En Yeniler
seçim bildirgesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seçim bildirgesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/19/2015

seyyah1906

Cumhuriyet Halk Partisi "Türkiye'yi kurtarmak zorundayız" Seçim bildirgesi



Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesindeki vaatleri

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Ticaret Odası kongre merkezinde düzenlediği toplantıda Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu 7 Haziran'da yapılacak genel seçimler için hazırlanan seçim bildirgesini açıkladı.

Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Ticaret Odası kongre merkezinde yaptığı konuşmada 4 yılda Türkiye'de yoksulluğu bitireceğini vaad etti Kılışdaroğlu yine emeklilere iki ikramiye sözünü tekrarladı Kredi kartı faizlerinin bankalar ile görüşülerek yüzde 80'nini sildireceğeni açıkladı

Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesindeki vaatleri



Hükümeti eleştirdiği konuşmasında Kılıçdaroğlu, "13'üncü yılın sonunda ne oldu? 13'üncü yılın sonunda milletin polisle arasını açtılar. Milletin hukukla arasını açtılar. Milletin basınla arasını açtılar. Milletin sporlar, sanatal, kültürle arasını açtılar. Milletin dinle, imanla arasını açtılar. Milletin devletle arasını açtılar ve en önemlisi milletin milletle arasını açtılar. Bu tablo düşündürücü bir tablo. Vicdanımıza soracağız. Bu tabloyu Türkiye hak ediyor mu? Komşularla sıfır sorun dediler. Eyvallah dedik. Milletin komşularla arasını açtılar. Bir komşumuz bile kalmadı. En acı olanı 13 yılda geldiğimiz nokta, Türkiye son 6 yıldır 10 bin dolar barajını aşamamış, orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Türkiye büyümesini, kalkınmasını sağlayamıyor. Orta gelir tuzağından Türkiye'yi kurtarmak zorundayız" diye konuştu.

"Siyaseti kirlilikten kesinlikle arındıracağız. Sözüm söz"


Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu, makul şüphe uygulamasını eleştirerek "Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkartacağız. Siyaseti kirlilikten kesinlikle arındıracağız. Sözüm söz, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Ahlaki değerleri yüksek olan bir demokrasiyi getireceğiz bu ülkeye. Siyaset asla zenginleşme aracı olmayacak. Siyaset halka hizmet etme aracıdır. Biz siyaseti halka adanmışlık olarak biliyoruz. Bu kültürü bu ülkeye Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkartarak getireceğiz. 12 Eylül askeri darbesinin mirası olan ve demokrasimizde derin yaralar açan darbe yasalarını tümüyle ortadan kaldıracağız. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız, milletin iradesini TBMM'ye aynen yansıtacağız. Yüzde 10 seçim barajını egemenliğin üzerine vesayet düşürüyorlar. Bunu kaldıracağız. Sözüm söz CHP iktidarında kalkacaktır. Milletin vekillerini liderler değil, milletin kendisi seçecek. Bunun sözünü veriyorum. Lider sultasına son vereceğiz. Türkiye'de lider sultası olmayacak artık" ifadelerini kullandı.

"Gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz"

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ikiye ayıracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Adalet Bakanlığı'na bağlı adli kolluğu getireceğiz. Böylece soruşturmalarda siyasetin gölgesini kaldıracağız. Hakça sorgulamalar olacak. Gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz. HSYK'yı ikiye ayıracağız. Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olacak. Bütçeleri ayrı olacak" şeklinde konuştu.

"KOBİ'ler bir yıl boyunca ödedikleri vergi kadar sıfır faizli kredi alacak"

Teşvik sistemi hakkında yapacaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, "Teşvik sistemini yeniden şekillendireceğiz. Bölgesel teşvikten çok sektörel teşviğe ağırlık vereceğiz. Gerekirse firma bazında teşvik yapacağız. Vergi, sigorta prim borcu olmayan KOBİ'ler bir yıl boyunca ödedikleri vergi kadar sıfır faizli kredi alacak. Bu teşvik sıradan bir teşvik değil. Bu şekilde Türkiye'de üretim artacak, istihdam artacak, kayıtlı eleman artacak. İlk kez size söylüyorum. Bir siyasal parti ilk kez bu kadar ciddi, bu kadar onurlu projelerle milletin önüne çıkıyor" açıklamasında bulundu.


