En Yeniler
akparti kongresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akparti kongresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/01/2012

seyyah1906

Mİlli Gazete'den erdoğan'a sert eleştiri konu Erbakan ise orada bir durun

AKP'nin 4. Olağan Kongresi'nde Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara en sert tepki Erdoğan'ın sahiplendiği Milli Görüş'ün gazetesi Milli gazeteden geldi. Gazete 9 sütuna manşet atarak Erdoğan'ın açıklamalarına sert bir dille muhalefet etti.

İşte o haber:
AKP'nin 4. Olağan Kongresi'nde Başbakan Erdoğan'ın en ilginç, ilginç olduğu kadar da en tuhaf açıklaması, "Bizim yolumuz, merhum Adnan Menderes'in, merhum Turgut Özal'ın, merhum Necmettin Erbakan'ın yoludur" sözleri oldu. "28 Şubat'ta Erbakan'a haksızlık yapıldı" açıklamasından dolayı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu samimiyetsizlikle suçlayan Erdoğan da; "Yolumuz Merhum Erbakan'ın yoludur" sözleriyle samimiyetle bağdaşmayacak bir başka açıklamaya imza attı. Sayın Başbakan, 10 yıllık iktidarınız döneminde Erbakan Hoca'nın ömrünü adadığı ideal ve hedeflerine karşı savaş açtınız. Özal'ı ve hatta Menderes'i bile istismar ederken konu Erbakan ise orada bir durun!

Erbakan, D-8'i kurdu, siz AB anayasasını imzaladınız

Erbakan, Çırağan'da 8 İslam ülkesiyle D-8'in kuruluş sözleşmesini imzalarken, siz Papa X. Innocenzo'nun heykelinin önünde Roma'da AB Anayasası'nı imzaladınız. Erbakan'ın yolunda gerçek ve tam bağımsızlık vardır!

Erbakan lider ülke dedi, Siz BOP eşbaşkanı oldunuz

Erbakan, 'Lider Ülke Türkiye' hedefinde yürüdü, siz Model Ülke Türkiye yolculuğuna çıktınız. Erbakan'ın yolunda, BOP Eşbaşkanlığı, Medeneyitler İttifakı Eşbaşkanlığı olamaz! Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, ömrünü inandığı HAK davaya adadı; duruşundan, söyleminden, kararlılığından zerre taviz vermedi. Siz ise, elinizden tutulunca ilk fırsatta Milli Görüş gömleğini çıkardınız! Erbakan yolunda gömlek çıkarmak asla yoktur...

AB HIRİSTİYAN KULÜBÜDÜR

Erbakan, besmeleyi çektiği 1969'dan beri hep AB'nin Hıristiyan kulübü olduğunu haykırdı, siz ise AB Bakanlığı kurdunuz. Erbakan yolunda Avrupa hayranlığı, AB'cilik yoktur!

O, faize karşı savaştı

Erbakan, her zeminde faize karşı, rantiyeye karşı savaştı, siz ise 'Faiz ekonominin reel gerçekliğidir' dediniz, Havuz Sistemi'ni de hiç gündeminize almayarak rantiye ekonomisine devam ettiniz. Erbakan'ın yolunda faizcilik yoktur! Rantiye yoktur!

Erbakan yaptı, siz sattınız

Erbakan, Türkiye'de bugün ağır sanayinin ve milli sanayinin yegane ismi olarak anılırken, siz 10 yılda bu milletin ve ülkenin neyi var neyi yoksa, üstelik kime satıldığını da önemsemeden sattınız!... Erbakan'ın yolunda vatan toprağını yabancıya para karşılığı satmak da yoktur!...

