP milletvekilleri de bilmiyor. Bunu açıklama yetkisi Bülent Arınç'a verilmeli. Sayın Arınç, ağlayarak çok güzel yapacaktır bunu'' diye konuştu.

İnce, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ''Bu bir füze kalkanı değil, radar üssüdür'' dediğini belirterek, ''Başbakan 'düğme bizde olacak' demişti, sonra 'düğme NATO'da olacak' denildi. 'Hedef İran değil' dendi, hedefin İran olduğu çok net ortada. Hedef İran değil de Papua Yeni Gine mi? AKP bir yandan İsrail'i tehdit eden, öbür yandan da İran'a karşı İsrail'i koruyan bir parti'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Yahudi Cesaret Ödülü hem de İslam'a hizmet ödülü aldığını, hangisini iade edeceğini merakla beklediğini ifade eden İnce, birinden birini iade etmesi gerektiğini söyledi. Bir Arap Dergisinin, 'Fransa'nın Libya petrollerinin yüzde 30'unu aldığını' yazdığını hatırlatan İnce, Başbakan'ın Kaddafi'den insan hakları ödülü aldığını, yakında da Fransa'nın kendisine bir devlet nişanı takacağını düşündüğünü ifade etti.


Deniz Feneri Davası

Deniz Feneri davası savcılarının görevden alınmasını savunan bir Hükümet ve Adalet Bakanı'nın olduğunu belirten İnce, şöyle konuştu:

''Görevden alınan savcıların yerine getirilen Harun Kodalak, daha önce Alman adli makamlarının Deniz Feneri davasında adli yardım talebini reddetmiş midir, hangi gerekçeyle reddetmiştir? Kodalak geçmişte AKP'lilerle ilgili hangi davalara bakmıştır? Örneğin Melih Gökçek'in davasını bakmış mıdır, sonuç nedir? Ömer Dinçer'in Çalışma Bakanı olduğu dönemde kendisi ve SGK yöneticilerine açılan davaya bakmış mıdır, sonucu ne olmuştur? Yasadışı dinlemelerle ilgili takipsizlik kararı vermiş midir? Deniz Feneri savcılarının görevden alınmadan önce Başbakan'ın Adalet Bakanı'na 'Deniz Feneri savcıları hala yerinde duruyor mu? Hatta çiftçiye söylediği bir söz vardı, Adalet Bakanı'na da o sözcüğü kullandığı doğru mudur? Deniz Feneri soruşturması esnasında arama yapılacağını ve önlem alınmasın söyleyen köstebek kimdir? Bu köstebeği ortaya çıkarmak görevi hükümetin görevidir. Ama bu köstebek Hükümetin içinde midir ki ortaya çıkarılmıyor? Bu köstebek, dönemin İçişleri Bakanı değilse, medyada adı geçen belediye başkanı değilse, kimdir? Bu sorumluluk Hükümetin değil midir? 2009 yılında bakanların istifasını sundukları bilgisinin 6 bakana doğrulatıldığı haberi çıkmıştı. Sayın Başbakan, 'alır o 6 bakanı kapıyla koyarım, köstebeği barındırmam' demişti. Şimdi o köstebek neden barındırılıyor?''


Deniz Feneri Davasının ''kuşa dönüştürüldüğünü'' iddia eden İnce, ''MASAK'ın hazırladığı raporu, kamuoyuna açıklamaya Başbakan'ın yüreği yeter mi, bu sorularıma cevap verecek bir babayiğit arıyorum'' dedi.

Bu dönemde ''bizden olan sütten çıkmış ak kaşıktır'' mantığının dayatıldığını söyleyen İnce, savcılar üzerinde baskı kurularak ''aklama paklama operasyonu'' yapıldığını belirtti.

