En Yeniler
dış politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dış politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/06/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan oradaki sesleri duymak zorundayız duyuyoruz ve tabiki gereğini de yapmak durumundayız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 9 Ağustos Salı günü Suriye'ye gideceğini belirterek, ''Kendileriyle orada gerekli olan görüşmeleri yapacaklar. Bu görüşmelerde mesajlarımız artık kendilerine kararlı bir şekilde iletilecektir. Bundan sonraki süreç, verilecek cevaba ve uygulamaya göre şekillenecektir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Birlik Vakfının Çemberlitaş'taki genel merkezinde düzenlenen geleneksel iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, bugüne kadar birçok konuda ''Acaba halledebilir miyiz?'', ''Acaba söylenenler yerini bulur mu?'' diye çok sabrettiklerini söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Ama artık burada da sabrın son anlarına geldik ve bunun için de bu süreç içinde salı günü Dışişleri Bakanı'nı Suriye'ye gönderiyorum. Kendileriyle orada gerekli olan görüşmeleri yapacaklar. Bu görüşmelerde mesajlarımız artık kendilerine kararlı bir şekilde iletilecektir. Bundan sonraki süreç verilecek cevaba ve uygulamaya göre şekillenecektir.

Çünkü biz Suriye konusunu bir dış mesele olarak, bir dış sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir. Çünkü bizim Suriye ile 850 kilometre sınırımız var, akrabalık, tarih, kültür bağlarımız var. Dolayısıyla burada olanlar, bitenler bizim asla seyirci kalmamıza fırsat vermez. Tam aksine oradaki sesleri duymak zorundayız, duyuyoruz ve tabii ki gereğini de yapmak durumundayız.''
seyyah1906

dışişlerinden kıbrıs rum tarafına çok sert uyarı oldu bittiler yaratmaya matuf tek yanlı girişimlerden önemle kaçınılmalıdır

Güney Kıbrıs Rum Kesiminin Doğu Akdeniz' de petrol arama faaliyetlerinde bulunması Türk hükümetini kızdırdı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Rum yönetiminin hareket tarzı zamansız olduğu kadar bir sorumsuzluk örneğidir. Bu hareketler uzlaşı çabalarına darbe vurmaktadır" Bölgede gerilimi yükseltebilecek, oldu-bittiler yaratmaya matuf tek yanlı girişimlerden önemle kaçınılmalıdır" denildi.

Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı olarak tüm Ada adına, Ada'nın bütününe ait olan doğal kaynaklar konusunda söz söyleme, girişim yapma veya anlaşma imzalama hak ve yetkisine sahip olmadığı hatırlatıldı. Bu tür yasal dayanaktan yoksun faaliyetler, halen devam etmekte bulunan görüşmeler sürecine zarar vermektedir denildi.

Uluslararası toplumun da Kıbrıs Rum tarafının, türk tarafının Ada'nın doğal kaynaklarından eşit olarak faydalanma hakkını gasp etmeye yönelik bu girişimlerine prim vermemek için sorumlulukla hareket etmesi gerektiğinin altı çizildi.
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması şöyle;

Açıklamada,Rum kesiminin , uluslararası hukukun hilafına ve üçüncü tarafların haklarını ihlal ederek, 2003 yılından itibaren Doğu Akdeniz’deki ülkelerle deniz yetki alanlarını sınırlandıran ikili anlaşmalar yapma gayretlerini sürdürmüş, ayrıca petrol/doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunmuştur.

GKRY’nin yaptığı bu anlaşmalar ve petrol/doğal gaz arama faaliyetleri Kıbrıs sorununun çözümünü olumsuz etkilemekte ve ayrıca bölge ülkeleri arasında yeni ihtilaflara neden olmaktadır. Bu duruma ilişkin olarak, gerek ülkemizin gerek KKTC’nin görüşleri ve ikazları bölge ülkeleri ve BM nezdinde zamanında kayda geçirilmiş, Kıbrıs Adası’nın güneyinde geçerliliği bulunmayan ruhsatlara dayanarak petrol/doğal gaz arama-çıkarma faaliyetlerine ilgi duyan şirket ve ülkelerin sorumluluk ile hareket etmelerini beklediğimiz belirtilmişti. Konuya yaklaşımımız ve görüşlerimiz geçerliliğini elan muhafaza etmektedir.

