En Yeniler
siyasal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
siyasal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/18/2011

seyyah1906

mhp ve bdp'den türkiye'de bir ilk gerginliğin yatışması için elazığda ortak deklarasyona imza attılar

Elazığ’da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) temsilcileri Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit edilmesinin ardından ilde tırmanan gerginliğin yatışması için ortak bir deklarasyona imza attı. Girişim Türkiye’de bir ilk oldu.
Elazığ Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nca desteklenen bildiri Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) binasında kamuoyu ile paylaşıldı. Bildiriyi, platformun dönem sözcüsü Resul Şahin okudu. Resul Şahin açıklamasında, tarihin derinliklerinden bu yana bazı kirli emeller besleyenlerin ülkenin iç huzurunu ve barışı bozamaya çalıştıklarını kaydetti. Şahin, geçmişte siyasi görüş ve mezhep farklılıkları üzerinden emellerine ulaşamayan küresel güçlerin şimdilerde taşeron olarak kullandıkları terör örgütleri eliyle etnik bir ayrışmanın ve kardeş kavgasının yaşanmasını arzuladıklarını aktardı. Resul Şahin şöyle konuştu:

Bizler, insanlığa, adalet, huzur ve barış götürmüş bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu büyük medeniyet, hiçbir ayrım gözetmeden Türk, Kürt, Çerkez, Arnavut Laz, hemen her kesimin desteği ve katkısıyla kurulmuştur. Elazığ kamuoyu, her türlü terör olaylarının ardından gerek halk olarak, gerekse sivil toplum kuruluşları olarak gerekli tepkiyi göstermişlerdir. Anacak Cuma ve Pazar günü şehrimiz, provokatörlerin oyununa gelerek bir takım üzücü olayların yaşanmasına neden olup hepimizi derinden üzmüştür.”

Bu tür tepkilerin yanlış olduğuna dikkat çeken Resul Şahin, son günlerde hal olarak en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Şahin, vatandaşlardan terör örgütünün bu tür stratejilerle vatandaşları sokağa dökmeye çalıştığını vurguladı.

Açıklamanın ardından yayımlanan deklarasyonu MHP İl Temsilciliği adına Gürol Suğol, BDP İl Temsilciliği adına Atik Okuyucu, Elazığ Cem Kültür Derneği Başkanı Cafer Yeşil ve Elazığ Sivil Toplum Kuruluşu Dönem Sözcüsü Resul Şahin imzaladı.
seyyah1906

bdp'li emine ayna ankaraya gelsekte rolümüzü milletvekili olarak oynayamayacağız

BDP'li Emine Ayna Demokratik özerklik'in anlamını açıkladı: 'Ben artık senden talep etmiyorum. ben yapıyorum. Sana düşen beni tanımaktır'
Emine Ayna ilan ettikleri ‘Demokratik Özerklik’ tanımı içerisinde siyasal statünün bulunmadığını, siyasal bir tanımdan söz ettiklerini belirtirken, "Kültürel haklar vs. bunlar tartışılabilir belki.
Siyasal talep; siyasal bir statüdür. Ben o yüzden ‘Çıta dememek lazım’ diyorum. Bağımsızlığınızı ilan edersiniz de çıta oradadır. O gelir federasyonu, özerkliği tartışırsınız. Bunun gerisinde bir siyasi statü yok. Yapılan şey, kabul edilebilir, eşit değil; eşite en yakın; Türkiye sınırları içerisinde özgür ve gönüllü birlikteliğin temelidir. Eşit, özgür, gönüllü birliktelik. Bu müzakere masasına da gelebilir, konuşulabilir, konuşulmalıdır da. Bu noktadan sonra konuşulabilecek şey, demokratik özerklik nasıl işleyecek" dedi.

Emine Ayna, DTP’ye geçen milletvekillerinin TBMM’yi boykotu ve ‘Demokratik Özerklik’ ilanının birleşmesi üzerine kafa karışıklıklarının derinleştiğini, ‘Acaba Ankara bitti mi?’ denildiğini anlatırken şöyle konuştu:

"DEMOKRATİK ÖZERKLİK KOPUŞ DEĞİL"

"Demokratik Özerklik’ projesini ilk tartışmaya başladığımızda 2007’de bunu dosya haline getirip, yazıya döktük, tüm aydınlarla belli olgunluşma dönemine getirdik, ardından DTP tüzüğüne taşıdık. Demokratik Özerklik alt başlıkları ile örnek model olarak yer verdik. Ankara’dan bağımsız düşünüyor olsaydık, bunu Ankara’da tartışmazdık. Demokratik özerklik bir kopuş, ipleri koparma, yol ayrımı değil. Eşite en yakın özgür ve gönüllü birlikteliktir. Yaptığımız budur. Hem demokratik kolektifleri hayata geçirebileceğimiz, hem de diğer halklarla aynı ülke içinde birlikte yaşam olanağı yaratmaktır. Bu Türkiye’nin ciddi bir demokratikleşme hareketidir de. Ankara’dan kopuş değil, Ankara’nın yükünü hafifletmeyi hedefleyen bir şeydir. Meclis’i protesto etmemizle hiçbir ilgisi yoktur. Bizim Meclis’e ilişkin yaklaşımımız sadece Hatip Dicle veya diğer 5 tutuklu arkadaşımızla da ilgili değildir. Belediye başkanları, il genel meclisi, belediye meclisi üyeleri dahil tutuklu 3 binin üzerinde arkadaşımız var. Biz demokratik anlamda siyaset yapmayı hedefliyoruz. Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası’ndaki maddeleri önümüze koyarak demokratik politika yapmamızı engelliyorsunuz. Bu Meclis’in artık bu iradeyi göstermesi gerek. Anayasayı bırak önce bunu değiştir. Dicle’ye milletvekilliği verilir mi verilmez mi bu bağımsız bir konu. Hele önce bunları değiştir. Bunları değiştirmezsen Ankara’ya gelsek de rolümüzü milletvekili olarak oynayamayacağız, düşüncelerimizi ifade edemeyecek, örgütlenemeyeceğiz demektir."

DHA