En Yeniler
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/22/2012

seyyah1906

türkiye'nin kendine güven hissi yüksek ancak istikrarlı olmayan bir bölgede

Independent on Sunday gazetesinin dünya sayfalarında yer alan, Patrick Cocburn imzalı yorum yazısının başlığı "Türkiye'nin ekonomik mucizesi sona ermek üzere mi?"
Bu soruya cevap aranan yazının alt başlığı ise, makalenin özeti gibi:

İslami demokrasiye model olarak gösterilen Türkiye, komşularının bocalamakta olduğu bu dönemde, aşırı kendine güvenin kurbanı olabilir.

Cocburn makalesinde Türkiye'de son on yıl yaşanan bazı önemli gelişmeleri sıralamış:

Ordunun siyaset üzerindeki etkisinin sınırlanması, seçimlerle işe gelmişlerin ülkeyi yönetmesi ve Türkiye'nin dünyanın en büyük 15. ekonomisi haline gelmesi.

Cocburn bu parlak tablo sebebiyle birçok yorumcunun, Türkiye'nin Arap Baharı'yla yeniden biçimlenen Müslüman dünyasına örnek olabileceğini düşündüğünü ve bu durumun Türkiye'de büyük bir iyimserlik yaratmakta olduğunu vurgulamış.
"İrlanda ve Yunanistan gibi"

Yazar, Türkiye'de artmakta olan kendine güveninin yakın geçmişte İrlanda ve Yunanistan'da hâkim olan ancak şimdilerde dağılan hissiyata benzediğine dikkat çekmiş.

"Bu ülkeler ve Türkiye, yoksulluk dış göç verme gibi tarihi gerçekler yaşamış ve toplumsal psikoloji bu karanlık günlerin geride kaldığına artık 'bolluk ve refah' dolu yeni bir yaşama ulaşıldığına kolaylıkla ikna olmuştu" demiş Cocburn.

Bu aşırı kendine güvenin, korkunç ekonomik balonlar yarattığını anlatan Cocburn, Yunanistan ve İrlanda'da balonların patladığını hatırlatmış.

Ve Türkiye'de benzer bir sonucun yaşanıp yaşanmayacağına dair fikir yürütümüş.

Büyümekte olan Türkiye ekonomisinin esasen yabancı sermaye girişine dayandığını ve kısa süre içinde bu akışın sona erebileceğini belirten yazar, dış siyaset alanında da sorunlu bir dönemin başlayabileceğini savunmuş.

Cocburn'e göre, çatışmalı konularda kazananların yanında durmayı tercih eden Türkiye dış politikasının özellikle Libya örneğinde bu tercihini açık ettiğini ve Suriye politikasının da benzer bir tavır değişikliğine sahne olduğunu vurgulamış.

Cocburn ayrıca Türkiye'nin Irak'ta Sünniler yanında tavır almasının, Bağdat'la olan ilişkileri tehdit ettiğine dikkat çekmiş.
"AB süreci halen önemli"

Dış politikadaki yalpalamanın bir sebebinin de ekonomik büyümeden kaynaklanan aşırı kendine güven olduğunu belirten yazar, tüm bu tablo içinde Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin halen hayati olduğunu söylemiş.

Ankara'nın AB üyeliği motivasyonuyla ülkedeki reformları gerçekleştirdiğini ve uluslararası sermaye akışını bu sebeple hızlandığına dikkat çekmiş.

AB sürecinin durmasıyla reformların sona erdiğinin, Kürt meselesi ve Kıbrıs konularının çıkmaza girdiğinin altını çizen Cocburn, AB'nin Türkiye için halen en büyük ticaret ortağı olduğunu hatırlatmış.

Yazar şöyle demiş "Türkiye'nin Orta Doğu'daki fırsatları çok çekici görünsede geri dönüşü fazla olmayabilir."

Cocburn yazısını şöyle noktalamış:

"Türkiye'nin kendine güven hissi yüksek ancak istikrarlı olmayan bir bölgede.

Ekonomi için de, genel olarak da şunu söyleyebiliriz 'Türkiye mucizesi', hayal kırıklığına dönüşebilir."

