En Yeniler
türk kürt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türk kürt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/18/2013

seyyah1906

The Guardian Gazetesinde Öcalan için Özgürlük ilanı verildi


Teröre ve yandaşlarına her zaman kucak açan, AKP-PKK müzakere sürecinden ötürü sevincini ilan eden AB, bu kez farklı bir platformda sahne aldı.

Bebek katilinden ‘barış havarisi’ üretmeyi ve ona özgürlük sağlamayı hedefleyen proje, ünlü imzalar ve gazete ilanlarıyla başladı


Öcalan için Özgürlük


Terör örgütü PKK’ya kucak açıp, İmralı müzakere sürecinde sevincini gizlemeyen AB, şimdi de bebek katilinden ‘barış havarisi’ üretmeyi ve ona özgürlük sağlamayı hedefliyor. Projeye, ünlü imzalar ve gazete ilanlarıyla start verilip, Öcalan’ın serbest bırakılması için basın yoluyla baskı başlatıldı. “Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Barış Uluslararası İnisiyatifi” imzacıları, The Guardian gazetesine ilan verdi. Dünyanın önde gelen yayın organlarından The Guardian’ın dünkü sayısında teröristbaşı “Abdullah Öcalan’a özgürlük” talebiyle yayınlanan imza metninde, “Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasının Kürt sorununa askeri yaklaşım mantığının kırılması ve barışçıl görüşmelere dönülmesi konusunda hayati önemde olduğu” vurgulandı.


İlan metninin içeriği


Terör örgütü PKK’ya yakınlığı ile bilinen ANF’nin haberine göre, ilanda, bebek katili Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde uluslararası hukuk kurallarının çiğnenerek kaçırıldığı belirtiliyor ve 14 yıl sonra Kürt sorununun her zamankinden daha fazla gündemde olduğuna vurgu yapılıyor. İlanda, Kürt sorununun Orta Doğu’nun temel çözülmemiş sorunlarından biri olduğu kaydedilirken, bugüne kadar 40 binden fazla kişinin öldüğü ve milyonlarca insanın ise mülteci konumuna düştüğü belirtiliyor. Geçmiş örneklerde barış süreçlerinin toplumlarını ikna kabiliyeti yüksek Nelson Mandela, Gerry Adams, Josè Ramos-Horta and Aung San Suu Kyi gibi kişilerce geliştirildiğinin görüldüğünün ifade edildiği metinde, Abdullah Öcalan’ın da bu kategoriye girdiği kaydediliyor.


Öcalan vazgeçilmez


Kürtlerin ağırlıklı çoğunluğunun Öcalan’ın arkasında olduğunun da belirtildiği metinde, Türk-Kürt çatışmasının çözümü konusunda Öcalan’ın vazgeçilmez olduğu söyleniyor. Metinde, son olarak Öcalan’ın bu rolünü cezaevinden oynayamayacağı ve şu anda tüm dış dünya ile irtibatının kesik olduğu ifade edilerek Öcalan’ın özgürlüğünün çözüm için hayati önemde olduğu belirtiliyor. İlana imza atan isimler arasında; günümüzün önde gelen düşünürlerinden Antonio Negri, David Graeber, Noam Chomsky, Immanuel Wallerstein, BM eski Genel Sekreter Yardımcısı Hans-Kristof von Sponeck, Bask siyasi hareketinin hapisteki lideri Arnaldo Otegi yer alıyor. Aralarında Abdulla Peşêw, Şêrko Bêkes ve Vedat Türkali’nin de bulunduğu çok sayıda sanatçı da ilana imza attı. AB Komisyonu Temsilcisi Stefan Füle de, daha önce yaptığı açıklamada, Öcalan’a destek verip, “Barış görüşmelerinin başarıyla tamamlanmasının, Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerini hızlandıracağını” söylemişti. yeniçağ

