En Yeniler
kürtler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kürtler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/03/2013

seyyah1906

Ermeniler büyük acılar yaşadı. Burada Kürtlerin de payı var

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, 1915’te Ermenilerin büyük acılar yaşadığını söyleyerek, “Propagandalarla Kürt halkı da Ermenilere zulüm etti” diyerek Ermenilerden, Süryanilerden ve ezidilerden özür diledi.

Türk, İMC TV’de yayınlanan ‘Azı Karar Çoğu Zarar’ programında Hayko Bağdat ve Roni Margulies’in sorularını yanıtladı.

Türk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Siz milliyetçi kesimlere mesaj vererek bu sorunu götüremezsiniz. Bir Müslüman olarak, bir insan olarak, barışa inanan bir insan olarak devreye girin, müdahale edin. O zaman Başbakan olmazsınız bu ülkenin lideri olursunuz” diye seslendi.

Türk, bir soru üzerine Kürtlerin 1915’te Ermeni, Süryani ve Ezidilere yönelik katliamlarda kullanıldığını söyledi.

“1915’lerde Ermeniler büyük acılar yaşadı. Burada Kürtlerin de payı var. Kürtler kullanıldı. Buradaki halk bir zulümle karşı karşıya kalmış. Hem Süryaniler, hem Ezidilerle ilgili hem de Ermenilerle ilgili dedelerimiz, babalarımız kullanıldı, bu halklara zulmetti, onların eli kanlıdır dedik. Bu halkların, bu grupların kanı ile elleri kirlidir, dedim. Biz evlatları olarak, torunları olarak özür diliyoruz. Bence özrü kabul etmek önemlidir. Biz Kürtler olarak diyoruz ki evet irademiz dışında kullanıldı. Propagandalarla Kürt halkı da Ermenilere zulüm etti. Bundan ızdırap ve acı duyduğumuzu çok rahat ifade edebiliyoruz. Türkiye’nin de bu büyüklüğü göstererek Ermenilerden, Ezidi ve Süryani halkından özür dilemesi gerekiyor. Bu olaylar cumhuriyetten önce olmuşsa bu sıkıntıya ne gerek var?” cumhuriyet

8/27/2012

seyyah1906

Independent Bir gün Türkiye, Suriye’deki müdahalesinden pişmanlık duyabilir

Patrick Cockburn, yazısında Suriye krizinde Kürtler’e ilgili gelişmelere dikkat çekti ve şiddetin yoğunlaştığı bir ortamda Suriye’de tek kazananın Kürtler olabileceğini idda etti.

Ülkede şiddetin derinleştiğine, etnik-mezhepsel gerilimlerin arttığına dikkat çeken ve bu durumun hem Suriye’yi hem de komşu ülkeleri etkilediğini belirten Cockurn, ülkedeki yeni gelişmeninse Suriye ordusunun, Kürtler’in yoğun olarak yaşadığı ülkenin kuzey bölümünden çekilmesi olduğunu yazdı.

'Hem Esad hem isyancılar Kürtler'i kabul etmek zorunda kaldı'

“Suriyeli Kürtler (Toplam sayıları yaklaşık 2.5 milyon civarında ve Suriye nüfusunun yüzde 10’unu kapsıyorlar), Iraklı Kürtler’in 1991’de yaptığı gibi de facto bir şekilde özerkliğe ulaştı” diye yazan Cockburn, hem Beşar Esad’ın hem de Suriyeli isyancıların şimdilik Kürt oluşumunu kabul etmek zorunda kaldığını belirtti.

Cockburn, Suriye’deki Kürtler’in Irak Kürtler’iyle benzer bir statüye kavuşması durumunda Türkiye’nin nasıl kendi sınırları içinde yaşayan Kürtler’in de benzer bir statüye sahip olmalarını nasıl reddebileceği sorusunu sordu.

'Erdoğan taviz yerine baskıyı tercih etti'

Cokcburn analizinde şu cümleleri kullandı: “Eğer Suriyeli Kürtler, Irak’ta gibi bağımsızlığa yakın bir özerklik statüsünü elde etmeyi başarırsa Türkiye, güneydoğusundaki kendi Kürt azınlığına benzer bir statüyü nasıl reddedebilecek? PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) gerilla savaşı başlattığı 1984’den bu yana Ankara isyancıları, siyasi ya da askeri olarak bastıramadı. Son iki yılda da Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ileri görüşlü olmayan bir yaklaşımla taviz yerine baskıyı tercih etti.”

Yazar Türkiye'yle ilgili yorumlarını şu sözlerle sürdürdü: “Bir gün Türkiye, Suriye’deki müdahalesinden pişmanlık duyabilir. Türkiye, PKK’nın Kuzey Suriye’de kontrol sağlaması durumunda bölgeyi işgal etmekle tehdit ediyor ancak hareketi evinde yok etmeyi başaramadığına göre yurt dışında başarması olası değil ve hatta bu daha büyük bir kargaşaya neden olur.”