8/15/2011

seyyah1906

bakan bayraktar artık dünya bir karar verirken türkiye'ye sormak zorunda kalıyor

Bakan Bayraktar, Cumhuriyetin 100’üncü yılını dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olarak kutlamayı hedeflediklerini söyledi. Bakan Bayraktar, "AK Parti için gece gündüz 10 yıldır çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Zonguldak’ımızın 650 bin civarında nüfusu var. Artık seçim oldu, Türk milleti bizi birinci parti yaptı. Oy verenleri de vermeyenleri de kucaklayacaksın. Oy verenlerle vermeyenler de bir değil tabii bunu bir kenara koymak lazım" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, partisinin 10’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’ndeki Büyük Anadolu Oteli’nde düzenlenen iftara katıldı. Bakan Bayraktar, otel önünde Vali Erdal Ata, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Ercan Candan, Özcan Ulupınar, İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak tarafından karşılandı. Bakan Bayraktar, iftar öncesi Vali Ata ve belediye başkanlarıyla toplantıda bir araya geldi. Kentin sorunlarının gündeme getirildiği basına kapalı yapılan toplantının ardından Bakan Bayraktar, bir gazetecinin sorusu üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Lüks ev almayın" çağrısının yerinde olduğunu söyledi. 11 yaşından bu yana konut işinde olduğunu belirten Bakan Bayraktar, şöyle konuştu: "Tedbirli olmak, titiz olmak, tasarruflu olmak güzel bir şey. İnsanların ihtiyaçları var. İlk başta ’yuvam olsun’, arkasından ’arabam olsun’ gibi ihtiyaçlar var. Başbakan, ’eğer ihtiyaçlarınız varsa önce ev alın’ dedi. Tabii ben de konutçu olarak konutun alınmasını çok isteyen birisiyim. Hem ev sahibi olarak evlenmek, hem de hanım almak çok güzel bir şey. Başbakan’ın bu güzel ifadesinden çok memnun olduk." Bakan Bayraktar, iftar öncesi 34 yıl önce İzmir Narlıdere’de birlikte askerlik yaptığı arkadaşı 58 yaşındaki Mustafa Kar ile bir araya geldi. Bakan Bayraktar, Türkiye Taşkömürü Kurumu Eğitim Daire Başkanı olan askerlik arkadaşı Mustafa Kar’ı yıllar sonra görmekten son derece mutlu olduğunu söyledi. Bakan Bayraktar ve beraberindekiler daha sonra iftara geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yaptığı konuşmada CHP’yi eleştirdi. 1938’den 1950’ye kadarki dönemde ülkenin nasıl idare edildiğinin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Bakan Bayraktar, "O dönemin tek partili yönetiminde, bugün Atatürkçülüğün arkasına sığınarak politika yapmaya çalışan CHP, onun başında da İnönü vardı. İnönü, Atatürk’ün heykellerini kaldırmış, paralardan Atatürk’ün fotoğrafını çıkartmıştır. Millete sırtını dönmüş, milletten sadece vergi almak için bir zihniyet oluşturmuştu" dedi. Sonraki dönemde demokrasinin çok inişler çıkışlar yaşadığını belirten Bayraktar, "2001’de krizler ile yorulmuş bir Türkiye vardı. Dünya Bankası’nda, yurt dışında kredi bulmak için İMF’ye yalvaran, kredi alarak yarım maaş veren bir ülke vardı. O dönemde bir Anadolu yiğidi çıktı. Recep Tayip Erdoğan çıktı ve ’Artık söz de karar da milletindir’ dedi. O tarih bu gündür" dedi. 

DÜNYA KARAR VERİRKEN TÜRKİYE’YE SORUYOR 
Türk milletinin dünya milletleri arasında hak ettiği yeri alacağını ifade eden Bakan Bayraktar, şöyle konuştu: "Artık dünya bir karar verirken Türkiye’ye sormak zorunda kalıyor. Daha 2 gün önce Obama, Suriye ile ilgili Başbakanımızı aradı. Daha önceleri, bundan 15-20 sene önce durum neydi, bugün durum ne oldu. Bir ülkenin ne durumda olduğunu görmek için dışarıya çıkıp bir bakmak lazım gelir. Tabii ki bunlar yeterli değildir. Şu anda çok eksiklerimiz var. Bizim çok çalışmaya ve ayakta durmaya ihtiyacımız var. Bizim Allah’a çok yalvarmaya ihtiyacımız var. Allah bize gurur ve kibir vermesin. Allah bizi şaşırtmasın. Sizlerin dualarıyla birlikte yola devam edeceğiz" diye konuştu. 

