En Yeniler
istihbarat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istihbarat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/05/2012

seyyah1906

dikkat et sana görev verenler bir zamanlar kaddafi'ye de görev veriyordu

Halk TV'de Ali Öztunç'un hazırlayıp sunduğu "Meclis Koridoru" programına katılan Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, Başbakan Erdoğan'a yönelik ağır eleştirilerde bulundu.

Zeybek, "AKP kökü olmayan bir parti. O yüzden Menderes'e sahip çıkıyor" diye konuştu.
"Sorumlu F-16 pilotu değil hükmet" diyen Zeybek, şöyle devam etti:
"İstihbarat mı yanlıştı yoksa Türkiye yeni bir operasyonla karşı karşıya mı kaldı? Bu sorunun yanıtı çok önemli. Bölgedeki uluslar arası güç ve onların oyunlarını görmeden bu gerçek anlaşılamaz. Sorun BOP'tur. Ama Başbakan BOP'un eş başkanıyım dedi. Ben de sen BOP'un peşbaşkanısın diyorum. Peşinde giden başkanısın yani. Devletin bu olaydan dolayı özür borcu vardır. Kaçakçılık yapan insanların öldürülmesi kabul edilemez. Bu olayın sorumlusu siyasi iktidardır. Son tahlilde hesabı tabi ki siyasi iktidar verecektir. F-16 pilotunun, TSK'nın sorumluluğu yoktur. Hükümet bu sorumluluğu kabul etmelidir."


"Erdoğan'ın derin din bilgisi yoktur"

"Başbakan Erdoğan'ın çok derin dini bilgisi yoktur" diyen Zeybek, şunları söyledi:

"Eğer olsaydı İstanbul'da 'Allahın kuruşu' ifadesini kullanmazdı. Ama ABD için uygun bir isimdi. İslam dünyasına gerçek olmayan bir kahraman yaratmak istiyorlardı, onu da yarattılar. Enver Paşa'ya benzetmek istemem ama benzerlikleri vardır. Enver Paşa'da bir zamanlar İslam dünyasının kahramanı haline getirildi. Araplarda onun için şiirler yazılıyordu. Ama sonunda emperyalist Almanların çıkarı için savaşa girdi."

"Başbakan angut ördekleri gibi" diyen Zeybek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Angut olumlu yönleri olan bir ördektir. Örneğin eşi öldüğü zaman kendisi de kahrından ölürmüş. Ama olumsuz yönü de vardır. Avcısına doğru uçan bir ördektir. Buradan çağrı yapıyorum. Başbakan Erdoğan dikkat et. Sana görev verenler bir zamanlar Kaddafi'ye de görev veriyordu. Cumhurbaşkanı Gül'ü şahsen severim. Kendisine karşı dostluk duyuyorum. Ama Başbakan tarafından tayin edilen bir isimdir."


"AKP köksüz"

AKP'nin Menderes'e sahip çıktığını ifade eden Zeybek, "Çünkü bunların kökü yok. Kendilerine kök arıyorlar. Demirel'e Allah uzun ömür versin ama hakkın rahmetine kavuşsa ona da sahip çıkmaya kalkarlar. Bunlar Milli Görüş gömleğini çıkarttığı için köklerini kaybettiler şimdi Özal ile Menderes ile kök arayışındalar" dedi.

"Bacanağım Doğan'a baskı yapıldı"

"Aydın Doğan benim bacanağımdır. Kendisine ağabey diye hitap ederim" diye konuşan Zeybek, "Türkiye için büyük bir insandır. Türkiye'nin uzun yıllar vergi rekortmenleri arasına girdi. Medya sahibi olan herkesin başına gelenler gibi onun da başına bazı olumsuzluklar geldi. Bu hükümet tarafından Aydın Doğan'a ağır bir yük verildi. Medya üzerinde olduğu gibi bacanağım Doğan üzerinde de baskı kuruldu. O yüzden bacanağımın televizyon ve gazetelerinde ben dahi yer bulamıyorum" dedi.