İnce, ''bu davada çamaşır makinesi işlevi görenlerin, köstebeklik yapanların Müslümanlıkla ilgileri olmadığını, onların Müslümanlığı sadece siyaset ve ticaret için kullandıklarını, bunların maskelerini düşürmenin CHP'nin en öncelikli görevi olduğunu'' söyledi.


''Burnu sürtülmemiş hiçbir kurum kalmadı"

İnce, bir gazetecinin ''Başbakan bir C planları olduğunu söyledi? nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Alfabede 29 harf vardır. Bu gidişle Başbakan Z Raporunu alacaktır'' karşılığını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''önceliklerinin tutuklu milletvekilleri olduğu'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine İnce, ''Tabii ki arkadaşlarımıza biz sahip çıkıyoruz. Ayın 19'unda duruşmaları var. Ben, bir grup milletvekili arkadaşımla duruşmaları izlemeye devam edeceğim. Ama Meclisin gündemini iktidar partisi belirliyor. Umarım geçmişte attıkları imzaya bağlı kalırlar'' diye konuştu.

İnce, TÜBİTAK ile ilgili KHK'leri nasıl değerlendirdiği sorusuna karşılık, ''Türkiye'de fethedilmemiş, burnu sürtülmemiş hiçbir kurumun kalmadığını'' söyleyerek, bunun artık bilim kurullarına kadar uzandığını belirtti. İnce, ''Parlamento, Çankaya, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Futbol Federasyonu, Fiskobirlik, TÜBA, TÜBİTAK... TÜBA'nın adı artık Tayyübul Ulemaya Bağlılık Akademisi oldu. Böyle bir şey olamaz. Bir insan haddini bilmelidir her şeyden önce. Boğaz Köprüsü'nün nereden geçeceğine sen karar veriyorsun, TÜBA'da hangi bilim adamının olacağına sen karar veriyorsun. Hangi yetkiyle, diplomayla, bilgiyle? Dünyanın hangi ülkesinde bilim adamları üzerinde böyle bir baskı kurulur? Bu bir kompleksin dışa vurumudur aslında. Siz kimsiniz ki TÜBA'ya bilim adamı seçeceksiniz? Herhalde bu YÖK ile TÜBA ile Tayyip Erdoğan'ı da Fahri Ordinaryüs Profesör Doktor yaparlar. Bilim ile siyaset bu kadar iç içe dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Papua Yeni Gine'yi bilmiyorum.'' dedi.

İnce, 1 Ekim resepsiyonunun iptal edilmesini nasıl değerlendirdiği sorusuna ise ''Resepsiyonun iptal edilmesinden önce Meclis iptal edilmiş KHK'ler ile... Meclis Başkanı'nın göstermelik bir resepsiyonu iptal etmesi günü kurtarma sevdasıdır. Meclis Başkanını ortaya çıkıp 'Meclisi by-pass edemezsin, bu KHK'ler ile Türkiye'yi yönetemezsin' demesi lazım. Yasamanın başı olarak bunu ortaya koymalıdır. Yoksa resepsiyonu iptal etse ne olur etmese ne olur. Hükümet, Meclis olmadan ülkeyi yönetiyor, buna sesini çıkartsın'' yanıtını verdi.

8/16/2011

seyyah1906

muharrem ince sayın başbakan pkk'ya gösterdiği hoşgörüyü bana göstermiyor

muharrem ince sayın başbakan pkk'ya gösterdiği hoşgörüyü bana göstermiyor
bana mübarek ramazanda dava açmış bugün 9 yıla yaklaşan akp iktidarında 822 çocuğumuz şehit olmuş pkk'nın elinde kaymakam var.
MUHARREM İNCE

8/04/2011

seyyah1906

muharrem ince'nin anayasa mahkemesi önündeki açıklaması diktatörlerin sonu kafes oluyor

Grup Başkanvekili Muharrem İnce, hükümete Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) çıkarma yetkisi veren yasa kapsamında yürürlüğe giren bazı KHK’nin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
İnce, Anayasa Mahkemesi’ne gelerek dava dilekçesini verdi.