"Birileri köşeyi döndü birileri açlıktan öldü. 17 milyon yoksul bu ülkeye yakışmıyor"


Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "13 yıldır bu ülkede vicdansız bir büyüme modeli uygulandı. 17 milyon yoksul vatandaşıma sesleniyorum. Birileri köşeyi döndü birileri açlıktan öldü. 17 milyon yoksul bu ülkeye yakışmıyor. 17 milyon kişi, ben yoksul değilim diyecektir yaşanacak bir Türkiye'de. Devletin resmi rakamlarını veriyorum. 2002, bu ülkede en zengin yüzde 1 toplam Türkiye servetinin yüzde 39'una sahip. 2014'te bu rakam yüzde 54'e çıktı. Neden 17 milyon yoksulumuz var, işte bu nedenle. Yoksulluğu yönettiler. Bitirmek istemediler. Yoksulların yaşam tarzlarını sömürdüler. Sözüm söz, namus sözü, 4 yılda Türkiye'de yoksul kalmayacak"


"11 milyon emekli dinlesin. Size Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye"


Emeklilere maaş ikramiyesi müjdesi veren Kılıçdaroğlu, "11 milyon emekli dinlesin. Size Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye vermek benim boynumun borcudur. Ben senden bir şey istiyorum. Senin hayır duanı istiyorum ben. Bütün CHP'liler sana saygı duyuyor. Bizim sana vefa borcumuz var. Onu yerine getireceğim ben. Çalışan emekli kardeşime de sesleniyorum. Çalışıyorsun emekli oluyorsun, alıyorsun emekli aylığını ama geçinemiyorsun. Çalışana da vergi getiriyorlar. Senin emekli maaşından kesilen yüzde 15 sosyal güvenlik destek primini kaldıracağım. Emekli kardeşim hastanede, eczanede, bankada para kesiyorlar. Bu üç ayrı kesintiyi kaldıracağım" dedi.


"Taşeron işçilerin tamamını kadrolu olarak işe başlatacağız"


Taşeron işçiliği bitirme sözü veren Kılıçdaroğlu, "Kamuda çalışan 800 bin taşeron işçisi var. İş güvenceleri yok. CHP iktidarında taşeron işçi kavramı diye bir kavram olmayacak. Taşeron işçilerin tamamını kadrolu olarak işe başlatacağız. CHP iktidarında çağdaş köleliğe izin vermeyeceğiz" dedi.


"Asgari ücret üzerinden vergiyi kaldıracağız"


Asgari ücretin bin 500 lira olacağı vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Yaklaşık 5 milyon asgari ücretli çalışan size sesleniyorum. Asgari ücret üzerinden vergiyi kaldıracağız. CHP iktidarında asgari ücret net bin 500 lira olacak. Asgari ücretli kardeşim gelirinin en az üçte birini, bazen yarısını ev kirasına veriyorsun. Bunlar konut sorununu çözemedi. Arsa payı alınmayacak. Ayda 277 sabit taksitle sana 70 metrekarelik sana ev yapacağım" ifadelerini kullandı.


"Eğer çiftçi üretseydi SOMA olmayacaktı, Ermenek olmayacaktı"


Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Çiftçi kardeşlerimin yaşadığı sorunları en iyi onlar bililer. Ürünlerinin alın terini alamıyorlar. İki Trakya büyüklüğünde alan son 13 yılda ekilmiyor. Onlara şu güvenceyi veriyorum. Ürettiğin ürünün karşılığını alacaksın. Hiçbir şeker fabrikasını özelleştirmeyeceğim. Sana mazotu 1,5 liradan vereceğim. Eğer çiftçi üretseydi SOMA olmayacaktı, Ermenek olmayacaktı, eğer çiftçi üretseydi onların çocukları yetim kalmayacaktı"


"Bu borçları silmenin devlete bir kuruş yükü yoktur"


Borçlulara seslenen Kılıçdaroğlu, "5 milyon vatandaşımız borç batağında. Bizim iktidarımızda sözüm söz faizlerin en az yüzde 80’ini sileceğiz. Kalan borcu yeniden yapılandıracağız. Olmaz diyen varsa karşıma çıksın, istediği alana davet ediyorum onu. İstediği platforma davet ediyorum onu. 436 bin vatandaşımız borcunu ödeyemediği için hapse girmek için sıraya girmiş durumda. Ben bunu sileceğim. Bu borçları silmenin devlete bir kuruş yükü yoktur. Eğer bir ülkede huzur istiyorsak, eğer bir ülkenin yaşanacak bir ülke olmasını istiyorsak bütün sorunları çözeceğiz. Çünkü biz Mustafa Kemal Atatürk’ün onurlu partisiyiz" diye konuştu.


"Devletteki bütün kurumların güçlü olmasını istiyoruz"


İktidar olmaları halinde devlet kurumlarına yaklaşımlarının nasıl olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Devletteki bütün kurumların güçlü olmasını istiyoruz. Sıcak siyasetin oralara müdahale etmemesini istiyoruz. Demokrasi 4 yılda bir gidip sandığa oy atma değildir. Demokrasi aynı zamanda siyasetin devletin kurumlarına sıcak siyasetin müdahale etmemesi demektir. Siz kalkıp Merkez Bankası’na müdahale ederseniz, siz kalıp Kamu İhale Kurumuna müdahale ederseniz demokrasi olmaz. Devletin elinde sopa değil, devlet vatandaşına kucak açmak zorundadır. Vergi denetimini silah olarak asla kullanmayacağız. Beni eleştirdi diye ertesi gün bir iş adamının önüne 50-60 tane vergi müfettişi göndermeyeceğiz" dedi.

