En Yeniler
cezaevi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cezaevi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/10/2012

seyyah1906

şu an cezaevlerinde gazetecilik mesleğini icra etmekten dolayı tutuklu bulunanlar sanıldığı gibi değildir

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg'e, cezaevindeki gazetecilerin durumunu "gazetecilikten değil terörden" diyerek anlattı.
Çiçek dün Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg'i Meclis'teki makamında kabul etti.

Stoltenberg'in tutuklu gazetecilerin durumunu da ima ederek basın özgürlüğüne dikkat çekmesi üzerine, Çiçek şöyle dedi: "Gazetecilerle ilgili yanlış bir değerlendirme olduğunu ifade etmek isterim. Şu an cezaevlerinde, gazetecilik mesleğini icra etmekten dolayı tutuklu bulunanlar sanıldığı gibi değildir. Ama bir kısmının yaptığı iş gazetecilik gibi gözükse de terör örgütüne üye olmak, evrakta sahtecilikten tutun, sade insanların bile işlemesi yasak olan fiillerden dolayı kalmaktadır. Sadece gazeteci sıfatına bakarak bir değerlendirme bence çok ciddi bir yanılgı olur. Vakit olsa bunu çok daha detaylı ifade etmek isterim. Çünkü, bunlar, çok iyi bildiğim ve en çok uğraştığım konulardır. Bu görevimden önce Adalet Bakanlığı da yaptım, bu konuların biraz uzmanı sayılırım."

12/19/2011

seyyah1906

sırrı sakık'ın ermeni ve yahudi soykırımı sözlerine güldal mumcu'dan müdahele

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 2012 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 24. Maddesi'ne ilişkin söz aldı. Ancak 19 Aralık tarihini hatırlatan Sakık, kürsüden yaptığı konuşmada geçmişle hesaplaşmak adına Kahramanmaraş katliamı, Yahudi ve Ermeni katliamı sözleri AKP'liler tarafından tepki gösterildi.
Konuşmaya müdahale eden TBMM Başkanvekili Mumcu, "Türkiye tarihinde böyle bir konu yok. Lütfen konuşmanızı düzeltin" dedi. Sakık, konuşmasının baştan başlayarak devam etti.

Sakık şunları söyledi: "DSP iktidarı döneminde bir gece MGK kararıyla 20 cezaevine baskın düzenlendi. Bir sürü insan öldü. İnsanlar cezaevlerinde çıkan yangınlara ilişkin (Kapıları açın) diye bağırıyordu. Ama görevliler bunu yapamıyordu. Açılmasın diye emir gelmişti. Çıkan yangınlara müdahale etmek için ıslak battaniye yerine kimyasallara bulaştırılmış battaniyeler atıldı. Bunun hesabını veren yok. Dönemin yöneticileri bununla ilgili yargılanması gerekmez mi? Yargılayamıyorsunuz bile. Ben burada kürsüde bunları konuştum diye, bu insanların mağduriyetini dile getirdim diye, dönemin cezaevleri genel müdürü olan Ali Fuat Ertosun, benim hakkımda Bursa'dan tazminat davası açıyor. Yargılanmalı diyorum. Benim hakkımda dava açıyor."

9/25/2011

seyyah1906

bdp'li hasip kaplan:sana ne lan sen kim oluyorsun sanamı soracağız meclise girip girmeyeceğimizi

BDP Grup Başkan Vekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ile Bingöl Milletvekili İdris Baluken, İdil’in ardından Cizre ve Silopi ilçelerine geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiriren Hasip Kaplan, Cizre BDP binası önünde toplananlara seslendi. Kaplan, Başbakan Erdoğan’ın sandıktan ve milletin iradesinden korktuğunu ileri sürüp, şöyle dedi:
"Şırnak’ta yüzde 80 oy alan partimize operasyon düzenleniyor sonra Başbakan Amerika’da konuşuyor, diyor ki PKK silahı bıraksın ben de operasyonları durduracağım. Sen Başbakan PKK silahı bıraksın diyorsun, operasyonu durduracağım diyor. Peki belediye başkanlarının, il genel meclis üyelerinin, belediye meclis üyelerinin parti başkanlarımın elinde silah mı var ki operasyon çekiyor. Yani Botan halkını bu operasyonlarla bütün seçilmişleri milletin iradesini zindana tıkayacaksın, kelepçeleyeceksin ve diyeceksin ben senin seçilmişlerini tanımıyorum, senin iradeni tanımıyorum. Ben merkezi hükümetim valiyi atayacağım, partizan kaymakamı atayacağım, partizan güvenlik güçlerinin amirini atayacağım ve bu halka zulüm edeceğim."