Çekiç güç gitti, füze kalkanı geldi

Erbakan, iktidara gelir gelmez Türkiye'nin başına bela olan Çekiç Güç'ü gönderirken, siz Malatya Kürecek'e İsrail'i korumak amacıyla Füze Kalkanı Sistemi'ni kurdunuz. Erbakan'ın yolunda 'zalimle işbirliği' yoktur! Siz Irak'ın işgaline yardımcı olmak üzere 80 bin amerikan askerinin Türkiye'de konuşlanması için 1 Mart Tezkeresi hazırladınız, Erbakan ise bizzat yürüttüğü girişimlerle bu tezkerenin Meclis'ten geçmesine mani olarak Türkiye'yi büyük bir vebalden kurtardı. Siz ise hem bir genelgeyle havalanı ve limanları Amerikan ordusunun kullanımına açtınız hem de tezkereye 'hayır' oyu veren bütün vekillerinizin üzerini bir sonraki seçimde çizdiniz!

Erbakan yüzde 300 zam verdi

Başbakan Erbakan, memurlara yüzde 122, memur emeklilerine yüzde 110, işçi emeklilerine yüzde 123, Bağ-Kur emeklilerine yüzde 300, Bağ-Kur tarım sigortası emeklilerine yüzde 213'lük, aylık artış sağladı. AKP'nin 10 yıllık döneminde dolar milyarderleri artarken; işçi, memur, ve emekli için ise simit hesapları yapıldı.

10 yılda ahlaksızlık tavan yaptı

Erbakan 'Önce Ahlâk ve Maneviyat' dedi... Sizin döneminizde ise AB uyum yasaları birbirini izledi. Eşcinseller, lezbiyenler, gayler dernek kurdu. Zina suç olmaktan çıkarıldı, domuz kasaplık et statüsüne alındı. Kumar devlet eliyle adeta teşvik edildi. 10 yıl boyunca boşanmalar arttı, fuhuş legal hale getirilerek ahlak ve maneviyat çökertildi. 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220 arttı. Irza geçme, çocuklara cinsel taciz suçları da yüzde 125 oranında artış gösterdi. AKP'nin 4. Olağan Büyük Kongresi Ankara'da yapıldı. Kongrede konuşan Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın sarf ettiği yolumuz "Bizim yolumuz, merhum Adnan Menderes'in, merhum Turgut Özal'ın, merhum Necmettin Erbakan'ın yoludur." sözü ortaya konan icraatlara bakınca ciddiyetten uzak duruyor. AKP'nin 10 yıllık icraatlarına bakınca Erdoğan'ın Erbakan'ın yolundan hayli farklı bir siyasal hat izlediği gözüküyor.

İSLAM BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ'NİN İLK NÜVESİ

AKP 10 yıllık süre içinde Batılı politikalara yedeklenmekten kendisini kurtaramamış, başta Türkiye olmak üzere tüm Müslümanlar için alternatif çözüm yolları sunmamıştır. Bugün dünyada akan Müslüman'ın kanını seyreden Birleşmiş Milletler'e karşı en ufak bir karşı duruş sergilenmemiş, NATO'nun her dediğine evet denmiştir. Prof. Dr. Necmettin Erbakan ise 54. Hükmet döneminde yüzünü Batıya değil Doğu'ya dönerek Malezya, Endonezya, Bangladeş, Pakistan, İran, Mısır ve Nijerya ile birlikte D-8'leri kurmuş. Müslüman ülkeler arasındaki siyasal, toplumsal ve ekonomik faaliyetlerin daha sıkı biçimde icra edilmesi için, İslam Birleşmiş Milletleri'nin ilk nüvesini atmıştır.

FAİZCİLERİ ZENGİN ETTİLER

Erbakan Hükümeti, rantiyeye akan muslukları 1 yıllık koalisyon döneminde keserken, AKP döneminde faize akan para kesilmek bir yana gürül gürül akmaya devam etti. "Düşük kur-yüksek faiz" politikasıyla uluslararası sermayeyi çekmeyi marifet sayan iktidar, aynı yükse faiz sayesinde rantiyeyi daha da zengin etti. AKP iktidarının son 5 yıllık döneminde devletin faize ödediği para 279 milyar lira oldu. 2007'de faizden 14.6 milyar lira kazanan bankalar, 2012'nin ilk 7 ayında kazançlarını ikiye katladılar ve 29 milyar liraya çıkardılar. Son 5 yıllık süreçte bankaların net kârı da 100 milyar lira oldu. Benzin 5 liraya ulaştı.

