En Yeniler
mustafa balbay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mustafa balbay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/11/2012

seyyah1906

salih kapusuz'a göre bekir çoşkun'un ağzından lağım akıyor yılmaz özdil ise darbeci

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AKP Antalya İl Başkanlığı’nın siyaset akademisine konuşmacı olarak katıldı. Kapusuz hemen herkese çattığı konuşmasına 28 Şubat’ı eleştirirek başladı ve “28 Şubat döneminde Sincan’da tank yürütülmüştü.

Nerede yürütülmüştü? Sincan’da. Peki o tankı yürütülenler şimdi nerede misafirler? Sincan’da. Keser döner sap döner, arkadaşlar bir gün olur hesap döner” dedi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için “ birileri gibi ‘6 kez gittim 7 kez geldim’ diye övünürlerse onlar için de işte siyasetin yüzkarası denilir” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Kapusuz, “Sabah olmuş uyanmış, ‘bundan sonra darbelerden vazgeçtik, siz bildiri yayınlarsanız biz bundan sonra karşı çıkacağız.’ Şimdiye kadar neredeydin? 27 Nisan’da da Meclis’te CHP ana muhalefet partisiydi. Alkış tutuyordunuz” ifadesini kullandı.

Özdil’e, Balbay’a, Coşkun’a...


Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’i de eleştiren Kapusuz, “27 Nisan muhtırası ile ilgili yazılar var. ‘Bundan sonraki adım ne olur. Bundan sonraki adım tank olur.’ Yılmaz Özdil, AKP’ye söylüyor. Ne yapmış AKP anayasaya uygun Cumhurbaşkanı seçmek istemiş. Hangi dünyada yaşıyorsunuz. Ama darbeci bunlar, kafası darbeci bunu iddia ediyorlar” dedi. Gazeteci Yazgülü Aldoğan’ın “bundan sonraki mesaj internetten gelmez, kapıya 2 subay gelir üst rütbeli subay da olmayabilir” dediğini iddia eden Kapusuz, “Neyle tehdit ediyor bizi hanımefendi. Bizim gelip kafamıza silah dayarlar. Yapsalardı ya. Geldiler mi?” diye konuştu. Cumhuriyet gazetesi yazarı Balbay için “Başka biri şu anda içeride milletvekili seçildi” ifadelerini kullananan Kapusuz, “27 Nisan bildirisi ile herkes AKP’yi terketmiş, sadece bizim yanımızda AB ve ABD’nin komiserleri kalmış. Ey Balbay duy ki bizim yanımızda millet oldu” dedi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun için ise ağır hakaretler yağdıran Kapusuz, “Şu dili uzun ağzından lağım akan birisi daha var, Bekir Coşkun. O ne demiş, ‘Çankaya’yı asla dincilere bırakmayacağız.’ Çünkü orayı Atatürk’ün makamı ve başkomutanlık sayıyor. Ee sayın Bekir Coşkun bugün Cumhurbaşkanı kim?” diye konuştu.cumhuriyet

7/28/2011

seyyah1906

chp mustafa balbay ve mehmet haberal için avrupa insan hakları mahkemesine başvuruyor

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''CHP olarak, tutuklu milletvekillerimiz adına; AİHM Sözleşmesi'nin ihlal edildiği, masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkının, seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiği kanaatindeyiz. Buna ilişkin olarak AİHM'e başvuruda bulunuyoruz. Ayrıca tutukluluk halleriyle ilgili olarak da tedbir isteminde bulunuyoruz'' diye konuştu.
AİHM'e ne zaman başvurulacağına ilişkin soruya Tarhan, ''Bunun çalışmasını yapıyoruz, bunun çalışması yapılıyor. CHP, değerli arkadaşlarımıza destek veriyor. Şu anda Haberal'ın çalışması yapılıyor. Tedbir istenmesini önemsiyoruz. Sağlık durumu, ileride sakınca yaratabilir, bu nedenle Haberal ile ilgili tedbir kararı verilmesini umut ediyorum. Balbay'ın çalışması ise tamamlandı'' karşılığını verdi.



''Bir takım tarifeler hazırlanmış"

''Anayasa çalışmaları henüz başlamadan, bırakın içerik, yöntem konusu da dahil detaylı bir tarifeyle karşılaşıyoruz'' diyen Tarhan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın açıklamalarının bu yönde olduğunu söyledi.

