En Yeniler
dsp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dsp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/18/2011

seyyah1906

başbakan olunca yine bir mercedes tahsis ettiler o zamanda reddedince bir renault safrane verdiler

Partisinin Kızılcahamam kampında ÖTV zammıyla ilgili eleştirilere “Kardeşim sigarayı içmezsin, olur biter. Alkolü daha az tüketirsin olur biter. Kalkıp da Porsche kullanacağına Fiat’a bin” yanıtını veren, ancak kendisi makam aracı olarak 500 bin TL’lik BMW kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “tasarruf” önerisinin uygulamasını, başbakanlar arasında bir tek merhum DSP lideri Bülent Ecevit yapmıştı.
Ecevit’in yakın koruması ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün, Ecevit’in lüks yaşam düşkünü olmadığını ve hep yerli otomobil kullandığını vurgularken “Erdoğan’ın en lüks makam araçlarına binerken halka ‘Fiat’a bin’ çağrısında bulunması ahlaki ve gerçekçi değil” dedi. AKP’nin, zamları güncelleme olarak yutturmaya çalıştığını da kaydeden Birgün, “Ancak halk, bu kadar cahil değil” diye konuştu.

Ecevit, 1997 yılında iktidara geldiğinde Mercedes marka makam otomobilini reddederek önce partisine ait Kartal’a, daha sonra zırhlı Tempra’ya, en son olarak ise Renault Safrane marka yerli otomobillere binmişti. Ecevit, yerli otomobil tercihiyle ilgili olarak şunları söylemişti:

“Biliyorsun, hiçbir zaman yabancı araba kullanmadım. Bundan sonra da kullanmayacağımı herkes bilir. Vaktiyle Meclis, parti başkanlığı için Mercedes bir araba vermişti. Reddetmiştim. Sonra Başbakan olunca yine bir Mercedes tahsis ettiler. O zaman da reddedince bir Renault Safrane verdiler. Pekâlâ rahat ve güvenli. Güvenlik açısından zırhlı olması istenince Odalar Birliği Başkanı Fuat Miras’la görüştüm. Sadece yabancı bir arabanın ön camının yenisinin milyarlarca lira olduğunu ve Türkiye’de zırhlı araba yapımının çok daha ucuza çıkarabildiklerini söyledi.”

6/20/2011

seyyah1906

düşmanım bile olsa kötülüğünü istemem ama evren ceza alırsa üzülmem

Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in 12 Eylül darbesi nedeniyle verdiği ifadesine ilk tepki dönemin ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’ten geldi. 

Evren ve komutanların sorumluluğu siyasetçilere atmasına tepki gösteren Ecevit, “Temenni etmediğimiz antidemokratik bir şeyi nereden tahmin edecektik?” dedi. Evren’i “düşmanım” diye nitelendiren Rahşan Ecevit, “Düşmanımın bile kötülüğünü istemem ama Evren ceza alırsa üzülmem. Bize ve binlerce insana kötülük yaptılar” dedi.


Cumhuriyet Gazetesi'nden Utku Çakırözer'in haberine göre Rahşan Ecevit, darbe lideri Evren’in ifadesinde dönemin siyasetçilerini hedef alan sözleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

Nereden tahmin edecektik: Kenan Evren diyor ki ‘siyasetçiler tahmin etmeliydi’. Temenni etmediğimiz antidemokratik bir şeyi nasıl tahmin edecektik? Temenni etmeyince düşünemez, tahmin edemezdik.

Ecevit nezaketinden karşıladı: “Bülent Ecevit’in kendisine şikâyette bulunmadığını ve kendisini kapıda karşıladığını” söylüyor. Herkes bilir ki Bülent (Ecevit) baş düşmanına bile nazik davranan, önünde saygıyla konuşan bir insandı. Ama hissiyatı bambaşkadır. Şikâyeti olmaz mı hiç? Hem bizi Hamzakoy’a götürdüler, hem de sonrasında üç kez üçer ay hapis cezası verdirdi. Bunların hiçbiri güzel anılar değil.