'Gerçek korku Kürtler'in birleşmesi'

“Irak ve Türkiye’deki Kürt azınlıklarının pozisyonu bu ülkelerin istikrarı için çok önemlidir” yorumunu da yapan Cockburn Irak’taki özerk Kürt Bölgesel Yönetimi’nin pratik olarak Birleşmiş Milletler'deki çoğu devletten siyasi, askeri ve finansal olarak daha güçlü olduğunun altını çizdi.

Cockburn yazısının sonundaysa Türkiyeli Kürtler konusunda uzman olduğunu belirttiği National Interest dergisi yazarı Aliza Macus’un bir yorumuna yer Verdi: “Gerçek korku, Suriye’nin bölünecek olması değil, Kürtlerin birleşiyor olması.” bbc türkçe

4/21/2012

seyyah1906

ırak başbakanı maliki türkiye düşman bir devlet olma yolunda ilerliyor

Irak Başbakanı Nuri El Maliki'den Türkiye'ye yönelik sert bir açıklama geldi.

Erdoğan'ı mezhepsel bir yaklaşım izleyerek Irak'ın içişlerine karışmakla suçlayan Maliki, "Bu politikayla devam ederse Türkiye'nin çıkarları zarar görecek ve Türkiye bölgede herkes için düşman devlet haline gelecek" dedi.

Bilindiği gibi Irak'ta hakkında tutuklama kararı bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi bir süredir Türkiye'de bulunuyor.

Haşimi; Erdoğan ve Türkiye'yi ziyaret eden Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Barzani başta olmak üzere bazı resmi görüşmeler yapmıştı.

'HAYRA ALAMET DEĞİL'
Başbakan Erdoğan da dün Irak'ta yaşanan olaylarla ilgili "Gelişmeler pek de hayra alamet değil. Özellikle mevcut Başbakan Maliki'nin gerek kendi koalisyon ortaklarına olan davranışları, gerek şartları zorlayıcı yaklaşımları rahatsız edicidir" değerlendirmesini yapmıştı.

Eroğan ayrıca Maliki'nin tutumunun kürtler ve sünnilerin yansıra bazı şii grupları da rahatsız ettiğini de söylemişti.

12/28/2011

seyyah1906

oktay vural arınç ile zana'nın ifadelerinin ve sözlerinin arasında ne fark var

Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın, "Kürtler artık özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor" sözlerini değerlendirdi.
iPad'inden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ben Başbakan olarak Kürt sorununu savunurum" ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Dil, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz" sözlerini dinleten Vural, Arınç'ı alkışlayanlardan birinin Leyla Zana olduğuna dikkat çekti.

Vural, "Bülent Arınç mektubu yazdı. O da adresi gösterdi. Arınç ile Zana'nın ifadelerinin ve sözlerinin arasında ne fark var" dedi. Vural şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına konuşma yapıyor ne varsa vereceğiz diyor. Cebinden mi vereceksin. Bu konudaki tüm taleplerini karşılayacağını ifade etti. O da dedi ki hepsini vereceksin. O zaman 'bunları da vereceksin' diyor. Bunlar aynı sudan içmişler. Aynı yolun yolcusu. Leyla Zana ile Bülent Arınç'ın ifadeleri aynı adrese teslim bir mektuptur. Bu milletin içinden yeni millet çıkarmak, etnik kimliklere bölmek kültürü ayrıştırmak, Türk milletini milli kimliğini ayrıştırmak için amacıyla ortaya konulan bir siyasi senaryonun taşeronları bunlar."


'Suflör-dublör, al birini vur ötekine'

Zana'nın ifadelerini manşete taşıyanlara "Arınç'ın ifadelerini anlamı ne" diye soran Vural şunları söyledi: "Eline almış bir mezro bu milleti bölüyor parçalıyor. Herkes haddini bilmeli. Bu coğrafya kolay yapılmış bir coğrafya değil. Birlik bütünlüğünü bütün badireleri atlatarak koruyan bir millet fitne fesatlarla milleti ayrıştırmak aramızdaki rabıtaları bozmak için pis oyunun aktrist ve aktörleri çıkmış bu oyunu oynuyorlar. Dolayısıyla Zana-Arınç, suflör-dublör. Al birini vur ötekine. Aynı zihniyetin yolcuları bunlar. Aynı sudan içmişler."

Arınç'ın sözleriyle kimleri cesaretlendireceğini daha önce söylediğini hatırlatan Vural, Zana'nın "Otonomi de yetmez" sözlerine "Aç tavuk kendini darı ambarında sanarmış. Bu milletin devletin milletin hayatında böyle oyunlar oynanmasına müsaade etmemiz mümkün değildir. Herkes haddini bilmelidir" diye tepki gösterdi.