6/14/2011

seyyah1906

dsp genel başkan yardımcısı dsp'nin seçimde en başarısız parti olduğunu söyledi

Genel seçimlerde baraj altı kalarak yüzde 0,25 oy alan Masum Türker liderliğindeki DSP'de, ilk istifa Genel Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan'dan geldi. Gürkan, Türker'e yazdığı istifa mektubunda Haziran 2011 Genel Seçim sonuçlarının Türkiye için sevindirici olmadığını belirterek, parti için ise kabul edilebilir olmaktan uzak olduğunu ifade etti. "DSP seçimlerin en başarısız partilerindendir" diyen Gürkan, bu sonucun adaletsiz yüzde 10 barajı, ilgisiz medya, 'oylar bölünmesin' kampanyası gibi mazeretlerle geçiştirilemeyeceğini kaydetti.


Türker'i işaret ederek, "12 Eylül 2010 Anayasa referandumu öncesinden başlayarak sizi ısrarla uyardık" diyen Gürkan şöyle devam etti: "Türkiye'nin tepeden tırnağa dönüştürüldüğünü, bu koşullarda Türkiye'nin DSP'ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalıştık. DSP'nin, Atatürk'ün yolundan saptırılmış aydınlanma devrimini tamamlamak ve Bülent Ecevit'in yarıda bıraktırılmış ezilenlerin ak günler yürüyüşünü yeniden başlatmakla görevli ve ödevli olduğunu vurguladık. Oralı olmadınız. DSP'nin görev ve ödevlerini seçim bildirgesine lütfen girmiş bir cümle olarak geçiştirdiniz. Halkla buluşmayı otobüsün içinden boşluğa el sallamakla özdeşleştiren bir sözde seçim kampanyası yürüttünüz. Televizyonlarda, ilan tahtalarında ve diğer bütün tanıtım araçlarında kendinizi oy pusulalarındaki kimliğimiz ak güvercinin dahi önünde tuttunuz. Ötesinde, kurucumuz ve kuramcımız Bülent Ecevit'in, deyim yerindeyse adının anılmasına dahi fırsat vermediniz."

'İttifak çalışmalarınız sulandırdınız'

Türker'i seçimler için yaşamsal olan ittifak çalışmalarını sulandırmakla suçlayan Gürkan, "Sola açılma önerimizi, ancak DYP ile ittifak yaparsak barajın aşılacağı aldatmacasıyla fiilen engellediniz. Hem doğrudan hem de medya üzerinden yaptığınız çağrılarda BTP, SP ve Has Parti'yi öne çıkarttınız. Sonuçta, 1999 Mart ayında TBMM'de DSP'ye ve Bülent Ecevit'e saldırıları tutanaklarda duran Mahmut Yılbaş'ı baş tacı yaptınız. Adaylarımız belirlenirken önseçim taahhüdümüzü de unuttunuz. Bu ilkesizlikler çok sayıda partili arkadaşımızı, bu arada beni adaylıktan caydırırken, DSP'nin ulusal solun dünyasındaki güvenirliğini de zedeledi. DSP'yi Bülent Ecevit'in demokratik sol çizgisinde Türkiye için yeniden var etmek bizim sorumluluğumuzdadır" dedi.

Bu nedenlerle DSP'nin olağanüstü kurultay sürecinin derhal başlatılması ve Parti Meclisi'nin en geç on gün içinde toplanarak bu kararı almasının kaçınılmaz olduğunu belirten Gürkan, "Bundan kaçınmak hem siyasi, hem de insani etiğe sığmaz. Bu vesileyle, böylesi bir başarısızlık karşısında istifanın erdem olduğu inancımla DSP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrıldığımı da bilginize sunarım. DSP'de, geride bıraktığımız yedi yılda adım adım unuttuğumuz ulusalcı demokratik sol çizgimizin güncel görevlerini netleştirmek ve yerine getirmek; parti içinde tam demokrasiyi yaşama geçirmek umuduyla DSP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılıyorum" dedi.


Macit de istifa etti

Gürkan'ın yanısıra DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit'in de görevinden istifa ettiği öğrenildi. Seçimden birkaç gün önce Genel Başkan Türker'e istifasını sunduğunu belirten Macit, "DSP Genel Başkan Yardımcılığından ayrıldım. Genel Başkan istifamı kabul etmediğini söylese de ben fiilen ayrılmış durumdayım. DSP'den ayrılamam söz konusu olmaz, PM üyeliğim devam ediyor. Ancak öteden beri çalışma anlayışında farklıklar vardı. Bu farklılıklardan dolayı istifa ettim. Seçimden alınan sonucun ardında da yönetim gerekli değerlendirmeyi, gerekli kararı alacaktır" diye konuştu.
cumhuriyet portal