10/25/2011

seyyah1906

selahattin demirtaş:deprem vurdu sen vurma istifa et ve van valisiyim diye gezme

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. "Aylardır yaptığımız en yoğun faaliyet, toplu cenaze törenleri. Toplu cenazelerde ülke olarak Türk'ü Kürt'ü ile maalesef acıları ortaklaştırmaya, dindirmeye ve acı vesileyle ortaya çıkan toplumsal kırılmayı önlemeye çalışıyoruz" diyen Demirtaş son toplu acının da Van depremi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Son birkaç aydır yaşadığımız travma, acılar hiç de küçümsenecek hafife alınacak acılar travmalar değil. Çünkü sıradan bir coğrafyada sıradan bir dönemden geçmiyoruz. Bu acılar üzerine böylesine bir felaketle karşılaşmış olmak bütün ülkeyi toplumu derinden sarsmıştır. Hepimizin başı sağolsun. Böylesi dönemler bir daha yaşanmasın."

Depremin doğanın gücü karşısında insanın çaresizliğinin en somut örneklerinden biri olduğunu söyleyen Demirtaş bundan kaçış olmadığını söyledi. "Belki de insanlığın çaresizliğinin alternatifi olabileceğini düşündüğümüz tek şey dayanışmadır" diyen Demirtaş, gösterilen dayanışmanın da yaralarının hafiflemesi, travmanın azalmasında etkili olduğunu söyledi. Demirtaş depremin yaşandığı andan itibaren başlatılan yardımlar nedeniyle herkese teşekkür etti.

'İnsan olanlar-olmayanlar' ayrımı

Böyle zamanlarda insanların 'insan olanlar' ve 'insan olmayanlar' şeklinde ikiye ayrıldığını ileri süren Demirtaş, "İnsan duygusu içinde o kardeşlik ruhuyla dayanışma gösteren herkese minnet duygusunu iletti. Barış, özgürlük, kardeşlik, demokrasi adına her ne inşa edilecekse o dayanışma duygusunun üzerine inşa etme dışında seçenek olmadığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti: "Türkiye toplumu her türlü kışkırtıcılığa, ayrımcılığa, faşizan tutuma rağmen bu duygusunu korumalıdır. Aslolan insani ilişkiler ve insani duygudur. Bu duyguyu unutan, siyasetin malzemesi, intikamın malzemesi yapmak isteyenler açısından ise utanç olarak tarihe not düşmüştür. Bir yanda Türkiye'nin önemli kesiminin dayanışma duygusu, bir yanda da depremin yarattığı etki kadar ağır travma yaratan ırkçı faşizan anlayış. Çok şükür ki toplumun geneline hakim değil. İnanıyorum ki bu sözler ve davranışlar herkes tarafından da mahkum edilmiş ve lanetlenmiş bir duygu olarak bu topraklarda yaşam şansı olmayacak. Anlı şanlı bazı televizyon programcılarının, ırkçılık mezunu, faşizmde doktora yapan naylon oyuncaklar, umarım ki bu televizyonlarda gazete köşelerinde yer bulamayacak, yaymaya çalıştıkları faşizan anlayışın da toplumda hakim olmayacağını göreceklerdir."


'Halk sınavını verdi, devlet enkaz altında'

Van depremi sonrası en acil ihtiyacın çadır olduğunu söyleyen Demirtaş, "Halk her seferinde sınavını veriyor, ama depremin altında hep devlet kalıyor. Bir afet hatırlamıyorum ki o afet sonrasında halk devlete Kızılay'a teşekkür etsin. Her felaket sonrasında başta Kızılay olmak üzere devletin kurumlarının ne kadar yetersiz hazırlıksız olduğu ortaya çıkıyor. İşte bu kısmı kader değildir ve işte bu kısmı deprem gibi önlenemez değildir. En çok sarsan inciten bu kısmıdır" dedi. Kimsenin devletten, Kızılay'dan depremi durdurmayı talep etmediğini söyleyen Demirtaş, ancak Van'da yine bir deprem sonrası klasiği yaşandığını ileri sürdü.

