En Yeniler
cumhuriyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cumhuriyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/15/2011

seyyah1906

bakan bayraktar artık dünya bir karar verirken türkiye'ye sormak zorunda kalıyor

Bakan Bayraktar, Cumhuriyetin 100’üncü yılını dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olarak kutlamayı hedeflediklerini söyledi. Bakan Bayraktar, "AK Parti için gece gündüz 10 yıldır çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Zonguldak’ımızın 650 bin civarında nüfusu var. Artık seçim oldu, Türk milleti bizi birinci parti yaptı. Oy verenleri de vermeyenleri de kucaklayacaksın. Oy verenlerle vermeyenler de bir değil tabii bunu bir kenara koymak lazım" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, partisinin 10’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’ndeki Büyük Anadolu Oteli’nde düzenlenen iftara katıldı. Bakan Bayraktar, otel önünde Vali Erdal Ata, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Ercan Candan, Özcan Ulupınar, İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak tarafından karşılandı. Bakan Bayraktar, iftar öncesi Vali Ata ve belediye başkanlarıyla toplantıda bir araya geldi. Kentin sorunlarının gündeme getirildiği basına kapalı yapılan toplantının ardından Bakan Bayraktar, bir gazetecinin sorusu üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Lüks ev almayın" çağrısının yerinde olduğunu söyledi. 11 yaşından bu yana konut işinde olduğunu belirten Bakan Bayraktar, şöyle konuştu: "Tedbirli olmak, titiz olmak, tasarruflu olmak güzel bir şey. İnsanların ihtiyaçları var. İlk başta ’yuvam olsun’, arkasından ’arabam olsun’ gibi ihtiyaçlar var. Başbakan, ’eğer ihtiyaçlarınız varsa önce ev alın’ dedi. Tabii ben de konutçu olarak konutun alınmasını çok isteyen birisiyim. Hem ev sahibi olarak evlenmek, hem de hanım almak çok güzel bir şey. Başbakan’ın bu güzel ifadesinden çok memnun olduk." Bakan Bayraktar, iftar öncesi 34 yıl önce İzmir Narlıdere’de birlikte askerlik yaptığı arkadaşı 58 yaşındaki Mustafa Kar ile bir araya geldi. Bakan Bayraktar, Türkiye Taşkömürü Kurumu Eğitim Daire Başkanı olan askerlik arkadaşı Mustafa Kar’ı yıllar sonra görmekten son derece mutlu olduğunu söyledi. Bakan Bayraktar ve beraberindekiler daha sonra iftara geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yaptığı konuşmada CHP’yi eleştirdi. 1938’den 1950’ye kadarki dönemde ülkenin nasıl idare edildiğinin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Bakan Bayraktar, "O dönemin tek partili yönetiminde, bugün Atatürkçülüğün arkasına sığınarak politika yapmaya çalışan CHP, onun başında da İnönü vardı. İnönü, Atatürk’ün heykellerini kaldırmış, paralardan Atatürk’ün fotoğrafını çıkartmıştır. Millete sırtını dönmüş, milletten sadece vergi almak için bir zihniyet oluşturmuştu" dedi. Sonraki dönemde demokrasinin çok inişler çıkışlar yaşadığını belirten Bayraktar, "2001’de krizler ile yorulmuş bir Türkiye vardı. Dünya Bankası’nda, yurt dışında kredi bulmak için İMF’ye yalvaran, kredi alarak yarım maaş veren bir ülke vardı. O dönemde bir Anadolu yiğidi çıktı. Recep Tayip Erdoğan çıktı ve ’Artık söz de karar da milletindir’ dedi. O tarih bu gündür" dedi. 

DÜNYA KARAR VERİRKEN TÜRKİYE’YE SORUYOR 
Türk milletinin dünya milletleri arasında hak ettiği yeri alacağını ifade eden Bakan Bayraktar, şöyle konuştu: "Artık dünya bir karar verirken Türkiye’ye sormak zorunda kalıyor. Daha 2 gün önce Obama, Suriye ile ilgili Başbakanımızı aradı. Daha önceleri, bundan 15-20 sene önce durum neydi, bugün durum ne oldu. Bir ülkenin ne durumda olduğunu görmek için dışarıya çıkıp bir bakmak lazım gelir. Tabii ki bunlar yeterli değildir. Şu anda çok eksiklerimiz var. Bizim çok çalışmaya ve ayakta durmaya ihtiyacımız var. Bizim Allah’a çok yalvarmaya ihtiyacımız var. Allah bize gurur ve kibir vermesin. Allah bizi şaşırtmasın. Sizlerin dualarıyla birlikte yola devam edeceğiz" diye konuştu. 

OY VERENLERLE VERMEYENLER BİR DEĞİL 
Bakan Bayraktar, Cumhuriyetin 100’üncü yılını dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olarak kutlamayı hedeflediklerini söyledi. Bakan Bayraktar, "AK Parti için gece gündüz 10 yıldır çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Zonguldak’ımızın 650 bin civarında nüfusu var. Artık seçim oldu, Türk milleti bizi birinci parti yaptı. Oy verenleri de vermeyenleri de kucaklayacaksın. Oy verenlerle vermeyenler de bir deği tabii bunu bir kenara koymak lazım" diye konuştu. Bakan Bayraktar’a konuşmasının ardından devrek bastonu ve madenci heykeli hediye edildi. Bakan Bayraktar, daha sonra Ereğli’den ayrıldı.

