En Yeniler
yılmaz özdil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yılmaz özdil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/09/2012

seyyah1906

Türkiye’nin ilk ve tek partisiz gerçek manada sivil cumhurbaşkanı hakkında yılmaz özdil'in yazısı

Yılmaz Özdil, Başbakan Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanı dediğin, partili olmalı" sözünden yola çıktı, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i yazdı. İşte o yazı...

Partili daha iyi...

Başbakanımız “Cumhurbaşkanı dediğin, partili olmalı” dedi.

İsmet İnönü’nün arkasında partisi vardı.
Hatta, ordusu da vardı.

Celal Bayar’ın partisi vardı.

Cemal Gürsel’in ordusu vardı.

Cevdet Sunay, genelkurmay başkanı.

Fahri Korutürk, kuvvet komutanı.

Kenan Evren’in ordusu vardı.

Turgut Özal’ın partisi vardı.

Süleyman Demirel’in partisi vardı.

Abdullah Gül’ün partisi var.

Ahmet Necdet Sezer?

Türkiye’nin ilk ve tek “partisiz”, gerçek manada “sivil” cumhurbaşkanıydı.

Var mı çocuklarının ismini bilen mesela? “Kızı Hülya” diye başlayan bi cümle kursam, kaçınız itiraz edebilir, Hülya değil de, Gülay diye? “Oğlu Hakan” desem... Var mı nerede çalıştıklarını bilen? Babaları Çankaya’dayken VIP’e girdiklerini gören? Elalemin yatında, otelinde rastlayan?
First lady desen...

Cebinden giyiniyordu, hâlâ cebinden giyiniyor. İnsan bi Atıl Kutoğlu, Sevan Bıçakçı filan ayarlamaz mı? Yani, affedersiniz ama, ne biçim öğretmensiniz hanımefendi... Bu şekilde mi örnek olmalıydınız öğrencilere?

Hayali ihracatçı yeğenini duydunuz mu hiç? Devlet kredisiyle ihale kapan kuzen, alışveriş merkezinde mısır tezgahı açan kayınço? Sen benim kim olduğumu biliyor musun diye rüzgar yapan müteahhit kanka, oraya buraya müdür olarak sokuşturduğu komşu? Hamili kart yakinimdir diyen damat? Nerde kardeşim, parmağında kuru soğan büyüklüğünde pırlantalarla şatafatlı pozlar veren gelin?

Mücevher, saat, tablo, heykel... Kendisine hediye edilen 1243 parça’nın 1243’ünü de bıraktı köşkte! İnsanın içi gidiyor, al götür evine di mi... Götürmedi.

Avantaları bıraktığı gibi, papelleri de bıraktı. Kafana göre savur denilen ödeneği harcamadı. 46 trilyon liracık. Yetim hakkı dedi, babalar gibi satan Maliye’ye iade etti.

Ye, yemedi, gez, gezmedi...

Bırak biz yiyelim, ona da izin vermedi.
Zaten, kırmızı’da durmasından belliydi. Kaymakam bile durmuyor, İsveç mi burası, koskoca devletin başı... Niye duruyorsun? Normalde, vatandaşı çiğneyip geçmeliydi.

14 makam aracını geri verdi. Halbuki, oturma odasına Mercedes’le, mutfağa jip’le gitmeli; uçağına bavul olarak bile almadığı gazetecileri bahçede limuzinle gezdirmeliydi. Yazları, Okluk’a geçmedi.

Oğlu evlendi, elektrik faturasına kadar kendi kesesinden ödedi. Eşi bileğini kırdı, röntgen kuyruğuna girdi. Annesi vefat etti, sivil plakayla gitti, camide flap flap fors yapmadı, taziye ilanı vermeyenlerin defterini dürmek için, kenara not etmedi.

Aşçıyı, garsonu azalttı. Yerli ürün kullandırttı. Partisiz olduğu için... Resmi davetler hariç, eşe dosta parti vermedi.

Yalaka basınımız yazmadı ama, aslında “neyi korumaya çalıştığını” tarih yazacak elbette... Vizyon denilen kavramın, Beyaz Saray’a koşup, akıl danışmaktan ibaret olmadığını kanıtladı.
Yeminine sadık kaldı.
Hukuku üstün kıldı.

E sevilmedi haliyle...

Uymadı bize.

Partili olsun.

İSİM ŞEHİR BİTKİ...

Bugün Ankara’da, saat 14’te, Tunalı D&R’deyiz... Salonumuz klimalıdır. Hamileler, bebişler ve sezaryen’le doğum yapanlara, kuyruğun en önüne geçmeleri için torpilimiz mevcuttur. Uyanık erkek okurların “Ben kürtaj yaptırdım, niye en arkadayım” dememeleri rica olunur.

Yılmaz Özdil - Hürriyet

5/11/2012

seyyah1906

salih kapusuz'a göre bekir çoşkun'un ağzından lağım akıyor yılmaz özdil ise darbeci

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AKP Antalya İl Başkanlığı’nın siyaset akademisine konuşmacı olarak katıldı. Kapusuz hemen herkese çattığı konuşmasına 28 Şubat’ı eleştirirek başladı ve “28 Şubat döneminde Sincan’da tank yürütülmüştü.

Nerede yürütülmüştü? Sincan’da. Peki o tankı yürütülenler şimdi nerede misafirler? Sincan’da. Keser döner sap döner, arkadaşlar bir gün olur hesap döner” dedi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için “ birileri gibi ‘6 kez gittim 7 kez geldim’ diye övünürlerse onlar için de işte siyasetin yüzkarası denilir” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Kapusuz, “Sabah olmuş uyanmış, ‘bundan sonra darbelerden vazgeçtik, siz bildiri yayınlarsanız biz bundan sonra karşı çıkacağız.’ Şimdiye kadar neredeydin? 27 Nisan’da da Meclis’te CHP ana muhalefet partisiydi. Alkış tutuyordunuz” ifadesini kullandı.

Özdil’e, Balbay’a, Coşkun’a...


Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’i de eleştiren Kapusuz, “27 Nisan muhtırası ile ilgili yazılar var. ‘Bundan sonraki adım ne olur. Bundan sonraki adım tank olur.’ Yılmaz Özdil, AKP’ye söylüyor. Ne yapmış AKP anayasaya uygun Cumhurbaşkanı seçmek istemiş. Hangi dünyada yaşıyorsunuz. Ama darbeci bunlar, kafası darbeci bunu iddia ediyorlar” dedi. Gazeteci Yazgülü Aldoğan’ın “bundan sonraki mesaj internetten gelmez, kapıya 2 subay gelir üst rütbeli subay da olmayabilir” dediğini iddia eden Kapusuz, “Neyle tehdit ediyor bizi hanımefendi. Bizim gelip kafamıza silah dayarlar. Yapsalardı ya. Geldiler mi?” diye konuştu. Cumhuriyet gazetesi yazarı Balbay için “Başka biri şu anda içeride milletvekili seçildi” ifadelerini kullananan Kapusuz, “27 Nisan bildirisi ile herkes AKP’yi terketmiş, sadece bizim yanımızda AB ve ABD’nin komiserleri kalmış. Ey Balbay duy ki bizim yanımızda millet oldu” dedi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun için ise ağır hakaretler yağdıran Kapusuz, “Şu dili uzun ağzından lağım akan birisi daha var, Bekir Coşkun. O ne demiş, ‘Çankaya’yı asla dincilere bırakmayacağız.’ Çünkü orayı Atatürk’ün makamı ve başkomutanlık sayıyor. Ee sayın Bekir Coşkun bugün Cumhurbaşkanı kim?” diye konuştu.cumhuriyet