Bürokratlar emir kulu: Eğer o dönem sorgulanacaksa sadece komuta heyeti sorumlu tutulmalı. O dönemin bürokratlarına dokunulmaması gerekir, çünkü onlar emir kulu. Baştakiler ne dediyse onu yaptılar.

Mecburiyetten tokalaştım: Evren ile bir kez yüz yüze görüşme yaptım. O da DSP’yi kurarken mecburi olduğu için gitmek durumunda kaldım. Sadece söylenmesi gerekeni söyleyip ayrıldım oradan. Birkaç kez de resmi törenlerde el sıkışılmıştır. Ama mecburiyetten.

Ecevit yıllarca yasaklandı: 12 Eylül darbesinin ardından bir süre Hamzaköy’de gözetim altında tutulan Bülent Ecevit, siyasetten de yasaklandı. 15 Eylül 1981’de Milli Güvenlik Konseyi 9 maddelik bir yasayla siyasi partileri kapatırken, CHP ve diğer partilerin mallarına el konuldu. Ecevit’in siyasi yasaklı olması üzerine eşi Rahşan Ecevit, 1983 yılında Demokratik Sol Parti’yi kurdu. 6 Eylül 1987 yılına kadar DSP’nin genel başkanlığını Rahşan Ecevit yürüttü. Yasakların kaldırılmasıyla birlikte siyasete dönen Ecevit, 13 Eylül 1987 yılında toplanan 6. DSP Kurucular Kurulu toplantısında genel başkan seçildi.

CHP Kılıçdaroğlu ile devam etmeli

Deniz Baykal’ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP liderlik koltuğuna oturmasına açık destek veren Rahşan Ecevit, seçim sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Kılıçdaroğlu’nun şu anda suçlanmasını haksız buluyorum. Ondan önce partide bir yanlışlık vardı. Geldikten sonra kısacık sürede canla başla çalışıp partisinin oylarını arttırdı. Ama örgütte bir sıkıntı olduğu ortada. Kılıçdaroğlu bir ümit yakaladı, eğer çekilirse her şey bozulur.”

CHP içindeki tartışmalar ve muhaliflerin “kurultay” talepleri konusunda ise Ecevit, “Şu sırada kavgayı bırakıp, sarılıp kucaklaşmaları ve derhal bundan sonraki seçim için çalışmaya başlamaları gerekir. İç kavga bitmeden, dış kavgaya dönülemez” dedi.
mynet

6/15/2011

seyyah1906

demokrat sol parti genel başkanı 10 temmuzda olağanüstü kurultayı topluyor

DSP Genel Başkanı Masum Türker, "DSP tüzüğünün 22. Maddesi'nin verdiği yetkiye dayanarak 10 Temmuz 2011 Pazar günü DSP Olağanüstü Kurultayı'nı toplantıya çağırıyorum" dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, DSP'nin 10 Temmuz 2011 Pazar günü DSP Olağanüstü Kurultayı'nın toplanacağını bildirdi.


12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinde 0,25 oy oranıyla baraj altında kalan DSP, olağanüstü kurultay kararı aldı.


DSP Başkanlık Kurulu, DSP Genel Başkanı Masum Türker'in başkanlığında toplandı. Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yapılan toplantının ardından açıklama yapan Türker, "Partimizin Başkanlık Kurulu üyeleriyle seçim sonuçlarını değerlendirdik. DSP Tüzüğü'nün 22. Maddesi'nin verdiği yetkiye dayanarak, 10 Temmuz 2011 Pazar günü DSP Olağanüstü Kurultayı'nı toplantıya çağırıyorum" dedi.
cumhuriyet portal

6/14/2011

seyyah1906

dsp genel başkan yardımcısı dsp'nin seçimde en başarısız parti olduğunu söyledi

Genel seçimlerde baraj altı kalarak yüzde 0,25 oy alan Masum Türker liderliğindeki DSP'de, ilk istifa Genel Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan'dan geldi. Gürkan, Türker'e yazdığı istifa mektubunda Haziran 2011 Genel Seçim sonuçlarının Türkiye için sevindirici olmadığını belirterek, parti için ise kabul edilebilir olmaktan uzak olduğunu ifade etti. "DSP seçimlerin en başarısız partilerindendir" diyen Gürkan, bu sonucun adaletsiz yüzde 10 barajı, ilgisiz medya, 'oylar bölünmesin' kampanyası gibi mazeretlerle geçiştirilemeyeceğini kaydetti.