Kıbrıs Adasının güneyinde önümüzdeki Ekim ayı başında fiilen sondaj çalışmalarına başlanılacağına yönelik son dönemde çıkan haberler ve yapılan resmi açıklamalar ışığında, bazı hususlara tekrar dikkat çekilmesinde fayda bulunmaktadır.

Kıbrıs Rum tarafı tek yanlı olarak tüm Ada adına, Ada’nın bütününe ait olan doğal kaynaklar konusunda söz söyleme, girişim yapma ve/veya anlaşma imzalama hak ve yetkisine sahip değildir. Bu tür yasal dayanaktan yoksun faaliyetler, Ada’da ve bölgede gerginlik yaratmakta, kurucu halk olan Kıbrıs Türklerinin Ada’nın doğal kaynaklarından eşit şekilde yararlanma hakkına halel getirmekte, halen devam etmekte bulunan görüşmeler sürecine zarar vermektedir.

Yeni bir ortaklık kurulması amacıyla Ada’nın geleceğini belirlemeye yönelik görüşmelerin devam etmekte olduğu ve kritik bir aşamaya ulaştığı bu dönemde, bu tür tek yanlı faaliyetlerde bulunmanın taşıdığı risk ve sakıncalar ise aşikârdır. Rum Yönetimini hareket tarzı zamansız olduğu kadar bir sorumsuzluk örneğidir. Bu hareketler uzlaşı çabalarına darbe vurmaktadır.

Bir başka bölge ülkesinin de GKRY’nin imzaladığı bir ikili sınırlandırma anlaşmasını BM nezdinde girişim konusu yapması, bu tür tek yanlı teşebbüslerin bölgenin barış ve istikrarına menfi etkide bulunduğunun ve mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesine yol açtığının en açık kanıtıdır. Uluslararası toplumun, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının Ada’nın doğal kaynaklarından eşit olarak faydalanma hakkını gasp etmeye yönelik bu girişimlerine prim vermemek için sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir.

Ülkemiz ve KKTC bölgedeki meşru hak ve çıkarlarını korumak amacıyla uluslararası hukuka uygun şekilde bundan böyle de diplomatik ve siyasi kanallardan girişimlerini sürdüreceklerdir. Türkiye’nin ve KKTC’nin bu maksatla gereğine tevessül edeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Beklentimiz kapsamlı çözüm görüşmelerinin sürdüğü bir ortamda görüşmeleri raydan çıkarabilecek, bölgede gerilimi yükseltebilecek, oldu-bittiler yaratmaya matuf tek yanlı girişimlerden önemle kaçınılmasıdır"

7/29/2011

seyyah1906

ermenistan dışişleri cumhurbaşkanızın sözlerine türkiye yersiz bir yaygara koparmıştır

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı pişkin tavır takınarak, “Cumhurbaşkanımız sözlerine Türkiye, yersiz bir yaygara koparmıştır.
Türkler Serj Sarkisyan’ın dengeli açıklama metninden istedikleri bölümleri cımbızla çekerek, durduk yerde sorun yaratmıştır” dendi.
Cımbızla çıkarmışlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’da yaptığı “Sarkisyan’dan özür bekliyoruz”
açıklaması üzerine Erivan’daki yerel basına konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Şevarş Koçaryan, şunları söyledi: “Bana öyle geliyor ki, sanki Türkler Serj Sarkisyan’ın söylediklerinin tamamını okumamış.
Veya okumuş da, işlerine gelen bölümler metinden cımbızla çıkarılmış. Aslında cumhurbaşkanımızın konuşmasında saldırgan bir tavır yoktur. Kullandığı ifadeler son derece ölçülü ve dengeliydi. Türkiye bu sözleri gereken şekilde algılamak istemiyorsa buna ihtiyaçları yok demektir. Durup dururken çıkarılan yaygaranın bizim de sonuçlar çıkarmamızı gerektiriyor.”
Sarkisyan’ın sözleri
Sarkisyan, Ermenistan’da 23 Temmuz’da düzenlenen Ermeni dili ve edebiyatı yarışmasında öğrencilerden birinin “Batı topraklarımızı Ağrı Dağı’yla birlikte geri alabilecek miyiz?” sorusunu yanıtlamıştı. Koçaryan’ın basına verdiği metne göre Sarkisyan, gence şu yanıtı verdi: “Bu sana ve senin nesline bağlı. Benim nesil bence üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi.
90’lı yıllarda vatanımızın parçası Artsah’ı (Karabağ bölgesini) düşmanın elinden kurtardık. Bunu birilerini azarlamak için söylemiyorum. Her neslin bir görevi vardır ve bu görevi başarıyla yerine getirmesi gerek. Sen ve yaşıtların gücünü sonuna kadar kullanırsa, biz dünyanın en başarılı ülkesinden biri haline geliriz. Biz Ermeni ulusu sistematik ve sabırlı adımlar atarak her zaman Anka kuşu gibi küllerden dirilmeyi başarmışızdır. Ama şunu da söylemem gerek. Günümüz dünyasında ülkelerin gücü ve itibarı yüzölçümüyle ölçülmüyor. Ermenistan modern, güvenli ve başarılı ülke olursa itibarı da o denli yüksek olacaktır.”
seyyah1906

