En Yeniler
ses kaydı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ses kaydı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/19/2011

seyyah1906

bdp'li gültan kışanak devlet muhatabını bulmuştur muhatabıyla görüşmeye başlamıştır

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Ankara Çankaya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Yılmaz Güney Salonu'nda düzenlenen Barış ve Özgürlük Kongra Hareketi Ankara Toplantısı'nda son dönemde gündemi meşgul eden MİT'in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin konuştu.
Türkiye'de barış ve demokrasiye en fazla ihtiyaç duyulan sürecin yaşandığını ifade eden Kışanak, ''Bu coğrafyadaki tüm renklerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı bir ortamda, Türkiye'nin devlet yapısının yeniden şekillendiğini'' ifade etti. Türkiye'de yaşanan Kürt sorununun Türkiye'yi yol ayrımına ittiğini savunan Kışanak, çözümün diyalogdan geçtiğini ve önerilerine karşılık verilmesi gerektiğini kaydetti.

MİT'in terör örgütü ile görüştüğü iddialarına değinen Kışanak, şöyle konuştu:
''Son günlerde medyaya yansıyan ve yapılan siyasi açıklamalarla da inkar edilmeyen ses kayıtları, bize şunu gösteriyor: Bu sorun artık diyalog ve müzakere yöntemiyle çözülme aşamasına gelmiştir. Türkiye'nin çokça tartıştığı muhataplık krizi çözülmüştür. Devlet muhatabını bulmuş, muhatabıyla görüşmeye başlamıştır. Bu önemli bir aşamadır ve bunun bir adım ilerisi bu görüşmelerin sürekliliğini sağlamak ve buradan gerçek demokratik bir yaşamı inşa edebileceğimiz onurlu bir barışa doğru yol almaktır.''

Kışanak, bu süreçte ''Askeri operasyonların, tutuklamaların devam ettiğini, demokratik siyasetin önünü açabilecek hiçbir girişim yapılmadığını, bunun da görüşmelerin tıkanmasının ikinci nedeni'' olduğunu öne sürdü.

Gültan Kışanak, ''Doğru bir zeminde kamuoyuna açık bir müzakere süreci başlatılarak, güven artırıcı önlemlerle yol temizliği yapılarak, demokratikleşme konusunda adım atılarak yürütülebileceğini, Türkiye'nin tek seçeneğinin bu olduğunu'' söyledi.

9/14/2011

seyyah1906

kılıçdaroğlu:türkiye kevgire dönmüş bir ülke konumunda herkes dinleniyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın terör örgütü PKK yöneticileriyle yaptığı ileri sürülen görüşmenin doğrudan Başbakan’ın isteğiyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını ifade ederek “Sayın Erdoğan daha önce biz bunu dile getirdiğimizde, ‘Görüşmeler yapılıyor’ dediğimizde en ağır dille bizi suçlamıştı. ‘Bunu söyleyenler ispat etmezse şerefsizdir’ demişti. Şimdi merak ediyorum, kim şerefsiz” dedi.
Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte PKK yöneticileri Mustafa Karasu ve Sabri Ok’la yaptığı ileri sürülen görüşmenin ses kaydıyla ilgili bir soru üzerine ses kaydını dinlemediğini, yasadışı dinlemenin içeriğiyle çok fazla ilgilenmeyeceğini daha önce de söylediğini belirterek şöyle konuştu:

“Ama ortaya çıkan bir gerçek var. Birinci gerçek şu; görüşmelerin doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle gerçekleştiği anlaşılıyor. Kapalı kapılar ardında kullanılan dille halkın önünde kullanılan dil arasında 180 derece fark var. Sayın Erdoğan daha önce biz bunu dile getirdiğimizde, ‘Görüşmeler yapılıyor’ dediğimizde en ağır dille bizi suçlamıştı. ‘Bunu söyleyenler ispat etmezse şerefsizdir’ demişti. Şimdi merak ediyorum, kim şerefsiz? O dil bir ülkenin başbakanına yakışıyor mu? Ortaya çıkan bu tablonun altındaki ezikliği nasıl giderecek acaba?”

