En Yeniler
chp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
chp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/05/2019

seyyah1906

Ekrem İmamoğlu Hüsamettin Cindoruk buluşmasında Kenan Evren adı

Kenan Evren adı

Ekrem İmamoğlu 31 Mart seçimi için iddialı konuştu ziyaret ettiği eski meclis başkanı Hüsamettin Cindoruk ise 35 yıl öncesine götürdü.



İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı için girdiği o yarışa o günleri gülümseyerek anlatan Hüsamettin Cindoruk bugün için ise sert konuştu.

Hüsamettin Cindoruk'tan sonra bir durağı daha vardı Ekmek işverenleri sendikasını da ziyaret eden Ekrem İmamoğlu sonra da istiklal caddesine çıktı Ekrem amca diyen küçük kız çocuğunu görmek için aracından indi İmamoğlu Millet ittifakının adayı CHP'nin Şişli adayı Muammer Keskin'in proje tanıtım toplantısına da katıldı gündemi ilçenin en büyük sorunu Kentsel dönüşümdü

2/21/2019

seyyah1906

Ekrem İmamoğlu İstanbul trafiği için Megabüs ve Otopark çözümlerini anlattı

Megabüs ve Otopark çözümleri

Trafiğe çözüm İstanbul adaylarının öncelikli vaadi Millet ittifakının adayı Ekrem İmamoğlu haritalar ve animasyonlar ile projeleri çizen bilim insanlarıyla çıktı basın mensuplarının karşısına.



Ekrem İmamoğlu öncelik diyor geniş ulaşım ağlarıyla yolda giden araç sayısını azaltmak dedi E-5 hattına Metrobus projesini çizen bilim insanlarıyla bu kez TEM hattına Megabüs projesini sundu.

Mecut Metrobus içinde iki katlı otobüsler vaadetti Ekrem İmamoğlu İstanbul trafiğnin en önemli nedenlerinden biri olan Otopark sorunlarına da çözüm bulacağını söyledi CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu

12/15/2016

seyyah1906

Muharrem İnce'nin "Sizin Yatacak Yeriniz Yok" Konuşmasının Tamamı


Konuşmasının TamamıTürkiye, uzun yıllardır terör ve terörle mücadele konusunda deneyimi olan, birikimi olan bir ülkedir. Terör nedir, terörle mücadele nedir, bunları çok iyi bilen bir ülkedir.



2002'de AKP iktidara geldiğinde PKK Suriye'den atılmış, örgüt lideri hapisteydi. AKP'ye düşen görev, Suriye'den atılan PKK'nın Irak'tan da atılmasını sağlamaktı.

Bugün yaşadığımız PKK terörü, IŞİD terörü, 1980'li yıllardan bugüne süren bir terör değildir. On dört yıllık iktidarınızda bizzat besleyip büyüttüğünüz, müzakere edip nefes verdiğiniz bir terördür, göz yumduğunuz bir terördür. Valilere operasyon yetkisi verdirmediniz. Hendekler kazılırken, makineler çalışırken, PKK kent merkezlerinde mahkemeler kurup insanları yargılarken, vergi toplarken, menfezlerin altına bombaları yerleştirirken, kendi siyasi ikbaliniz için sustunuz, görmezden geldiniz.
"Aldatıldık." dediniz, "Kandırıldık." diyerek sorumluluğu üzerinizden atmaya çalıştınız. Siyasetçi sorumluluktan kaçamaz. Siyasetçi sorumluluk sahibi olmalıdır. Caka satmaya gelince "Devlet yönetiyoruz, bakkal değil." diyorsunuz ama iş sorumluluğa geldi mi kaçıyorsunuz.
"Güzel günler göreceğiz." dediniz, "Analar ağlamasın." dediniz, milliyetçiliği ayaklar altına aldınız, "Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak." dediniz. Abdullah Öcalan'ın itibarını yükseltmeyi düşündünüz. "Çözüm süreci başladı, anaların göz yaşı dindi." derken şimdi "Hamdolsun şehitlerimiz var." demeye başladınız. Şehre göre şerbet verdiniz, zamana göre manşet attınız, harama göre fetva aldınız, duruma göre "tweet" atıp sildiniz.
2009'un 10 Kasımında PKK'yla bir yola girdiniz. Habur'da çadır mahkemeleri kurdunuz, 34 kişiyi 210 dakikada, adam başı 7 dakika süren yargılamalar yaptınız. Hâkim "Pişman mısın?" diye sorduğunda "Pişman değilim, önderliğin talimatıyla geldim." diyenin "Yaz kızım. Pişmanmış." diye tercümesini yaptınız.

