En Yeniler
dış politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dış politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/24/2011

seyyah1906

sarkozy cevap verdi fransanın inançları vardır insan hakları tarihe saygı

FRANSA Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Fransız Ulusal Meclisi’nin soykırımın inkarını suç sayan yasayı onaylamasının ardından bir dizi yaptırım açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı sessizliğini dün ilk kez bozdu.
Sarkozy, Çek Cumhuriyeti’nin geçen pazar ölen eski cumhurbaşkanı Vaclav Havel’in cenazesi için geldiği Prag’da yaptığı açıklamada, “Fransa’nın kimseden ders almaya ihtiyacı yok” diye konuştu.

Gazetecilere açıklama yapan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy şunları söyledi: “Fransa, sakinliğini ve soğukkanlılığını korumalı. Fransa politikasını bağımsız olarak belirler. Kimseden onay beklemez. Fransa’nın inançları vardır: İnsan hakları, tarihe saygı... Bundan 10 yıl önce Fransa Ermeni soykırımını tanıyan bir yasayı oyladı. 1.5 milyon Ermeni katledildi. Fransa’nın ilkeleri var.

Fransa bir mesaj veriyor: Her ülke kendi geçmişini gözden geçirmek için çaba göstermelidir. Fransa kimseye ders vermiyor, ama kimseden de ders almaya ihtiyacı yok. Türk dostlarımızın inançlarına saygı duyuyorum. Türkiye büyük bir ülke, büyük bir kültür. Ama onlar da bizim inançlarımıza saygı göstermeli. İnançlarının doğru olmadığını söylemek her zaman zordur, ama zor olanı yapmak her zaman sonunda kazandırır.”

Fransa’da ise Sarkozy’yi eleştiren sesler yükseliyor. Orne Senatörü ve NATO Parlamenterler Meclisi üyesi Nathalie Goulet şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı, hafızanın ve onun unutkanlıkları ile saplantılarının bulunduğu Pandora kutusunu açtı. Bugün Türkiye yanıt veriyor ve bize Cezayir’deki geçmişimizi hatırlatıyor. Senatonun, yasama alanındaki bu yanlış gidişe bir son verip, tarihçilerin işlerini yapmasına imkan sağlayacağını ümit ediyoruz. Türkiye 100 adet Airbus uçağının siparişinden vazgeçtiğinde Cumhurbaşkanı ne diyecektir?” Aşırı sağcı FN Lideri Marine Le Pen ise “Sarkozy son derece sorumsuz bir şekilde, seçim kaygılarıyla bu yasayı getirdi. Bunun Fransa’ya zararı büyük olacak” dedi.

9/24/2011

seyyah1906

tel aviv'de erdoğan afişleri neden mavi marmarayı suriyeye göndermiyorsun

İsrail'in başkenti Tel Aviv'e asılan dev pankartlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan ifadeler yazıldı. Erdoğan'ın resminin yanına yazılan mesajda "Müslüman liderler ve gruplar kendi vatandaşı olan binlerce kişiyi öldürüyor." denildi.
Sosyal paylaşım sitesi twitter'da paylaşılan dev pankartta Erdoğan'ın resimlerinin yanına İngilizce ağır ifadeler yazıldı.

"İsrail vatandaşlarını koruma hakkına sahiptir!" başlığının yer aldığı panlartta Başbakan Erdoğan için, "binlerce masum insanın katili" anlamına gelen ifade ile "Ahmedinejad, Essad ve Gazze'deki teröristlerin arkadaşı" denildi.

Pankarttaki başka bir mesajda ise Erdoğan'a "Mavi Marmara'yı neden Suriye'ye gönder miyorsun?" sorusu yönetliyor.

Başkent Tel Aviv'in göbeğine asılı pankarttaki hakaretlerin Türkçe anlamı şöyle:

- Müslüman liderler ve gruplar kendi vatandaşı olan binlerce kişiyi öldürüyor.

- Erdoğan, Suriye'de de iyiler neden sen Mavi Marmara'yla yardım göndermiyorsun?

- Erdoğan, seçtiğin arkadaşlar, Ahmedinejad, Esad ve Gazze terörist!

- İsrail vatandaşlarını koruma hakkına sahiptir!

