En Yeniler
almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/13/2012

seyyah1906

bu karar türkiye'nin köpeklerin serbest bırakılıp taşlarının bağlandığı bir köy olduğunu gösteriyor

Kılıç, Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılmasına ilişkin davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesinin ardından yaptığı açıklamada verilen kararın son derece üzücü olduğunu söyledi.
Kılıç, "Yurtdışında kamu borçları zaman aşımına uğramıyor. Sivas katillerinin 1 Lira borcu olsaydı ve Almanya'ya kaçsaydı; 30 yıl sonra bile devlet alacağını alır, zaman aşımına uğramazdı. Demek ki Türkiye'de bazılarının hayatı daha kıymetli, bazılarının ise daha ucuz. Almanya'da adam öldürmek kesinlikle zaman aşımına uğramaz. Bu karar Türkiye'nin köpeklerin serbest bırakılıp, taşlarının bağlandığı bir köy olduğunu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.

Sivas katliamını işleyen 10 firari kaçağın Almanya'da yaşadıklarına dikkat çeken Kılıç, "Buradaki kararları incelediğimizde benim izlenimim, Türkiye'nin Almanya'ya eksik evrakları ve dosyaları yollaması. Örneğin Vahit Kaynar Almanya'da yaşamını sürdürüyor. Almanya'da bu kişileri Türkiye'ye iade etmemekte kararlı. O zaman bu kişiler Alman istihbaratına hizmet etmek için mi kullanılıyor? Nazi cinayetlerinde zaten Almanya bu istihbarat sistemiyle 'zanlı' durumuna düştü" şeklinde konuştu.

Türkiye'de AKP hükümetin artık çatırdamaya başladığını ve demokratik sistemin tıkandığını sözlerine ekleyen Kılıç, şunları kaydetti:

"Hükümet artık sallanmaya başladı. Alevilerin bu kararla artık adalete olan güvenleri tamamen sarsıldı. Umarım bu karar Aleviler'in gözünü daha da açar. 12 Haziran seçimlerinde her 2 kişiden biri AKP'ye oy verdi. Bunların bir kısmı da Alevi vatandaşların oyları idi."

9/15/2011

seyyah1906

almanya'da eyalet seçimlerine katılacak olan türk partisi big parti ak parti güdümünde şüphesi


En çok dikkat çekenler arasında BIG partisinin, ırkçılık suçlamalarını beraberinde getiren açıklamalarıyla aylarca Alman kamuoyunu meşgul eden Thilo Sarrazin’i eleştiren, eşcinselliğe karşı çıkan ve adaylarının Müslüman olduğunu ön plana çıkaran afişleri...
Almanya’nın başkenti Berlin’de Pazar günü yapılacak eyalet seçimine katılacak BIG partisi tamamen bir Türk partisi.

Yüzde 5 oranındaki seçim barajının yakınına bile yaklaşması beklenmeyen parti Alman kamuoyunda bir yandan ilgiyle izleniyor.

Diğer yandan da kendini Türkçe olarak Yenilik ve Adalet İttifakı olarak adlandıran partinin Türkiye’de iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) güdümünde olması ihtimali endişe yaratıyor.

Haftalık haber dergisi Der Spiegel’in son sayısında yeralan bir haber, partinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ilişkilerine ışık tutuyor.

"Ankara’nın Truva Atı" başlığını taşıyan haberde, 2005 yılında Erdoğan’ın kuruluş törenine katıldığı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) yöneticilerinin BIG’ın kuruluşunda aktif rol oynadığına dikkat çekiliyor.

Dergi, partinin üç eyalet başkanının kısa süre öncesine kadar UETD’de aktif çalıştığını yazıyor.

UETD Türkiye’de yapılan 12 Haziran genel seçimi öncesinde Almanya’da yaşayan Türkler arasında AKP için seçim kampanyası yürütmüştü.
"Artık yeter!"

BIG partisinin bir seçim videosunda yeralan taleplerin de, Başbakan Erdoğan’ın son Almanya ziyaretlerinde dile getirdiği ve Almanya’da ciddi rahatsızlık yaratan açıklamalarındaki taleplerle örtüştüğü dikkat çekiyor.