12/30/2011

seyyah1906

mehmet baransu'nun cevabı sayın başbakan bugün anladım ki sizden daha iyi mit'i biliyorum

Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu'nun 'Uludere için istihbarat MİT ajanından geldi' açıklamasına Başbakan'dan yalanlama geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Uludere'de yaşamını yitiren 35 vatandaş için yaptığı açıklamada Baransu hakkında şunları söyledi:
MİT'in son anda istihbaratı yoktur, bilgi 9-10 gün önce verilmişti. Bunu yazan köşeyazarı görünümlü cambazlar var. Köşe yazarı görünümlü bu cambazların herhalde MİT içinde böcekleri var ama doğru bilgi alamıyorlar."

BARANSU'DAN ANINDA YANIT

Baransu Twitter'dan Başbakan'a anında yanıt verdi. Baransu'nun mesajları şöyle:

"Sayın Başbakan iki canbaz bir ipte oynamaz, hatırlatayım size. Öyle böcek diyerek olayı sulandırmayın Gerçeği siz de benim gibi biliyorsunuz

Sayın Başbakan, Emre Uslu I. Koşaner istifa edecek dediğinde de esip gürlemiştiniz. Ne oldu sonra... Hatırlatayım dedim

Sayın Başbakan hatırlatayım. Senin İçişleri bakanına bağlı jandarma beni dinledi Şimdi de evimin ve iş yerimin üzerine bir heron istiyorum.

Sayın Başbakan, bugün anladım ki sizden daha iyi MİT'i biliyorum. MİT arşivlerini MOSSAD'a açmıştı. Böceğe değil Mossad ajanlarına bak.

Bu ülke canbazın kim olduğunu da öğrenecek. Canbazları da. Sayın Başbakan siz de çok iyi bildiklerinizi öğreneceksiniz

Sayın Başbakan ben eli silah tutanlardan korkmadım. Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan'dan korkacağımı zannediyorsanız yanılıyorsunuz."

BARANSU İDDİA ETMİŞTİ

Taraf yazarı Mehmet Baransu köşesinde Uludere istihbaratın MİT ajanından geldiğini iddia etmişti. Baransu'nun yazısı şöyle:

"Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde 35 sivil vatandaş, TSK'nın düzenlediği hava saldırısıyla önceki gün hayatını kaybetti. Haber öncelikle gece yarısı sosyal medyada, twitter'da, bölgedeki vatandaşlar tarafından kamuoyuna duyuruldu. İddia, sivillerin öldürüldüğü yönündeydi. Bu bilgi üzerinde de ölenlerin sivil mi PKK'lı mı oldukları merak edilmeye başlandı. Yetkililerden bir açıklama beklendi.

İlk açıklama Şırnak Valisi'nden geldi. İddialar araştırılacaktı. İkinci açıklama Genelkurmay'dan yapıldı ve olay yalanlanmaya çalışıldı. Akşam saatlerinde ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik kameralar karşısına geçip, öldürülenlerin PKK'lı değil, sivil olduklarını açıkladı. Fazla detaya girmeden, olayın soruşturulduğunu belirtti.

İSTİHBARAT PKK İÇERİSİNDEKİ BİR MİT AJANINDAN

Dün gün boyu bu operasyon istihbaratının nasıl geldiğini öğrenmeye çalıştım. Hem bölgedeki yetkililerden hem Ankara'dan hem de Genelkurmay'dan aldığım bilgi, istihbaratın MİT tarafından gönderildiği. MİT'in yanlış istihbaratı üzerine 35 sivil hayatını kaybetmiş. Kendilerini ölüme götüren olayın perde arkası ise şu şekilde gelişmiş. Bilgi öncelikle PKK içerisindeki bir MİT ajanından gelmiş. Bombalanan bölgeden PKK'lıların geçeceği bu ajan sayesinde MİT'e iletilmiş. Hatta grup içerisinde Fehman Hüseyin'in olacağı yönünde de bir bilginin Ankara'ya iletildiği iddiası var. İddia diyorum çünkü bu bilgiyi yalnızca bir isimden öğrendim. MİT kendisine iletilen bu istihbaratı Genelkurmay Başkanlığı'yla paylaşıyor. Ardından da bölgeye heron gönderiliyor. Heron, bölgedeki sivil vatandaşların görüntüsü alıp, Ankara'ya iletiyor. Ankara'da görüntüleri gören yetkililerden biri durumdan şüpheleniyor. Grubun sivil olma ihtimali üzerinde duruyor. Şüphe üzerine konu yetkililerle paylaşıyor. MİT'le iki kez temasa geçiliyor. MİT yetkililerine şüphe aktarılıyor. MİT, "grup kesin PKK'lı" deyip, kendilerine gelen istihbaratın sağlam olduğunu Karargâh'a bildiriyor. "Kesin" ifadesi üzerine de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın emriyle uçaklar bölgeyi bombalıyor.

