En Yeniler
milletvekili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
milletvekili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/04/2011

seyyah1906

chp'den soru önergesi ramazan ayı boyunca terörle ilgili farklı bir planlama yaptınızmı

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na terörle ilgili soru önergesi verdi.
15 Temmuz-3 Eylül arasında terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda şehit olan güvenlik güçlerinin sayılarının yer aldığı Özcan'ın soru önergesinde, Erdoğan'ın AKP'nin 10. kuruluş yıldönümü etkinliklerindeki, "Artık bıçak kemiğe dayanmıştır diyorum. Ramazana hürmeten biz şu anda sabrediyoruz ama Ramazanın bitiminden sonra bilesiniz ki bu ülkede barışın miladı, bu barış ayıyla beraber, bu dayanışma ayıyla birlikte çok daha farklı olacak. Ne derlerse desinler, ne söylerlerse söylesinler. Bunun faturası ağır olacaktır" şeklindeki sözlerine atıfta bulunuldu.


'Açılım süreci aynı kararlılıkla sürecek mi?'

Erdoğan'ın sınır ötesi harekâtın tek başına çözüm olmadığı, yurt içinde de arazi arama-tarama faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiği, ayrıca, kırsalın yanı sıra merkez ve ilçelerde başta olmak üzere bölgedeki birçok yerleşim merkezinde de bölücü örgüt unsurlarına yönelik operasyonlar yapılması gerektiği yönündeki değerlendirmelerini hatırlatan Özcan, Başbakan'a "Ramazan ayı ve bayramı geride kaldı. Sabırla beklediğiniz Ramazan ayı boyunca, terörle ilgili farklı bir planlama yaptınız mı" sorusunu yöneltti.

Özcan'ın Erdoğan'ın cevaplamasını istediği sorular şöyle: "Ramazanın bitiminden sonra 'çok daha farklı olacak' şeklindeki sözünüz ile neyi kastettiğinizi kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz? Bundan sonraki süreçte hükümetiniz için terörle mücadele mi, yoksa müzakere mi öncelikli olacaktır? Önümüzdeki süreçte İmralı'da hükümlü bulunan terör örgütünün başı ile görüşmeyi sürdürecek misiniz? İki yıl önce başlatmış olduğunuz açılım sürecini aynı kararlılıkla sürdürmeyi düşünüyor musunuz?"

8/30/2011

seyyah1906

ak partili vekil protokoldaki koltuğu ikinci sıraya konulunca tören alanını terk etti

AK Parti Karaman Milletvekili, aynı zamanda TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Lütfi Elvan, Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı için ayrılan koltukların birinci, kendilerinin oturacağı koltuğun ikinci sırada olduğunu fark edince, tepki gösterip tören alanını terk etti. Vali Süleyman Kahraman’ın telefonla ikna etmesi üzerine Elvan alana dönerken, protokol koltukları da tek sıra haline dönüştürüldü.
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Anma Günü, Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı. Çelenk sunma programına katılan protokol üyeleri ardından Cumhuriyet Meydanı’ndaki tören alınına geçti.

AK Parti Karaman Milletvekili ve aynı zamanda TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Lütfi Elvan, Vali Süleyman Kahraman, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Selçuk Boz ve Belediye Başkanı Kamil Uğurlu’nun oturacağı koltuklarının birinci sırada, kendisi ve diğer protokol üyelerinin oturucağı koltuğun da ikinci sırada olduğunu görünce bunun protokol sıralamasına uygun olmadığını söyleyip, tepki göstererek tören alınını terk etmek istedi. Valilik Özel Kalem Müdürü Murat Zafer’in ikna etme çabasına rağmen Elvan, tören alanını terk etti.

Bunun üzerine Vali Kahraman, cep telefonuyla Elvan’ı arayarak alana dönmeye ikna etti. Bu sırada Vali Kahraman’ın korumaları da protokolde ön sırada bulunan Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı’nın oturacağı üç koltuğu birinci sıradan aldı. Ardından protokol koltukları tek sıra haline dönüştürüldü. Vali Kahraman’ın iknası üzerine geri gelen Elvan, Garnizon Komutanı Albay Boz’ın yanındaki koltuğuna oturdu.

Yaklaşık 10 dakika geçikmeli başlayan törende Vali Kahraman, Garnizon Komutanı Boz ve Belediye Başkanı Uğurlu halkın bayramını kutladı. Asker ve askeri araçların geçiş gösterisiyle tören sona erdi.