6/23/2011

seyyah1906

hatip dicle ile başbakan tayyip erdoğanın durumu aynı değil açıklaması

Ak Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ düzenlediği basın toplansında, YSK'nın Hatip Dicle kararını değerlendirdi.
YSK kararının partileriyle bağdaştırılmasının çok insafsızca olduğunu söyleyen Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın 2002'deki durumuyla Hatip Dicle'nin durumunun da çok farklı olduğunu iddia etti.
"YSK YASAMAYA BAĞLI BİR KURUL DEĞİL"

Bekir Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: "Yaşanan gelişmeleri değerlendirmek için birlikteyiz. 79. maddeye göre seçimler konusunda tek yetkili YSK'dır. Son gelişmeler üzerine kimi medya mensupları ya da parti sözcüleri tarafından ortaya konan görüşler partimize haksız eleştiri olmuştur. YSK yasamaya bağlı bir kurul değildir. Üyelerini biz atamıyoruz. YSK kararlarını partimizle beraber değerlendirmek bize yapılmış büyük bir haksızlıktır.

"DİCLE'NİN DURUMU İLE BAŞBAKANIMIZIN DURUMU ARASINDA BAĞLANTI YOK"

Hatip Dicle ile Başbakanımzıın durumu arasında bağlantı yoktur. Başbakanımızın durumunda meli hukuk uygulanmıştır.

Yine bir iddia da YSK kararının AK Parti'nin başvurusuyla olduğu yönünde. Ama gerekçeli karar dikkatli okunursa kararın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusu olduğu üzerine görülür.

"AK PARTİ DEĞİL ANKARA BAŞSAVCILIĞI YAPTI İTİRAZI"

Ak Parti'nin tek itirazı, Diyarbakır İl Seçim Kurulunun Hatip Dicle'ye verdiği vekil mazbatasınaydı. ÇÜnkü savcılığın soruşturması devam ederken, itirazlar varken ve Dicle'den savunma istenmişken, Dicle daha savunmasını yapmamışken İl Seçim Kurulu'nun mazbatayı vermesine karşı çıktık. Biz buna itiraz ettik.

YSK'nın aldığı karar bizim bu kararımızla alakalı değildir. Tanmamen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine vermiştir.

"TEHDİT ŞİDDET ÇAĞRISI DEMOKRASİ İÇİN TEHLİKELİ"

Başka bir husus ise anayasa ve yasaları geliştirebiliriz. Beğenmediğimiz yasalar olabilir. Bunları eleştirebiliriz. Ama demokratik bir devlette anayasa ve demokrasi sınırları içinde olmalı bu eleştirilerde. Baskı ve tehditle bu işler olmaz.

Biz BDP ve bağımsız adaylara demokrasi içinde mücadelelerini yapmaya ve TBMM içinde çalışmaya davet ediyoruz. Biz demokrasinin geliştirilmesi için en iyi zeminin TBMM olduğuna inanıyoruz. Hukukun sınırları içinde kalarak, var olan mevzuatın sınırları içinde kalarak demokrasiyi değiştirdik. İlk geldiğimiz günden bu yana bizim politikamız budur.

Meclisin tanınmaması boykot gibi söylemler yeni döneme, yeni dönem ruhuna yakışmamaktadır. Tehdit ve şiddet çağrısı demokrasi için çok tehlikelidir.

SORU - CEVAP

*Başbakanımızın durumu ile Hatip Dicle'nin durumu karşılaştırılamaz. Başbakanımız Milli Eğitim kitapları içinde var olan bir şiiri okuduğu için yargılanmış ve hapiste kalmış memnu haklarını almış ve YSK'ya başvurmuştur. yasanın aradığı bütün şartları arayarak aday olmuştur.

*Hatip Dicle'nin durumunda adaylık için ehliyeti olmadığı biliniyordu. Bu iki durum birbiriyle kıyaslanamaz.

*Hatip Dicle'ye yasa değiştirirek, bir ehliyet verme durumu olabilir mi? Anayasaya bakmak lazım; ama mevzuat çerçevesinde baktığımızda bunun düzeltilmesinin mümkün olmadığı çok açık. Mevcut durum içinde bu yapılabilirlik yoktur.

*Adaylık ehliyeti olmayan çok aday aday kişi vardı. Adaylık ehliyeti olmayan birine adaylık ehliyeti vermeyle yol açılrsa bir eşitsizlik durumu ortaya çıkar. ben şahsen böyle bir yol açılacağını düşünmüyorum.

*Sayın Haberal ve Balbay hakkındaki kararı tabii ki duyduk ancak detaylı inceleme imkanı bulamadık. Ancak kararı inceledikten sonra gerek görürsek yine bir açıklama yaparız."
mynet