ERBAKAN İŞÇİ, MEMUR VE EMEKLİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

Erbakan işçi ve emekliye verdiği zam artışıyla Türkiye'de bir ilki başardı. Asgari ücrete yüzde 100'den fazla artış sağlandı. Erbakan döneminde memur maaşı yüzde 230.1, buna mukabil enflasyon yüzde 165, dolayısıyla reel artış takriben yüzde 65 olmuştur. Memur emeklilerin maaşlılarına enflasyonun üzerinde yüzde 51 reel artış sağlanmıştır. AKP iktidarında ise işçi, memur, ve emekliye yapılan zamlar, Erbakan'ın yaptığı zamların yanından bile geçmemiştir. AKP döneminde emekliler köprülerde selpak satar duruma düşürülmüştür.

ERBAKAN ÇEKİÇ GÜÇ'Ü GÖNDERDİ

Erbakan terörün baş kaynağı olan Çekiç Güç'ü Türkiye'den gönderirken AKP yeni terör üstlerini Türkiye'ye davet etmiş, Malatya Küreciği İsrail'i korumak amaçlı füze siteminin kurulmasına izin vermiştir. Çekiç Güç'ü gönderildikten sonra Doğu'daki terör olaylarında azalma olmuştur. Körfez Savaşı'nda kapatılan Kerkük-Petrol Boru Hattı, dış güçlerin itirazına rağmen, Erbakan tarafından açılarak ekonomiye katkı sağlanmıştı.AKP' hükümeti 1 Mart tezkeresiyle ABD ile birlikte Irak'ın işgaline yeşil ışık yakmış,bu girişim Erbakan'ın telkinleri ve ısrarıyla akamete uğratılmıştır.

10 YILDA AHLAK VE MANEVİYAT ÇÖKERTİLDİ

AKP döneminde domuz kasaplık hayvanlar statüsüne alınmış, zina suç olmaktan çıkarılmış, faiz hayatın bir gerçeği olarak lanse edilmiş, kumar devlet eliyle adeta teşvik edilmiştir.10 yıl boyunca boşanmalar artmış, fuhuş alenen hale gelerek, ahlak ve maneviyat çökertilmiştir. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220 arttı. Irza geçme çocuklara cinsel taciz suçları da yüzde 125 oranında artış gösterdi. e-kolay

9/30/2012

seyyah1906

“Mehmet Ali dikkat et, PKK seni kullanıyor.” cevap “Paşam beni siz de kullanın!”



Sevgili okuyucularım, bugün AKP kongresi var ya, bu fırsatı propaganda ve oy avcılığına çevirmeyi amaçlayan Tayyip her gece ekranlarda boy gösterdi, konuştu, nutuk attı.