Parti Başkanı Haluk Yıldız’ın Almanya’daki Türklerin hepsini kendilerine oy vermeye çağırdığı videoda, partinin hedefleri arasında "eğitimde fırsat eşitliği ve anadilde eğitim, düşük gelirli ailelere devlet desteği, çifte vatandaşlık ve faiz endeksli ekonomiye alternatifler getirilmesi" sayılıyor.

Parti, Türkiye kökenli göçmenleri, "kimliklerinden taviz vermeden barış içinde yaşamaya" çağırıyor.

BIG partisinin afişlerinde öne çıkan bir başka slogan da, "Artık yeter!"

Parti, Türkiye’den gelen göçmenlerin bugüne kadar Alman partilerine oy verdiğini ve her defasında hayal kırıklığına uğradığını öne sürüyor.

Daha önce Hamburg, Kuzey Ren Vestfalya ve Baden-Württemberg eyaletlerinde seçimlere katılan parti hiçbir yerde yüzde 0,2’yi aşamadı.

Fakat parti yöneticileri, siyaset sahnesine daha yeni çıktıklarını hatırlatarak, uzun vadede Almanya’da yaşayan Türklerin büyük kısmının oyunu çekeceklerine inandıklarını söylüyor.

Gerçekten de, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında Alman siyasetinden bıkma eğilimleri başgösteriyor.

Irkçılığa karşı alınan önlemleri yetersiz bulan, kısıtlayıcı göç politikalarından bunalan ve Alman partilerinde bugüne kadar genellikle birkaç ismin “vitrine konması” dışında göçmenlere yönelik bir açılım gerçekleşmemesinden şikayet eden göçmenler arasında, Alman partileri dışında bir oluşuma destek verebileceklerini belirtenlerin sayısı hızla artıyor.

7/20/2011

seyyah1906

alman politikacı erdoğan siyasi şantaj yapıyor müzakereleri donduralım

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti öncesi Brüksel'e Kıbrıs konusunda rest çekmesi, Almanya’da Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerini yeniden tartışmaya açtı.
“Tanımadığımız bir ülkeyle görüşmeyiz” diyerek Kıbrıslı Rumların "Kıbrıs Cumhuriyeti" sıfatıyla dönem başkanlığında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin donacağını ve Rum yönetimiyle Avrupa Birliği adına görüşmeyeceklerini ifade eden Erdoğan’a muhafazakâr Alman politikacı Stefan Müller’den yanıt geldi.

"AB'nin tamamı aşağılanıyor"

Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi Federal Meclis Grubu yetkililerinden Stefan Müller, “Rheinischen Post” gazetesine verdiği demeçte, “AB üyesi bir ülkeyi muhatap almaktan kaçınanlar, Avrupa Birliği'nin tamamını aşağlıyor demektir” değerlendirmesinde bulundu.

Aynı zamanda Hrıstiyan Birlik Partileri’nin Federal Meclis’teki uyum çalışmaları sorumlusu olan Stefan Müller, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin ve AB’nin Türkiye‘ye yaptığı sübvansiyonların altı aylığına dondurulmasını talep etti.

Türkiye’nin Avrupa Birliği içindeki eşit haklara sahip üyeyi dışlayamayacağını belirten Alman politikacı, Erdoğan’ın açıklamalarını “şantaj” olarak nitelendirerek “Erdoğan, siyasi şantaj girişiminde bulunmaktan çekinmediğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

AB dönem başkanlığı yaklaşıyor

2012’nin ikinci yarısında Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralacak olan Kıbrıs Rum yönetimi, 2004 yılında Birliğe tam üye olarak kabul edilmişti. Brüksel’in Kıbrıs sorunu çözülmeden bu kararı almasına tepki gösteren Ankara, Kıbrıs Rum yönetimini üye ülke olarak muhatap almıyor.