Valilik yetkilileri ise oturma düzenini ’Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği’ne göre hazırladıklarını belirtti.(DHA)

8/06/2011

seyyah1906

bülent arınç bunları ilkokul çocuğu bile okunduğu zaman bilir anlar

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Bursa İl Başkanlığı tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, 12 Haziran'da genel seçimlerin yapıldığını ve AKP'nin büyük bir oy oranıyla yoluna devam ettiğini hatırlattı.
TBMM'nin kesin sonuçlardan 5 gün sonra toplandığını ifade eden Arınç, ''O gün sırasıyla bütün milletvekillerimiz yemin ediyor, sonraki 5 gün Meclis Başkanımızı seçiyoruz. Sonra yeni hükümet kuruluyor, program okunuyor. Müzakere ve ardından güven oylaması. Bunları ilkokul çocuğu bile okunduğu zaman bilir, anlar'' diye konuştu.

Bunun, her zaman böyle olduğunu ancak bu yıl farklı bir şey yaşandığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
''Hepimiz sevinç içinde Ankara'ya gittik ant içeceğiz. Yasama görevimize başlayacağız, mazbatalarımızı aldık. Ankara'ya gittik CHP ant içmiyor, BDP zaten ortada yok. O da ant içmeyeceğini söylüyor. Ne oldu? Siz nasıl milletvekili seçildiniz, niye seçildiniz niye ant içmiyorsunuz? 'Efendim, biz tutuklu olanlardan aday göstermiştik, onları tahliye etmediler. Onlarla dayanışma içindeyiz. Bu demokrasiye sığmaz'. 'Nasıl sığmaz? Siz bunların tutuklu olduğunu bilmiyor muydunuz?' 'Evet.' 'Sadece onları mahkemenin serbest bırakabileceğini bilmiyor muydunuz? biliyordunuz'. Sayın Kılıçdaroğlu, bu kişiler aday gösterildiği zaman 2 televizyon programında, 'Biz kanuna saygılıyız. İçerde kalırlarsa kalırlar biz onları milletvekili yapacağız' demişti. Şimdi ne oldu da yasama görevine başlamıyorsunuz? Ergenekon sanıkları içinde olduğu için veya KCK sanıkları tahliye edilmediği için... Anlaşılmaz bir tepki. Ne Anayasa'da var böyle bir şey, ne hukukta ne teamüllerde ne de TBMM'ye karşı gösterilmesi gereken saygının içinde.''

"Mızıkçı çocuklar..."

Arınç, MHP'nin yemin törenine katılarak çok doğru bir karar verdiğini belirterek, şunları söyledi:
''CHP çok garip, hem içerde hem yok. Önde oturuyorlar, ismini okuyoruz, ağzını açamıyor, 'buradayım' diyemiyor. Yaa oradasın. 'Oradayım ama yokum'. Garip bir şey. Hani dışarda olsa burada yok diyeceğiz ama ön sıralarda oturuyor. Ant içmek için davet ediliyor 'ant içmeyeceğim' diyor mızıkçı çocuklar gibi kafasını sağa sola çeviriyor. Bu görülmüş bir şey değil. Çok yanlış bir şey. Çok yukarıdan attılar tuttular. '4 yıl bile tahliye edilmeseler ant içmeyeceğiz'. Aman Allahım breh breh, 4 yıl bile... Nasıl da bol keseden atıyorlar. Ne kadar düşüncesizler, ne kadar Meclise karşı saygısızlar. Yargının işine karışmak bugüne kadar mümkün oldu mu? Bir hükümet 'tahliye et ya da tutukla' diye bugüne kadar böyle bir şey yaptı mı, yapabilir mi? Başka bir organdan, 'sen söyle de tahliye etsinler'... Bu, yargının bağımsızlığına hakaret olmaz mı?''

Davalarda talep edenin savcı, tutuklayanın hakim olduğunu vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yine talep tahliye olabilir, tutuklayan tahliye edebilir. Bu, sen-ben olamayız, bunlar yine hakimler olacak. Dolayısıyla dosyadaki delil durumlarına göre, isnat edilen suçun mahiyetine göre, tutukluluk süresine göre ve özellikle Anayasa'nın 14. maddesinde sayılı suçlar işlenmişse, onlar milletvekileri açısından dokunulmazlık teşkil etmediğine göre tahliye beklemeyeceksiniz. Mahkeme her şeyi yeterli görmüştür, tahliye kararı verir. Biz de seviniriz aslında. Bir insanın içerde tutuklu kalmasından memnuniyet duyacak değiliz. Ama mahkemenin işine karışmak bizim haddimize değil başkalarının da değil.''

"Kuzu kuzu..."