3 SAATLİK ZAMAN FARKI

Genelkurmay Başkanlığı dün yaptığı açıklamada İHA'nın görüntüleri 18:39'da aldığını belirtti. Hava operasyonun da 21:37-22:24 saatleri arasında yapıldığını açıkladı. Görüntü alınmasıyla, operasyon yapılması arasındaki bu üç saatlik zaman farkının nedeni, görüntülerden şüphelenen yetkilinin bilgisi üzerine MİT'le iki kez temasa geçilmesi. Bilginin teyit edilmesi için beklenmesi.

HİÇBİR BİRİME HABER VERİLMEDİ

Olayın en skandal tarafı ise konuyla ilgili bölgede bulunan komutanlardan hiçbir bilgi alınmaması. Bölgedeki tümen ve karakol komutanı dahil hiçbir birime haber verilmemesi. Dün bölgede görev yapan bir askeri yetkiliyle görüştüm. Operasyondan kendileri haberdar edilmemiş. Olaydan haberdar olduklarında ise çok geç olmuş. Askeri yetkili dün konuyla ilgili şunları da söyledi: "Ankara operasyondan önce bize sorsaydı, grupta bulunan kişilerin kimliklerine varıncaya kadar bilgiyi verirdik. Grubun PKK'lı olmadığını, kaçakçılık yapan korucular olduğunu karakol komutanı dahil üstleri de biliyordu."

9/19/2011

seyyah1906

bülent arınç:görüşmeler aktarılırsa bunu ertesi gün işportada bulmak mümkün

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısına katılmak üzere AKP'ye gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arınç, MİT'in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuya ilişkin, ''bunun bir istihbarat konusu olduğunu, terörle mücadele kapsamında bu tür görüşmelerin yapılabileceği ve bu tür görüşmelerde eğer bir fayda sağlanıyorsa, devam etmesi gerektiği'' konusunda beyanda bulunduğunu hatırlattı. Arınç, kendisinin de aynı düşüncede olduğunu belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin eleştirilerini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Arınç, şunları söyledi:

''Evet 'niçin görüştünüz?' demiyorum diyor. Demek ki bu tür görüşmelerin yapılmasını kendisi de olağan karşılıyor. Ancak bunun Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu söylüyor. Bu büyük bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu görüşmeler istihbarat örgütü ile diğer örgüt arasında Türkiye'de terörün tamamen sonlandırılması ve eylemlerin bitirilmesi noktasında yapılacak bir görüşmenin ipuçlarını veriyor. Bildiğiniz gibi şu anda MİT Müsteşarı olan Sayın Hakan Fidan o tarihlerde belki Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak da görev yapıyor olabilir. Çünkü bu görüşmenin tarihi henüz netleşmemiştir. Ama hepimizin bildiği gibi MİT'in çalışmalarına o zamandan itibaren katılmış, o kurumun başındaki kişi emekli olunca müsteşarlık görevine getirilmiş birisidir. Dolayısıyla müsteşar yardımcısı sıfatıyla bu toplantıya katılıyor olması, onun Başbakanlıkla ilgili olduğunu göstermez. Bilakis MİT Müsteşarlığına adım adım yaklaşan birisinin çok öncesinde MİT'in faaliyetlerine iştirak ettiğini gösterir.''