Türker'i işaret ederek, "12 Eylül 2010 Anayasa referandumu öncesinden başlayarak sizi ısrarla uyardık" diyen Gürkan şöyle devam etti: "Türkiye'nin tepeden tırnağa dönüştürüldüğünü, bu koşullarda Türkiye'nin DSP'ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalıştık. DSP'nin, Atatürk'ün yolundan saptırılmış aydınlanma devrimini tamamlamak ve Bülent Ecevit'in yarıda bıraktırılmış ezilenlerin ak günler yürüyüşünü yeniden başlatmakla görevli ve ödevli olduğunu vurguladık. Oralı olmadınız. DSP'nin görev ve ödevlerini seçim bildirgesine lütfen girmiş bir cümle olarak geçiştirdiniz. Halkla buluşmayı otobüsün içinden boşluğa el sallamakla özdeşleştiren bir sözde seçim kampanyası yürüttünüz. Televizyonlarda, ilan tahtalarında ve diğer bütün tanıtım araçlarında kendinizi oy pusulalarındaki kimliğimiz ak güvercinin dahi önünde tuttunuz. Ötesinde, kurucumuz ve kuramcımız Bülent Ecevit'in, deyim yerindeyse adının anılmasına dahi fırsat vermediniz."

'İttifak çalışmalarınız sulandırdınız'

Türker'i seçimler için yaşamsal olan ittifak çalışmalarını sulandırmakla suçlayan Gürkan, "Sola açılma önerimizi, ancak DYP ile ittifak yaparsak barajın aşılacağı aldatmacasıyla fiilen engellediniz. Hem doğrudan hem de medya üzerinden yaptığınız çağrılarda BTP, SP ve Has Parti'yi öne çıkarttınız. Sonuçta, 1999 Mart ayında TBMM'de DSP'ye ve Bülent Ecevit'e saldırıları tutanaklarda duran Mahmut Yılbaş'ı baş tacı yaptınız. Adaylarımız belirlenirken önseçim taahhüdümüzü de unuttunuz. Bu ilkesizlikler çok sayıda partili arkadaşımızı, bu arada beni adaylıktan caydırırken, DSP'nin ulusal solun dünyasındaki güvenirliğini de zedeledi. DSP'yi Bülent Ecevit'in demokratik sol çizgisinde Türkiye için yeniden var etmek bizim sorumluluğumuzdadır" dedi.

Bu nedenlerle DSP'nin olağanüstü kurultay sürecinin derhal başlatılması ve Parti Meclisi'nin en geç on gün içinde toplanarak bu kararı almasının kaçınılmaz olduğunu belirten Gürkan, "Bundan kaçınmak hem siyasi, hem de insani etiğe sığmaz. Bu vesileyle, böylesi bir başarısızlık karşısında istifanın erdem olduğu inancımla DSP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrıldığımı da bilginize sunarım. DSP'de, geride bıraktığımız yedi yılda adım adım unuttuğumuz ulusalcı demokratik sol çizgimizin güncel görevlerini netleştirmek ve yerine getirmek; parti içinde tam demokrasiyi yaşama geçirmek umuduyla DSP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılıyorum" dedi.


Macit de istifa etti

Gürkan'ın yanısıra DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit'in de görevinden istifa ettiği öğrenildi. Seçimden birkaç gün önce Genel Başkan Türker'e istifasını sunduğunu belirten Macit, "DSP Genel Başkan Yardımcılığından ayrıldım. Genel Başkan istifamı kabul etmediğini söylese de ben fiilen ayrılmış durumdayım. DSP'den ayrılamam söz konusu olmaz, PM üyeliğim devam ediyor. Ancak öteden beri çalışma anlayışında farklıklar vardı. Bu farklılıklardan dolayı istifa ettim. Seçimden alınan sonucun ardında da yönetim gerekli değerlendirmeyi, gerekli kararı alacaktır" diye konuştu.
cumhuriyet portal