Bülent Arınç, CHP'nin bir süre sonra ''kıvranmaya başladığını'' belirterek, şöyle konuştu:
''(Biz böyle bir yanlış yaptık ama bize onurlu bir dönüş lazım. Siz bize biraz yol gösterin.) 'Nasıl yapalım?' 'Şöyle bildiri yayınlansa biz de mahcup olmasak'. 'Ne yazacağız bildiride?' 'Şunları yazacağız'. Konuşuldu edildi, bildiri çıktı ama bildiri 'içerdeki tahliye olsun' diye çıkmadı. Böyle bir cümle yok, bildiğimiz şeyler yazıldı. Yani bahane arıyorlardı Meclise gelip ant içmek için. Çünkü, 'maaşlarını alıp da ant içmeden bankamatik vekil mi oldunuz?' sözleri onları perişan etti. Sonra geldiler kuzu kuzu ant içme töreninde bulundular. Bir tanesi halen direniş yapıyor sanki. O da 'bir an önce ekim olsa da ben de koşup ant içsem, bu işten kurtulsam' hevesi içinde.
Öbürleri Diyarbakır'dan henüz Ankara'ya gelemediler. Tatil olduğu için bilemiyorum belki gelmişlerdir. Orada varlığı bile yasal statüye kavuşmamış, dernek değil, vakıf değil Demokratik Toplum Kongresi diye bir şeyi iki güne bir topluyorlar, çay içip dağılıyorlar, 'biz grup toplantısı yaptık' diyorlar. Ne Anayasa'da ne Meclis İçtüzüğü'nde partilerin grup toplantılarını parlamento dışında yapabileceklerine dair hiçbir yetki yok. Siz sadece konuşur, çayınızı içer dağılırsınız. Varlığı ortada olmayan bir isimle oralarda buralarda halkı kışkırtarak, şiddete yönlendirerek, halen kendilerinin dışlandığını iddia etmek konumunda bulunuyorlar. Emin olun, Meclisin açılmasıyla onlar da gelecek ant içecekler TBMM, yasama görevine başlayacak.''

Arınç, milletin, milletvekillerini yasama çalışmalarına katılmak üzere seçtiğini, ideolojik kavga yapmak için seçmediğini belirterek, ''Düşüncelerimiz farklı olabilir. Bütün bunları ortaya koyabileceğiniz yer, parlamentodur. O kürsü hürdür. Anayasa'nın 83. maddesine göre o kürsüden konuşulanlardan dolayı cezai sorumluluk yoktur. Burada konuştuğunuzu meydanda konuşabilirsiniz. İlçede ve köyde konuşabilirsiniz, onlar da suç teşkil etmez'' dedi.

Dokunulmazlığın böyle bir şey olduğunu dile getiren Arınç, ''Dolayısıyla bana çok çirkin, yanlış gelen, benim tüylerimi diken diken eden her şeyi, ben ters bile gelse dinlemek zorundayım, sen de onu kürsüde söyleyebilirsin. Milletin, Meclisin kürsüsünde İçtüzük hükümlerine uygun olarak her konuşmayı yapabilirsin. Niye dışarda bağırıp çağırıyorsun?' diye konuştu.

Yasama faaliyetlerinin, önergenin ve soruların yerinin parlamento olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Burada kürsüye çıkıp konuşacaksın, senin yerin burası. Artık in oradan parlamentoya gel. Görevine başla ne yapacaksan biz de merak ediyoruz, parlamentoda yap. Bunları söyledik. Hamdolsun AK Parti dik durdu, Anayasa'nın, İçtüzüğün yanında durdu. Parlamentodaki bu tartışmalar günlerce birileri tarafından gündeme getirildi. Güya demokrasi, egemenlik sözleri, CHP'nin parlamentoya girmesiyle bir noktada unutuldu. Anayasa gereğince 1 Ekim'e kadar Meclis çalışmalarına ara verildi. Olağanüstü toplantı olmazsa çalışmalara 1 Ekim'den itibaren devam edeceğiz.''

7/20/2011

seyyah1906

ak parti bursa milletvekili sayın başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir ben bunu söylüyorum

Partililerin ziyaretinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Şahin, "Gelen arkadaşlarla birlikte sayın Başbakanımızla 5 dakikalığına bile olsa sohbet etmek imkanı bulduk. Arkadaşlarım sayın Başbakanımıza yakınen sorular sordular, elini sıktılar. Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum" dedi.
Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, seçim bölgesi İnegöl İlçesi'nde partililere çalışmalarından ve kendisini Ankara'da ziyaret etmelerinden dolayı teşekkür yemeği verdi. Atış Poligonu'ndaki yemekte konuşan Şahin, seçimlerin ardından mazbatalarını aldıklarını, diğer partiler gibi sonradan yemin etmediklerini söyledi. Şahin kendisine, Plan Bütçe Komisyonu'nda ve parti yönetiminde önemli görevler verildiğini belirterek, geçtiğimiz hafta Ankara'ya gelerek kendilerini ziyaret edip 'Hayırlı olsun' diyen Ak Parti İnegöl İlçe Teşkilatı'na da teşekkür etti.