Oslo'da CHP'yi PKK'ya şikâyet ettiniz. Şehirlerin bombalarla doldurulduğunu, cephaneliğe dönüştürüldüğünü itiraf ettiniz. Dünyada bir ilki gerçekleştirip elinde silah olan bir örgütle masaya oturdunuz.

PKK çocukları dağa götürürken feryat eden anaları dinlemediniz. 2012'de dağa katılım 220 iken 2013'te 2.200 olmasını sadece seyrettiniz. Tutarsız, ilkesiz, öngörüsüz, devletin tecrübelerinden uzak, laubali, bedeli ağır, sonuçları can yakıcı bir politika izlediniz.
"Sınır kaydırmasıyla çözeceğiz." dediniz. "Özel koordinatörle çözeceğiz." dediniz. "Anlık istihbarat paylaşımıyla çözeceğiz." dediniz. "Profesyonel orduyla çözeceğiz." dediniz. Bush'un gözlerinde terörle mücadele konusunda kararlılığı gördünüz. Sonra daha ileri gittiniz, kendi takımını izlesin diye 12 kanallı televizyonla jimnastik saatlerini artırarak, dostlarıyla hasret gidermesine imkân sağlayarak bu sorunu çözeceğinizi söylediniz.
Reşadiye'de 7 askerimiz şehit oldu, PKK olayı üstlendi, siz PKK'yı aklamaya çalışıp Dursun Çiçek'in Reşadiyeli olduğunu anlattınız.
Otuz beş yıllık mücadeleyi boşa çıkaran bir politika izlediniz. Terörle mücadele eden askerleri teröristin tanıklığında yargıladınız. Şehit çocuğumuzun mezhebini sorgulattınız. Acısını haykıran yarbayımızı linç ettiniz. Açılım politikalarınızla vatan savunmasını yargılanan bir sürece dönüştürdünüz.

Faili meçhul cinayetleri ortaya çıkarmak, insan hakları ihlallerini tespit etmek, yargı karşısına çıkarmak başka bir şey, otuz beş yıllık terörle mücadeleyi boşluğa düşürmek başka bir şeydir.
Terörle mücadele konusunda üst üste hata yapmış bir Hükûmet olmanıza rağmen, terörle mücadele kisvesi adı altında Türkiye'yi rehin almaya çalıştınız. Dün "Analar ağlamasın." diyordunuz, bugün "Çocuklar ölmesin." diyenleri tutukluyorsunuz.
Gencecik evlatlarımız, ana kuzuları, başkanlık hayalleri için değil, 400 milletvekilliği için değil, vatan için ölüyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
"Ya bizimlesin ya teröristlerle." diyorsunuz. Bakın, diyorum ki: Biz terör örgütleriyle de beraber değiliz ama terör örgütlerinin kandırdığı sizle de beraber değiliz.

