En Yeniler
çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/21/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan: gereken her şey bir hukuk devletinin taşıması gereken ciddiyet içinde yapılıyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, Hak-İş Konfederasyonu 12. Olağan Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı. Erdoğan, yaptığı konuşmada terör sorunu ile ilgili değerlendirmeler yaptı. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Mesele zor bir meseledir, karmaşık bir meseledir ve hariçten gazel okumanın kabul edilemeyeceği bir meseledir. Çünkü bu mesele milli bir meseledir, o hükümetin, bu iktidarın değil, Türkiye'nin meselesidir.
Bugün muhalefette olanlar da geçmiş iktidarlarında bu mücadelenin içinde olmuşlar, bu güçlükleri yaşamışlardır. Bu meselenin yaşanan her acı hadiseden sonra hükümetin istifasını istemekle ya da olağanüstü hal talep etmekle çözülemeyeceğini de aslında gayet iyi bilirler. 4 ay önce bu ülkede seçim yapıldı. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyorsanız, buna inanıyorsanız, millet yüzde 50 oy vermek suretiyle partimizi iktidara taşımıştır. Bu iktidara inandığı, güvendiği içindir. Hükümetin istifasını isteyenler ise yüzde 25 oy aldı. Demek ki milletin size güveni yok, size itimadı yok, size inancı yok. Önce milletin güvenini kazanın, ondan sonra böyle bir talepte bulunun.
Bu hadise nedir biliyor musunuz? Böyle bir talepte bulunmak, terör örgütünü nereye taşımaktır? Terör örgütünün gücünü kabullenmektir. Böyle safça, böyle düşünceden mahrum, aklıselimden uzak bir yaklaşım tarzı olabilir mi? Bu nasıl bir yaklaşım tarzıdır? Ondan sonra da 'Terörle mücadelede yanınızdayız'... Nasıl yanımızdasınız? Bir taraftan hükümetin istifasını isteyeceksin, bir taraftan 'yanınızdayız' diyeceksin... Hükümet istifa ettiğinde ne olacak? Bu bir koalisyon hükümeti değil ki. Bu ülkede iki kişiden bir kişinin oy verdiği iktidarın iktidarıdır. Şu anda Parlamentonun yüzde 63'ü AK Parti milletvekillerinden oluşuyor. Yapılan nedir Mecliste? Sadece görüldüğü gibi kavga, gürültü ve bunun içine AK Parti'yi çekmek. Terörü hedefine koy, AK Parti'yi değil. Şunu açık ve net ifade edeyim. Bugün Türkiye'nin ihtiyacı olan siyaset dili, dili siyaset anlayışı, siyasetçi modeli bu değildir. Milletimiz siyasetten ve siyasetçiden bu hassas meseleye yapıcı, olgun, çözüme dönük katkılar vermesini bekliyor. Şu bir gerçek ki; söylene söylene artık önceden tahmin edilebilen, çözümsüz, meseleden çok hükümeti yıpratmaya yoğunlaşmış açıklamaların ne siyasete ne bu ülkenin terörle mücadelesine bir faydası yoktur, olmayacaktır.''

''Geçmişte bu mücadelede kurunun yanında yaşın da yandığı, yakıldığı olmuştur''

Türkiye'nin, tarihi tecrübelerle dolu, güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türk milletinin çok büyük badireler atlatmış ve bu badirelerin hepsinden alnının akıyla dimdik çıkmış bir ülke olduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Herkes emin olsun ki; terör belasını er ya da geç bu milletin yakasından söküp atacağız. Bunu insanlarımızın birbirine bağlılığından, dostluk ve kardeşliğinden, birlik beraberliğinden zerre miktarı taviz vermeden yapacağız. Yine bu mücadeleyi demokrasiden, hukuk ve hakkaniyetten, insaf ve insanlıktan asla geri adım atmadan kazanacağız.
Bunu her zaman söyledik, yine söylüyoruz; geçmişte bu mücadelede kurunun yanında yaşın da yandığı, yakıldığı olmuştur. Sadece stratejik hesaplar bakımından değil, hukukun zedelenmesi, dikkat isteyen, itina isteyen bir mücadelenin toptancı ve hoyratça yaklaşımlarla gölgelenmesi bakımından da yanlışlar yapılmıştır. Biz bütün bu yanlış hesapların da muhasebesini hakkıyla yapıyor, insani dikkatimizi korumak noktasında da büyük hassasiyet gösteriyoruz. Gereken her şey bir hukuk devletinin taşıması gereken ciddiyet içinde yapılıyor, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Hükümet olarak hem hukuku ve demokrasiyi, hem insanlarımızın birlik ve dirliğini korumakta, hem de terörle ödünsüz mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız.''