-“TÜRKİYE KEVGİRE DÖNMÜŞ BİR ÜLKE KONUMUNDA, HERKES DİNLENİYOR”-

İkinci önemli noktanın, Türkiye’nin güvenilirliğinin büyük yara almış olması olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Herkes dinleniyor. Başbakan, Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, herkes dinleniyor. Gizlilik kavramı sadece Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için var. Onun dışındaki kişiler, gruplar, ülkeler, istihbarat örgütleri için gizlilik kavramı diye bir şey kalmamış, o anlaşılıyor. Yani Türkiye kevgire dönmüş bir ülke konumunda. Bu da bir başka acı tablo maalesef” dedi.

-“HERHALDE SAYIN BAŞBAKAN BİR AÇIKLAMA YAPAR”-

Ses kaydında yer alan dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in “Habur’da hukuk ihlal edildi” sözlerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, daha önce Habur’da hukukun ihlal edildiğini ifade ettiklerini kaydederek “Demek ki kapalı kapılar ardında bizim söylediklerimizin doğru olduğu orada da ifade edilmiş” dedi. Kılıçdaroğlu, “Yasadışı dinlemelerle ilgili elinizde bilgi olduğu iddia ediliyor, var mı” sorusuna “Hayır” yanıtını verirken ses kaydının sızdırılmasının zamanlamasına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

“Bilmiyoruz. Kim aldı bilmiyoruz, zamanlamayı niçin şimdi yaptılar bilmiyoruz, önümüzdeki günlerde neler çıkacak bilmiyoruz. Herhalde Sayın Başbakan bir açıklama yapar, biz de öğrenmiş oluruz.”

-“DAVULLA ZURNAYLA KARA HAREKATI MI YAPILIR?”-

Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Kara harekatı her an olabilir” sözlerini de değerlendirirken “İlginç bir hükümetimiz var. Hükümet sözcüsü konumunda olan bir bakan, Sayın Arınç çıkıyor, ‘Gündemimizde kara harekatı yok’ diyor. Üzerinden 24 saat geçmeden bu kez bir başka bakan çıkıyor, ‘Kara harekatı gündemimizde’ diyor. Nasıl hükümet bu? Davulla zurnayla kara harekatı mı yapılır? Nasıl bir anlayıştır bu, anlamak mümkün değil” diye konuştu.
seyyah1906

iddianızı ispat etmekle mükellefsiniz denilmişti mit-pkk görüşmelerinin kaydı ortaya çıktı

Muhalefetin “Hükümet PKK ile pazarlık yapıyor” iddiasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “şerefsizlik” olarak nitelendirmiş, daha sonra “Hükümet değil ama devlet görüşür” demişti.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte PKK yöneticileri Mustafa Karasu ve Sabri Ok’la yaptığı ileri sürülen toplantının ses kayıtlarının internette yayınlanmasının ardından devletin PKK ile yaptığı görüşmeler tekrar gündeme geldi. Devlet ile PKK’nın görüştüğünü 12 Eylül 2010 referandumundan önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme getirmişti. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin bu iddiaları üzerine 19 Ağustos 2010’da AKP’den yazılı bir açıklama yapılmış ve “AK Parti’nin ve AK Parti hükümetinin illegal bir örgütle masaya oturması, müzakere yapması söz konusu değildir ve olamaz. Bu konu ile ilgili tüm söylenenler ve yazılıp çizilenler, halk oylaması sürecini olumsuz etkilemeye ve vatandaşlarımızın kafasını karıştırmaya yönelik spekülasyonlardan ibarettir” denilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıklamanın ertesi günü 20 Ağustos 2010’da Afyon gezisi sırasında bir soru üzerine “Bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK’yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir” demişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de aynı akşam katıldığı bir iftarda Hükümet’e seslenerek “PKK ile anlaştığınızı niye saklıyorsunuz? Kandil’den ses geliyor, 4 defa görüşüldü, 4 günde de anlaşma yapıldı. Kiminle? Imralı ile anlaşma yapıldı. Bunu niye açıklamıyorsun Sayın Başbakan?” diye konuşmuştu.