Bir üçüncü yol vardır. O üçüncü yol demokrasidir, özgürlüklerdir, hukuk devletidir, hesap vermektir, sorumluluk almaktır, birlikte yaşama idealini savunmaktır; Türkiye Cumhuriyeti'ni hepimizin devleti, hepimizin vatanı bilmektir; bu ülkeyi herkes için yaşanabilir bir ülke yapmaktır, evrensel değerleri savunmaktır.
"Ben gidersem devlet yıkılır." diyenlere sesleniyorum: Unutmamak gerekir ki mezarlıklar kendilerini vazgeçilmez sananlarla doludur. Devlet seninle mi kuruldu ki sen gidince yıkılsın? Nice koç yiğitler gitti de bu devlet yıkılmadı. "Vatanın bağrına düşman dayarsa hançerini, bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini." sözünü unutmayınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Yıkmadığınız ne kaldı ki zaten? Devletin geleneklerini yıktınız, saygınlığını yerle bir ettiniz, hukuk sistemini ayaklar altına aldınız, Türkiye'yi Ekvador'dan nota yiyen bir ülke hâline getirdiniz, Güney Amerika'ya zırhlı Mercedes'inizi uçakla gönderdiniz ama Çukurca'da yaralanan askerimize İnegöl'e otobüsle yolculuk yaptırdınız.
Parti politikası ile devlet politikasını hep karıştırdınız. Eğer bir sorun devamlılık gösteriyorsa, sorunu var eden nedenler anlık müdahalelerle kaldırılamıyorsa, böyle bir sorunun çözümü ulusal politikalarla mümkündür. Böyle bir sorunun çözüm adresi de bir partinin genel merkezi değil, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

Büyük sorunlar büyük uzlaşmayla, büyük katılımla, ortak akılla çözülür. Bu, bizim bulduğumuz bir yol değil; bu, dünyanın bulduğu bir yoldur. Gine'ye saray yapmak, Küba'ya cami yapmak, Amerika'yı kimin keşfettiğiyle uğraşmak, İslam ülkelerine aidat için apartman yöneticisi görünümlü halife edasıyla hesap sormak yerine dünyayı tanımak çok daha önemlidir.

4 terör örgütünden söz ettiniz; "PKK" dediniz, "PYD" dediniz, "IŞİD" dediniz, "FETÖ" dediniz. Önce "ETÖ" vardı, "Ergenekon terör örgütü" diyordunuz; şimdi "FETÖ" diyorsunuz, "Fethullah terör örgütü" diyorsunuz. PKK, ETÖ bağlantısı kuruyordunuz; şimdi PKK, FETÖ bağlantısı kuruyorsunuz. IŞİD ve PYD'yi Suriye politikası nedeniyle büyütüp besleyen, palazlandıran sizsiniz. Otuz beş yıldır terörle mücadele eden, bedel ödeyen Türkiye'nin algısını teröre destek veren ülke konumuna dönüştürdünüz. "Emevi Camisi'nde cuma namazı kılacağız." derken cumhuriyetin başkentini Orta Doğu'nun başkentlerine benzettiniz. "Ne istediler de vermedik?" diyerek yardım ve yataklık ettiğinizi kabul ettiniz. "Dolmabahçe'den haberim yok." dediniz ama orada poz veren AKP'lilerin hepsini bakan yaptınız. 1.100 odalı sarayınız, 8 uçağınız, konforlu arabalarınız var ama inanın, sizin yatacak yeriniz yok.

Türkiye'nin demokrasisi sorunludur. Bu ülkede hak aramak sorundur, özgürlükleri yaşamak sorundur ama bomba yüklü araçlarla karakollara saldırıp vatani görevini yapan 20 yaşındaki çocuklarımızı katlederken sessiz kalanlar, destekleyenler solcu olamazlar, antiemperyalist olamazlar, vicdan sahibi olamazlar, insan olamazlar.
Acılarımız, şehitlerimiz yüreğimizi dağlıyor. Bir intikam duygusuyla yola çıkmak doğru değildir, çözüm değildir. İntikam duygusu, birlikte yaşama hayaline, birlikte yaşama idealine harç koymayacaktır, çözüm olmayacaktır. Silah varsa, şiddet varsa, bomba yüklü araç varsa çözüm yoktur. Çözüm akıldadır, çözüm sağduyudadır, çözüm uzlaşmadadır, çözüm insan yaşamına olan saygıdadır. AKP bu sorunu çözemez. Neden çözemez? Çünkü AKP'nin tarih bilinci sorunludur, millet anlayışı sorunludur.