7/13/2011

seyyah1906

dışişleri bakanından rest bu sadece adada bir çözümsüzlük anlamına gelmez

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Ada'da çözüm olmadan Kıbrıs'ın AB dönem başkanlığını üstlenmesi durumunda, Türkiye-AB ilişkilerinin donma noktasına geleceğini söyledi.

Davutoğlu, bu durumda, Türkiye'nin Kıbrıs'ın dönem başkanlığını muhatap almayacağını belirtti.

Kıbrıs, Temmuz 2012'de Avrupa dönem başkanlığını üstlenecek.
Türk tarafı, bu tarihten önce Ada'da çözüm olmasını ve birleşik Kıbrıs'ın dönem başkanlığını üstlenmesini istiyor.

Birleşmiş Milletler de bu amaçla Ekim'e kadar bir anlaşma taslağı çıkarılması hedefiyle taraflara müzakareleri hızlandırma çağrısında bulunmuş, Cenevre'de geçen hafta yapılan zirvede liderler, buna olumlu yanıt vermişti.

Ancak gözlemciler, tarafların, mülkiyet, toprak ve kurulacak devletin yapısı gibi Kıbrıs sorununun özünü oluşturan hemen hiçbir konuda anlaşamadıklarına dikkat çekerek, bu hedefe ulaşmanın çok zor olacağına dikkat çekiyor.

Bazı yorumcular, Kıbrıslı Rumların AB dönem başkanlığı sırasında Türkiye'ye baskıyı yoğunlaştıracağını söylüyor.

Ahmet Davutoğlu Ukrayna Dışişleri Bakanı Konstantin Grişçenko ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Kıbrıs'taki amaçlarının bir an önce çözüme ulaşılması ve Temmuz 2012'deki Rum tarafının AB dönem başkanlığının ortaklaşa üstlenilmesi olduğu söyledi.

Davutoğlu şöyle dedi:

''Eğer bu olmazsa, Kıbrıs Rum tarafı bu müzakereleri geciktirerek gelecek sene 2012 Temmuzunda tek taraflı olarak dönem başkanlığını alırsa bu sadece Adada bir çözümsüzlük anlamına gelmez aynı zamanda Türkiye ile AB ilişkilerinin tıkanıklığın ötesinde donma noktası anlamına gelir. Biz Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin çözüm olmadan üstleneceği bir dönem başkanlığında Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin sürdürülebileceği kanaatinde değiliz.'' 

7/06/2011

seyyah1906

yemin krizine yeni meclis başkanı formülü inisiyatifi alıyorum yemin edin

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “İnisiyatifi alıyorum, yemin edin” demesi, ardından da Kılıçdaroğlu’nun da yemin için Genel Kurula gidecekleri mesajını vermesi bekleniyor.
CHP’nin önceki gün gerçekleştirilen MYK’da alınan karar doğrultusunda CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün öğlen Meclis Başkanı Çiçek’i ziyaret etti. AK Partili yöneticilerin sözlerinin gölgesinde gerçekleşen görüşmede Çiçek ve Hamzaçebi “Yemin krizi için çözüm planında” mutabakata vardı.
İnisiyatifi alıyorum

Görüşmede, CHP’nin yemin etme kararının hangi şekilde alınabileceği genel hatlarıyla değerlendirildi. CHP kulislerine yansıyan bilgiye göre, Kılıçdaroğlu bu hafta içinde Çiçek’i Meclis Başkanlığı’na seçilmesinden dolayı tebrik etmek amacıyla ziyaret edecek. Çiçek’in, Kılıçdaroğlu’nun ziyareti öncesinde yapacağı temasların da bir sonucu olarak “Sorunun çözümünde inisiyatifi ben alıyorum, bana güvenin. Bu doğrultuda sizleri yemin etmeye davet ediyorum” demesi bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun da, bu görüşme sonrası kamuoyuna ve parti organlarına, “Sayın Çiçek sorunun çözümünde aktif rol üstleneceğini açıkça belirtmiştir. Bu doğrultuda Sayın Çiçek’in sözüne güveniyor, yemin etmek üzere Genel Kurul’a giriyoruz” açıklamasını yapması bekleniyor.
Çiçek ve Hamzaçebi görüşmesinde “Sorunun 1 Ekim’e kalmadan çözülmesi” mutabakatına da varıldı. Sağlanan mutabakatın ardından ikinci gündem maddesi, yemin edilmesinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Tükürdüklerini yalayacaklar” sözleriyle özetlediği “yanlış” algılamanın ortaya çıkmaması için izlenecek yöntem oldu. Bu noktada Çiçek’in, “Sorunun çözümünde inisiyatif üstlenmesi ve bu doğrultuda CHP’yi Meclis’e yemin etmek üzere davet etmesi” seçeneği öne çıktı. Çiçek’in dünkü Genel Kurul’un açılışında verdiği mesaj, CHP kulislerinde, “Bu seçeneğin bir uygulaması” olarak yorumlandı.

