En Yeniler
demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/17/2011

seyyah1906

meclis başkanı mehmet ali şahin yemin töreninde söylenecekler iç tüzükte yazılı

Meclis Başkanı Şahin, yeni dönem için kaydını yaptırmak üzere Karabük Milletvekili Osman Kahveci ile birlikte geldi. Kaydını yaptıran Şahin ve Kahveci daha sonra parmak izi verdi ve fotoğraf çektirdi. Görevlilerle tek tek tokalaşan Şahin gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Şahin, 24'ncü döneme ilişkin mesajının sorulması üzerine "24'ncü dönemin Türk demokrasisinin daha da gelişmesine halkımızın refah seviyesinin daha da yükselmesine hizmet eden bir dönem olmasını diliyorum. Doğrusu halkımızın da beklentisinin de bu olduğu düşüncesindeyim. Halkımızın bu beklentisinin bu dönemde geçtiğimiz dönemlerden daha fazla gerçekleşmesini diliyorum. Bu dönemde görev yapacak olan tüm milletvekili arkadaşlarımıza üstün başarılar diliyorum" dedi.

"Yargı organları karar verecektir"

Şahin bir gazetecinin 12 Haziran'da seçilen bazı isimlerin tutukluluğuna ilişkin sorusuna ise "Tabi buna yargı organları karar verecektir. Milletvekili seçilen ve tutuklu bulunan sayın milletvekillerinin dosyalarına bakan yargıçlar değerlendireceklerdir. Sanıyorum onlar ellerindeki mevzuat çerçevesinde hareket edeceklerdir. Geçmişte milletvekili seçilince tahliye edilip parlamentoda görev yapan milletvekilleri oldu. Ama her ayrı durumu müstakil olarak yargıçların değerlendireceğini düşünüyorum" karşılığını verdi.

"Böylesine lüzumsuz bir tartışmanın faydası yok"

Şahin,yemin tartışmaları konusundaki bir soruya da "Milletvekillerinin hangi metni yemin olarak genel kurul kürsüsünde söyleyecekleri anayasada, içtüzükte yazılıdır. Bu değişinceye kadar, -değişmesi icap ediyorsa- milletvekili arkadaşlarımızın bu yemini yapmaları gerekiyor. Aksi halde yemin etmemiş ya da yemin etmekten kaçınmış duruma düşer, parlamento çalışmalarına bu arkadaşlarımız katılamazlar. Ben hiçbir milletvekili arkadaşımızın böyle bir tavır içinde olacaklarını düşünmüyorum. Geçmişte de pek olduğunu hatırlamıyorum. Daha 24'ncü dönem başlarken böylesine lüzumsuz bir tartışmanın, ne bu tartışmayı açan arkadaşlarımıza ne mensubu oldukları siyasi partiye ne ülkemize hiçbir faydası olmaz. Onu düşüneceklerini tahmin ediyorum" yanıtını verdi.

AKP'li Kahveci'nin rozetini taktı

Şahin daha sonra da Karabük Milletvekili Osman Kahveci'nin rozetini taktı ve birlikte fotoğraf çektirdi. Rozet takmak uzun süre uğraşan Şahin "Vidalıymış, kolay kolay çıkmaz, dört yıl devam eder" dedi. Osman Kahveci de yıllarca ormancı olarak ülkeye hizmet ettiğini belirtirken "Rozetin başkanın elinden takılması gerçekten benim için gurur verici. Yıllarca Türk ormancılığına hizmet ettik inşallah bundan sonra milletimize hizmet edeceğiz" dedi. Gazetecilerin Kahveci'ye üzerindeki takım elbisenin 'kaliteli' olduğunu söylemesi üzerine de, rozeti takmakta zorlanan Meclis Başkanı Şahin "Kaliteliymiş, biraz önce test ettik" dedi.
cumhuriyet portal
seyyah1906

erdoğan yönetimindeki akp'nin yapmayacağı çirkeflik atmayacağı iftira olmayacağı nettir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün bir genelge yayınlayarak, “Tuzaklara, aramıza sızmaya çalışan provokatörlere dikkat edilecek” sözleriyle teşkilatını uyardı. Bahçeli, özetle şu ifadeleri kullandı:



“Türk siyasi tarihi AKP zihniyeti kadar haramla helal arasındaki çizgiyi ihlal eden, yanlışa mazeret bulma densizliğini gösteren başka bir partiye şahit olmamıştır. Bu itibarla Erdoğan’ın yönetimindeki AKP’nin yapmayacağı çirkeflik, atmayacağı iftira olmayacağı nettir. Nitekim MHP’nin olmadığı bir Meclis ve etkisinin sıfıra yakın olduğu bir siyaset yapısı ihanet mahzenlerinde AKP eliyle mayalandırılmıştır. AKP’nin etnik kimliklere kucak açarak hazırlamayı planladığı yeni anayasaya milli direnci gösterecek tek siyasi parti MHP’dir. Baraj altında kalması, itibarını kaybetmesi ve yıkılması için iğrenç ve aşağılık her oyun gösterime sokulmuştur. MHP’yi köşeye sıkıştırmak için AKP’den aldıkları destekle sefere çıkan şer odakları, davamızın kimliğini şerefsizce kullanmaya cüret etmişlerdir.

MHP daima dimdik ayakta

AKP hükümeti, demokrasiye yapılan darbeyle mücadele edeceği yerde utanmadan siyasetine malzeme yapmış, fırsat düşkünü ve siyasi ganimet avcısı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Elbette MHP seçim sonuçlarını enine boyuna inceleyecek ve lazım gelen tedbirleri gecikmeksizin alacaktır. MHP, kerameti kendinden menkul bazı zevatın zırvalarının aksine dimdik ayaktadır. MHP’yi baraj altında bırakamayan AKP merkezli derin ittifak, bundan sonra da boş durmayacaktır. Oyunların sonuca ulaşamaması için saflarımız sıkılaştırılacaktır. Türkiye’nin önünde çok önemli üç konu başlığı bulunmaktadır. Bunlar yeni anayasa, mahalli idareler seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Bu konularla ilgili Genel Merkez’in belirlediği politikalar titizlikle takip edilecek, yerel düzeyde yapılacak beyanatlarda Genel Merkez’in çizdiği sınırlar içinde kalınacak ve yeknesaklık sağlanacaktır.

Pimi çekme ortamı var

Bu yeni dönemde etnik tahriklerin artabileceği ve bölücülerin AKP desteğiyle daha da şımarabileceği anlaşılmaktadır. MHP üzerinde operasyon yapmaktan vazgeçmeyen malum çevreler, bu defa da ısrarlı ajitasyon ve sinsi yönlendirmelerle Türkiye’de kardeş kavgasının pimini çekmek için uygun ortam gözleyeceklerdir. Bu itibarla tuzaklara dikkat edilecek, hatıralarımızı, inançlarımızı kullanarak fitne saçan çürümüş şahıslar tespit edilerek gecikmeksizin hukuki işlemler başlatılacaktır. Seçimlerin kapsamlı analizi yapılacak ve sonucunda hazırlanacak rapor, işbu genelgenin yayın tarihinden başlamak üzere bir ay içinde Genel Başkan Yardımcılığına sunulacaktır.”
hürriyet

6/14/2011

seyyah1906

alman milletvekili şırnakta bdp'liler için miting yaptı türkiyeyi eleştirdi

Seçimleri izlemek üzere iki gündür Türkiye'de bulunan Alman Sol Parti Milletvekili Harald Weingberg BDP Şırnak İl Başkanlığı'nda BDP'lilere seslendi ve konuşmasında Türkiye'yi eleştirdi.
'PATLAMAYI DÜNYAYA DUYURACAĞIZ’


Daha sonra Alman Sol Parti Milletvekili Harald Weingberg de konuşma yaptı. Weingberg, şöyle dedi:


"Bizim buraya gelmemizdeki asıl amacımız demokratik ve özgür bir seçim ortamının olup olmadığını görmekti. Fakat gördük ki bu mümkün değil. Çünkü seçimin yapıldığı bazı bölgelerde askerlerin olduğunu görünce bu seçimin özgür bir ortamda yapılmadığını gördük. Buradaki arkadaşlarımız bu seçimin geçen yıllardaki seçimlere göre daha demokrat bir ortamda gerçekleştiğini söylediler. 
Geçen yıllardaki baskıların olmadığını söylediler. Bu seçimin daha demokratik ortamda yapılıyor olması bazı şeyleri değiştirdi. Sizin mecliste daha fazla temsil edilmenizi sağladı. İki gündür bu bölgedeyiz. Seçimler ilk başladığında her şey güzel başladı. Fakat zaman zaman tatsız olaylar oldu. Bunun temel nedeni sizin bağımsız adaylarınızın seçilmesinin hazmedilmemesidir. Dün meydana gelen patlama bizim gözümüzün önünde meydana geldi. Biz bu olayı hem Almanya’ya hem de tüm dünyaya duyuracağız. Bunun sözünü de sizlere veriyoruz. Son olarak iki şey daha söylemek istiyorum. Birincisi patlamada yaralı olanlara geçmiş olsun diyorum. İkincisi de bağımsız adaylarınızın sayısını 16 arttırmanız sizin sivil bir çözüm istediğinizin kanıtıdır."

Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapan BDP’liler, ardından olaysız dağıldı.

BDP’DEN AÇIKLAMA: PROVOKASYONLARA GELMEYELİM

Şırnak’ta dün gece seçim kutlamaları sırasında meydana gelen ve 9 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili BDP il binası önünde Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal, İl Başkanı Abit İke, ilçe belediye başkanları ile Alman Sol Parti Milletvekili Harald Weingberg’in katıldığı basın açıklaması yapıldı.

İl binasını balkonunda yaklaşık 300 kişiye Kürtçe konuşan BDP İl Başkanı Abit İke, seçimden büyük bir başarıyla çıktıklarını ve Şırnak’ta Ak Parti’nin büyük bir hezimete uğradığını ileri sürdü. İke, "Bizim bu başarımızı hazmedemeyen zihniyetler dün akşam olduğu gibi bundan sonrada her çeşit provokasyona başvuracaktır. Buna karşılık bizim vatandaşımızın duyarlı olmaları gerekiyor. Bu tür provokasyona gelmemeleri gerekiyor" dedi.
hürriyet

6/13/2011

seyyah1906

seçimi kaybeden abdüllatif şener'den toplumun en dinamik kesimi kürtlerdir

Şener, "Seçimler gösterdi ki toplumun en dinamik kesimi Kürtlerdir. Yeryüzünde büyük heyecanlar oluşturan Büyük önemli siyasilerin tamamı ülkelerini felakete sürüklemiştir. Bazen zaferlerin en büyüğü yenilgidir." dedi.

Bağımsız aday olduğu Sivas'tan 17 bin oy alarak milletvekili seçilemeyen Abdüllatif Şener, partililerle bir araya gelerek değerlendirme yaptı. Eşi Berrin şener'in de hazır olduğu toplantıda seçimle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şener sonuçların ülkeye hayır getirmesini diledi. Seçimlerin seçilenler hakkında verilen bir karar değil, oy verenlerin kendi haklarında verdikleri kararlar olduğunu ifade eden Şener, "İnsanlar kendileri için neyi uygun gördülerse o kararı vermişlerdir. Ancak insanların kendileriyle ilgili verdikleri, ülkenin geleceğiyle bağlantılı vermiş oldukları bu kararlar oluşan algıları ve kurguları çerçevesinde sonuçlanmaktadır. Eğer seçmenin algısı ve seçmenin gelecekle ilgili kurgusu saptırılmışsa küresel ve ulusal iletişim ve güç merkezleri tarafından bu güç merkezlerinin yönlendirmelerine uygun oluşan algı ve kurgular sonuçları ortaya çıkaracaktır. Bu seçimlerde bu şekilde neticelendirilmiştir." dedi.

