En Yeniler
iddia etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iddia etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/14/2011

seyyah1906

iddianızı ispat etmekle mükellefsiniz denilmişti mit-pkk görüşmelerinin kaydı ortaya çıktı

Muhalefetin “Hükümet PKK ile pazarlık yapıyor” iddiasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “şerefsizlik” olarak nitelendirmiş, daha sonra “Hükümet değil ama devlet görüşür” demişti.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte PKK yöneticileri Mustafa Karasu ve Sabri Ok’la yaptığı ileri sürülen toplantının ses kayıtlarının internette yayınlanmasının ardından devletin PKK ile yaptığı görüşmeler tekrar gündeme geldi. Devlet ile PKK’nın görüştüğünü 12 Eylül 2010 referandumundan önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme getirmişti. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin bu iddiaları üzerine 19 Ağustos 2010’da AKP’den yazılı bir açıklama yapılmış ve “AK Parti’nin ve AK Parti hükümetinin illegal bir örgütle masaya oturması, müzakere yapması söz konusu değildir ve olamaz. Bu konu ile ilgili tüm söylenenler ve yazılıp çizilenler, halk oylaması sürecini olumsuz etkilemeye ve vatandaşlarımızın kafasını karıştırmaya yönelik spekülasyonlardan ibarettir” denilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıklamanın ertesi günü 20 Ağustos 2010’da Afyon gezisi sırasında bir soru üzerine “Bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK’yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir” demişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de aynı akşam katıldığı bir iftarda Hükümet’e seslenerek “PKK ile anlaştığınızı niye saklıyorsunuz? Kandil’den ses geliyor, 4 defa görüşüldü, 4 günde de anlaşma yapıldı. Kiminle? Imralı ile anlaşma yapıldı. Bunu niye açıklamıyorsun Sayın Başbakan?” diye konuşmuştu.

-“MASAYA OTURDUĞUMUZU SÖYLEME ŞEREFSİZLİĞİNİ YAPANLAR...”-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin “pazarlık” iddialarını sürdürmesi üzerine 21 Ağustos 2010’da Kayseri mitinginde sert yanıt vermiş ve şöyle konuşmuştu:

“Bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Bu iftirayı atanlara söylüyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli bizim masaya oturduğumuzu söylüyorsanız, bu iddianızı ispatla siz mükellefsiniz siz. Hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez.”

-“HÜKÜMET DEĞİL, DEVLET GÖRÜŞÜR”-

Referandum sürecinde PKK ile pazarlık tartışmaları sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Ağustos 2010’da Show TV’de katıldığı Siyaset Meydanı programında terör örgütüyle görüşme iddialarına ilişkin “Burada bir şeyi birbirine karıştırmayalım. Biz siyasi iradeyiz, siyasi iktidarız. Biz siyasi iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir” demişti. “Devlet kurumları” ile neyi kastettiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan “Mesela, devletin istihbarat kurumu vardır. Bu bir istihbari görevdir. Bu istihbari görev de nedir, bazı kilitleri açmak içindir, çözmek içindir. Bunları yapar ama hiçbir zaman siyasi irade kalkıp da muhatap alıp masaya asla oturmaz, böyle bir şey olamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, istihbarat örgütlerinin görevi de nedir, ağırlıklı olarak zaten bu tür görevlerdir. Bunları yaparlar. Bunu yaparken de niçin yaparlar, bir çözüm kilidi açmak için yaparlar. Kalkıp da burada muhalefetin söylediği gibi benim arkadaşlarımın veyahut siyasi iradenin görüşmeler yaptığı, masaya oturduğu yani bu, ağır konuştum ama bu bir şerefsizliktir. Böyle bir şeyi kimse bize yıkamaz. Böyle bir şeyi ne ben, ne arkadaşlarım, ne benim bilgim dahilinde siyasi iradeden hiçbir kimse bugüne kadar yapmamıştır, yapamaz” diye konuşmuştu.