Her seferinde karşısında kendisinin istediği, özenle seçtiği yandaş gazeteciler vardı. Çıktığı kanallar yandaştı, karşısına oturttukları da özellikle öyleydi.
Tayyip’e sürekli olarak çanak sorular soruyorlardı.
Yahu insan her gece ekranlara çıkar da, karşısına bir tek adam gibi gazeteci oturtmaz mı! Adam gibi soru soracak hiç değilse bir kişiyi araya katmaz mı!
Biz o gazetecileri taaa geçmiş yıllardan biliriz. Özal, Demirel, Erbakan, Yılmaz, Çiller, Tayyip, kim olursa hiç fark etmez. Soru soracakları kişinin karşısına dizilip en yalama soruları sorarlar. Sorular hep çanaktır.
Tayyip konuşurken biri olsun araya girip “Şöyle dediniz ama işin bir de şu yönü var” diyemez. Onlar sadece dinleyicidir. Orada boy göstermesi istenen figüranlardır.
Nasıl seçildiklerine, öyle bir “Onura (!)” nasıl eriştiklerine gelince, bunun iki yolu vardır.
İlki, Tayyip onların isimlerini belirleyip çıkacağı kanallara bildirir. “Ben şunları istiyorum, karşıma onlar otursun” der.
İkincisi ise, çıkacağı televizyon kanalı isimleri yandaşlardan, Tayyip’in asla itiraz etmeyeceği kişilerden seçer ama bu da yetmez. Seçilen isimler ne olur ne olmaz diye yine kendisine bildirilip onayı alınır.
Ben böyle özel yetkili ve özel görevli “Gazetecileri (!)” sürahinin karşısına dizilmiş bardaklara benzetirim.
Sıkıysa onun sözünü bir kez olsun kesip araya girsinler, sıkıysa Tayyip’e ters gelecek bir soru sorsunlar. Olacak bellidir.
Yayın sonrasında patronlarından azar işitirler, fırça yerler.
Örneğin ben orada olsam, kendisine en az yirmi soru sorardım ki, ağzını bile açamazdı. Örneğin çok kibarca sorardım:
“Bundan birkaç ay öncesine kadar geçmiş iktidarları ve özellikle Devlet Bahçeli’yi eleştirip ‘Bu Apo’yu asmanız gerekirdi, niye asmadınız’ diye sorar ve suçlardınız. Şimdi ise İmralı ile halvet oldunuz, terörün bitmesinde umudunuzu Öcalan’a bağladığınızı söylediniz. Bu çelişkinizi nasıl açıklarsınız?” Acaba ne derdi!!!
***
Her programın bitiminde Tayyip mutludur. Kendisine soru (!) soran gazeteci dostlarına kendisini mahcup etmedikleri, zora sokmadıkları için teşekkür eder.

Oysa Tayyip yürekli bir adam olsa, kendine güvense, karşısına her seferinde böyle yandaşlar korosu oturtmaz. Hiç değilse karşı görüşleri savunan bir gazeteci çağırır ve onun adam gibi soracağı sorulara yanıt vermeye çalışır. Ama ne yapacaksınız, korku dağları bürümüş, medya ele geçirilip susturulmuş. O halde böyle başa böyle tarak!..

