En Yeniler
iftira etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iftira etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/19/2011

seyyah1906

bülent arınç:görüşmeler aktarılırsa bunu ertesi gün işportada bulmak mümkün

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısına katılmak üzere AKP'ye gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arınç, MİT'in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuya ilişkin, ''bunun bir istihbarat konusu olduğunu, terörle mücadele kapsamında bu tür görüşmelerin yapılabileceği ve bu tür görüşmelerde eğer bir fayda sağlanıyorsa, devam etmesi gerektiği'' konusunda beyanda bulunduğunu hatırlattı. Arınç, kendisinin de aynı düşüncede olduğunu belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin eleştirilerini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Arınç, şunları söyledi:

''Evet 'niçin görüştünüz?' demiyorum diyor. Demek ki bu tür görüşmelerin yapılmasını kendisi de olağan karşılıyor. Ancak bunun Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu söylüyor. Bu büyük bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu görüşmeler istihbarat örgütü ile diğer örgüt arasında Türkiye'de terörün tamamen sonlandırılması ve eylemlerin bitirilmesi noktasında yapılacak bir görüşmenin ipuçlarını veriyor. Bildiğiniz gibi şu anda MİT Müsteşarı olan Sayın Hakan Fidan o tarihlerde belki Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak da görev yapıyor olabilir. Çünkü bu görüşmenin tarihi henüz netleşmemiştir. Ama hepimizin bildiği gibi MİT'in çalışmalarına o zamandan itibaren katılmış, o kurumun başındaki kişi emekli olunca müsteşarlık görevine getirilmiş birisidir. Dolayısıyla müsteşar yardımcısı sıfatıyla bu toplantıya katılıyor olması, onun Başbakanlıkla ilgili olduğunu göstermez. Bilakis MİT Müsteşarlığına adım adım yaklaşan birisinin çok öncesinde MİT'in faaliyetlerine iştirak ettiğini gösterir.''

Arınç, Kılıçdaroğlu'nun ''Niçin bize haber verilmedi ya da yalan söylendi'' dediğini ifade ederek, bu tür görüşmelerin Kılıçdaroğlu'na haber verilmesi gerekmediğini belirtti. Arınç, ''Ona veya bir başkasına bu tür gizli kalması gereken görüşmeler aktarılırsa bunu ertesi gün işportada bulmak mümkün olabilir. Çünkü ne kadar kapalı oturum istemişlerse Meclis'te o kapalı oturum istekleri yerine getirilmiştir ama kapalı oturumda söylenenlerin hepsi ifşa edilmiştir veya en azından 'bize hiç bir şey söylenmedi' şeklinde eleştiriye muhatap olmuşuzdur. Bu nitelikli bir iştir. Bu işin başarıya ulaşması, işin herkesin önünde yapılmasını değil, gizlilik ölçüsü içeresinde yapılmasını gerektirir'' diye konuştu.

Görüşmelerin kim tarafından yayınlanmış olabileceğinin sorulmasına karşılık da Arınç, şunları söyledi:

''Belki bir gizli servisler mücadelesinden bahsedebiliriz. İkincisi, taraflara baktığımız zaman bunların her birinden bu tür bir sızdırma veya servis etme gerçekleşebilir diye düşünüyorum. Benim küçücük aklımla bulabildiğim sonuç budur. Orada kim var; PKK'yı temsil eden bir kaç kişi. Kim var; MİT var. Kim var, üçüncü bir ülkeden kendisini bir şekilde tanıtan kişi. Bir dördüncüsü de olabilir. Bu görüşmeleri dinlemiş, not etmiş, zamanı geldiğinde de kendi yararına sızdırmak isteyen bir başkası olabilir. O sizin dediğiniz ülkeyle birlikte her şey akla gelebilir. Ama önemli olan sonuç, bu tür bir gizli kalması gereken görüşmenin bile dinlenebildiği ve yeri ve zamanı gelince o kişiler veya kurumlar tarafından sızdırılabildiğidir. Çok da önemli değil. Bu bir şekilde ortaya konulmuştur. Bundan sonraki amaçlarda veya bundan sonraki zamanlarda, evrelerde sanıyorum bu tür dikkatler daha da çoğalmış olması lazım.''

9/14/2011

seyyah1906

iddianızı ispat etmekle mükellefsiniz denilmişti mit-pkk görüşmelerinin kaydı ortaya çıktı

Muhalefetin “Hükümet PKK ile pazarlık yapıyor” iddiasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “şerefsizlik” olarak nitelendirmiş, daha sonra “Hükümet değil ama devlet görüşür” demişti.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte PKK yöneticileri Mustafa Karasu ve Sabri Ok’la yaptığı ileri sürülen toplantının ses kayıtlarının internette yayınlanmasının ardından devletin PKK ile yaptığı görüşmeler tekrar gündeme geldi. Devlet ile PKK’nın görüştüğünü 12 Eylül 2010 referandumundan önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme getirmişti. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin bu iddiaları üzerine 19 Ağustos 2010’da AKP’den yazılı bir açıklama yapılmış ve “AK Parti’nin ve AK Parti hükümetinin illegal bir örgütle masaya oturması, müzakere yapması söz konusu değildir ve olamaz. Bu konu ile ilgili tüm söylenenler ve yazılıp çizilenler, halk oylaması sürecini olumsuz etkilemeye ve vatandaşlarımızın kafasını karıştırmaya yönelik spekülasyonlardan ibarettir” denilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıklamanın ertesi günü 20 Ağustos 2010’da Afyon gezisi sırasında bir soru üzerine “Bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK’yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir” demişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de aynı akşam katıldığı bir iftarda Hükümet’e seslenerek “PKK ile anlaştığınızı niye saklıyorsunuz? Kandil’den ses geliyor, 4 defa görüşüldü, 4 günde de anlaşma yapıldı. Kiminle? Imralı ile anlaşma yapıldı. Bunu niye açıklamıyorsun Sayın Başbakan?” diye konuşmuştu.

