En Yeniler
strateji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
strateji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/10/2011

seyyah1906

kılıçdaroğlu bu cehaletten kaynaklanmıyorsa bunun diğer adı da ihanettir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Dış politika stratejiniz eğer ülkenizin yüksek çıkarları, bekası ve sokaktaki insanın refahı bakımından artı değer üretmiyorsa doğru tespit edilmemiş demektir. Cehaletin büyüğü budur. Bu cehaletten kaynaklanmıyorsa bunun diğer adı da ihanettir'' dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplanarak başta Suriye'deki gelişmeler olmak üzere gündemdeki konuları ele aldı. Kılıçdaroğlu, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Suriye'deki gelişmeler ve Türkiye'nin yaklaşımı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki sözlerini değerlendirdi. ''Sayın Başbakan hükümetin Suriye politikasını eleştirirken bizim kullandığımız 'taşeron' sözcüğünden bir hayli içerlemiş görünüyor'' diyen Kılıçdaroğlu, devletler arası taşeronluk sözleşmesi olamayacağını, devletlerin kendi kendilerini bu duruma düşürmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan bize cevap yetiştireceğine önce kendi bakanı ile arasındaki üslup ve tutum farkını ortadan kaldırmalı. Sayın Başbakan 'Sabrımızın sonuna geldik' diyor, 'Suriye bizim iç meselemizdir' diyor, Başbakanın bu sözlerinden bütün dünyanın çıkardığı tek sonuç var, 'Türkiye Suriye'ye müdahale etmeyi düşünüyor, hatta müdahale edecek'. Çıkan sonuç bu. Bunlar Batı basınında yazılıyor, çiziliyor'' diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ise ''Suriye'ye müdahaleyi düşünmüyoruz'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ya aralarında fikir uyuşmazlığı var, ya kafaları karışık ya da Sayın Başbakan'ın sözlerini ciddiye almamamız gerekiyor. Sayın Başbakan sokakta ve sokak ağzıyla politika yapmaktan vazgeçmelidir. Dış politika ciddi bir iştir. Dış politika hem sokakta yapılmaz hem de sokağın duygularıyla yapılmaz. Dışişleri Bakanı son uyarı için Şam'a gidiyor, iktidar partisinin bir sözcüsü aynen şöyle diyor, 'Davutoğlu Şam'dan dönünce bir yol haritası çizeceğiz'. Başbakanı da, bakanı da, açıklama yapan iktidar partisinin sözcüsünü de ciddiyete davet ediyoruz. Sizin bir yol haritanız bile yokken neye dayanarak komşunuzu uyarıyor, tehdit ediyorsunuz. Bizim söylediğimiz gayet basit, sorumuz ise açık ve nettir. Siz Suriye sorununda böylesine taraf konumuna girerken, bu sorunu yönetiyor gibi ortaya çıkarken bütün dünyaya 'Türkiye savaşa giriyor, Suriye'ye müdahale gündemde' imajını verirken hedefiniz neydi? Ne yapmak istiyorsunuz, kimin adına yapıyorsunuz? Bunu neden TBMM ile TBMM'de grubu bulunan partilerle anamuhalefet partisiyle paylaşmıyorsunuz?'' -''ABD BÜYÜKELÇİSİ'NİN BİLDİĞİNİ BİZ BİLMİYORUZ'' Konuşmasında Başbakanlıkta yapılan güvenlik toplantısına da değinen Kılıçdaroğlu, ''Ankara'da bir güvenlik zirvesi yapıyorsunuz daha bakanlarınız ayrılmadan ABD Büyükelçisi oraya adeta bir baskın yapıyor. Yani bir başka zirveyi de büyükelçiyle yapıyorsunuz'' ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, ''Zirve öncesi, zirve sonrası ABD Büyükelçisinin bildiğini biz bilmiyoruz. TBMM Başkanı da bilmiyor. Parlamento da bilmiyor, parlamentoda grubu olan partiler de bilmiyor. İşte sorun bu. Siyasete, nezakete sığmayan sözlerle bize saldırmanızın nedeni de bu'' dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: ''Siz de çok iyi biliyorsunuz ki böylesine angaje olduğunuz bir konuda yol haritanızı daha sonra çizeceksiniz. Yani siyasi bir hedefiniz yoksa siz başkalarının siyasi hedeflerine taşeronluk yapıyorsunuz demektir. Libya'da da böyle olmadı mı? 'NATO'nun Libya'da ne işi var?' diyen siz değil miydiniz? Daha sonra NATO'nun müdahalesine destek olarak tıpkı Irak da olduğu gibi yüzlerce Müslüman'ın öldürülmesine, okyanusta boğulmasına katkıda bulunmadınız mı? Dış politika stratejiniz eğer ülkenizin yüksek çıkarları, bekası ve sokaktaki insanın refahı bakımından artı değer üretmiyorsa doğru tespit edilmemiş demektir. Cehaletin büyüğü budur. Bu cehaletten kaynaklanmıyorsa bunun diğer adı da ihanettir. Meclis'ine, anamuhalefetine, halkına değil de Batının egemen güçlerine bilgi vermeyi düstur edinenler egemen güçlerin taşeronluğunu yapanlardır. Sizinki toplum vicdanının isyanı sonucu suçluların ve suçlunun telaşıdır. Bu aynı zamanda taşeronluğun tescilidir.''