Başvuruda, hükümete KHK çıkarma yetkisi veren yasa kapsamında yürürlüğe giren bazı KHK’ların iptali ve yürürlüğünün durdurulması isteniyor.
chp'li muharrem incenin anayasa mahkemesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamanın video görüntüleri








8/03/2011

seyyah1906

muharrem ince basın toplantısı videosu kendini usta zanneden bir çakma usta

"Kendini usta zanneden bir çakma usta", "Sınırda bu devletin bayrağını indirdiler Başbakan'ın gıkı çıkmadı. Orada kabadayı Başbakan yok.
Başbakan başbakanlığını sadece Çakmak Salonu'nda hatırlıyor.
Çakmak Salonu'nda aslan, Hakkari'de kedi olan bir Başbakanla karşı karşıyayız"


6/14/2011

seyyah1906

muharrem ince chp'deki irlandalılar bu dönemde partiden temizlenecek

Muharrem İnce, Yalova'da düzenlediği basın toplantısında, seçim çalışmalarında Yalova'da en çok üzerine gidilen kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Hiç kimseden korkusu olmadığını ifade eden İnce, ''Seçim kampanyasında en çok eleştirilen, üzerine oynanan, tankıyla, topuyla üzerine saldırılan benim. Ben bunların hiçbirine cevap vermedim. Muhatap almadığım için cevap vermedim. Ben çiğ yemedim karnım ağrısın. Hiç kimseden korkum yok, seviyeyi düşürmek istemedim ama seviye ne yazık ki düştü. Kim ne biliyorsa konuşur'' dedi.
İnce, seçim sürecinde merkez ilçe teşkilatının istifasına da değinerek, şöyle devam etti:

''Ben büyük işlerle uğraşıyorum. Küçük siyasi tartışmalara giremeyeceğim ama bu partide İrlandalılar olmayacak. Bu dönemde partiden İrlandalıları temizleyeceğiz. Ağabeylik yapacağım. Bu partide İrlandalı olmayacak. Başka partilerden talimat alan kişi olmayacak. Bunları barındırmayacağım.''

BU PARTİDE İRLANDALILAR OLMAYACAK

Yalova'da AK Parti'nin kendisini sandıktan çıkartmamak için elinden geleni yaptığını öne süren İnce, ''Bir parti düşünün; kampanyasını anamuhalefet partisinin üzerine kuruyor. Saçmalık buradan başlıyor. Başbakan, eski 4 il başkanını toplayıp, Yalova'daki seçim stratejisini benim üzerine kurarsa örgüt böyle yapar. Bunun üzerinde kampanya yapılırsa bu beni büyütür. Stratejisi yanlıştı'' diye konuştu.

‘YÜZDE 50’Sİ DE AKP’YE OY VERMEDİ’

İnce, bir soru üzerine AK Parti'nin aldığı oyu değerlendirirken şunları söyledi:

''Yalova'da kimseye ben bedava kömür, makarna vermedim. Kimseye iş vaadinde bulunmadım. Sadece insanlara gönlümü, yüreğimi açtım. Her gördüğünüz üç kişiden birisi bana, partime oy verdi. Ben de böyle bakıyorum. (AK Parti'den Yalova Milletvekili seçilen) Temel Coşkun , 'her iki kişiden biri bana oy verdi' diyorsa ben de bunu söylüyorum. Neden olumsuz bakayım. AKP'ye toplumun yüzde 50'si oy verdiyse yüzde 50'si de oy vermedi. O tarafından bakın.''

‘BAŞARI FİLAN YOK’

Muharrem İnce, CHP'nin Türkiye genelinde aldığı sonuçla ilgili soruyu ise ''Ortada başarı filan yoktur. Bunla ilgili açıklamalarımı Ankara'da yapacağım'' diye yanıtladı.

AA
mynet