En Yeniler
anayasa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anayasa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/29/2011

seyyah1906

ergenekondan tutuklu mustafa balbay için meclisten dokunulmazlık bilgisi istendi

İkinci “Ergenekon” davası kapsamında tutuklu yargılanırken CHP'den milletvekili seçilen gazeteci-yazar Mustafa Balbay'ın “gizli tanığın kimliğini açıkladığı” iddiasıyla yargılandığı davada, sanığın Anayasa'nın 83. maddesinde belirtilen yasama dokunulmazlığından yararlanıp yararlanamayacağı konusunda TBMM Başkanlığından bilgi istendi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, ikinci “Ergenekon” davası kapsamında tutuklu bulunan bu davanın tutuksuz sanığı Balbay katılmadı.

Balbay'ın mahkemede hazır edilmesi için cezaevine yazı yazıldığını belirten hakim, sanığın 12 Haziran'da milletvekili seçildiğinin basın yayın kuruluşları tarafından dile getirildiğini kaydetti.

Hakim, Anayasa'nın 83. maddesi hükmü ile milletvekili seçilenlerin yasama dokunulmazlığı kapsamında sorgulanamayacakları belirtildiği için bu hüküm nedeniyle sanığın duruşmada hazır edilmemesi yönünde 15 Haziran'da cezaevine yeniden yazı yazıldığını bildirdi.
TBMM Başkanlığına yazı yazılarak, Balbay'ın milletvekili seçildiği yönündeki bilgilerin resmi olarak doğru olup olmadığı, sanığın Anayasa'nın 83. maddesinde belirtilen yasama dokunulmazlığından yararlanıp yararlanamayacağı konusunda bilgi verilmesini isteyen hakim, duruşmayı erteledi.

Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Mustafa Balbay'ın “Silivri Toplama Kampı-Zulümhane” isimli kitabında “gizli tanık Kıskaç”ın gerçek kimliğini tüm kamuoyunun bilgi edinmesini sağlayacak şekilde yazdığı gerekçesiyle “göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçundan 1 ile 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
AA

6/28/2011

seyyah1906

yeminleri engellenen arkadaşlara yemin etme yolu açılmadıkca bizde yemin etmeyeceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tahliye talepleri reddedilen milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay hakkındaki parti meclisi kararını açıkladı.
CHP bugün mecliste düzenlenecek 24. dönem yemin törenine katılmayacak.
"Yeminleri engellenen arkadaşlara yemin etme yolu açılmadıkça biz CHP vekilleri de yemin etmeyeceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, tavırlarını haksızlığa karşı duruş olarak açıkladı.

CHP genel başkanı TBMM'de yaptığı basın toplantısında, 2002 yılında hakkında tutukluluk kararı bulunan Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olması için irade ortaya koyan CHP'nin bugünkü talebinin de milletin iradesi olan iki seçilmiş vekilin meclise gelebilmesi olduğunu belirtti.

CHP'nin Balbay ve Haberal için af ya da dokunulmazlık talebinin bulunmadığının ve yargılanmalarına itirazları olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, mazbatalarını almış vekillerin yemin etmelerine engel olunmasına karşı çıktıklarını ifade etti.
İktidar tepkili

CHP'nin yemin etmeyeceğini açıklamasına hükümet kanadından ilk tepki Başmüzakereci ve AKP milletvekili Egemen Bağış'tan geldi.

"Yemin etmemek, meclis çalışmasın ve sorun çözülmesin demektir, buradaki mantığı anlamakta zorlanıyorum" dedi.

Bağış "amacın üzüm yemek olmadığının herkes farkındadır" derken, CHP'nin kararını gözden geçirmesini umduğunu söyledi.

NTV televizyonuna konuşan AKP grup başkan vekili Suat Kılıç ise CHP ve BDP'nin sorunların çözümü konusunda benzer tavır takındıklarını, ve başbakandan çözüm talep edilmesinin başbakanlık kurumunun Anayasal sınırları sebebiyle anlamsız olduğunu söyledi.