Hamzaçebi: Olumlu

Hamzaçebi, görüşme sonrası, “Sorunun çözülmesi konusunda olumlu bir görüşme oldu. Meclis Başkanı’nın tavrını olumlu buldum, olumlu bir izlenim edindim” açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu dün TBMM’den ayrılırken, “Çiçek’ten randevu talebinde bulundunuz mu?” sorusuna, “Henüz olmadı, bir koltuğuna ısınsın bakalım. Elbette randevu talebinde bulunacağız, ona göre görüşürüz” yanıtını verdi.

6/29/2011

seyyah1906

akp grup başkanvekili bekir bozdağ herkes konuşuyor ağzı olan konuşuyor hesabı

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, BDP'nin desteklediği milletvekilleri ile CHP'li milletvekillerinin yemin etmemelerinin, demokrasi açısından üzücü olduğunu ifade etti.
Tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile ilgili sorunun ''CHP'nin bizzat yarattığı sorun'' olduğunu belirten Bozdağ, CHP'nin, bu durumu daha adaylık sürecinde bildiğini ifade etti.
Parlamento'nun bugüne kadar hiçbir şekilde boykot edilmediğini kaydeden Bozdağ, ''TBMM ilk defa böyle bir boykot ile karşı karşıyadır. Parlamento, CHP ve BDP tarafından tehdit edilmektedir. Bugüne kadar TBMM hiçbir dönemde hiçbir tehdide boyun eğmemiştir. CHP bu davranışı ile fevkalade yanlış çığır açmıştır. Yarın herhangi bir parti 'Benim dediğim olmazsa Parlamento'ya gelmiyorum' diye dayatma yaptığı zaman Meclis'i her tehdit edenin karşısında boyun eğer duruma getirmeye kimsenin hakkı yoktur'' diye konuştu.

Bozdağ, CHP'nin, milletin kendisine verdiği iradeye, desteğe saygı duyması, bu desteğin sesini Parlamento'ya taşıması ve sorunun çözümüne ilişkin önerilerini ortaya koyması gerektiğini ifade etti. Sorunun, ''CHP'nin yarattığı, büyüttüğü ve kilitlediği'' bir sorun olduğunu belirten Bozdağ, tehdit ya da başka usullerle Parlamento'nun farklı yönlere sevkinin yanlış olacağını vurguladı. Bozdağ, CHP'nin boykot dışında sorunun çözümüne ilişkin tek bir önerisini görmediklerini kaydetti.


'Ağzı olan konuşuyor'

Tepkisel çözümlerin her zaman farklı sonuçlarının ortaya çıktığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti: ''Tutukluluk sürelerini, milletvekili olduğu zaman kaldırma yolunda bir düzenleme yaptığınızda bunun ortaya çıkaracağı sonuçlara iyi bakmak lazım. Yani şimdi, 'milletvekili seçilen bir kişi hakkında herhangi bir mahkumiyet yoksa tutukluluk kararı kaldırılır ve milletvekilliğine devam eder' diye bir düzenleme yaptığınızda ne gibi durumlar karşınıza çıkabilir? Örneğin Alparslan Aslan... Tutuklu sanık. Aday gösterilse, hapishaneden çıkıp Meclis'e gelip yemin etmesine Türkiye, CHP ne diyecek? Diyelim Ogün Samast... Seçildi, tahliyesine karar verildi. Parlamento çalışmalarına gelip katılacak mı? Veya Kandil'de Murat Karayılan... Hakkında mahkumiyet yoksa, bağımsız aday oldu ya da bir parti aday gösterdi ve seçildi. Sonra silahı bırakıp Parlamento'da gelip yemin edecek mi? Biz bunu kabul edecek miyiz? Bunların ortaya çıkaracağı sonuç o kadar çok ki. Herkes konuşuyor. 'Ağzı olan konuşuyor' hesabı...''