© Deutsche Welle Türkçe


AFP/dapd, HK/GA

7/01/2011

seyyah1906

almanya dışişleri bakan yardımcısı meclisteki yemin krizinin çözülmesi çok önemli

Alman Meclisi Avrupa Birliği İşleri Komisyonu’nun kamuya açık olan oturumunda, Türkiye’de 12 Haziran’da yapılan seçimlerin sonuçları ve son gelişmeler değerlendirildi. Hükümet adına konuşan Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Werner Hoyer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan yemin krizinin aşılmasının önemli olduğunu, aksi takdirde parlamentonun meşruiyetinin zarar görebileceğini belirtti. Türkiye’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümünde önemli bir rol oynayabileceğini kaydeden Hoyer, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin cuma günü Türkiye’ye yapacağı çalışma ziyaretinde bu konunun da görüşüleceğini söyledi.
Yemin krizi

Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Werner Hoyer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan yemin krizinin sonuçları konusunda bir değerlendirme yapmak için henüz erken olduğuna işaret etti. Hoyer, bu krizin aşılmasının önem taşıdığını vurguladı. Hür Demokrat Partili Hoyer, "şimdi bu beklenmedik krizin aşılması önem taşıyor. Çünkü aksi takdirde yeni meclisin daha baştan meşruiyetinin zarar görme olasılığı beni kaygılandırıyor" dedi.

En önemli iş yeni anayasa

Alman Meclisi Avrupa Birliği İşleri Komisyonu’nda Türkiye’deki seçim sonuçlarını değerlendiren Hoyer, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimlerden zaferle çıkmasının süpriz olmadığını söyledi. Hoyer, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin üçte ikilik çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle anayasa değişikliği gibi önemli kararlarda muhalefet partilerinin işbirliğine ihtiyaç duyacağına da dikkat çekti. Hoyer, oylarını artıran Cumhuriyet Halk Partisi’nin orta vadede güçlü bir muhalefet partisi olacağına ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne rakip olacağına inandığını söyledi. Yeni kurulacak hükümetin en önemli projesinin yeni bir anayasa olacağını söyleyen Hoyer, sözlerini şöyle sürdürdü. ”Erdoğan seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında (anayasa değişikliği için) diğer partilerle işbirliği yapacağını ve sivil toplumu da bu tartışmalara dahil edeceğini ifade etti. Ancak burada diğer partilerin ne kadar uzlaşmaya hazır olduğu ve geniş katılımlı toplumsal bir tartışma yürütülmesi belirleyici olacak. Bu sürecin ne kadar başarıya ulaşacağını şimdiden değerlendirmek zor. Uzmanlarımız bu tartışmaların başarısızlığa uğrayabileceğini de göz önünde bulunduruyor.”

Hür Demokrat Partili Hoyer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye uzun vadede başkanlık sistemi getirme planlarının da bu seçim sonuçlarıyla birlikte şimdilik gerçekleşemeyeceğini savundu: ”Erdoğan’ın bu hedefine yaklaşıp yaklaşamayacağını izlemek gerekiyor. Ama şu anda elinde bulundurduğu çoğunluğa bakılırsa, bunu gerçekleştirmesi zor görünüyor. Fakat Erdoğan, olağanüstü deneyimli bir politikacı. Belki de muhalefet partilerinden bazı milletvekillerini kendi safına çekmeyi başarabilirse, durum farklı görünebilir.”

Westerwelle Türkiye'ye gidiyor

Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Hoyer, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Türkiye’de Avrupa Birliği Bakanlığı’nın kurulacak olmasını memnuniyetle karşıladığını kaydeden Hoyer, müzakere sürecinin devam etmesini istediklerini ifade etti. Bu çerçevede de Polonya’nın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sırasında rekabet başlığının açılmasını umduklarını söyledi. Hoyer, bunun yanı sıra bölgede güçlü bir aktör haline gelen Türkiye ile dış politikadaki diyaloğa ivme kazandırmanın kendi çıkarlarına olacağını kaydetti. Hoyer, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin cuma günü Türkiye’de mevkîdaşı Ahmet Davutoğlu ile yapacağı görüşmede de bölgedeki sorunların ele alacağını söyledi. ”Arap dünyasındaki radikal değişim süreci Türkiye için olduğu kadar Avrupa Birliği için de büyük önem taşıyor. Burada ortaklaşa inisiyatif geliştirme, doğru yönde ilerleyen süreci birlikte güçlendirme konusunda Türk hükümeti ile işbirliği yapmak istiyoruz. Bu nedenle de, Libya'dan Suriye'ye kadar siyaset yapmayı, diplomasiyi gerektiren çeşitli sorunların çözümünde Türkiye temas kurabileceğimiz çok önemli bir ortak olabilir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Hülya Köylü