Kaplan, Başbakan’ı Şırnak halkının iradesini teslim alabilmesi için bu kadar yöneticiyi almasının yetmeyeceğini ve 500 bin kişiyi alması gerektiğini öne sürdü. Kaplan, "TOKİ’ye emir vermesi lazım, Botan halkına 500 bin kişilik bir cezaevi yapması lazım, o da gücü yetiyorsa. Öyle züğürt ağa gibi New York’ta, Washington’da konuşma, delikanlı ol bu alçakça saldırıları durduracaksın. Bu milletin iradesini teslim alamayacaksın. Bir halkın haklarını yok edecek silah daha icat edilmedi. Bir halkın haklı taleplerini yok edecek evlat daha anasından doğmamıştır."


'Gücünüz yetiyorsa gelip beni alın'

Silopi’de konuşan Kaplan, "Başbakanın yardımcılarından biri diyor ki, ’1 Ekim’den sonra Meclis’e gelmezseniz bu halk sizi azleder’ zaten bu halkın seçtiği vekilleri tutuklamışsınız, başkanlarını tutuklamışsınız gücünüz yetiyorsa gelin benide alın" dedi.

'Taş atmayın!'

Silopi’de bir grup çocuğun polislere taş attığını gören Hasip Kaplan hızla çocukların yanına giderek, taş atmamaları konusunda uyardı. Kaplan, "Büyüklerinizi dinleyeceksiniz. Siz kendi başınıza hareket ederseniz. Buraya milletvekilleri gelmiş. Şırnak’ta bir mağduriyet var. Belediye başkanı ilçe başkanı alınmış. Siz milletvekillerinizin yanında yanlış yapıyorsunuz. Sizden istediğimiz elbette ki Silopi halkı haklı tepkisini koyacak. Ama bu meşru hukuki zeminlerde olacak. Onun için hiçbir kişi tek başına hareket etmesin" dedi. Çocuklar da ’Silopi sizinle gurur duyuyor’ diye slogan attı.


Bakan Yazıcı’ya: 'Sana ne lan'

BDP Grup Başkan Vekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, tutuklanan Silopi Belediye Başkanı Emin Toğurlu’nu odasına girip boş olan makam koltuğunun cep telefonu ile fotoğrafını çekti ve "Bu fotoğrafı hükümete göndereceğim" dedi.

Hasip Kaplan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın BDP’lilerin 1 Ekim’de Meclis’e gelmelerini isteyerek, "Milletvekilleri olarak ya vekaleti yerine getirirsin ya da istifa eder çekilirsin. Ya da hukukun gereği işler azil süreci başlar" açıklamasına tepki gösterdi. Bakan Yazıcı için ağır sözler sarf eden Kaplan, şunları söyledi:

"Ben de buradan bakana sesleniyorum. Sana ne lan. Sen kim oluyorsun sana mı soracağız Meclis’e girip girmeyeceğimizi. Ayrıca buradan Başbakan Erdoğan’a sesleniyorum. Bu halkın iradesi ile seçilen milletvekillerini hapiste bıraktınız. Belediye başkanlarını yakalayıp cezaevine gönderdiniz. Şu anda Şırnak’ta seçilmiş olarak sadece ben kaldım. Gelin beni alın da kimse kalmasın. Kanunsuz uygulamalar yaşanırken sen orada pişkin pişkin konuşuyorsun. Şunu iyi bil ki hiçbir halkın iradesinden daha büyük değildir. Bu irade sana da diz çöktürecek."