Mehmet Ali ne diyor?
Adı Mehmet Ali Birand olan şahsı hepiniz tanırsınız da, onun geçmişini ve bazı özelliklerini bilmiyor olabilirsiniz.
Bu adam Türkiye’de gazeteciliğin en becerikli, işini en iyi bilen bir elemanıdır. Hacıyatmaz gibidir, her zaman ve her koşulda ayakta durur.
Belli patronları vardır, her dönem onlara sığınır.
Her iktidarın adamıdır. Başta kim varsa onun borusunu üfler.
Geçmişte PKK’nın sesi olarak yazdığı yazılar ve aynı doğrultudaki televizyon programları büyük tepki yaratırdı. Bir keresinde, şimdi tutuklu olan Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak kendisini azarlarken şöyle demişti: “Mehmet Ali dikkat et, PKK seni kullanıyor.”
Verdiği ve kayıtlara geçen yanıt muhteşemdi:
“Paşam beni siz de kullanın!”
***
Birkaç gün önce, 25 eylül tarihli yazısında aynen şöyle diyordu:
“Askeri vesayete ilk başkaldırıyı PKK başlattı. (Başlattığı) Silahlı mücadele, TSK’nın gücüne meydan okumaktı. (Askere) Asıl darbeyi ise Gül-Erdoğan ikilisi vurdu.
Hem uluslararası konjonktürün, hem de Cemaatin (Fethullah ekibinin) yardımıyla askeri vesayeti durdurmasını bildiler.”
Evet, adam yazısında böyle diyor. Demek ki PKK olayının en baştan beri amacı askerlerin gücünü kırmak, sonra Tayyip-Abdullah-Fethullah üçlüsünün katkılarıyla bu vesayeti sonlandırmakmış! Demek ki biz yedi bin şehidi boşuna vermişiz.
***
HHH Adı Mehmet Ali Birand olan bu şahıs, her dönemin şakşakçı gazetecisi, geçmişte devleti dolandırmaktan yargılanıp hapis cezası almıştı.
Zamanında Brüksel’de yaşar ve TRT’ye dışarıdan iş yapardı. (Aynı zamanda Belçika vatandaşıdır!) Yaptığı bütün harcamaları TRT’ye ödetirdi. Kendisine ödeme yapılması için fatura ve harcama belgelerini Ankara’ya gönderir, paracıkları tahsil ederdi.
Günün birinde TRT Muhasebe Servisi bu sahteciliğe uyandı. Mehmet Ali kuruma sahte, düzmece, hayali faturalar gönderip para tırtıklıyor, üstelik bazı harcama belgelerini de kendisi düzenliyordu. O günlerde TRT Genel Müdürü olan ve kamuoyunda Bizanslı Tayfun olarak bilinen Tayfun Akgüner, Mehmet Ali’nin adamıydı ve onu koruyordu. Sahte belgeler bana geldi ve kovulduğum gazetede olayı yazmaya başladım. Tayfun mecbur kaldı, soruşturma başlattı. Teftiş Kurulu’ndan iki müfettiş Avrupa ülkelerine gidip araştırma yaptı ve inanılmaz raporlar hazırlandı.
Mehmet Ali’nin düzmece belgeleri ortaya çıktı. Bu hayali belgelerle TRT’yi dolandırmış, dolar, sterlin, Fransız Frangı, İsviçre Frangı, Alman Markı olarak TRT’den çok büyük paralar tırtıklamıştı.
***
Olay mecburen mahkemeye intikal etti. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk davasında 11 ay 20 gün hapis cezası aldı. 12 ay alsaydı içeri girecekti.
İkinci davada ise suçu yine sabit görüldü, ancak dosya zaman aşımı nedeniyle düştü. Oradan da böylece yırtmış oldu!
Bizim Mehmet Ali’nin bu dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik olayı da bir süre sonra unutuldu gitti.
Yüz kızartıcı suçtan hüküm giyen ve hapis cezası alan bu adam bugün bile bazı medya patronlarının koruması altında “Gazetecilik (!)” yapıyor, köşe yazıları yazıp ekranlarda haber sunuyor!
Başka bir ülkede olsaydı, böyle yüz kızartıcı suçtan hüküm giyip hapis alan biri değil gazetecilik yapmak, sokağa çıkıp insanların yüzüne bakamazdı.
Ama burası Türkiye abicim, olur böyle vakalar!
Utanması gereken biz değiliz. Utanması gereken odur.
Bu adamı iyi tanıyın, yüzüne şöyle dikkatlice bir bakın!
Hep bana bir açıklama gönderip “Sen yalan yazıyorsun, ben devleti dolandırmadım, hapis cezası almadım” demesini bekledim.
Daha da çoook beklerim!