Arınç, Kılıçdaroğlu'nun ''Niçin bize haber verilmedi ya da yalan söylendi'' dediğini ifade ederek, bu tür görüşmelerin Kılıçdaroğlu'na haber verilmesi gerekmediğini belirtti. Arınç, ''Ona veya bir başkasına bu tür gizli kalması gereken görüşmeler aktarılırsa bunu ertesi gün işportada bulmak mümkün olabilir. Çünkü ne kadar kapalı oturum istemişlerse Meclis'te o kapalı oturum istekleri yerine getirilmiştir ama kapalı oturumda söylenenlerin hepsi ifşa edilmiştir veya en azından 'bize hiç bir şey söylenmedi' şeklinde eleştiriye muhatap olmuşuzdur. Bu nitelikli bir iştir. Bu işin başarıya ulaşması, işin herkesin önünde yapılmasını değil, gizlilik ölçüsü içeresinde yapılmasını gerektirir'' diye konuştu.

Görüşmelerin kim tarafından yayınlanmış olabileceğinin sorulmasına karşılık da Arınç, şunları söyledi:

''Belki bir gizli servisler mücadelesinden bahsedebiliriz. İkincisi, taraflara baktığımız zaman bunların her birinden bu tür bir sızdırma veya servis etme gerçekleşebilir diye düşünüyorum. Benim küçücük aklımla bulabildiğim sonuç budur. Orada kim var; PKK'yı temsil eden bir kaç kişi. Kim var; MİT var. Kim var, üçüncü bir ülkeden kendisini bir şekilde tanıtan kişi. Bir dördüncüsü de olabilir. Bu görüşmeleri dinlemiş, not etmiş, zamanı geldiğinde de kendi yararına sızdırmak isteyen bir başkası olabilir. O sizin dediğiniz ülkeyle birlikte her şey akla gelebilir. Ama önemli olan sonuç, bu tür bir gizli kalması gereken görüşmenin bile dinlenebildiği ve yeri ve zamanı gelince o kişiler veya kurumlar tarafından sızdırılabildiğidir. Çok da önemli değil. Bu bir şekilde ortaya konulmuştur. Bundan sonraki amaçlarda veya bundan sonraki zamanlarda, evrelerde sanıyorum bu tür dikkatler daha da çoğalmış olması lazım.''

8/17/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan ne yazık ki terör böyle acımasız dini olmayan bir olay

Başbakan Erdoğan, ''8 askerimiz sahur vakti şehit edilmiştir. Ramazanla ilgili sabırmız bitmiştir. Bundan sonrası konuşulmaz, uygulanır'' ifadesini kullandı.
İşte saldırıya tepkiler:

CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL: Buna göre de yeni düzenlemeler, hazırlıklar yapılıyor. Hükümetin bununla ilgili yeni çalışmaları vardır. Silahlı kuvvetlerimizin, emniyet teşkilatlarımızın tartışılacaktır. Ramazan ayı içerisinde bu tip provokasyonları terör örgütü bunu bilinçli şekilde yapıyor. Şunu herkesin bilmesi gerekir ki devletin gücünün üzerinde güç yoktur. Her kimse Türk devletini silahla şiddetle hizaya getireceğini düşünüyorsa büyük bir yanılgı içerisine girer ve bunun maliyeti de çok büyük olur.

Teröristler halkımızdan daima ayrı tutulup, onlara karşı devletin gücünü gösterme durumundayız. Bekleme falan söz konusu değildir. Ama terör örgütünün istihbaratlarına karşılık alınan tedbirler vardır. Yoksa gecesi-gündüzü söz konusu değildir. Tabi ki ramazan ayında halkın dikkatini çekmek için, özellikle Kürt vatandaşlarımızın dikkatini çekmek için, terörün ne olduğunu böyle bir ayda bile pusu kurularak, kalleşçe saldırılar düzenlendiği konusunda bütün halkımızın dikkatini çekip bu terörün ve terör içerisinde olanların bu örgütün ne olduğunu göstermek açısından söylenmiştir bütün bunlar. Yoksa zafiyet söz konusu olamaz. Gecesi gündüzü bayramı söz konusu olamaz.