Millî bayramları cumhuriyet, Atatürk ilan etmedi ki, millî bayramlar Osmanlı'da da vardı. Osmanlı'da İdman Bayramı vardı; cumhuriyet bunun tarihini değiştirdi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı yaptı. Osmanlı'da İstiklali Osmani vardı, cumhuriyette 23 Nisan var. Osmanlı'da İkinci Meşrutiyet'le Hürriyet Bayramı vardı, cumhuriyette 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı var. Kendi millî günlerini anlamsızlaştıranlar, değersizleştirenler, bunlarla barışık olmayanlar terörle mücadele edemezler çünkü sizin anlamsızlaştırdığınız şey, insanlarımızın vatanseverlik duygusudur. Onun içindir ki en önemli ulusal bir konuda bile milleti bir araya getiremiyorsunuz.
Terör, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir yol ayrımına getirmiştir. Bu soruna karşı ulusal politikalar oluşturulmalıdır. Millî egemenliği parti egemenliği olarak değil, herkesin egemenliği olarak anlamak zorundasınız. Bugün çoğunluk sizdedir ama tapu Türkiye Büyük Millet Meclisindedir, milletin kendisindedir. (CHP sıralarından alkışlar) Milletin iradesini bekleme odasına alanlar, doksan yıllık cumhuriyeti reklam arası görenler bu önemli konuyu çözemezler diyorum.

4/19/2015

seyyah1906

Cumhuriyet Halk Partisi "Türkiye'yi kurtarmak zorundayız" Seçim bildirgesi



Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesindeki vaatleri

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Ticaret Odası kongre merkezinde düzenlediği toplantıda Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu 7 Haziran'da yapılacak genel seçimler için hazırlanan seçim bildirgesini açıkladı.

Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Ticaret Odası kongre merkezinde yaptığı konuşmada 4 yılda Türkiye'de yoksulluğu bitireceğini vaad etti Kılışdaroğlu yine emeklilere iki ikramiye sözünü tekrarladı Kredi kartı faizlerinin bankalar ile görüşülerek yüzde 80'nini sildireceğeni açıkladı

Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesindeki vaatleri



Hükümeti eleştirdiği konuşmasında Kılıçdaroğlu, "13'üncü yılın sonunda ne oldu? 13'üncü yılın sonunda milletin polisle arasını açtılar. Milletin hukukla arasını açtılar. Milletin basınla arasını açtılar. Milletin sporlar, sanatal, kültürle arasını açtılar. Milletin dinle, imanla arasını açtılar. Milletin devletle arasını açtılar ve en önemlisi milletin milletle arasını açtılar. Bu tablo düşündürücü bir tablo. Vicdanımıza soracağız. Bu tabloyu Türkiye hak ediyor mu? Komşularla sıfır sorun dediler. Eyvallah dedik. Milletin komşularla arasını açtılar. Bir komşumuz bile kalmadı. En acı olanı 13 yılda geldiğimiz nokta, Türkiye son 6 yıldır 10 bin dolar barajını aşamamış, orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Türkiye büyümesini, kalkınmasını sağlayamıyor. Orta gelir tuzağından Türkiye'yi kurtarmak zorundayız" diye konuştu.