9/14/2011

seyyah1906

guardian:erdoğan bir medya yıldızı arap liderlerini zor duruma düşürüyor

Erdoğan'ın Kuzey Afrika temaslarını değerlendiren Guardian, bu ziyaretin Türkiye'nin Orta Doğu'da ağırlığını artırma ve İsrail'i yalnızlaştırmayı amaçladığını kaydetti.
Erdoğan'ın Kahire’de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandığını, medyanın ziyarete büyük ilgi gösterdiğini belirten Guardian, "Türk-Arap birliğine vurgu yapan Erdoğan, Türkiye'nin Arap baharının kalbinde lider rolü oynamak istediğini saklamıyor" dedi. Yazıda Sultan el Kasımi adlı bir Arap dünyası uzmanının şu sözlerine yer verildi:

"Erdoğan bir medya yıldızı. Arap liderlerini zor duruma düşürüyor. Memleketlerine gidip onları eleştiriyor. Biraz fırsatçılık yaptığı söylenebilir. Zira, İsrail Gazze saldırısı nedeniyle özür dilemeyi reddettiği için bunu yapabiliyor. Ama ülkesinde iyi işler başardığı için itibarı var."
Düş kırıklığı

Guardian'da Ian Black imzasını taşıyan bir analizde ise Erdoğan'ın yüksek riskli bir oyuna girdiği belirtilerek özetle şöyle denildi.

"Erdoğan'ın Kahire'de yaptığı konuşmalar, Türkiye'nin Orta Doğu'da daha büyük bir oyuncu olma çabasınında mükemmel bir platformdu. Gazze saldırısından sonra İsrail'le onlarca yıl sürdürdüğü ittifakı bozarak bu ülkeyi açık bir şekilde eleştirmeye başlayan Türkiye'nin bölgede daha güçlü bir rol oymama arzusu, bir düş kırıklığının ürünü. Zira Türklerin Avrupa Birliği'ne katılma çabaları Almanya ve Fransa tarafından fiilen engellenmiş durumda. İran'ın aksine Türkiye, sempatik bir Sünni güç. Türkiye'ye, İsrail'e karşı sesini diğer Arap ülkelerinden daha fazla yükseltebildiği için hayranlık duyuluyor.

Analizde, "Bütün bu heyecana rağmen, Türkiye'nin çok ileri gidemeyebileceği" belirtildi:


"Türkiye Suriye krizinde çok aktif olmasına karşın, Beşar Esad'ın gitmesini isteyen Batılı ülkeler kadar sesini yükseltemedi. Erdoğan ABD, İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi'nin tepki göstermesi olasılığı nedeniyle Gazze'ye gitmeme kararı aldı. Foreign Policy Journal dergisinde Daniel Wagner, Erdoğan'ın bahislerin daha fazla yükseltilemeyeceği bir oyuna girdiğini yazıyor. Wagner şöyle diyor: ABD Türkiye ile İsrail arasında bir seçim yapmak zorunda kalsa doğal olarak İsrail'i seçer."
'Erdoğan liderimiz olsaydı Kudüs'ü geri alabilirdik'

Financial Times da Erdoğan'ın Kahire'de İsrail'e sert suçlamalar yönelterek, İsrail'i alarma geçiren ve Amerika Birleşik Devletleri'ni kaygılandıran dış politika değişikliğini perçinlediğini belirtti. Gazete, Kahire'de Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunan bir kişinin, "Erdoğan'ın tavrı Arap liderlerinkinden çok iyi. İsrailli diplomatları ülkesinden ilk o kovdu" dediğini başka bir göstericinin "Erdoğan liderimiz olsaydı, Kudüs'ü kurtarırdık" yazılı bir döviz taşıdığını aktardı.
'İslam dünyasının yeni sesi'

Times gazetesi de Erdoğan'ın Kahire'de kendisini "İslam dünyasının yeni sesi" olarak göstermeye çalıştığını yazdı. Gazete Erdoğan'ın "Gazze'de ağlayan Filistinli bir çocuk, Ankara'daki bir annenin yüreğini sızlatır" sözlerini öne çıkardı.

Daily Telegraph ise, Erdoğan'ın uluslararası topluma Filistin'i tanıma çağrısında bulunarak Amerika'yı karşısına aldığını kaydetti. Gazete, Erdoğan'ın Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yapacağı tanınma başvurusu öncesinde diplomatik harareti yükselttiğini vurguladı.