Bir takım tarifeler hazırlandığını, bu tarifelerin uygulanmasını doğru bulmadıklarını kaydeden Tarhan, derslerini iyi çalıştıklarını, son dakikaya bırakmadıklarını, ödevlerini yaptıklarını ifade etti. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Derslerini çalışmaları gerektiği fikrine katılıyoruz. Özellikle demokrasi, özgürlükler ve yargı bağımsızlığı alanında sınıfta kalmışlardı. Özellikle bu konularda derslerini iyi çalışmaları gerekiyor. Zaten bunu da kendileri itiraf ediyorlar. Temel hak ve özgürlükler bağlamında çok ağır bir tabloyla karşı karşıyayız. Başbakan'a topuk selamı verilmemesinin cezalandırıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Protesto edenlerin, Hopa'da sürek avına tabi tutulduğunu izliyoruz. Örgütlenme hakkının, verilen bir kararla Yargı-Sen'in kapatılmasıyla çok ağır şekilde baltalandığını duyuyoruz. Lanetle kınıyorum; örgütlenme özgürlüğüne, yargı bağımsızlığına çok ağır bir darbe. Bağımsız yargının aslında bağımlı yargı haline getirildiğini izliyoruz. Protesto eden gençlere 4 yıla kadar hapis isteyen yargı mekanizmasının, Habur'da 34 teröristin savunmasını 4 saatte aldığını biliyoruz. Tutuklu milletvekillerimizin, tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, bazı sanıkların yaklaşık 4 yıldır sorgusunun yapılmamasına dayanabildiğini de görüyoruz. 4 saatte 34 kişinin sorgusunu yapan bağımsız yargı, 4 yıla yakın savunması alınmadığı için bazı sanıkların tutukluluklarının devamına karar verebiliyor.
Ancak CHP olarak, tutuklu milletvekillerimiz adına; AİHM Sözleşmesi'nin ihlal edildiği, masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkının, seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiği kanaatindeyiz. Buna ilişkin olarak AİHM'e başvuruda bulunuyoruz. Ayrıca tutukluluk halleriyle ilgili olarak da tedbir isteminde bulunuyoruz.''



''Çalışmamız çok teknik, ayrıntılı"

AİHM'e ilişkin başvuruda iç hukuk sürecinin tükenip tükenmediği sorusunu Tarhan, ''İç hukuk süreci, tutuklamanın devamına ilişkin verilen bir kararda zaten tükenmiştir. Eğer CMK 309'u, kanun yararına bozmayı kast ediyorsanız, AİHM, 309'u etkili bir başvuru yolu olarak tanımamaktadır. Çünkü Adalet Bakanı'nın doğrudan inisiyatifine tabi kılınmıştır. Bu nedenle iç yargı yolları tüketilmiştir'' diye yanıtladı.

Ne zaman başvuracaklarına ilişkin bir soru üzerine Tarhan, ''Bunun çalışmasını yapıyoruz. CHP, bu konuda değerli arkadaşlarımıza destek veriyor. Şu anda Sayın Haberal'ın çalışması yapılıyor. Tedbir istenmesini önemsiyoruz. Çünkü tutukluluk tedbiri de gerektiren bir durumdur. Gecikmesinde sakınca görülen bir haldir. Sağlık durumu ileride sakınca yaratabilir, vehamet taşımaktadır. O nedenle tebdir kararı verilmesini de umut ediyorum. Balbay'a ilişkin hazırlık tamamlandı, Haberal'ın çalışması sürüyor'' diye konuştu.

Tarhan, başvurunun, Ağustos'un ortasını bulup bulmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, daha kısa da sürebileceğini bildirdi.

Tutuklu milletvekillerinin Ağustos başında yapılacak duruşmasından önce başvurunun olup olmayacağına ilişkin soruya Tarhan, ''Onu sağlayacağımızı umut ediyorum. Çalışmamız çok teknik, ayrıntılı. Elimizden geleni yapıyoruz'' karşılığını verdi.

Başvuruların kişisel olduğuna işaret eden Tarhan, CHP olarak arkadaşlarının bu çalışmalarına hukuksal olarak destek verdiklerini, süreci yakından takip edeceklerini bildirdi.

Tedbirle ilgili olarak geçmişte AİHM'in trajik bir uygulaması olduğuna dikkati çeken Tarhan, ''İranlı bir mültecinin tedbir talebi kabul edilmediği için İran'da asılması yönünde bir sonuçla karşılaşılmış. Bu olumsuz kararın, bizim açımızdan olumlu bir karara dönüşmesini umut ediyorum'' dedi.

Özel bir tedbir istemlerinin de olacağını belirten Tarhan, Haberal'ın tutukluluğun, sağlık nedenleri dolayısıyla sakıncalı gördükleri için bir tedbir kararı beklentisi içinde olduklarını kaydetti.

Tarhan, tutuklu milletvekillerinin duruşmasına CHP olarak katılıp katılmayacaklarının sorulması üzerine, bununla ilgili henüz bir görüşme yapmadıklarını, konuyu değerlendireceklerini belirtti.


''İktidar, bunun hesabını vermeli"

Son günlerde dönemsel bir kriz çığırtkanlığı yapıldığını belirten Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Kriz teğet bile geçmeyecek'' açıklamasına işaret etti. Tarhan, bazı iktidar mensuplarının ''Kriz var, paranıza sahip çıkın'' mesajları verdiğini ifade ederek, ekonomideki sirkülasyonun bir dönem için durdurulduğunu, doların fırladığını söyledi.

Tarhan, ''Böyle dönemsel bir süreç neden yaşandı, arkasında hangi neden yatıyor, bu süreçte kimlerin malvarlığı arttı, borsa manipülasyonu ile bunun bir farkı var mı? Bu, Hükümetin gözetiminde bir kısa süreli hareketlenme mi?'' sorularını yöneltti.

Merkez Bankası Başkanı'nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemleri doğrultusunda bir açıklama yaptığını ancak bir hafta önceki açıklamasının tam tersi olduğunu ve doların fırlamasına zemin hazırladığını söyleyen Tarhan, ''Bu bir haftalık süreçte ne değişti, kimlerin cebine ne kadar para girdi; bunun hesabının iktidar tarafından verilmesi gerekiyor'' dedi.