israil savunma bakanı ehud barak mavi marmara için türkiyeden özür dilenebilir

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Mavi Marmara baskınında hayatını kaybeden dokuz Türkiye vatandaşı için özür dilenmesinin olasılık dahilinde olabileceğine işaret etti.

Washington'da konuşan Barak, "Mavi Marmara operasyonu sırasında yaşanan sorunlar için özür dilemeyi düşünebiliriz, eğer herhangi bir sorun yaşandıysa" dedi.
Reuters haber ajansına göre, Barak'ın önerisi ülkenin Ankara'yla 13 aydır yaşadığı çıkmazın derinliğini anlamayı hedefliyor.

Ajans, açıklamanın bir yandan da Başbakan Netanyahu'nun koalisyon hükümetinin daha sert bir çizgiye sahip olan ve Türkiye'nin özür dilemesi gerektiğini düşünen üyelerini de kazanmayı hedeflediğini aktarıyor.

Barak, iki ABD müttefiki olan Türkiye ve İsrail'in ilişkilerinin düzeltilmesinin önemi üzerine yaptığı konuşmasında , olası bir özüre ilişkin de: "Bundan hoşlanmıyorum ama göz önünde bulundurmamız gereken bir seçenek" dedi.

Türkiye, iki ülke ilişkilerinin düzelmesi için İsrail'den tam bir özür ve hayatını kaybedenler için tazminat ödenmesini istiyor.

Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporunun bulgularının ise Ağustos ayında açıklanması bekleniyor.

Ehud Barak, konuşmasında eski Yeni Zelanda başbakanı Geoffrey Palmer tarafından kaleme alınan raporun "İsrail için sorunlu unsurlar" da içereceğini ifade etti.

7/27/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan'dan sarkisyana tarihi bir yanlışın altını bizzat kendisi tescilleyerek çizmiştir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan Azerbaycan çıkarması .

Kalabalık bir heyetle Bakü'ye giden Başbakan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın Ermeni gençlere yönelik "Yukarı Karabağ'ı biz hallettik, Ağrı'yı da siz haledin" sözlerine sert tepki gösterdi.
Sarkisyan'nın tarihi bir yanlışın altını bizzat çizdiğini vurgulayan Erdoğan, "Sarkisyan'ın özür dilemesi ve bu yanlışından dönmesi lazım." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni hükümet kurulduktan sonra ikinci yurt dışı ziyaretini Azerbaycan'a gerçekleştirdi .

Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev uzun görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti.

Başbakan, Bakü'den Ermenistan'a oldukça sert mesajlar gönderdi. Erdoğan'ın gündeminde Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın Ermeni gençlere yönelik "Yukarı Karabağ'ı biz hallettik, Ağrı'yı da siz haledin" sözleri vardı.