Daily Telegraph, ABD Başkanı Barack Obama'nın Arap dünyasını kızdırma pahasına İsrail'e bu konuda destek verdiğini ve "Güvenlik Konseyi'ne böyle bir başvuru gelirse şiddetle karşı çıkacağız" dediğini hatırlattı.

9/13/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan mısırda bizler aynı bedenin ve aynı ruhun unsurlarıyız

Mısır ziyareti sırasında Arap Birliği bakanlarına hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Bizler aynı bedenin ve aynı ruhun unsurlarıyız" diyerek, ortak geleceğe sahip çıkma zamanının geldiğini söyledi.
Dışişleri Bakanları Konseyi'nin açılışında konuşan Erdoğan, "Bizler geçmişte bugünleri ve gelecekleri ortak çizilmiş milletleriz." dedi.

Bölgenin tarihi bir dönemeçte olduğunu kaydeden Erdoğan, "Birbirimizi her zamankinden daha iyi anlıyor, daha iyi tanıyoruz. İstikbale umutla ve güvenle bakıyoruz." diye konuştu.

Erdoğan ortak geleceğe sahip çıkmanın geçmiş nesillere borç, gelecek nesillere karşı sorumluluk olduğunu belirtti.

Başbakan Erdoğan ortak şiarın daha fazla özgürlük ve insan hakları olması gerektiğini söyleyerek, adalet, hakkaniyet, barış, huzur, emniyet, güven, demokrasi ve hukukun hissedilmesinin önemine değindi.

Konuşmasında Filistin'in devlet olarak tanınma girişimlerine de değinen Erdoğan "İnşallah bu ay sona ermeden Filistin'i BM nezdinde çok farklı bir statüde bulacağız." dedi.

İsrail'i de yeniden eleştiren başbakan, İsrail hükümetini kendi meşruiyetini ve geleceğini tehlikeye atan sorumsuz adımlar atmakla suçladı.
Sevinç gösterileri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dört günlük Kuzey Afrika turunun ilk durağı olan Mısır'da sevinç gösterileriyle karşılanmıştı.

Kahire Havaalanı'na dün gece varan Erdoğan'ı Geçici Başbakan İsam Şeref ile birlikte 1.000-1.500 kişilik bir kalabalık karşıladı.

Reuters ajansı "Türkiye-Mısır gelecek için el ele" ve "Kahraman Erdoğan" pankartları açan göstericilerden çoğunun Müslüman Kardeşler ve benzeri İslamcı gruplardan olduğunu yazdı.


Ajansa göre kalabalıktaki büyük pankartlardan birinde "Erdoğan, Erdoğan, Kardeşler'den sana kocaman bir hoşgeldin" yazıyordu.

Erdoğan kendisini karşılamaya gelenleri Arapça olarak ''Türkiye ve Mısır el ele. Selam olsun Mısır gençliğine, Mısır halkına. Allah'ın selamı üstünüzde olsun'' sözleriyle selamladı.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre Erdoğan'ın sözlerine büyük bir coşkuyla karşılık veren Mısırlılar, ''İslam'ın kurtarıcısı, Allah'ın azizi Erdoğan'', ''Türkiye-Mısır tek yumruk, abluka kırılacak'' diye sloganlar atarak, tempo tuttu.

Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler konaklayacakları otele giderken güzergah boyunca da çok sayıda Mısırlı sevgi gösterisinde bulundu.

Erdoğan, İsrail'e karşı attığı son adımlar nedeniyle Arap kamuoyunda daha da takdir toplamıştı.

Ancak BBC'nin Kahire'deki muhabiri Jonathan Head, Erdoğan'ın Mısırlı evsahiplerini huzursuz etmemek için ziyareti boyunca İsrail karşıtı söylemini yumuşatmak zorunda kalabileceği görüşünde.

Muhabirimize göre Mısır hükümeti, geçen ay İsrail sınırında bir grup Mısırlı askerin öldürülmesine kızan ve geçen Cuma günü Kahire'deki İsrail büyükelçiliğine saldıran halkının öfkesini yatıştırmaya çalışıyor.

Büyükelçiliğe yapılan saldırı yüzünden İsrail büyükelçisi kaçmış, Mısır da Amerikan hükümetine 1979'daki barış anlaşmasına sadık olduğu güvencesini vermek zorunda kalmıştı.