Ama geniş anlamda yeni bir çalışmanın yapıldığını hepiniz biliyorsunuz. Bununla ilgili söylenmiş olabilir o sözler. Memleketimizde şüphesiz ki güzel şeylerin olduğu açıktır. Ama güzelliklerden hoşlanmayan, daima kötülüklerin olduğunu isteyen insanların olduğu da bir vakadır. Terör örgütü böyledir. Güzelliklerden korkan, demokrasiden korkan, bütün bölgelerimizin zenginleşmesinden korkan, oradaki insanların devletine milletine bağlılığından korkan bir örgüttür. Devletin gücü üstünde hiçbir gücün olmadığını içerde dışarıda dünya alemin bilmesi gerekir. Şehitlerimize rahmet diliyorum."

BAŞBAKAN ERDOĞAN: Bir hüznümü ifadeyle sözlerime gireceğim. Bu gece yarısı sahur vaktinde biri korucu 9 yavrumuzu teröristler şehit ettiler. Şehitlerimize allahtan rağmet diliyorum. Yaralı kardeşlerime şifalar diliyorum. Milletimizin tekrar başı sağolsun diyorum. Biz bu mana dolu Ramazan ayı içerisinde özellikle sabırla devam ettiğimiz bir süreci bu yaşanan olaylarla bu mubarek ayda gölgelenmesini istemezdik. Ne yazık ki terör böyle acımasız dini olmayan bir olay. Bir fenomen... Sabrımızın, sözün bittiği yerdeyiz. Ramazan ile ilgili sabrımız bitmiştir. Bundan sonrası konuşulmaz, uygulanır. Artık her şeyi olunca göreceğiz. Terörle arasına mesafe koymayanlar da bedelini ödeyecek. Teröristlere buraları asla teslim etmeyeceğiz.

Bizim yeni dağıtımı olan dağ komanda birliğinin yerlerine intikalinden sonra bu intikali yaptıran ekibin geri dönüşü sırasında bu olay oluyor. Önce mayın olayı ardından da roket atarlarla zırhlı taşıyıcılar vuruluyor

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU: 'Ramazan sonrası göstereceğiz, Ramazan sonrasında gereken önlemleri alacağız' diye bir söylem doğru bir söylem değil. Bakın bugün 8 askerimiz daha şehit oldu. 8 yıldır iktidardasınız, hala bugüne kadar bir önlem almadıysanız, aldığınız önlemi kamuoyuyla veya diğer siyasal partilerle paylaşmadıysanız, toplumsal bir mutabakat sağlamadıysanız terörle mücadelede başarı elde edemezsiniz. Geldiğimiz noktada da AKP’nin 8 yıllık sürecinde terörle başarılı bir sonuç elde etmediğini görüyoruz. Yapılması gereken nedir? Yapılması gereken toplumsal bir mutabakatı sağlamaktır. Defalarca söyledik terörün engellenmesi konusunda CHP olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız. Ama önce AKP’nin kafasının net olması lazım. Mücadeleyi hangi yöntemlerle yapacağını bilmesi lazım. Öyle anlaşılıyor ki 8 yıllık çabanın sonucunda herhangi bir yol kat etmemiştir. Geldikleri nokta yine şehitlerimiz var ve Ramazan’ın bitmesini bekliyoruz. Olacak şey değil.

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ: Bilinmelidir ki milletimiz, kanlı terör örgütü konusunda sabır değil, kökünün kurutulması için heyecan, irade, karar ve tavizsiz bir mücadele beklemektedir. Kandil'e yönelik operasyon tüm boyutuyla ele alınmalı. Bölücülükle mücadele için kapsamlı plan hazırlanmalı. AKP hükümeti dikkatini Irak'ın kuzeyine vermeli. Açılımın koordinatörü Başbakan Yardımcısı istifa etmeli. Başbakan'ın sözlerinin hiçbir karşılığı yoktur.