6/27/2011

seyyah1906

ak parti milletvekiliden hatip diclenin milletvekilliği için hakkari formülü

AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle için, "Hakkari" formülünü önerdi. AKP’nin hukukçu milletveki, Dicle’nin adaylığına engel durumun değiştirildikten sonra bir formül bulunabileceğini belirterek, “Hakkari’deki milletvekillerinin tamamı istifa ederlerse, Meclis’te bu istifayı kabul ettiği takdirde bir ilin milletvekillerinin tamamı düşerse o zaman o ilde 90 gün içinde seçim yapılır. O seçimde tekrar adaylık söz konusu olabilir” dedi.
AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, TBMM’de kaydını yaptırdıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURMAK MÜMKÜN DEĞİL”

YSK kararıyla ilgili olarak Anayasa’nın 85. maddesine dayanarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurmanın mümkün olmadığını ifade eden Şentop, “Burada başka formüller gündeme gelebilir” dedi. Şentop, “Formüller olabilir. Bunları Meclis içinde konuşmak lazım. KCK ve Ergenekon’dan tutuklu olan vekillerin durumu farklı. Hatip Dicle’nin durumu var. Onun durumu farklı. Benim burada söylediğim Hatip Dicle’nin durumuyla ilgili daha çok. Onunla ilgili formüller var. Anayasa’da formüller anayasa değişikliği ile bulunabilir” dedi.

ANAYASA’NIN 78. MADDESİNİN SON FIKRASINA İŞARET ETTİ

Anayasa’nın 78. maddesinin son fıkrasına işaret eden Şentop, şöyle dedi:

“12 Haziran seçimlerine yönelik bir formül yani o seçimlerdeki problemi ortadan kaldıracak bir formül bulunamaz. Belki yeni bir seçim olursa o seçimde yeni değişiklik uygulanabilir. Bu da çok zor değil, bir ara seçimden bahsetmiyorum. 78. maddenin son fıkrası var. Bu da Aralık 2002’de değiştirilmişti. Oradan bir formül bulunabilir.”

HAKKARİ FORMÜLÜ

Meclis’te gerekli değişikliklerin yapılması halinde bir ilde yeni bir seçim yapılabileceğine işaret eden Şentop, şöyle dedi:

“Hakkari’deki milletvekillerinin tamamı istifa ederlerse, Meclis’te bu istifayı kabul ettiği takdirde bir ilin milletvekillerinin tamamı düşerse o zaman o ilde 90 gün içinde seçim yapılır. O seçimde tekrar adaylık söz konusu olabilir. Böyle bir formül bulunabilir. Ama bunun için (Meclis’te değişiklik olması lazım)mutlaka şu andaki adaylığına engel durum halen kanunen mevcudiyetini koruyor, bunu değiştirmek lazım. Bunun için herkesin Meclis’te olması gerekiyor.”
seyyah1906

bdp'lilerin umut eronat yemin etmesin meclise gelelim teklifini başbakan reddetti

Kayıt için henüz Meclis’e gelmeyip Diyarbakır’da bekleyen bağımsızlar, bir yakını aracılığıyla Başbakan’la temas kurdu. Bağımsızlar, Dicle’nin milletvekilliğinin iptal edilmesi üzerine Meclis’e giren Oya Eronat’ın yarın yemin etmemesi durumunda Meclis’e geleceklerini Erdoğan’a iletti.
Başbakan bunu pazarlık konusu yapmayarak hemen reddetti. Bunun üzerine BDP’liler, Anayasa’nın dokunulmazlıkla ilgili 83’üncü maddesindeki tek cümlenin çıkarılmasını ve Terörle Mücadele Yasası’nın 7 ve 8’inci maddelerinin değiştirilmesini istedi.

Umut ışığı yaksın

BDP’liler, dokunulmazlıkta “Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturulmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır” ifadesinin çıkarılmasını istedi. Bu durumda dokunulmazlık devlet bütünlüğü aleyhine suçları da kapsayacak. TMY’de ise Dicle’nin ceza almasına neden olan “örgüt propagandası” cezasının çıkarılması isteniyor. Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi, “Hemen yapması da gerekmez, Sayın Başbakan bunun garantisini versin. Hiç olmazsa bu haksızlığın düzeltilme kapısının açık tutulduğuna dair bir umut ışığı yaksın” dedi. Başbakan’ın “Sıfırdan yeni Anayasa” çağrısı ile Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in “Yemin metni de değişir” sözlerini ise BDP’liler “somut adım” olarak görmedi.