'EN DİNAMİK KESİM KÜRTLER'

Seçim sonuçları ile ilgili uzun analizler yapmak istemediğini belirten Şener şöyle devam etti:
"Bu seçimler göstermiştir ki Türkiye'de yaşayan 74 milyon insan birlik beraberlik içinde olmak zorundadır. Ülkemizin bütünlüğü her şeyin önünde. Ancak sindirilen ve yükselen değerlerin var olduğunu görmüş olmaktan üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum. Ülkemizin içinde Sivas'ın bulunduğu büyük kesinde sindirilen susturulan özgüven duyguları tahrip edilerek değerleri yitirilen geniş kitleleri görmek en büyük üzüntümdür. Hiçbir seçimde görmediğim kadar, rastlamadığım kadar insanımızın özgüven duygusunu yitirdiğini, sindirildiğini ve bastırılmış olduğunu görmekten büyük üzüntü duydum.

Bu seçim sonuçlarında en büyük oy artışlarını BDP'nin bağımsızları gerçekleştirdi. Bu gösteriyor ki toplumun, ülkemizin en dinamik kesimi Kürt nüfustur. Bunu da önemli nokta olarak belirlemek gerektiğini düşünüyorum. BDP barajı aşamayacağı için bağımsız olarak aday olan ve BDP çatısında toplanacaklar 22 iken 36 olmuştur. Baktığınızda en dinamik unsurun burası olduğunu görüyoruz. Bunun çok iyi analiz edilmesi gerekir. Bu aynı zamanda bir özgüven duygusunun orada yükseliş halinde olduğunu, kendine oy verme duygusunun güçlü olduğunu gösterir. Ben doğruları anlatmaya çalıştım. Gerçekleri anlatmaya çalıştım. Ancak insanların doğruları ve gerçekleri duyar duymaz 'Bu gerçekten hayatın kendisi ve ülkenin gerçeğidir' diye oy patlaması yaşanmayacağı görülmüştür. Bu sosyolojik bir olaydır. Her doğruyu duyan ona hemen teslim olmaz, uzun süre yanlış peşinde konuşmaya devam edebilir. Bazı şeyleri erken söylemiş olabilirim. İlkokula da 6 yaşında başlamıştım. Toplum bir süre sonra ifadelerimizin doğruluğunu kabul edebilir. Bir şeyi erken söylediğiniz de kabul görmez, zaman alabilir. Biz de doğrularımızın oya dönüşmediğini üzülerek gördük."

HİTLER VE SADDAM ÖRNEĞİ

İslamiyet öncesinde Araplar'in kendi yaptıkları putlara taptıklarını, hatta seyahate çıkarken peynir ve helvadan yaptıkları putlara taptıklarını acıkınca da onları yediklmerini hatırlatan Şener şöyle dedi:

"Peygamber efendiniz bu gerçeği onlara gösterdiği ve çağırdığı halde 13 yıl boyunca putperestliği bırakan insanın sayısı bir avuç kalmıştır. Dolayısıyla bir düşüncenin güçlü olması insanların top yekun birden kabul etmesini sağlamıyor. En saçma en yanlış düşünceler bile yeri geliyor kitleleri peşinden sürüklüyor. Yeryüzünde büyük heyecanlar oluşturan büyük önemli siyasilerin tamamı ülkelerini felakete sürüklemiştir. Hitler'den daha coşkulu lider yoktur. Hitler'den daha büyük coşkuyla iktidara gelen 20 yüzyılda başka bir dünya lideri yoktur. Hitler'in karizmatik yapısıyla oluşturduğu rüzgarın ardından Alman halkı o zamana kadar hiç çekmediği ızdırabı, parçalanmayı ve elemi çekmiştir. Saddam bir zaman Irak'ta efsaneydi. O efsane Irak halkına tarihin en büyük acılarını çektirmiştir. İnsanlık tarihi coşkulu yönetimler döneminin her zaman coşkulu güzellikler değil çoğu kez coşkulu felaketler getirdiğini gözlemiştir. Ama tüm algıların bozulduğu, herkesin gücün peşinde birleşme iradesi gösterdiği bir ortamda bile ülkenin içinde bulunduğu durumu gören insanların tek başına kalsalar bile 'Kral çıplak' demeleri gerekir. Ben seçim kampanyası boyunca ülke gerçeklerini anlatmaya çalıştım. Suskun ortamda tek başıma 'Kral çıplak' diye haykırmaya çaba sarf ettim. İçinde bulunduğumuz koşulların küresel güç merkezlerinin oluşturduğu algı ve kurgular etrafında yanlış şekillendiğini haykırdım ve duyurmaya çalıştım. Görevimi yaptığımı düşünüyorum. Tek başıma kalsamda, doğruyu söyleyip haykırmanın her zaman görevim olduğunu düşünerek haykırdım. Bu zeminde de üzerime düşeni yaptım."