"Siyaseti kirlilikten kesinlikle arındıracağız. Sözüm söz"


Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu, makul şüphe uygulamasını eleştirerek "Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkartacağız. Siyaseti kirlilikten kesinlikle arındıracağız. Sözüm söz, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Ahlaki değerleri yüksek olan bir demokrasiyi getireceğiz bu ülkeye. Siyaset asla zenginleşme aracı olmayacak. Siyaset halka hizmet etme aracıdır. Biz siyaseti halka adanmışlık olarak biliyoruz. Bu kültürü bu ülkeye Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkartarak getireceğiz. 12 Eylül askeri darbesinin mirası olan ve demokrasimizde derin yaralar açan darbe yasalarını tümüyle ortadan kaldıracağız. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız, milletin iradesini TBMM'ye aynen yansıtacağız. Yüzde 10 seçim barajını egemenliğin üzerine vesayet düşürüyorlar. Bunu kaldıracağız. Sözüm söz CHP iktidarında kalkacaktır. Milletin vekillerini liderler değil, milletin kendisi seçecek. Bunun sözünü veriyorum. Lider sultasına son vereceğiz. Türkiye'de lider sultası olmayacak artık" ifadelerini kullandı.

"Gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz"

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ikiye ayıracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Adalet Bakanlığı'na bağlı adli kolluğu getireceğiz. Böylece soruşturmalarda siyasetin gölgesini kaldıracağız. Hakça sorgulamalar olacak. Gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz. HSYK'yı ikiye ayıracağız. Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olacak. Bütçeleri ayrı olacak" şeklinde konuştu.

"KOBİ'ler bir yıl boyunca ödedikleri vergi kadar sıfır faizli kredi alacak"

Teşvik sistemi hakkında yapacaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, "Teşvik sistemini yeniden şekillendireceğiz. Bölgesel teşvikten çok sektörel teşviğe ağırlık vereceğiz. Gerekirse firma bazında teşvik yapacağız. Vergi, sigorta prim borcu olmayan KOBİ'ler bir yıl boyunca ödedikleri vergi kadar sıfır faizli kredi alacak. Bu teşvik sıradan bir teşvik değil. Bu şekilde Türkiye'de üretim artacak, istihdam artacak, kayıtlı eleman artacak. İlk kez size söylüyorum. Bir siyasal parti ilk kez bu kadar ciddi, bu kadar onurlu projelerle milletin önüne çıkıyor" açıklamasında bulundu.


"Birileri köşeyi döndü birileri açlıktan öldü. 17 milyon yoksul bu ülkeye yakışmıyor"


Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "13 yıldır bu ülkede vicdansız bir büyüme modeli uygulandı. 17 milyon yoksul vatandaşıma sesleniyorum. Birileri köşeyi döndü birileri açlıktan öldü. 17 milyon yoksul bu ülkeye yakışmıyor. 17 milyon kişi, ben yoksul değilim diyecektir yaşanacak bir Türkiye'de. Devletin resmi rakamlarını veriyorum. 2002, bu ülkede en zengin yüzde 1 toplam Türkiye servetinin yüzde 39'una sahip. 2014'te bu rakam yüzde 54'e çıktı. Neden 17 milyon yoksulumuz var, işte bu nedenle. Yoksulluğu yönettiler. Bitirmek istemediler. Yoksulların yaşam tarzlarını sömürdüler. Sözüm söz, namus sözü, 4 yılda Türkiye'de yoksul kalmayacak"


"11 milyon emekli dinlesin. Size Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye"


Emeklilere maaş ikramiyesi müjdesi veren Kılıçdaroğlu, "11 milyon emekli dinlesin. Size Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye vermek benim boynumun borcudur. Ben senden bir şey istiyorum. Senin hayır duanı istiyorum ben. Bütün CHP'liler sana saygı duyuyor. Bizim sana vefa borcumuz var. Onu yerine getireceğim ben. Çalışan emekli kardeşime de sesleniyorum. Çalışıyorsun emekli oluyorsun, alıyorsun emekli aylığını ama geçinemiyorsun. Çalışana da vergi getiriyorlar. Senin emekli maaşından kesilen yüzde 15 sosyal güvenlik destek primini kaldıracağım. Emekli kardeşim hastanede, eczanede, bankada para kesiyorlar. Bu üç ayrı kesintiyi kaldıracağım" dedi.