6/25/2011

seyyah1906

sorunları demokratik yöntemlerle çözmek yerine görmezden gelmek

Çankaya Köşkü'nün internet sitesinden tutuklu vekilllerle ilgil açıklama yapıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açıklamada "Yeni bir anayasa hazırlanması kaçınılmaz hale gelmiştir" dedi.
İşte o açıklama;

Sayın Cumhurbaşkanımız, genel seçimler sonrası yaşanan gelişmeler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasını istemişlerdir:

Bilindiği gibi, sağlanan güven ve huzur ortamında, vatandaşlarımızın yüksek oranda katılımıyla çok başarılı bir genel seçim gerçekleştirildi. Yine vatandaşlarımızın yüksek oranda temsil edileceği bir parlamento tablosu ortaya çıktı.

Ülkemizin demokratik gelişmişlik ve olgunluk seviyesini ortaya koyduğu için, bütün dünyada da takdirle karşılanan bu başarıya gölge düşürülmemesi çok büyük bir önem taşımaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kompozisyonu ve seçmenlerin yüzde doksanbeşini aşan temsil oranı, çözüm bekleyen sıkıntılarımızın elbirliğiyle aşılması için büyük bir şans olarak görülmelidir.

Son günlerde yargı mercileri tarafından verilen kararlar ve bunlara dayalı tartışmalar, anayasal ve yasal düzenlemeler başta olmak üzere, hukuk sistemimizin ve demokrasimizin evrensel standartlara ulaştırılması için daha köklü reformlara ihtiyaç bulunduğunu göstermektedir.
Bugün karşı karşıya kaldığımız hukuk temelli bu sorunların, ülkemiz için fırsata dönüştürülebileceği kanaatindeyim. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de, hukuk kurallarının zamanla ihtiyaçlara cevap veremez hâle geldiği ve kamu vicdanıyla bağdaşmayan sonuçlar doğurabildiği bir gerçektir.

Bu sebeple, söz konusu sorunların çözüm için bir fırsat olarak görülmesi ve demokratik standartlarımızı yükseltecek yeni bir anayasa hazırlanarak kısa sürede hayata geçirilmesi kaçınılmaz hâle gelmiştir.

Sorunları demokratik yöntemlerle çözmek yerine görmezden gelmek veya çözümü ertelemek, sorunların daha da büyümesine ve enerjimizin heba edilmesine yol açmaktadır. Siyasî tarihimiz bunun çarpıcı örnekleriyle doludur.

Tüm bu sorunların çözüm yeri, millet iradesinin daha yeni tecessüm ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Bu itibarla, mecliste temsil edilme imkânını elde eden siyasî partilerimizi, meclisin dışında değil, tam aksine bu meşru ve demokratik zeminde, toplumun bütün kesimlerini de dahil ederek birlikte çalışmaya çağırıyorum
mynet

6/24/2011

seyyah1906

yurtsever bir yazar olarak ülkeme hizmet etmek için özgürlüğümü istiyorum

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın avukatı, müvekkilinin milletvekili seçilmesinin ardından tahliyesine ilişkin yapılan başvurunun İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmesine itirazda bulundu.
Balbay'ın avukatı, itiraz dilekçesini İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sundu.

Dilekçede, ''Mahkeme tüm tahliye taleplerimizi birlikte değerlendirmeyerek kanuna açıkça aykırı davranmıştır'' denildi.

Mahkemenin, değerlendirme ve kararını vermesi için bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine yönlendirdiği 11 sayfalık dilekçede, 2 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Balbay'ın TBMM'deki görevine başlayabilmesi için yemin etmesi gerektiği, mecliste sürekli olarak Türk milletini temsil edecek olması nedeniyle kaçma ve delilleri karartma şüphesinin ortadan kalktığı belirtildi.

Bugüne kadar yapılan tahliye taleplerinin genel nitelikteki basmakalıp gerekçelerle reddedildiği anlatılan ve mahkemenin ret kararının gerekçelerine yer verilen dilekçede, Balbay'ın tutukluluk halinin devamına ilişkin mahkemenin verdiği karar dayanaklarının hukuki temeli bulunmadığı ve 26 Aralık 2009 tarihinden beri Balbay'ın tahliyesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün bu karara muhalefet ettiği aktarıldı.