Çalışma Bakanı açıklıyor
Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in kızı Zeynep Çelik’e Tıp Fakültesi’nin olumsuz kararına karşın Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Hacettepe İngilizce Tıp’a nasıl yatay geçiş yaptırıldığını yazmıştım. Faruk Çelik açıklama gönderdi:
“Üniversiteler, diğer üniversitelerden şartları taşıyan öğrencilere yatay geçiş hakkı tanımaktadır. Kızım İngilizce eğitim veren Acıbadem Üniversitesi’nde okumakta iken Bursa Uludağ ve Hacettepe Üniversitesi’ne yatay geçiş için başvurmuştur. Gerekli şartları taşıdığı için her iki tıp fakültesi kızımı kabul etmiştir.
Benim de Ankara’da bulunmam sebebiyle kızım İngilizce eğitim veren Hacettepe Üniversitesi’ni tercih etmiştir. Yatay geçiş için son başvuru tarihi 17 Ağustos’tur, kızım başvurusunu 16 Ağustos’ta yapmıştır. Herhangi bir müdahale söz konusu değildir.”
Beni vicdanımla baş başa bıraktığını belirtiyor.
Bakan Bey’e Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Yatay Geçiş Komisyonu’nun 23 Ağustos 2012 tarihli raporunu okumasını öneriyorum. Zeynep Çelik’in yatay geçiş başvurusunu reddeden ve oybirliği ile alınan o kararın altında Hacettepe Tıp Fakültesi’nden beş profesör ve bir doçent doktor hocanın imzaları var! Ben de Bakan Bey’i vicdanıyla baş başa bırakıyorum. sözcü

seyyah1906

tayyip erdoğan: yassıada demokrasi ve özgürlük adası olacak

AKP’nin Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 4. Olağan Büyük Kongresi’nde 2.5 saatlik bir konuşma yapan Tayyip, uzun süren konuşmasında adeta seçim konuşması yaparcasına yapacağı projelerden de bahsetti.

Bunların arasında belki de en farklısı Yassıada’yla ilgili “Özgürlük ve Demokrasi adası” projesiydi.

“Yassıada demokrasi ve özgürlük adası olacak”

AKP kongresinde Sözcü ile birlikte bir çok gazeteye sansür uygulayan Tayyip konuşmasını şöyle yaptı:

“Dev şehir hastaneleri kurulacak. Marmaray önümüzdeki yıl açılıyor. Karadeniz’i marmara’ya bağlayacak Kanal İstanbul’un proje hazılıkları bitmek üzere. Yassıada’yı yanındaki ada ile birlikte demokrasi ve özgürlük adası haline getireceğiz. Ankara savunma sanayinin merkezi oluyor. Şehit yakınları ve gazilerin toplu taşımalarda ücretsiz yararlanması için düzenleme yapıyoruz. 1128 Baraj ve göleti tamamladık. 11 milyon dekar sulama alanı kazandırark 55 milyon dekara çıkardık. 4 bin civarında vakıf eseri restore edildi.” sözcü
seyyah1906

CHP basın MHP barzani yüzünden akparti kongresini protesto etti temsilci yollamadı

CHP, AKP'nin Cumhuriyet'le birlikte 6 gazete ve 2 televizyonun kongreyi izlemesini yasaklaması üzerine AKP kongresini protesto etme kararı aldı. CHP, AKP kongresine temsilci göndermedi.

Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, yaptığı yazılı açıklamada, kendisi ile Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'tan oluşan CHP Heyetinin ''basına ambargo uygulayan AK Parti Kongresi'ni izlemeyeceğini'' bildirdi.

Keskin açıklamasında şunları kaydetti: ''Basına ambargo uygulayan, gazetelerle gazetecilere yasak koyan, böylece halkın haber alma gerçekleri öğrenme hakkını ayaklar altına alarak bilgi edinme hakkını engelleyen AKP'nin yasakçı anlayışını protesto ediyoruz. CHP olarak kongreyi izleyerek, gazetelerin televizyonların künyelerine ve köşelerine müdahale eden, yasaklar koyarak Anayasamızın 'Basın hürdür, sansür edilemez' hükmünü çiğneyen AKP'nin yasakçı suçuna ortak olamayız. İktidara geldiği günden beri, her yöntemi kullanarak basını sindirmeye, yıldırmaya teslim almaya çalışan AKP'nin bu son yaklaşımı, gazete ve gazeteci yasağı ile tahammül edilemez bir noktaya gelmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye yakışmayan çağ dışı, faşizan bir yaklaşımdır. Bu anlayış, demokrasiyi, çoğulculuğu, çok sesliliği ortadan kaldıran Hitlervari tek adam ve tek ses anlayışıdır.''