"Taşeron işçilerin tamamını kadrolu olarak işe başlatacağız"


Taşeron işçiliği bitirme sözü veren Kılıçdaroğlu, "Kamuda çalışan 800 bin taşeron işçisi var. İş güvenceleri yok. CHP iktidarında taşeron işçi kavramı diye bir kavram olmayacak. Taşeron işçilerin tamamını kadrolu olarak işe başlatacağız. CHP iktidarında çağdaş köleliğe izin vermeyeceğiz" dedi.


"Asgari ücret üzerinden vergiyi kaldıracağız"


Asgari ücretin bin 500 lira olacağı vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Yaklaşık 5 milyon asgari ücretli çalışan size sesleniyorum. Asgari ücret üzerinden vergiyi kaldıracağız. CHP iktidarında asgari ücret net bin 500 lira olacak. Asgari ücretli kardeşim gelirinin en az üçte birini, bazen yarısını ev kirasına veriyorsun. Bunlar konut sorununu çözemedi. Arsa payı alınmayacak. Ayda 277 sabit taksitle sana 70 metrekarelik sana ev yapacağım" ifadelerini kullandı.


"Eğer çiftçi üretseydi SOMA olmayacaktı, Ermenek olmayacaktı"


Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Çiftçi kardeşlerimin yaşadığı sorunları en iyi onlar bililer. Ürünlerinin alın terini alamıyorlar. İki Trakya büyüklüğünde alan son 13 yılda ekilmiyor. Onlara şu güvenceyi veriyorum. Ürettiğin ürünün karşılığını alacaksın. Hiçbir şeker fabrikasını özelleştirmeyeceğim. Sana mazotu 1,5 liradan vereceğim. Eğer çiftçi üretseydi SOMA olmayacaktı, Ermenek olmayacaktı, eğer çiftçi üretseydi onların çocukları yetim kalmayacaktı"


"Bu borçları silmenin devlete bir kuruş yükü yoktur"


Borçlulara seslenen Kılıçdaroğlu, "5 milyon vatandaşımız borç batağında. Bizim iktidarımızda sözüm söz faizlerin en az yüzde 80’ini sileceğiz. Kalan borcu yeniden yapılandıracağız. Olmaz diyen varsa karşıma çıksın, istediği alana davet ediyorum onu. İstediği platforma davet ediyorum onu. 436 bin vatandaşımız borcunu ödeyemediği için hapse girmek için sıraya girmiş durumda. Ben bunu sileceğim. Bu borçları silmenin devlete bir kuruş yükü yoktur. Eğer bir ülkede huzur istiyorsak, eğer bir ülkenin yaşanacak bir ülke olmasını istiyorsak bütün sorunları çözeceğiz. Çünkü biz Mustafa Kemal Atatürk’ün onurlu partisiyiz" diye konuştu.


"Devletteki bütün kurumların güçlü olmasını istiyoruz"


İktidar olmaları halinde devlet kurumlarına yaklaşımlarının nasıl olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Devletteki bütün kurumların güçlü olmasını istiyoruz. Sıcak siyasetin oralara müdahale etmemesini istiyoruz. Demokrasi 4 yılda bir gidip sandığa oy atma değildir. Demokrasi aynı zamanda siyasetin devletin kurumlarına sıcak siyasetin müdahale etmemesi demektir. Siz kalkıp Merkez Bankası’na müdahale ederseniz, siz kalıp Kamu İhale Kurumuna müdahale ederseniz demokrasi olmaz. Devletin elinde sopa değil, devlet vatandaşına kucak açmak zorundadır. Vergi denetimini silah olarak asla kullanmayacağız. Beni eleştirdi diye ertesi gün bir iş adamının önüne 50-60 tane vergi müfettişi göndermeyeceğiz" dedi.