Arama kurtarma çalışmalarında karmaşa, yardımların tek elden dağıtılmasında büyük beceriksizlik ve yeteneksizlik yaşandığını savunan Demirtaş, "Neden bu kadar olanağa rağmen, Türkiye'nin büyük kentlerinden birine devlet 48 saat geçmesine rağmen, mahalle ve köylerin önemli kısmına ulaşamadı. Hükümetin cevap vermesi gerek. Herkes aile çadır istiyormuş. Herkese vermek zorundasınız. Devlet bunun için vardır" dedi.

Milyonluk bir şehir olan Van'a şu ana kadar 8 bin 600 çadır gittiğini söyleyen Demirtaş, "Halk ne kadar teşekkürü hakkediyorsa oradaki yönetim anlayışı da o kadar eleştiriyi hak ediyor. Başbakan, bakanlar oraya gitmiştir ama orada bulundukları saatlerde bırakın organizasyonun güçlenmesini, tam anlamıyla organizasyon tıkanmıştır. Çünkü tüm kamu görevlileri Başbakan ve bakanların güvenliği rahatlığı ile ilgilenmiştir" dedi.

'Uzaya değil Van'a gideceksiniz'

Neden yeterli kadar çadır gitmediğini soran Demirtaş, "Hava-kara köprüsü kuracağız diyorlar. Uzaya mı gideceksiniz Van'a gideceksiniz. Van'a 20 km ilerideki köyde 20 saat geçtikten sonra hala çadır yoktu. 10 ölünün olduğu bir köye, 200 evin yıkıldığı köye telefon dahi açılmamıştı. Devlet saatte 1 km hızla gitse o köye yetişirdi. Bilgi aldım hala o köyde çadır yok, ısınma sorunu var" şeklinde konuştu.


'Deprem vurdu, sen vurma, istifa et'

Çok büyük yardım kampanyaları yapılmasına karşın ciddi bir koordinasyon eksikliği bulunduğunu savunan Demirtaş bu durumdan Van Valisi'ni sorumlu tutarak, "Van Valisi, şu saate kadar Van belediye başkanıyla telefonla görüşmedi. Kent enkaz halinde, kendisi halen ayrımcılık derdinde. Hala Van valisi sıfatıyla o sokaklarda dolaşabiliyor. Valilik ve belediyenin koordinasyon içinde olması lazım ama Van Valisi Hazretleri, AKP il başkanı gibi davranıyor" dedi.

Vali'nin ayrımcı zihniyetinin faturasını Van halkının ödediğini ileri süren Demirtaş, "Bu kadar ayrımcı zihniyeti bir Vali'de kabul edemeyiz. Van'ın yarısının Valisi isen istifa et, terk et. Bırak hükümet başkanı Van'ı seven Vali atasın, çocuklar bebekler gece soğukta kalmasın" çağrısında bulundu. Van Valisi'ne "Van halkına artık toplu işkenceyi bırak" çağrısında bulunan Demirtaş, "Deprem vurdu sen vurma, istifa et ve Van Valisi'yim diye gezme, terket. Görevini, temsilini layıkıyla yapamıyorsun. Yapman gereken Van halkının iradesine saygı duymaktır. Oradaki insanlar şu anda siyaset, ayrımcılık istemiyor, yardım istiyor" dedi.

Gazetecilere Van daveti

Kamuda ortaya çıkan ırkçılığın ayrımcılığın panzehirinin dayanışma olduğunu anlatan Demirtaş, devletin ise çadır battaniye gönderemediği kente, cop gaz gönderdiğini söyledi. Demirtaş, AKP'nin çalışmalarına methiyeler düzen gazetecileri çocukları ile birlikte bir günlüğüne Van'a gelip geceyi sokkata geçirmeye davet etti. Demirtaş, "İstanbul'dan atıp tutacağınıza çocuğunuzla gidin. Yine methiye düzerseniz saygı duracağız" dedi. Deprem sonrası farklı ülkelerden gelen yardımların geri çevrilmesini eleştiren Demirtaş, "Hükümetin burnu havada, kurtarma ekipleri havaalanından çevriliyor. Hükümetin amacı ne? Kasıtlı mı yapıyor anlayamıyoruz" dedi.