Mısır, İsrail'le bu anlaşmayı imzaladığından beri ABD'den milyarlarca dolarlık yardım almıştı.
Gündem

Erdoğan, Mısır temaslarına Meçhul Asker Anıtı ve Türk Şehitliği'ne çelenk koyarak başladı.

Başbakanın gündeminde El Ezher Şeyhi Ahmet el Tayyib, Mısır Müftüsü Dr. Ali Cuma, Yüksek Askeri Konsey Başkanı ve Savunma Bakanı Mareşal Muhamed Hüseyin Tantawi ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi ile başbaşa görüşmeler var.

Filistin'in devlet ilanına destek vermenin yollarını aramak üzere toplanan Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi'ne hitap eden Erdoğan, Başbakan İsam Şeref ile de görüşüyor.

Erdoğan daha sonra Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluş Deklerasyonu'nu imzalayıp ortak basın toplantısına katılacak.

Başbakan ayrıca ABD Başkanı Obama'nın ünlü konuşmasını yaptığı Kahire Üniversitesi'nde de Mısır ve uluslararası kamuoyuna yönelik bir konuşma yapacak.

Erdoğan'ın Mübarek rejiminin devrilmesinde rol alan gençlerin liderlerini kabul etmesi ve ülkedeki Kıptilerin liderleri ile görüşmesi de bekleniyor.

Erdoğan'a gezisinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, üst düzey bürokratlar ve iş adamları eşlik ediyor.

Ayrıca başbakanın eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal, kızı Sümeyye Erdoğan da geziye katılıyor.

Ziyarete katılan iş adamları için Ankara ve İstanbul'dan birer uçak kalktı.

Heyetin bundan sonraki durakları Mısır gibi bu yıl içinde rejim değişikliği yaşayan Tunus ve Libya olacak.
seyyah1906

guardian:birkaç yıl önce israil'e karşı sert tavır alınması düşünülmezdi bile

İngiliz Guardian gazetesinde Türkiye'nin dış politikasını ele alan bir yorumda "Türkiye'nin çağı geliyor" denildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Afrika gezisi dolayısıyla Guardian'a yazan Michigan State University'den uluslararası ilişkiler profesörü Muhammed Eyub, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmasıyla Orta Doğu'nun artık eskisi gibi olmayacağını belirtti.

Yazar özetle şöyle dedi:

"Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi'ni sınır dışı etmesi, diplomatik ilişkilerini asgari seviyeye indirmesi ve Erdoğan'ın tavrını giderek sertleştirmesi, Türkiye-İsrail ilişkilerinde gelip-geçici bir sorun değil. Bunlar, Türkiye'nin İsrail'in özür ve tazminat konusunda ayak sürümesinden artık usandığının işareti."

"Obama yönetimi, Türkiye ile İsrail arasındaki sürtüşmenin Amerika'nın stratejik çıkarlarına zarar verebileceğinden endişe etmesine karşın, iç siyasi nedenlerle İsrail üzerinde baskı kuramadı. Washington, bu tavrıyla NATO'nun çok önemli bir üyesi olan Türkiye'yi yabancılaştırabilir."
'İsrail artık rakipsiz değil'

"Bölgede şu anda yaşananların, Orta Doğu'nun geleceğinde önemli etkileri olacak. Bu, İsrail'in Doğu Akdeniz'deki hakimiyetinin rakipsiz olmadığını gösteriyor. Erdoğan, Türk donanmasının bölgede artık daha aktif bir rol oynayacağını söylüyor. İsrail'in uluslararası hukuka meydan okuması ve özellikle işgal topraklarına yönelik politikaları uluslararası forumlarda bundan böyle ciddi sınavlarla karşılaşacak."

"Bölgedeki demokratik ayaklanmalar sonrasında, Türkiye'nin pozisyonu, Filistin ve İsrail işgali konusundaki ana akım Arap görüşüne daha da yakınlaşacak. Bu durum, Türkiye'nin Arap dünyasındaki konumunu güçlendirecek ve Filistin konusunda daha aktif bir rol üstlenmeleri için Arap hükümetleri üzerindeki baskıyı artıracak. Demokratik geçiş sürecindeki ülkelerde İsrail'e karşı daha sert bir tutum izlenmesi isteniyor. Türkiye örneği ardından Mısır ve Ürdün'ün elçilerini çekebileceğinden söz ediliyor."
'Asker korkusu olmadan'

Yazar şöyle devam etti:

"Türk demokrasisi güçlenmeseydi, Türkiye şimdiki pozisyonuna gelemezdi. Şimdi hükümet askerin müdahale korkusu olmadan politika yürütebiliyor. Birkaç yıl önce İsrail'e karşı sert tavır alınması düşünülemezdi bile."

