En Yeniler

6/23/2011

seyyah1906

haberal ve balbay için tahliye kararı ret edildi mahkeme başkanı şerh koydu

Köksal Şengül başkanlığındaki İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'nce alınan kararda, üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşiloğlu'nun, dosya kapsamı sanıklara iddianamede ayrı ayrı isnat edilen suçlamalar ve bunlarla ilgili sevk maddeleri, delillerin tamamen toplanmamış olması ve dosyadaki belgeler ve raporlar atılı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve varlığının devam etmesi ve bu suçların CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması ve bir kısım sanıkların halen savunmalarının alınmamış olmasından ötürü taleplerin reddine şeklinde oy kullandıkları belirtildi.
Üye hakimlerin, "herhangi bir yasal dayanağı olmayan tahliye taleplerinin reddine" şeklinde ifade kullandıkları kararda ayrıca kararın bir örneğinin de TBMM başkanlığına gönderilmesine karar verildiği bildirildi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengül'ün ise verdiği muhalefet şerhinde her iki sanığın da savunmalarının alındığını ve sanıklardan Haberal için 9 Nisan 2010 tarihi, Mustafa Balbay için ise 26 Aralık 2009 tarihinden itibaren sanıklara isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyada mevcut delil durumlarına, sorgu ve savunmalarındaki anlatımlarına, üzerlerine atılı suç vasıflarının değişme ihtimaline, tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olup, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasına ve de gerekirse haklarında adli kontrol uygulamasının da düşünülebileceği ve bireysel olarak da sanık Mehmet Haberal'ın yaşına, sosyal ve mesleki konumuna ve sağlık durumuna, diğer sanık Mustafa Ali Balbay'ın da toplum içerisindeki konumu da dikkate alınarak, her iki sanığın da tahliyeleri yönünde oy kullandığı ifade edildi.

SEBAHAT TUNCEL'İ ÖRNEK GÖSTERDİ
Şengül kararında, "Şöyle ki TBMM üyeliğine yasal bir seçim sonucu ve demokratik yollardan seçilen bu kişilerin kazanmış oldukları bu nitelikleri sebebiyle kaçma, saklanma ve delilleri karartma ihtimalleri de kalmamıştır. Ayrıca CMK'nın 100/3. maddesinde belirtilen katalog suçlarda bile tutuklama varsayım olarak ifade edilmiş ve bu şekilde bu suçlamalar kesin tutuklama sebebi olarak da gösterilmemiştir. Kaldı ki aynı suçlamalarla yargılaması tutuklu olarak yapılmaktayken 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel milletvekili seçimlerinde bağımsız milletvekili seçilen Sebahat Tuncel isimli kişi anayasanın 14. maddesi doğrultusunda değil, milletvekili seçilmesinden dolayı kazanmış olduğu temsil niteliğinden dolayı da tahliye olmuş ve son seçime kadar da parlamento da görev yapmıştır. Bu durumda AİHM kararlarındaki açık kriterlerle birlikte bir emsal olarak değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı daha önce ifade ettiğim tahliye gerekçelerine ilave olarak her iki sanığın TBMM'ye üye olarak seçilmiş olmaları karşısında bu kişilerin, bu niteliklerinden dolayı da artık kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin de kalmamış olduğu dikkate alındığında ve Haberal ve Balbay'ın tahliyelerine karar verilmesi yönünde oy kullanarak aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne muhalifim" ifadelerini kullandı.

9 sayfalık kararda, "taleplerin konusu", "mahkememizde görülmekte olan 2009-191 esas sayılı davada talepte bulunan sanıklara isnat edilen eylemler ve istenen sevk maddeleri", "daha önce sanıkların tutukluluk halleriyle ilgili olarak mahkememiz tarafından yapılan değerlendirmeler", "1982 anayasası bakımından taleplerin değerlendirilmesi", "Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin aynı nitelikte verdiği emsal kararları ve bu kapsamda taleplerin değerlendirilmesi", "gerekçe", "iddia makamının vermiş olduğu mütalaasında", "sonuç olarak" başlıkları altında değerlendirme yapıldı.
mynet

Subscribe to this Blog via Email :
Previous
Next Post »