4/11/2015

seyyah1906

Cumhuriyet Halk Partisi'nin "Milletçe Alkışlıyoruz" Reklam filminin ikinci versiyonu



Ülkemizdeki insani, ahlaki, siyasi, hukuki değerlerde meydana gelen yozlaşmayı milletçe alkışlıyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi 7 Haziran genel seçimleri için reklamcı Ali Taran ile anlaşmıştı işte CHP'nin "Milletçe Alkışlıyoruz" sloganlı reklam filminin ikinci versiyonu

Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci reklam filminin metin açıklaması ise şöyle Ülkemizdeki insani, ahlaki, siyasi, hukuki değerlerde meydana gelen yozlaşmayı milletçe alkışlıyoruz. Milletin milletliğini, devletin devletliğini tehdit eder boyutlara ulaşan yozlaşmayı milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizde kol gezen yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik ve vicdansızlığı milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizdeki, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan ekonomik adaletsizliği milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizde hüküm süren kabadayılığı, zalimliği ve zorbalığı, baskıcılığı, yasakçılığı ve ayrımcılığı milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizde, milletin polisle arasını açan, milletin hukukla arasını açan, milletin basınla arasını açan, milletin sporla, sanatla, kültürle, dinle, imanla arasını açan, milletin devletle arasını açan, en acısı, milletin milletle arasını açan zihniyeti milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizi, başkanlık bahanesiyle despotluk bataklığına sürükleyenleri milletçe alkışlıyoruz. Sorumsuzluğu, savurganlığı, çıkarcılığı, zalimliği ve saldırganlığı milletçe alkışlıyoruz. Ülkemizi ‘yaşanmaz bir Türkiye’ haline getirenleri milletçe alkışlıyoruz. Hakka, hukuka ve ekonomiye, özgürlüğe, barışa ve adalete, laikliğe, demokrasiye ve Cumhuriyete zulmeden malum zihniyeti milletçe alkışlıyoruz. Bu alkış, kısa sürede, bir çığ gibi büyüyerek bütün ülkeye yayılacak toplumsal bir haykırıştır.
seyyah1906

Kemal Kılıçdaroğlu "Yılmayın, cesur olun, CHP var" Kartal mitinginin tamamı



İstanbul Kartal meydanında verdi "Milletçe Alkışlıyoruz" sloganlarıyla başlayan mitinde Kılıçdaroğlu'nun 11 Nisan 2015 tarihinde yaptığı konuşmanın tamamı

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 7 Haziran seçimlerinin Miting startını İstanbul Kartal meydanında verdi "Milletçe Alkışlıyoruz" sloganlarıyla başlayan mitinde Kılıçdaroğlu'nun 11 Nisan 2015 tarihinde yaptığı konuşmanın tamamı


Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mitingde ki konuşmasında, "Tek tek sayacağım. Öğrenci, öğretmen, işçi, işveren, memur, çiftçi, esnaf emekli, ev kadını, çöpte kağıt toplayan vatandaşım, işsiz yoksul vatandaşım merdiven altı çalışan sigortasız kardeşim sana Kartal Meydanı'ndan selam gönderiyorum. Bütün milletime, iş dünyasına, finans, sağlık, spor ve medya dünyasına sesleniyorum. Hukuk aleminde, hakimine savcısına avukatına sesleniyorum. Belediyelere. Sivil toplum örgütlerine, devletin kurumlarında çalışan vatandaşlarıma sesleniyorum. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Öğretmene öğrenci emekli çalışan esnaf çifti toplumun her kesimine sesleniyorum. Açık yüreklilikle söylüyorum korkmayın, yılmayın, sinmeyin. Korkmayın, yılmayın, sinmeyin çünkü yanınızda Cumhuriyetle yaşıt CHP var. kabadayılıktan, zalimlikten, zorbalıkta, yasa dışında, talandan, baskıcılıktan, yasakçılıktan, ayrımcılıktan uzak bir anlayışlın temsilcisi CHP var. Onun için diyoruz, korkmayın, yılmayın, cesur olun, CHP var" dedi.