Kendisini onure eden arkadaşlarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 5 dakika da olsa görüşüp ellerini sıktıklarını belirten Şahin, "Geçen hafta ilçe teşkilatından 16 -17 arkadaşımız Ankara'yı ziyaret etti. Ben çok memnun oldum. Gönül isterdi ki daha çok arkadaşımız gelsin. Gelen arkadaşlarla birlikte sayın Başbakanımızla 5 dakikalığına bile olsa sohbet etmek imkanı bulduk. Fotoğraf çektirme imkanımız oldu. Teşkilattaki arkadaşlarım sayın Başbakanımıza yakınen sorular sordular, elini sıktılar. Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum. Çünkü varlığı ile bile bizlere enerji veriyor. Çalışma tempomuz ne kadar yoğun olursa olsun artması için enerji veriyor."

DHA

7/15/2011

seyyah1906

sağlık bakanı recep akdağ'dan ahmet türk'e hani sen kürt halkının iyiliğini istiyordun

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Diyarbakır’da bir sağlık personelinin terör örgütünce kaçırılması konusunda görüş bildiren bağımsız milletvekili Ahmet Türk’ü topa tuttu.

Akdağ, “Ahmet Türk bu olay için konuşma yapıyor, ‘Ortak aklı kullanamazsak, buna benzer olaylar olacaktır’ diyor. Ne demek istiyorsun sen arkadaş? Yol kesip ambulanstaki hamile hastaya ‘sen bu ambulansa niye biniyorsun’ diyorlar. Hani sen Kürt halkının iyiliğini istiyordun. Bölgeye hizmetten rahatsız oluyorlar” dedi. Akdağ, şunları söyledi:
Kepenk kapattırdılar

“Hakkâri Yüksekova’ya Başbakanımızla hastane açmaya gitmiştik. Orada terör örgütü, vatandaşın açılışa gelmesini engellemek için bütün Yüksekova’yı karıştırdı. Kepenk kapattırdılar, molotofkokteylleri attılar, bir ambulansın önünü kestiler, içindeki hamile kadına ‘sen bu ambulansa niye biniyorsun’ diye sordular. En son Diyarbakır Lice’de bir sağlık personeli ile 2 Silahlı Kuvvetler personelini kaçırdılar. Hani siz sözde Kürt halkının temsilcisiydiniz, iyiliğini istiyordunuz? Yalan bunlar. Ne kadar hizmet giderse o kadar rahatsız oluyorlar. Lütfen bunu BDP’li arkadaşlara sorun.

7/13/2011

seyyah1906

güven oylamasında hem elektronik sistem hemde oy pusulası gönderilince iki katı evet oyu çıktı

Yeni hükümet için yapılan güven oylamasında milletvekillerinin hem elektronik sistemi kullanması hem de oy pusulası göndermesi karışıklığa neden oldu. Bu oylamada; 800 oy kullanılırken, 644 de “evet” oyu çıktı.

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetiminde çalışmalarını sürdüren Genel Kurul'da, hükümet için güven oylaması yapıldı.

Güven oylaması sırasında, elektronik sistemle oylama yapılırken bazı milletvekilleri sisteme giremedi. Yeni milletvekillerinin sisteme giremeyenlere yardımcı oldu. Ancak, sisteme giremeyen çok sayıda milletvekili oy pusula gönderdi.
Sadık Yakut, milletvekillerinin sisteme giremediğini belirterek, ''Acele etmeyin, tüm pusulaları alacağız'' dedi.

Oy pusulası gönderiminin yoğunlaşması üzerine, Yakut milletvekillerinin hem elektronik sisteme girerek oy vermek istemesi ve hem de pusula göndererek oy kullanması nedeniyle birleşime beş dakika ara verdi.

Yapılan oy sayımında 800 milletvekilinin oy kullandığı belirlendi. Bu oyların 644’ünün ise “evet” olduğu tespit edildi.

Bu nedenle yeniden yapılan oylamaya 495 milletvekili katıldı. Oylamada 322 milletvekili “evet”, 173 milletvekili de “hayır” oyu verdi.

Sisteme girmesine karşın pusula gönderme yoluyla oluşacak mükerrerliğin önlenmesi amacıyla yapılan sayım yaklaşım işlemi 1.5 saate yaklaştı.

Güven oylamasının ardından kürsüye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, teşekkür konuşması yaptı.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Önümüzde çok iddialı, yoğun bir sürecin olduğunu biliyorum. İnanıyorum ki egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olduğu bu kutlu çatı altında büyük bir mücadeleyi, geleceğe yönelik, hep birlikte vereceğiz. Buradaki dayanışmamız, birliğimiz, beraberliğimiz ülkemizi, Türkiyemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmada önemli bir imtihan olacaktır. Bu imtihanı beraber başaracağız, beraber vereceğiz.''

Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti sıralarında grup başkanvekilleri, CHP grup başkanvekilleri ve bazı milletvekilleri ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile tokalaştı.