MİLLİ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ: “Onlar hayalle uğraşıyorlar. Terörle Türkiye Cumhuriyeti'nden alabilecekleri hiçbir şey yoktur. Türkiye Cumhuriyeti herkesin düşünemediği kadar bölgesinde lider, her bakımdan, hem ekonomik bakımdan, hem askeri bakımından. Peki bunlar ne yapacaklar? Bunlar sadece bizim sabrımızı taşırmaya çalışıyorlar.

İstiyorlar ki kendileri hukuk tanımazlar, kural tanımazlar, bizim de kendilerine benzememizi istiyorlar. İşte devletle çete arasındaki fark budur. Biz hukuk ve demokrasi içerisinde bunları alt edeceğiz. Alt ettiğimizi de herkes görecek inşallah. Peki yaptıkları nedir? Zulümdür, tehdittir, terördür. Ama bunlar misliyle karşılığını bulacaktır.”

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM: Hiç kimse bu ülkeyi bölmenin ayrılık tohumları atmanın hayalini kurmasın.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU: “Maalesef hainler mayın koymuşlar, 8 şehidimiz var ve çok üzgünüz. Milletimizin başı sağ olsun. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Ama neticede bunlar mutlaka temizlenecek, dökülen kanlar yerde kalmayacak. Hükümetimiz bu konuda kararlı ve inşallah bunların cezası verilecek. Üzüntülüyüz, ateş düştüğü yeri yakıyor. Geçenlerde bir şehidimizin cenazesindeydik. Ailesi, annesi ve babasının durumunu görüyoruz. İnşallah bu PKK kesinlikle yok edilecek ve bundan kimsenin şüphesi olmasın.

“Başbakanımız başkanlığında ilgili bakanlarla bir toplantı yapıldı ve çok ciddi tedbirler alınacak. Bunlar ayaküstü konuşulmaz, yapılacağı zaman yapılır. Türkiye'nin bunu yapacak gücü var, sınır ötesini gerektiğinde yapar.”

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU: Bu tür saldırılar bizim kardeşlik kültürümüzü zedelemeyeceği gibi, Türkiye'nin gücünü de zaafa uğratamaz. Türkiye, her zaman terörle ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik tüm çabalarla mücadele etmeye hem kararlıdır, hem de muktedirdir.

TBMM BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK: Dünyanın en büyük acısıdır. Bu acıyı en çok çeken de Türkiye'dir. Son şehitlerimiz üzüntümüzü acımızı bir kat daha artırmıştır. Bun yapanları, destekleyenleri lanetliyorum ve şiddetle kınıyorum. Bu eylemin Ramazan'da olması onların insan olup olmadıklarını da toplumun takdirine bırakıyorum. Eylemi yapanlar insan değildir. Ülke olarak hepimizi acımızı içimize atarak doğru olan neyse onu yapmalıyız ve yapıyoruz. Terörle mücadelede tek bir tedbir yoktur. Bunlar neden bu dönemde oldu. Bunların soğukkanlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Yaşananlar devletimizin zaafiyetine en ufak bir açık getirmez. En başta yapmamız gereken siyasi partilerimiz olmaz üzere birliğimiz, kardeşliğimiz daha artırmak ve alacağımız tedbirlerin arkasında durmaktır