ANKA

6/17/2011

seyyah1906

chp mersin milletvekili seçimde iddiayı kaybedince bakana takım elbise aldı

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, aldığı siyah renkli takım elbise ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde (MGC) basın toplantısı düzenleyerek, seçime ilişkin sonuçları değerlendirdi.
AKP'nin Mersin'de seçimin galibi olduğunu beyan ettiğini ve bazı basın yayın organlarında bu farkın 10-20 binlerde olduğu şeklinde haberler yer aldığını belirten Gök, ''Bunların tümü gerçek dışı. Elimde dün akşam itibari ile İl Seçim Kurulunun son birleştirme tutanağı var. Buna göre, Mersin'de seçimin gerçek galibi CHP'dir. Rakamlara göre 2007'den 2011'e oy artırma oranı CHP'nin yüzde 58'dir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oy artırma oranı da yüzde 44'dür. MHP ise eksi 28 gerilemiştir'' dedi. Büyükşehir belediyesi hudutları dahilinde AKP'ye ortalama 25 bin, MHP'ye ise 85 bin oy fazlaları bulunduğunu belirten Gök, şöyle devam eti:
''İlçe bazında AKP 7 ilçede her ne kadar önde görünse de biz 5 ilçede birinci olduk. MHP ve AKP'in kalesi Erdemli, CHP'nin yüzde 105'le en yüksek oy artırdığı ilçe oldu. Bozyazı'da yüzde 89, Silifke'de yüzde 77, Anamur'da yüzde 65 oyumuzu artırdık. Mersin'in 4 ilçesinde yüzde 63 artırdık. İl bazında oy oranımız yüzde 58 arttı. Tarsus yüzde 55, Çamlıyayla yüzde 30, Aydıncık ve diğer ilçeler geliyor. Dolayısıyla Mersin'de her ilçede oy artıran CHP'dir.''

''123 oy karşılığı"
Mersin'de seçim sonuçlarına ilişkin kimin birinci parti olacağı konusunda takım elbisesine iddiasına girdiklerini anımsatan Gök, ''Kendisinin verdiği 52-6 olan beden ölçüsündeki takım elbisesini Mersin'den aldım. Mersin'de son itirazlar sonrasında AKP 309 bin 903, CHP ise 309 bin 780 oy aldı. Sayın Çağlayan'ın partisi AKP ile il bazındaki aramızdaki oy farkı 123'tür. Bu elbise bu farkadır. Güle güle giysin. kurye ile il başkanlığına göndereceğim'' diye konuştu.
Açıklaması sırasında bir kağıda yazdığı ''123 oy karşılığı'' yazısını takım elbisenin üzerine iliştiren Gök, şöyle devam etti:
''Benim örgütüm, benim partim Mersin'de gerçek kazanandır. Biz arkamızda devlet ve hükümet desteksiz bu oyu aldık. Aslında tek galip vardır, o da CHP'dir. Bu adaletsiz yarışta 123 oy farkla bu oluştu. Bu adaletsiz yarışta harçlıklarını, emekli maaşlarını, imkanlarını harcayan Mersin halkına, oy verenlere, çalışanlara ellerinden gelen çabayı gösteren dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bu halkımıza karşı bizim borcumuzdur. Çünkü 309 bin 780 oyla AKP ile aynı oyu sağlayan Mersin halkıdır. Mersin kırmızıdır, Mersin CHP'dir.''

"Büyükşehir Belediyesini CHP'den alamayacaklar. Her şeyine bahse girerim.''

Gök, sonucu, yaptıkları yoğun çalışmaya rağmen AKP'nin Mersin'deki hezimeti olarak nitelendirdi.
Gök, şunları kaydetti: ''Büyükşehirdeki 25 bin oy farkından dolayı hükümet tarafından tüm il tek belediye yapılmak isteniyor. Şimdi de Tarsus'tan Anamur'a kadar 40 belde belediyesini kapatıp, 13 ilçe belediyesini tek büyükşehire bağlayarak acaba il bazındaki oylarla Mersin Büyükşehir Belediyesini kazanabilir miyim hesabı yapıyorlar. Bunu kanunla yapacaklar ve çalışmasına başlamışlar. Bu çalışmalarla bütün ilçeleri büyükşehire bağlayarak tüm ilçe ve köylerin oyu ile büyükşehiri almaya çalışıyorlar. Yani bir milyon 137 bin seçmenin büyükşehire oy kullanmasını sağlayacaklar. Hodri meydan diyorum. İstedikleri kadar büyütsünler Büyükşehir Belediyesini CHP'den alamayacaklar. Her şeyine bahse girerim.''
cumhuriyet portal