-“MASAYA OTURDUĞUMUZU SÖYLEME ŞEREFSİZLİĞİNİ YAPANLAR...”-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin “pazarlık” iddialarını sürdürmesi üzerine 21 Ağustos 2010’da Kayseri mitinginde sert yanıt vermiş ve şöyle konuşmuştu:

“Bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Bu iftirayı atanlara söylüyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli bizim masaya oturduğumuzu söylüyorsanız, bu iddianızı ispatla siz mükellefsiniz siz. Hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez.”

-“HÜKÜMET DEĞİL, DEVLET GÖRÜŞÜR”-

Referandum sürecinde PKK ile pazarlık tartışmaları sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Ağustos 2010’da Show TV’de katıldığı Siyaset Meydanı programında terör örgütüyle görüşme iddialarına ilişkin “Burada bir şeyi birbirine karıştırmayalım. Biz siyasi iradeyiz, siyasi iktidarız. Biz siyasi iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir” demişti. “Devlet kurumları” ile neyi kastettiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan “Mesela, devletin istihbarat kurumu vardır. Bu bir istihbari görevdir. Bu istihbari görev de nedir, bazı kilitleri açmak içindir, çözmek içindir. Bunları yapar ama hiçbir zaman siyasi irade kalkıp da muhatap alıp masaya asla oturmaz, böyle bir şey olamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, istihbarat örgütlerinin görevi de nedir, ağırlıklı olarak zaten bu tür görevlerdir. Bunları yaparlar. Bunu yaparken de niçin yaparlar, bir çözüm kilidi açmak için yaparlar. Kalkıp da burada muhalefetin söylediği gibi benim arkadaşlarımın veyahut siyasi iradenin görüşmeler yaptığı, masaya oturduğu yani bu, ağır konuştum ama bu bir şerefsizliktir. Böyle bir şeyi kimse bize yıkamaz. Böyle bir şeyi ne ben, ne arkadaşlarım, ne benim bilgim dahilinde siyasi iradeden hiçbir kimse bugüne kadar yapmamıştır, yapamaz” diye konuşmuştu.

ANKA

6/13/2011

seyyah1906

devlet bahçeliden değerlendirme meclis dışında bırakma komplosu tutmadı

Sonuna kadar saygılıyız
Milli irade tecelli etmiş ve kararını vermiştir. AKP geçerli oyların yaklaşık yüzde 50’sini alarak 3’üncü defa tek başına iktidara ulaşmıştır. MHP ise yaklaşık yüzde 13 oy oranıyla 54 milletvekili kazanmış ve Meclis’in 3’üncü partisi olmuştur. Milletimiz MHP’ye muhalefet görevini vermiştir. Partimiz, büyük Türk milletinin tercihine sonuna kadar saygılıdır.

Ne var ki seçim arifesinde sahnelenen oyunlar ve senaryolar birçok açıdan düşündürücü ve tartışmaya açık bir durumu da ortaya çıkarmıştır. Partimizi baraj altında bırakmaya dönük kirli bir kampanya, merkezinde AKP’nin bulunduğu geniş bir ittifak tarafından tüm gücüyle icra edilmiştir.

Kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla sürekli olarak ilan edilen anketler, MHP’ye yönelik psikolojik operasyonun önemli bir unsuru olmuştur. MHP’nin temsil edilmediği bir Meclis yapısının hayat bulması için insaf, vicdan, haya, hukuk ve ahlak dışı her türlü yola başvurulmuştur. Hatta YSK’nın partimizin ihraç ettiği bazı milletvekili adayları ile ilgili yanlı tutumu ve işi yokuşa süren tavrı son derece yakışıksız olmuş ve oynanan oyunların bir parçası olduğu şüphesini güçlendirmiştir. Çifte standartlı bu uygulamanın öncelikle MHP’yi kamuoyu nezdinde zor durumda bırakmaya dönük olduğu kuşkusuzdur.

Millet yalnız bırakmadı

Başbakan Erdoğan’ın iftiralarının, ağır hakaretlerinin ve tezgâhlarının hedefinde partimiz yer almıştır. Buna rağmen Türk milleti, MHP’yi sahiplenmiş ve yalnız bırakmamıştır. Partimizi Meclis dışında bırakmaya dönük sistemli, planlı, tuzak ve komplolar milletimizin kararlılığına çarpmış ve sonuçsuz kalmıştır. Çok meşakkatli seçim süresinde fedakârca çalışan tüm teşkilat mensuplarımıza ve dava arkadaşlarımıza bu vesileyle teşekkür ediyorum. MHP’nin güçlü bir şekilde Meclis’te temsil edilmesi için oylarıyla yardımını ve desteğini esirgemeyen milletimize şükranlarımı sunuyorum. Seçim sonuçlarının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Odasından izledi

MHP Lideri Devlet Bahçeli, oyu Ankara’da Çankaya Anıttepe İlköğretim Okulu’ndaki 4460 sayılı sandıkta kullandı. Bahçeli, seçimi Genel Merkez’deki odasından takip ederken, parti yemekhanesinden getirilen yemekleri yiyip, bol bol çay içti. MHP’liler, sonuçları sakin bir tavırla izlediler.
hürriyet