-“MASAYA OTURDUĞUMUZU SÖYLEME ŞEREFSİZLİĞİNİ YAPANLAR...”-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin “pazarlık” iddialarını sürdürmesi üzerine 21 Ağustos 2010’da Kayseri mitinginde sert yanıt vermiş ve şöyle konuşmuştu:

“Bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Bu iftirayı atanlara söylüyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli bizim masaya oturduğumuzu söylüyorsanız, bu iddianızı ispatla siz mükellefsiniz siz. Hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez.”

-“HÜKÜMET DEĞİL, DEVLET GÖRÜŞÜR”-

Referandum sürecinde PKK ile pazarlık tartışmaları sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Ağustos 2010’da Show TV’de katıldığı Siyaset Meydanı programında terör örgütüyle görüşme iddialarına ilişkin “Burada bir şeyi birbirine karıştırmayalım. Biz siyasi iradeyiz, siyasi iktidarız. Biz siyasi iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir” demişti. “Devlet kurumları” ile neyi kastettiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan “Mesela, devletin istihbarat kurumu vardır. Bu bir istihbari görevdir. Bu istihbari görev de nedir, bazı kilitleri açmak içindir, çözmek içindir. Bunları yapar ama hiçbir zaman siyasi irade kalkıp da muhatap alıp masaya asla oturmaz, böyle bir şey olamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, istihbarat örgütlerinin görevi de nedir, ağırlıklı olarak zaten bu tür görevlerdir. Bunları yaparlar. Bunu yaparken de niçin yaparlar, bir çözüm kilidi açmak için yaparlar. Kalkıp da burada muhalefetin söylediği gibi benim arkadaşlarımın veyahut siyasi iradenin görüşmeler yaptığı, masaya oturduğu yani bu, ağır konuştum ama bu bir şerefsizliktir. Böyle bir şeyi kimse bize yıkamaz. Böyle bir şeyi ne ben, ne arkadaşlarım, ne benim bilgim dahilinde siyasi iradeden hiçbir kimse bugüne kadar yapmamıştır, yapamaz” diye konuşmuştu.

ANKA

9/01/2011

seyyah1906

ak parti milletvekili mehmet metiner youtube sitesindeki ses kaydı için pkk tezgahı dedi

Kısa süre önce PKK'nın suikast planladığı iddialarıyla gündeme gelen Metiner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı, Youtube adlı internet sitesine yüklendikten kısa süre sonra özellikle Kürt orijinli internet siteleri tarafından kopyalandı. Ak Parti'den milletvekili seçilen Metiner, yasadışı kayıt olması nedeniyle Milliyet'in içeriğine yer vermediği, Erdoğan'ın Metiner olduğu iddia edilen kişi tarafından ağır biçimde eleştirildiği kaydı, şöyle değerlendirdi:
"Ses bana ait ama 10 günden bu yana Adıyaman'dayım. Bu seçmenlerimle yaptığım bir konuşma değil. Tamamen bir komplo, bir tezgah. Kaç gündür yanımızda insanlarla dolaşıyoruz. Kim ne konuştuğumuzu biliyor. PKK'nın tezgahı bu. İsmimden, varlığımdan, örgütün rahatsız olmasından kaynaklı. Ses bana ait, teknik olarak ne yaptılar bilmiyorum. Kim bunu internete düşürmüşse namertlik etmiştir. Düşmanın da mert olmalı. PKK'nın çirkin komplosudur. O sözler, bugüne ait sözler değil bir defa. Erbakan'dan bahsediliyor, gelenek, yenilikçilerden bahsediliyor. Belki HADEP'te siyaset yaptığım 2000'li yıllarından başında, Avrupa'daki ziyaretlerde bazı açıklamalar yapmışsam, bunun üzerinde oynamalar yapılmış olabilir.

Benim için şereftir
Sadece, anadil konusundaki yasakçı uygulamaların antidemokratik olduğuna inanıyorum. Buna, bu kaset iddialarına yanıt vermek bile beni utandırıyor. Benim Başbakan'ı ve siyaset anlayışını nasıl savunduğum herkes tarafından biliniyor. Kim tarafından yüklendiğini göstermek için suç duyurusunda bulunacağım."
(Milliyet)