Mustafa Balbay'ın tutukluluk halinin devamına yönelik kararın Anayasa, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına aykırı olduğu öne sürülen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

''Bir yargılama tedbiri olan tutuklama, müvekkilimizin milletvekili sıfatı kazanması ve yargılamanın geldiği aşama itibariyle, müvekkilimiz bakımından artık önceden cezalandırma haline geldiği gibi milletvekilliği görevine başlamasına de engel teşkil etmektedir. Mahkeme tüm tahliye taleplerimizi birlikte değerlendirmeyerek kanuna açıkça aykırı davranmıştır. Mahkeme tutuklu yargılamayı esas olarak görmekte ve tahliye taleplerimizi bu yönde değerlendirmektedir. TBMM çalışmalarına katılıp yasama görevini yapması ant içmesine bağlıdır. Hal böyle iken, milletin iradesini temsil eden müvekkilimizin yasama dokunulmazlığından yararlanamayarak mecliste yemin edememesi Anayasa'nın 83. maddesi hükmünün ruhuna aykırıdır.''

''14. maddede suç tanımı yapılmamıştır"

Anayasa'nın 14. maddesinde bir suç tanımının yapılmadığı ve Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerin hangi amaçlarla kullanılmayacağının genel ifadelerle belirtildiği kaydedilen dilekçede, ''Mahkemenin, Anayasa'nın bu hükmünü yorumlamak suretiyle yeni bir suç yarattığı görülecektir. Ceza hukukunun en temel prensiplerinden biri de kıyas ve yorum yasağıdır. Mahkeme, Anayasa hükmünü geniş yorumlayarak ceza hukukunun ruhuna aykırı davranmıştır. Sadece suç isnadı ile aleyhine herhangi bir hüküm verilmemiş müvekkilimizin milletin iradesini temsil edememesi hukuka ve kamu vicdanına aykırıdır'' denildi.

Mahkemenin verdiği kararda emsal olarak gösterdiği davalarda, öncelikle verilmiş bir hüküm bulunmadığı ve bu kararların yargılamanın durdurulmasına ilişkin kararlar olduğu öne sürülen dilekçede, ''Dilekçemiz incelendiğinde, yargılamanın durdurulması gibi bir talebimiz olmadığı açıkça görülecektir. Tahliye talebimizin reddi gerekçesini oluşturan kararların emsal niteliği olmadığı açıktır. Anayasa'nın en temel ilkelerinden olan masumiyet karinesi müvekkilimiz açısından göz ardı edilmektedir'' ifadelerine yer verildi.

Ret kararının yasa ve usule aykırı olduğu belirtilen dilekçede, milletvekili Sebahat Tuncel hakkında daha önce İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen tahliye kararının da emsal karar olduğu aktarıldı.

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatı da, müvekkilinin milletvekili seçilmesinin ardından tahliyesine ilişkin başvurunun reddine itiraz etti.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelen Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı, müvekkilinin tutukluluk halinin devamına ilişkin karara karşı itirazlarını içeren dilekçesini, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sundu.

İtirazlar, üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.

Balbay: Ülkeme hizmet etmek için özgürlüğümü istiyorum

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, ''CHP İzmir Milletvekili ve yurtsever bir yazar olarak ülkesine hizmet etmek için özgürlüğünü istediğini, ancak mahkemenin buna yasak koyduğunu'' bildirdi.

Balbay, avukatları aracılığıyla basına ulaştırdığı açıklamasında, mahkemenin kararını bütün duygularını bir kenara koyup dinlediğini ve okuduğunu belirterek, kararla, millet iradesinin, TBMM'nin yasama gücü ve işlevinin, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğu ilkesinin hiçe sayıldığını savundu.

Başta ''masumiyet karinesi'' ve ''tutuksuz yargılama esastır'' ilkesi olmak üzere, bütün temel hukuk kurallarının hiçe sayıldığını öne süren Balbay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Tutukluluğumun devamına karar veren üyeler, benim tahliye talebimi okumamış. Ben, milletvekili seçildiğim için tahliye istemedim. Mahkemenin, 'kaçma', 'delilleri karartma' gibi gerekçelerinin gelinen noktada mahkeme açısından da ortadan kalktığını ifade ettim. Ben, CHP İzmir Milletvekili ve yurtsever bir yazar olarak ülkeme hizmet etmek için özgürlüğümü istiyorum. Mahkeme heyeti buna yasak koyuyor. Türkiye'de ilk kez hakkında hiçbir mahkumiyet kararı olmayan bir milletvekili, kanıtlanmamış iddialar nedeniyle hapiste tutulmaktadır. Bu, olağanüstü bir durumdur. Bu, yargının demokrasiye, demokrasinin en önemli kurumu olan Meclis'e müdahalesidir. Her şeye rağmen demir parmaklıkların arkasında adaleti bekliyorum.''
cumhuriyet portal