Milletvekili maaş zammı

Vural'a Kılıçdaroğlu'nun milletvekili maaş zammıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı mektup da soruldu. "Cumhurbaşkanına mektupla müracaat gerekiyor mu bilmiyorum" diyen Vural şunları söyledi: "Bu yasanın yeniden değerlendirilmesi için Anayasa'dan gelen hakkını Cumhurbaşkanının kullanabileceğini söylemiştim. Mektupla istemek bilemiyorum. Siyasetçiler ifadelerini söyler adrese de gider. Onlarda bu talepleri okur. Bir müracaat üzerine yapmalarını istemek doğru değildir."

Vural, "Veto bekliyor musunuz" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Bu konuda irademi beyan ettim. Sayın Cumhurbaşkanı bunu değerlendirmelidir. Milletvekillerinin geçimini vatandaşın geçimine önceleyen bir Meclis olarak gösterilmesi doğru bir şey değil. Elimizi vicdanımıza koyalım. Bu kadar intibak bekleyen emekli, maaşlarının ne olacağını bilmeyen memurlar var. Cumhurbaşkanı kamuoyunda duyulan rahatsızlıklar bizim beyanlarımız doğrultusunda değerlendirmeleri yapacaktır. Dikkate alınması noktasında girişimde bulunacaktır. Bu konuda Cumhurbaşkanının yetkisini kullanmasından sonra Meclis'teki partiler yeniden değerlendirme yapma hakkına sahip olacak. Cumhurbaşkanının bu eksende bir değerlendirmez yapmasını bekliyorum."

10/31/2011

seyyah1906

selahattin demirtaş'dan kürtler kürdistanda özgürce yaşar bunu ezberleyeceksiniz tehdidi

selahattin demirtaş'dan kürtler kürdistanda özgürce yaşar bunu ezberleyeceksiniz tehdidi ve konuşma videosu


7/18/2011

seyyah1906

şırnakta bdp'li il başkanı kürtlerin adım adım özerk kürdistana doğru yürüdüğünü söyledi

Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) 14 Temmuz'da ilan ettiği 'Demokratik Özerklik''i kutlamak amacıyla, dün akşam Şırnak'ta Atatürk anıtının bulunduğu Cumhuriyet meydanında miting düzenlendi.
PKK ve Abdullah öcalan lehine sloganların atıldığı mitingte, bazı göstericiler Atatürk anıtı önünde Abdullah Öcalan posterleri astı. BDP İl Başkanı Abit İke, Kürtlerin adım adım özerk Kürdistan'a doğru yürüdüğünü, Ortadoğu'da Kürtleri bitiremeyen sistem devlerinin başını çeken Türklerin Kürtleri bitiremediğini söyledi.

Şırnak Cumhuriyet meydanındaki Atatürk anıtı önünde dün düzenlenen "Demokratik Özerklik" kutlamasına Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal, BDP İl Başkanı Abit İke, ilçe ve belde belediye başkanları, il ve ilçe BDP başkanları ve yöneticileri, svil toplum örgütü temsilcileri ve yaklaşık 8 bin kişi katıldı. Demokratik özerklikle ilgili sinevizyon gösterisiyle başlayan mitingte sık sık PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı.

Şırnak Cudi Kültür ve Sanat Merkezi'nden Koma Besta'nın ve Cizre Mem u Zin Kültür ve Sanat Merkezi'nden Koma Sorxwin'nin söylediği Kürtçe şarkılarla halay çekip gece geç saatlere kadar eğlendiler. Kutlama alanında vatandaşlara "Demokratik özerklik nedir, neden istiyoruz? Demokratik özerkliğin önemi ve demokratik özerkliğin özellikleri nelerdir" konulu Türkçe-Kürtçe el ilanları da dağıtıldı. Demokratik Özerkliğe vurgu yapan pankartların asıldığı alanda, bir grup gösterici, PKK'nın kurucuları arasında yer alan Kemal Pir, Akif Yılmaz, Ali Çiçek ve Mehmet Hayri Durmuş'un yanı sıra Abdullah Öcalan'ın posterlerini taşırken, bazıları ise Atatürk anıtına çıkarak Abdullah Öcalan posteri açtı.

BDP İl Başkanı Abit İke Kürtçe yaptığı konuşmada, "Demokratik Özerklik hepimize hayırlı olsun" diyerek başladığı konuşmasında gençlerin ölmemesi için hükümetin somut adımlar atması gerektiğini söyledi.

İran'ın Kuzey Irak'ta PKK kamplarına yönelik başlattığı operasyonlara da değinen BDP il başkanı Abit İke, "Zap destanı gibi onlar da hezimete uğrayacaklardır" dedi.

İke, "Türkiye hükümetleri savaşla, siyasi iradelerimizi cezaevlerine atarak bizi yok etmeye çalıştı, başaramadı. Ne İran ne de başka bir ülke bizi inkar, imha ve yok etme politikalarıyla başarıya ulaşamaz. Bu ülkeye özgürlüklerin gelmesi dünya analarının ağlamaması için gerekirse bedenlerimizi siper ederiz" diye konuştu. Miting daha olaysız sona erdi.