Erdoğan, "Siz şuanda Karabağ'ı teslim aldınız bizden biz ölüp gideceğiz, Ağrı'yı da siz halledeceksiniz. Böyle bir mantık, anlayış, istikamet, ufuk gençliğe verilir mi? Ermenistan Türkiye ile ey gençler bundan sonra istediği gibi bir savaşa da girebilir. Bunların hepsini reddediyoruz. Böyle bir devlet adamlığı, böyle bir diplomasi olmaz. Sarkisyan burada çok ciddi bir yanlış yapmıştır. Tarihi bir yanlışın altını bizzat kendisi tescilleyerek çizmiştir. Özür dilemesi lazım ve bu yanlışından dönmesi lazım." dedi.

Sarkisyan'ın açıklamalarına Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de tepki gösterdi.

Aliyev, "Sarkisyan'dan başka bir şey beklemezdim. Ben onula defalarca görüştüm. Bu, Ermenistan'ın işgalci zihniyetini gösteriyor. Ermenistan, problemler içindedir. Türkiye gibi büyük bir ülkeye karşı toprak iddiasında bulunmak, hayal dünyasında yaşadıklarını gösteriyor." diye konuştu.

Ve Yukarı Karabağ sorunu...

Başbakan Erdoğan, Yukarı Karabağ konusunun Türkiye için kanayan bir yara olduğunun altını çizdi.

Erdoğan şöyle dedi:
''Yukarı Karabağ konusundaki tavrımız, kanaatimiz, her şeyimiz, mücadelemiz Azerbaycan için Yukarı Karabağ konusu ne denli bir kanayan yaraysa bilinmelidir ki bizim için de o denli kanayan bir yaradır. Bundan farklı bir düşünce bizde asla varid olamaz. Bu konunun da sonuna kadar takipçisiyiz, bundan sonra da takipçisi olmaya devam edeceğiz."

Basın toplantısında Azerbaycan Cumhurbaşkanı'na, niçin hala Türkiye'ye vize uygulandığı da soruldu .

İlham Aliyev, "Bir menval vardır. Türkiye tek taraflı olarak vizeyi kaldırdı. Azerbaycan buna hazır değil. Hazır olunca bunu edeceğiz." dedi. 

7/20/2011

seyyah1906

alman politikacı erdoğan siyasi şantaj yapıyor müzakereleri donduralım

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti öncesi Brüksel'e Kıbrıs konusunda rest çekmesi, Almanya’da Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerini yeniden tartışmaya açtı.
“Tanımadığımız bir ülkeyle görüşmeyiz” diyerek Kıbrıslı Rumların "Kıbrıs Cumhuriyeti" sıfatıyla dönem başkanlığında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin donacağını ve Rum yönetimiyle Avrupa Birliği adına görüşmeyeceklerini ifade eden Erdoğan’a muhafazakâr Alman politikacı Stefan Müller’den yanıt geldi.

"AB'nin tamamı aşağılanıyor"

Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi Federal Meclis Grubu yetkililerinden Stefan Müller, “Rheinischen Post” gazetesine verdiği demeçte, “AB üyesi bir ülkeyi muhatap almaktan kaçınanlar, Avrupa Birliği'nin tamamını aşağlıyor demektir” değerlendirmesinde bulundu.

Aynı zamanda Hrıstiyan Birlik Partileri’nin Federal Meclis’teki uyum çalışmaları sorumlusu olan Stefan Müller, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin ve AB’nin Türkiye‘ye yaptığı sübvansiyonların altı aylığına dondurulmasını talep etti.

Türkiye’nin Avrupa Birliği içindeki eşit haklara sahip üyeyi dışlayamayacağını belirten Alman politikacı, Erdoğan’ın açıklamalarını “şantaj” olarak nitelendirerek “Erdoğan, siyasi şantaj girişiminde bulunmaktan çekinmediğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

AB dönem başkanlığı yaklaşıyor

2012’nin ikinci yarısında Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralacak olan Kıbrıs Rum yönetimi, 2004 yılında Birliğe tam üye olarak kabul edilmişti. Brüksel’in Kıbrıs sorunu çözülmeden bu kararı almasına tepki gösteren Ankara, Kıbrıs Rum yönetimini üye ülke olarak muhatap almıyor.


© Deutsche Welle Türkçe


AFP/dapd, HK/GA