8/03/2011

seyyah1906

taraf gazetesi yazarından uyarı komutanları istifa ettirdiniz pkk daha fazla öldürüyor argümanı

Bayrama kadar geçecek sürece dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Uslu, özellikle bayram öncesi gerçekleştirilecek terör eylemleriyle AKP'nin Doğu ve Güneydoğu'da bitirilmesi planının devreye sokulabileceğini belirtti.
Tedbirlerin arttırılması gerektiğini hatırlatan Uslu, hem ulusalcıların "Komutanları istifa ettirdiniz PKK daha fazla öldürüyor" argümanına su taşımak hem de AK Parti'nin sertleşmesini sağlamak için terör örgütünün Ramazan ayını fırsat olarak göreceğini ifade etti ve "Duyarlı olmak zorundayız" dedi.

İşte Emre Uslu'nun çarpıcı analizi:
Buranın altını kalın harflerle çizmek isterim. Şu anda hem PKK içindeki Ankaralılar Grubu hem de Ankara'daki derin biraderler ellerini ovuşturmuş bir güvenlik zaafı beklentisi içindeler. Önümüzdeki bir iki ay bu nedenle çok kritik. Özellikle bayram öncesi yaşanabilecek terör eylemleri tam da Bayık ve ekibinin beklediği AK Parti'yi bitirme planının devreye sokulabileceği dönemler. Ramazan boyunca ve Bayram süresince oluşacak terör eylemine karşı alabildiğine duyarlı olmak zorundayız. Şu günler birilerinin planları için elverişli zamanlar. Yine 10 civarında veya daha fazla şehidin verilmemesi için azami dikkatli olmak gerekiyor.

Bayık ekibi kendi stratejilerini uygulamak için komutanları istifa etmiş bir orduya saldırmak için fırsat arayışında desem yanlış olmaz. Böylece hem ulusalcıların "Komutanları istifa ettirdiniz PKK daha fazla öldürüyor" argümanına su taşımak hem de AK Parti'nin sertleşerek bölgeyi yeniden güvenlik ablukasına alması için bulunmaz bir fırsat şu zaman PKK için.

Eğer AK Parti bölgeyi güvenlik ablukasına alırsa hem Bayık'ın istediği Öcalan'la görüşmeler ertelenecek hem de tıpkı DYP ve ANAP'ın olduğu gibi AK Parti'nin de bölgede sonunun başlangıcı olacaktır. Bu nedenle özellikle Necdet Özel ekibini kurup kuruma hakim olana kadar geçecek süreci hassas buluyorum.

6/26/2011

seyyah1906

obama ve erdoğan anlaştı beşar esad 4 ile 6 ay içerisnde düşecek iddiaları

İsrail istihbaratına yakın bir internet sitesi, Suriye sorununun, ABD-Türkiye ortaklığıyla çözülmesi kararına varıldığını öne sürdü.
DEBKAfile adlı site, askeri kaynaklara dayandırdığı haberde, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında 21 Haziran’da yapılan telefon görüşmesinin gizli tutulan içeriğine yer verdi.
İddiaya göre iki lider, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın reform sözü verdiği ama uluslararası toplumu tatmin edemediği konuşmasından saatler sonra yaptıkları görüşmede, Esad’ın 4 ila 6 ay içerisinde düşeceği kanısında. Bu önkabulle hazırlanan yeni strateji, Esad’ın daha da erken koltuğundan indirilmesi amacıyla, Suriye üzerindeki ekonomik yaptırımların ABD ve Avrupa tarafından artırılmasını öngörüyor. Ortaklaşa hazırlanan planda Türkiye’ye düşen esas rol ise Suriye ile “askeri gerilimi tırmandırıcı” adımlar atmak.