'BAZEN ZAFERLERİN EN BÜYÜĞÜ YENİLGİLERDİR'

Sivas'ın kendisen 17 binin üzerinde oy verdiğini ve bunun az bir rakam olmadığını belirten Şener şöyle devam etti:

"İnsanlık tarihini her zaman tek bir kişi kararlılık ile yürüyerek değiştirmiştir. Sivas'ta 17 bin yiğit kadın ve erkek var. Ben Sivas'ımızın bu yiğit insanlarını kutluyor tebrik ediyorum. Bu yiğit insanlar kurulu siyasetin pasif unsurları olmaktan öte doğru bir siyasetin kurulması için iradelerini ortaya koymuşlardır cesaretlerini ortaya koymuşlardır. Bireysel anlamda değerlendirecek olursak ben kendimi bu seçimden başarıyla çıkmış buluyorum.

Seçim öncesinde seçmenin yüzde 80'i benim Sivas'tan meclise gitmemi isteğini göstermiştir. Ama bunların ne kadarının oy vereceğini bilemiyorum demiştim. Ama seçim günü bu yüzde 80'den kaçının doğrudan doğruya bizi desteklediğini görmüş olduk. Bizim mücadelemiz hemşehrilerimizin mücadelesidir. Benim mücadelem Türkiye'nin, bu toprakların, ülkenin geleceğinin mücadelesi, çocuklarımızın geleceğinin mücadelesidir. Bazen zaferlerin en büyüğü yenilgilerdir. İnsan bazen kaybettiğini hissettiği, gördüğü anda en büyük zaferi kazanmıştır. Ben bunu bir yenilgi değil bir zafer olarak görüyorum. Ülkemizin yolu aydınlık olsun."

YENİ YOL HARİTASI

Bundan sonra siyasette nasıl yol izleyeceğine partisinin karar organı ve il başkanları ile yapacakları değerlendirmeden sonra vereceğini belirten Şener, "Bu karardan önce yapacağım ilk iş Ankara'ya gideceğim zaman yapacağım. Bir zamanlar çok popüler ve tartışılan bir kitap vardı. Kütüphanemde olmasına rağmen okuyamamıştım. Barrington Moore'un 'Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri' isimli kitabı var. Bin sayfaya yakın bir kitap. İlk yapacağım iş o kitabı okumak olacak." diye konuştu.

15 KİLO VERDİ

Seçim çalışmalarını 16 Nisan'da başlatan Abdüllatif Şener'in il, ilçe ve köyler olmak üzere toplam 70 bin kilometre yol katettiği öğrenildi. Seçmenlerle şipşak fotoğraf çektiren Şener'in bu çerçevede 40 bin fotoğraf dağıttığı belirtildi. Yoğun seçim çalışmaları kapsamında Şener'in bir hayli zayıfladığı da gözlendi. Sivas'a geldiğinde 86 kilo olan Şener'in toplam 15 kilo vererek, 71 kiloya düştüğü belirtildi.
mynet