En Yeniler
müdahele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müdahele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/21/2011

seyyah1906

kılıçdaroğlu: tahliyeleri adaletin gücü değil gücün adaleti belirlemiştir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Deniz Feneri e.V soruşturması kapsamında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman dahil 6 kişinin tahliyesini değerlendirdi. Açıklamasında "Perşembenin geleceği Çarşambadan belliydi" diyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Önce ucu 'Köstebek' aracılığıyla doğrudan Hükümete uzanan soruşturmaya müdahale edildi. Savcılar görevden alındı. Bu arada yapılacak aramalar konusunda sanıklar, şüpheliler uyarıldı, arama kararı sızdırıldı. Mal varlıklarıyla ilgili serbest bırakma kararını da tahliyeler izledi. Yani tuz koktu. Bu yargının siyasallaştığının ve kararların siyaseten verilmeye başlandığının en somut göstergesidir. Sonucu, tahliyeleri adaletin gücü değil, gücün adaleti belirlemiştir."



CHP Konya Milletvekili Atilla Kart

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Deniz Feneri'nde 3 aydır tutuklu bulunan Zahid Akman dahil 6 kişinin serbest bırakılmasını değerlendirdi. Tüm hukuk dışı müdahalelerin hedefinin adli soruşturmaya kaynağından müdahale etmenin çabası içinde olduğuna işaret eden Kart, şöyle dedi: "İdari yoldan yapılan müdahale sonuç alamayacağını gören iktidar doğrudan yeni savcılar eliyle soruşturmaya müdahale etmiş, delillere müdahale etmiş, suçun vasfının değişebileceği gerekçesiyle sonuç alma yolunu tercih etmiştir. Hükümet şüpheliler ile işbirliği içine girmiştir. Son karar bu işbirliğinin ve suçüstünün belgesidir. Bu olayı bırakmayacağız, bu olayın peşini bırakmayacağız."



MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Deniz Feneri e.V.'' soruşturması kapsamında bugün gerçekleşen tahliyelere ilişkin olarak ''Çetelerle mücadele ediyoruz'' diyen sayın Başbakan'ın bu konuda söz etmediğini belirtti ve şöyle sözlerini sürdürdü: ''Bu süreç siyasi parmaklarla yönlendirilmeye çalışıyor. Böyle bir şeyin olup olmadığı konusunda kanaat belirtmem mümkün değil ama böyle bir konuda anlamsız bir şekilde bir takım karartma ve baskı uygulamak istenmesi, savcılar üzerinde bir takım baskılar, bu mesele hakkında gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyormuş gibi pozisyon oluşturuyor. Yoksa böyle bir konuda ben de yargı sahibi olamam. Elimizi vicdanımıza koyalım. Ya böyle bir şey çıkmasa ne cevap vereceğim ben? Ama hükümetin tavırlarını gördüğümüz zaman, siyasi irade bu Deniz Feneri ile ilgili hususların açığa çıkması konusunda biraz endişeli görünüyor. Parmak girmesin yargıya, müdahale olmasın. Hak ve hakikat tecelli etsin. Maalesef bu yargı süreci siyasal iktidarın baskısı ve karartması altında.''

8/31/2011

seyyah1906

çin libyadaki petrol kaynakları için pastadan bende pay istiyorum

Pekin yönetimi, Libyalı muhalifleri tanımakta uzun süre tereddüt etmişti. Kısa süre önce Libya lideri Kaddafi'nin devrileceği kesinlik kazanınca, Çin de Libyalı muhaliflerden yana bir tutum sergilemeye başladı. Çin Dışişleri Bakanlığı, Libya halkının taleplerini saygı ile karşıladıklarını duyurdu.
Açıklama, Pekin yönetiminin Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni resmen tanıdığı anlamına gelmese de, Kaddafi rejiminin artık gözden çıkarıldığını gösteriyor. “Yeniden yapılandırma sürecinde, teknoloji, personel ve mali kaynaklar konusunda çok fazla yardıma ihtiyaçları olacak. Çin, bu konuda destek vermeye ve gelecekte de yardım etmeye hazır” şeklinde konuşan Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nden Afrika uzmanı He Venping, gelişmeler karşısında Çin'in yeni bir Libya politikası izleyeceği görüşünde.

Libyalı muhaliflerin, NATO'nun askerî operasyonuna dahil olup, isyanı destekleyen ülkelerle ilişkilerinde öncelik vereceğini açıklaması, Pekin'de alarm zillerinin çalmasına yetti. Bu nedenle de Çin, ülkenin yeniden yapılandırılmasında Birleşmiş Milletler nezdinde öncü bir rol üstlendi.

"İhtilâfları silahla çözmeye karşıyız"

Zira Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun Libya'daki sivillerin korunmasına yönelik aldığı 1973 sayılı karara onay vermiş ancak Almanya gibi hava operasyonuna katılmayacağını açıklamıştı. “Birçok Batılı ülkenin aksine biz Libyalı isyancılara askerî destek sağlamadık. İhtilâfları silahla çözmeye karşıyız. Ancak bu karşı tarafta olduğumuz anlamına da gelmiyor" diyen He Venping, Pekin yönetiminin kendini daha ziyade bir diyalog partneri olarak gördüğüne dikkat çekti.

Pekin yönetimi, Libyalı muhaliflerle ilk görüşmeleri Haziran ayında başlattı. Uzun süredir de Libya Ulusal Geçiş Konseyi temsilcileri ile temaslar yapılıyor. Dış politikasında "müdahaleden kaçınma" prensibine öncelik tanıyan Pekin yönetimi için bu alışılmışın dışında bir durum. Peki, acaba Libya'daki gelişmeler Çin'in dış politikasıda değişikliğe mi yol açtı? “Müdahaleden kaçınma politikası, Çin'in izlediği dış politikanın esasını oluşturmaya devam ediyor. Bu değişmedi” şeklinde konuşan Pekin Halk Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı profesör Jin Canrong, Pekin yönetiminin, uygulamada daha esnek davranacağını vurguladı.

Çin, dış politikasını farklı ihtilaflarda "müdahaleden kaçınma" prensibine göre yönlendirmeyi sürdürüyor. Örneğin, BM'in Suriye aleyhinde karar almasına şiddetle itiraz ediyor. Çin'in, Libya'daki gelişmeler karşısında esnek bir politika izlemesinde ise, beklentileri rol oynuyor. Ülkenin yeniden yapılandırma sürecinde açılacak yatırım projelerine ortak olmayı arzulayan Çin aynı zamanda da Libya'da iş yapan yatırımcılarının da korunmasını ve sözleşmelerinin devam ettirilmesini ümid ediyor. Bu ülkeden yüksek miktarda petrol ithal eden Çin çatışmalar nedeniyle Libya'daki 35 bin çalışanını tahliye etmişti. Çinlilerin Libya'ya dönüp dönmeyecekleri belli değil. Ama Çin perşembe günü Paris'te düzenlenecek Libya Konferansı'na katılmakla, Libya ile ekonomik ilişkileri sürdürme hedefine bir adım daha yaklaşmış olacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Ruth Kirchner/ Çeviren: Gezal Acer


Editör: Ahmet Günaltay