'Parlamento çalışmalarını engellemez'

Bozdağ, CHP'li milletvekillerinin yemin etmemelerine rağmen grup yöneticilerini seçmelerinin geçerli olup olmadığı yönündeki soru üzerine, grup başkanvekillerinin seçilebileceğini, buna engel bir durum olmadığını, ancak Genel Kurul ve komisyon çalışmalarına katılmaları için yemin etmeleri gerektiğini söyledi. Bozdağ, milletvekillerinin yemin etmedikleri sürece danışma kurulu ya da grup önerilerine imza atma imkanlarının olmayacağını kaydetti. Bekir Bozdağ, TBMM Geçici Başkanı Oktay Ekşi'nin yemin ettiğini, milletvekili sıfatına haiz olduğunu ve kanun teklifi verebileceğini söyledi.

Bozdağ, CHP'nin yemin etmeme tutumunu sürdürmesi halinde Meclis Başkanı seçiminde herhangi bir aksama olmayacağını ifade etti. CHP'nin bu tutumunun TBMM'nin çalışmalarına engel bir durum olmadığını anlatan Bozdağ, ''Toplantı ve karar yeter sayılarında aranan şartlar sağlanırsa çalışmalar devam eder. Bunu herhangi bir partinin engellemesi söz konusu değildir. Genel kurul ve komisyon çalışmaları da yapılabilir. Parlamento çalışacaktır. Ama biz, anamuhalefet partimizin de Meclis'in bütün organlarında temsil edilmesini arzu ediyoruz'' dedi. Bekir Bozdağ, Meclis Başkanı adayı ile ilgili ön plana çıkan bir isim olup olmadığı yönündeki soru üzerine, bu konuda CHP ve MHP ile görüş alışverişinde bulunulduğunu, ancak herhangi bir ismin önerilmediğini söyledi.

6/28/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan önce tekliflerini ortaya koysunlar biz sonra konuşacağız

Kılıçdaroğlu Meclis'de yemin etmeme kararını açıklarken, "Çözüm üretilene kadar yemin etmeyeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan ise Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına karşılık "Önce tekliflerini ortaya koysunlar, biz sonra konuşacağız." dedi.

ÇİÇEK, KILIÇDAROĞLU'NDAN RANDEVU İSTEDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yarın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile görüşecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurul Salonu’na girerken ANKA’nın sorularını yanıtladı. “Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile bir görüşmeniz mi olacak” sorusuna CHP Genel Başkanı, “Evet, randevu istedi. Yarın saat 11.00’de Meclis’te görüşeceğim” dedi.

Cemil Çiçek ise, Kılıçdaroğlu ile görüş alışverişinde bulunacaklarını belirterek, MHP'den de randevu istediklerini açıkladı.

6/18/2011

seyyah1906

biz kamuoyu önünde milliyetci perde arkasında öcalanla pazarlık etmiyoruz

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın "devlet anayasal çözüme hazır" açıklamasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. "Öcalan'ın açıklaması AKP'nin gerçekte nasıl ikiyüzlü bir politika izlediğini ortaya koydu" diyen Toprak, "Seçim meydanlarında her türlü milliyetçi provokasyonu deneyen Tayyip Erdoğan anlaşılmıştır ki PKK'yı ikna etmeye çalışıyormuş. Partimizin yerel yönetimleri güçlendirmek için dile getirdiği ve Avrupa Birliği'nin temel idari ve yönetsel yaklaşımlarını içeren yerel yönetimler özerklik şartını bile çarpıtacak kadar kendinden geçen AKP, şimdi PKK'yı ikna etmeye çalışıyor. Terör örgütü PKK liderinin 'Devlet Anayasal Çözüme Hazır' açıklaması aslında AKP, BDP ve PKK arasındaki işbirliğinin itirafıdır. Kitleleri milliyetçi söylemlerle galeyana getiren Tayyip Erdoğan şimdi bu anayasal çözümün ne olduğunu açıklamak zorundadır" ifadesinde bulundu.


"Seçim sürecinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye her türlü iftirayı atanların diğer yandan da PKK'yla ortak çalıştığını" öne süren Toprak, "Cumhuriyet Halk Partisi olarak Doğu ve Güneydoğu sorununu ve bu bağlamda Kürt Sorunun çözülmesini savunuyoruz. Ama AKP'den farkımız bütün çözüm önerilerimizi cesaretle kamuoyuna açık bir biçimde yapıyoruz. AKP ve Tayyip Erdoğan gibi kamuoyu önünde milliyetçi perde arkasında da terör örgütü lideriyle pazarlık etmiyoruz" dedi.