DEBKAfile’ın iddiasına göre, Türkiye ile ABD’nin ortaklaşa belirlediği stratejiler, bununla da sınırlı değil. Yine aynı haberde dile getirilen iddiaya göre, İsrail’in de katılımıyla bu üç ülke, Ortadoğu barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını sağlayacak bir yöntem belirledi. Yeni yol haritasına göre Türkiye, İsrail ile Filistin arasında yeniden arabuluculuk yapacak. ABD’nin, İsrail’i bu konuda ikna ettiği belirtilirken; Obama Yönetimi’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, Hamas Lideri Halid Meşal’e İsrail’in varlığını kabul ettirebilecek tek lider olarak gördüğü ifade ediliyor.

Yaalon-Fidan görüşmesi

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelerek bir dizi gizli görüşme yaptığı öğrenilen İsrail Başbakan Yardımcısı ve Stratejik İşler Bakanı Moşe Yaalon’un, Başbakan Erdoğan ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan’la bir araya gelerek, oluşturulan bu yeni modelin son rötuşlarını yaptığı iddia edildi. İsrail’in, kendi varlığını tanımayan Hamas’ın da katılımcı olacağı bu süreçte masaya oturmayı kabul etmesinin bile önemli bir taviz olduğu, İsrailli yetkililerin bunu “ödenmeye değer bir bedel” olarak gördükleri belirtildi.
hürriyet

6/14/2011

seyyah1906

muharrem ince chp'deki irlandalılar bu dönemde partiden temizlenecek

Muharrem İnce, Yalova'da düzenlediği basın toplantısında, seçim çalışmalarında Yalova'da en çok üzerine gidilen kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Hiç kimseden korkusu olmadığını ifade eden İnce, ''Seçim kampanyasında en çok eleştirilen, üzerine oynanan, tankıyla, topuyla üzerine saldırılan benim. Ben bunların hiçbirine cevap vermedim. Muhatap almadığım için cevap vermedim. Ben çiğ yemedim karnım ağrısın. Hiç kimseden korkum yok, seviyeyi düşürmek istemedim ama seviye ne yazık ki düştü. Kim ne biliyorsa konuşur'' dedi.
İnce, seçim sürecinde merkez ilçe teşkilatının istifasına da değinerek, şöyle devam etti:

''Ben büyük işlerle uğraşıyorum. Küçük siyasi tartışmalara giremeyeceğim ama bu partide İrlandalılar olmayacak. Bu dönemde partiden İrlandalıları temizleyeceğiz. Ağabeylik yapacağım. Bu partide İrlandalı olmayacak. Başka partilerden talimat alan kişi olmayacak. Bunları barındırmayacağım.''

BU PARTİDE İRLANDALILAR OLMAYACAK

Yalova'da AK Parti'nin kendisini sandıktan çıkartmamak için elinden geleni yaptığını öne süren İnce, ''Bir parti düşünün; kampanyasını anamuhalefet partisinin üzerine kuruyor. Saçmalık buradan başlıyor. Başbakan, eski 4 il başkanını toplayıp, Yalova'daki seçim stratejisini benim üzerine kurarsa örgüt böyle yapar. Bunun üzerinde kampanya yapılırsa bu beni büyütür. Stratejisi yanlıştı'' diye konuştu.

‘YÜZDE 50’Sİ DE AKP’YE OY VERMEDİ’

İnce, bir soru üzerine AK Parti'nin aldığı oyu değerlendirirken şunları söyledi:

''Yalova'da kimseye ben bedava kömür, makarna vermedim. Kimseye iş vaadinde bulunmadım. Sadece insanlara gönlümü, yüreğimi açtım. Her gördüğünüz üç kişiden birisi bana, partime oy verdi. Ben de böyle bakıyorum. (AK Parti'den Yalova Milletvekili seçilen) Temel Coşkun , 'her iki kişiden biri bana oy verdi' diyorsa ben de bunu söylüyorum. Neden olumsuz bakayım. AKP'ye toplumun yüzde 50'si oy verdiyse yüzde 50'si de oy vermedi. O tarafından bakın.''

‘BAŞARI FİLAN YOK’

Muharrem İnce, CHP'nin Türkiye genelinde aldığı sonuçla ilgili soruyu ise ''Ortada başarı filan yoktur. Bunla ilgili açıklamalarımı Ankara'da yapacağım'' diye yanıtladı.

AA
mynet