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ: Türkiye, terör örgütüyle mücadelesini uzun yıllardır devam ettiriyor ve kararlılıkla bu mücadeleyi sürdürüyor. Bundan sonra da terör son bulana kadar kararlılıkla sürdürecektir. Yapılan haince saldırıların, Türkiye'yi bu kararından vazgeçirmesi mümkün değildir. Türkiye, bütünlüğüne karşı her türlü saldırının karşısında üzerine düşen görevi yapmak suretiyle yerine getirme konusunda kararlıdır. Güçlerimiz, mücadelenin gereklerini yerine getirmek suretiyle terörle mücadele etmektedir. Ancak terör örgütü mensupları, haince tutumlarla kalleşçe yöntemlerle saldırı gerçekleştirmektedirler. Ama bu saldırılar karşısında güvenlik güçlerimizin askeri birikimi ve donanımıyla mücadele yaptığını biliyoruz. Türkiye'nin terörün üzerine gitme konusunda kararlılığını zaafa uğratmak isteyen varsa bilmelidir ki Türkiye, terör örgütü üzerine kararlılıkla gitmeye devam edecektir. Terörle mücadelenin gerekleri ne ise sonuna kadar yapılacaktır. Bunu yaparken biz, hukukun çerçevesinde gereği neyse mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Haince saldırılar yapan terör örgütü neyi planlıyorsa, hedefi neyse onu Türkiye üzerinden gerçekleştirmesi asla mümkün değildir. Bu topraklarda asla ameliyata müsaade etmeyeceğiz

DSP GENEL BAŞKANI MASUM TÜRKER: Ramazan ayı nedeniyle teröristlerden acıma beklemek beyhude bir yaklaşımdır. Nitekim Ramazan ayı boyunca verilen şehit sayısı, diğer aylara oranla daha fazladır. Üstelik teröristlerin gündüzleri bile saldırıya geçme cüretini göstermeleri, dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.

SP GENEL BAŞKANI MUSTAFA KAMALAK: Mübarek Ramazan ayının manevi iklimine mayın döşeyen bu alçaklar, Kürt kardeşlerimizin hakkını savunuyor olamazlar. Bunlar ülkemizi bölmek isteyen karanlık güçlerin taşeronudur. Amaçları da bin yıldır var olan kardeşlik ortamını sabote etmek ve bu yolla Türkiye’yi zayıf düşürmektir. Ancak bu hain saldırıyı gerçekleştiren taşeronlar ve onların arkasındaki güçler bilmelidir ki, hiçbir zaman bu karanlık emellerine ulaşamayacaklar. Bu hain saldırılarda hayatını kaybeden askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kederli ailelerine ve milletimize sabır niyaz ediyorum. Tam 27 yıldır, terörle mücadele ediyoruz. Türkiye’nin başına bela olan bu kirli terör saldırılarında, İstiklal savaşında verdiğimiz şehitten daha fazla askerimizi kaybettik. Resmi kayıtlara göre Kurtuluş Savaşı’nda verdiğimiz toplam şehit sayımız 10 bin 785’tir. 1984 yılından 2009 yılına kadar kaybettiğimiz insan sayısı ise 50 binden daha fazladır.

BBP GENEL BAŞKANI MUSTAFA DESTİCİ: Terör örgütü ramazan dinlemiyor, canımızı yakıyor, kanımızı döküyor biz de bayram sonrası edebiyatı ile olayları erteliyoruz. Terör örgütü rest çekiyor onu bile göremiyoruz. Devlet sen bir dakika bile beklemeden Kandil'i bombalarsın, hainleri inlerinde boğarsın. Neden bayram sonrasını bekleyecekmişiz? Uçakların havalanması, tankların yürümesi, topların ateş alması için zamana ihtiyacımız varsa, birilerinin müsaadesine muhtaç isek vay halimize! Bugünden tezi yok bu terör saldırılarına misliyle cevap vermek gerekiyor. Bu dakikadan sonra söylenecek sözler, sert açıklamalar havanda su dövmek tabirinde değerlendirilecektir. Şayet bıçak kemiğe dayanmışsa yapılması gereken o bıçağı tutan eli kökünden kesip atmaktır. Gerisi lafı güzaftır.

HAS PARTİ GENEL BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ: Maalesef binlerce insanımız bu terör siyaseti yüzünden hayatını kaybetmiş ve hala kaybetmektedir. Artık bu durum daha fazla devam edemez. Sorunun çözümü için ülkedeki bütün tarafların birlik ve beraberlik içinde olması gerekiyor. Başta siyaset kurumu olmak üzere, devletimizin bütün kurumları da, bu hain saldırıların önünü kesmek ve terörü sona erdirmek için harekete geçmek zorundadır.