CHP'nin kurulduğu günden bu yana ülkede demokrasiyi kurumsallaştırarak kökleştirmeye, demokratik laik sosyal hukuk devleti ilkelerini yerleştirmeye çalıştığını belirten Keskin, ''CHP, AKP'nin ve Başbakan'ın Hitler dönemine bile rahmet okutan bu anlayışına, bu uygulamasına sessiz kalamaz, seyirci olamaz. Bu nedenle, CHP heyeti olarak, AKP'nin yasakçı anlayışını şiddetle kınıyor, kongre salonuna sözde demokrasi yolu yaparak, demokrasiyi, basın özgürlüğünü salon dışına atan AKP'yi kongre salonunda bu ayıbıyla baş başa bırakıyor, tek adam, tek ses şovunu izlemiyor ve kongre salonuna gitmiyoruz'' ifadelerini kullandı.


MHP de Barzani'yi protesto etti

MHP de onur konuğu olarak kongrede bulunan Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani'yi protesto ederek kongreye temsilci göndermedi cumhuriyet
seyyah1906

mesud barzani'li halid meşal'lı akparti 4. olağan kongresi

Ankara'da toplanan AKP Kongresi'nde dünya liderleri de yerlerini aldı. Başbakan Erdoğan konuklarını sayarak kongredekilere tanıtırken, içlerinden bir tanesi neredeyse Erdoğan kadar alkış aldı.

Bu isim Hamas lideri Halid Meşal idi. Kongredeki AKP'lilerden büyük alkış alan Meşal'e sevginin uzaması sebebiyle, Erdoğan da tanıtıma kısa bir süre ara vermek zorunda kaldı.

Barzani, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

''Bizim için gerçekten çok büyük bir acıdır, herhangi bir gencin, Türk ya da Kürt, bir başkasının hayatını kaybetmesi bizi gerçekten acıtıyor. Bu bölgede yaşayan halklar olarak birbirimize el uzatmalıyız, gerçekten çok yazıktır birbirimizin kanını dökecek duruma geliyorsak. Partinizin ve Sayın liderinizin politikasını gerçekten önü açık ve doğru yolda olduğunu görüyoruz. Burada özellikle Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a çok teşekkür ediyorum ki Diyarbakır'a gittiği zaman orada yaptığı konuşmayla Kürt sorununun gerçekten çözüleceğini dile getirdi, daha sonra aynı duyguyla Erbil'i ziyaret etti. Bu politikaya karşılık tüm Kürtlerin bu süreci desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Hiçbir sorun şiddetle çözülemez, bunu görmek gerekiyor. Bir devletin gücü gerçekten ne kadar silaha, savaş gücüne sahip olduğuyla ölçülmez, tam tersine kendi halkına nasıl bir hizmet sunduğu, yol açtığıyla ilgilidir. Sayın Erdoğan, böyle bir yol göstermiş, böyle bir cesarette bulunmuştur.''



Katılımcılar arasında Barzani'de var

Kongreye katılan konuklar: Mısır Cumhurbşkanı Muhammed Mursi, Kırgızistan Devlet Başkanı Almazbek Atambayev, Irak Meclis Başkanı Usame Nuceyfi, Sudan Devlet Başkan Yardımcısı Ali Osman Muhammed Taha, Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi, KKTC Başbakanı İhsen Küçük, Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani, Pakistan Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif, eski Bosna Hersek Devlet Başkanı Haris Sladziç, eski Lübnan Devlet Başkanı Emin Jamayel, eski Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder, eski Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşit el Gannuşi, Filistin Hamas Lideri Halid Meşal, Asya Parlamentolar Asamblesi Grup Başkanı Cung Eui-Yong. cumhuriyet