"Şu anda bölgede tanık olduklarımız, Orta Doğu'yu Avrupa'ya bağlayan stratejik bir güç olarak Türkiye'nin çağının gelişine işaret ediyor. Bu Ankara'nın dış politikada bağımsızlık ilanıdır. Orta Doğu bundan böyle asla aynı olmayacak."

Prof. Muhammed Eyub, ABD’nin Orta Doğu politikasında önemli bir değişikliğe gitmesi gerektiğini belirterek yazısını şöyle noktaladı:

"Eğer Amerika, Orta Doğu'daki stratejik çıkarlarını muhafaza etmek istiyorsa, İsrail-Filistin meselesine hızlı ve adil bir çözüm bulunmalıdır. Washington, İsrail'e koşulsuz destek politikasını yeniden değerlendirmeli ve tarafsız bir siyaset izlemeli. Buna Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki Filistin tasarısı da dahildir. Her şeyden önemlisi Amerika bölgede yükselen üstün bir güç ve Batı'yla Müslümanlar arasındaki köprü olarak Türkiye'nin stratejik önemini hafife almamalı."

9/12/2011

seyyah1906

guardian:israil başbakanı binyamin netanyahu şimdi seçim yapmak zorunda

İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Mısır'a yapacağı ziyareti değerlendirdiği başyazısında, İsrail'in bölgede iyice yalnızlaşabileceğini yazdı:
Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Erdoğan'ın ziyareti, binlerce Mısırlının İsrail elçiliğine gerçekleştirdiği saldırının üç gün sonrasına rastlıyor."

"Mısırlılar, üç hafta önce İsrail sınırında beş askerlerinin öldürülmesi nedeniyle öfkeliydi. Altıncı asker de hafta sonunda öldü. Erdoğan, geçen sene Gazze filosunda dokuz vatandaşı İsrail askerlerince öldürülmüş bölgesel bir güç ve NATO üyesi olarak Mısır'a desteklerini götürecek."

"Erdoğan, bundan sonra yardım gemilerine Türk savaş gemilerinin eşlik edeceği tehdidinde bulunuyor. Eğer devrim sonrası Mısır ve ekonomisi atağa kalkan Türkiye, eski müttefiklerine karşı birleşirse - ki böyle yapacaklarına dair birçok işaret var - İsrail bölgede derin bir yalnızlığa düşer."
‘Yakınlaşmanın bedeli arttı’
Guardian'ın yazısı söyle devam ediyor:

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu şimdi seçim yapmak zorunda. Mavi Marmara'daki ölümler için özür dilemeyi reddederek Türkiye'yi aşağılamanın büyük bir hata olduğunu anlamalı. Düşmanca bir Türkiye-Mısır ittifakının etkisi yıllarca sürebilecek stratejik sonuçları olabilir. Bunun sonuçları, Birleşmiş Milletler'deki Mavi Marmara soruşturmasında kazanılan ve etkisi sadece birkaç gün süren taktik zaferi gölgede bırakır."

"İsrail'in Türkiye'yle ilişkilerini düzeltmesi ve bunu derhal yapması gerekiyor. Böyle bir yakınlaşmanın bedeli son bir hafta içinde çok artmış olabilir ama bunu ödemeye değer. İsrail Başbakanı'nın Cumartesi günü Kahire'deki olaylara tepkisi ılımlı ve ölçülüydü. Belki bunun şimdiden farkında."

Netanyahu'nun seçeneklerinin açık olduğunu vurgulayan Guardian, başyazısını şöyle noktalıyor:

"Ya yeni bir savaşa hazırlanır ya da İsrail'in zayıf ve düşman komşularına artık iradesini dayatamayacağını kabul eder. Ama İsrail'in komşuları güçleniyor. Ha'aretz gazetesi İsrailli yolcuların havaalanında, Türklerin gördüğü benzer muameleye misilleme olarak taciz edilmesine atıfla İsrail'in başkalarına saygı göstermesi için küçük düşürülmesi gerektiğini söylüyor. Artık kimsenin daha fazla aşağılanması gerekmiyor ama komşularının saygısı azaldı."