OY VERENLERLE VERMEYENLER BİR DEĞİL 
Bakan Bayraktar, Cumhuriyetin 100’üncü yılını dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olarak kutlamayı hedeflediklerini söyledi. Bakan Bayraktar, "AK Parti için gece gündüz 10 yıldır çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Zonguldak’ımızın 650 bin civarında nüfusu var. Artık seçim oldu, Türk milleti bizi birinci parti yaptı. Oy verenleri de vermeyenleri de kucaklayacaksın. Oy verenlerle vermeyenler de bir deği tabii bunu bir kenara koymak lazım" diye konuştu. Bakan Bayraktar’a konuşmasının ardından devrek bastonu ve madenci heykeli hediye edildi. Bakan Bayraktar, daha sonra Ereğli’den ayrıldı.

7/28/2011

seyyah1906

kriz bu ülkenin mağdurlarını emeklisini işcisini işsizini deler geçer

Yazılı bir açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, "Daha önce teğet geçecek dedim. Bu sefer teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha güçlüyüz" sözlerine yanıt verdi. Çelebi, şöyle dedi:
"Kriz bu ülkenin mağdurlarını, emeklisini, işçisini, işsizini deler geçer. Başbakan'ın 2008 krizinin teğet geçtiği iddiası yanlıştır, hurafedir. Bu halkı kriz delip de geçmiştir."

"Karanlıkta ıslık çalmak"

Türkiye'de çalışanların yarısının TÜİK'in belirlediği açlık sınırının altında çalıştığına işaret eden Çelebi, "Milyarderler zenginliğine zenginlik katarken emekli, işçi, çiftçi, köylü mağdur edilmiştir. Bütün bunlar ortadayken kriz yok demek, karanlıkta ıslık çalmaktır. Kriz ancak dolar milyarderlerini teğet geçmez" dedi.

7/16/2011

seyyah1906

clinton'dan sert eleştiri bu bana türkiye'nin kaydettiği tüm ilerlemelerle tutarsızı görünüyor

Libya Temas Grubu'nun 4. Toplantısı kapsamında İstanbul'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda duyduğu endişeyi dile getirdi. CNN Türk kanalının yayınına katılan Clinton, “Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili endişe duyduğum bir alan varsa o da budur. İfade ve basın özgürlüğüdür“ açıklamasını yaptı.

Gazeteciler, blog yazarları ya da internetin üzerine gitmenin gerekli olduğunu ya da bunun Türkiye’nin çıkarına olduğunu düşünmediğini kaydeden Clinton, “Çünkü Türkiye yeterince güçlü bir ülke. Bu, bana Türkiye’nin kaydettiği tüm ilerlemelerle tutarsız görünüyor. Dışarıdan bakan biri olarak bunu anlamıyorum“ dedi. Türkiye'de yaklaşık 60 gazetecinin tutuklu olduğu belirtiliyor.
Hillary Clinton


“Türkiye, bölge için bir model”

Clinton, öte yandan Türkiye'ye ekonomik büyüme ve siyasi ilerlemeler konusunda övgüde bulundu ve Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkeler için bir model olduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, Arap ülkelerinin demokrasi ve ekonomi konusunda Türkiye'den destek ve öneri alabileceğini belirtti.

Hillary Clinton, son yıllarda "Türkiye'nin yüzünün Batı'dan Doğu'ya kaydığı"na yönelik tartışmaların sorulması üzerine, "Türkiye'nin Batı'dan Doğu'ya kayması için sebep yok. Türkiye öyle stratejik bir noktada bulunuyor ki, böyle başka bir ülke yok. Hakikaten iki kıtaya ayağı basarak duran böyle konumlanmış bir ülke daha yok" dedi.

“PKK'yı hiçbir zaman desteklemedik”

ABD Dışişleri Bakanı Clinton'a, Diyarbakır'da 13 askerin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıyla ilgili görüşleri de soruldu. PKK örgütünü hiçbir zaman desteklemediklerini ve her zaman kınadıklarını söyleyen Clinton, “Türkiye ve ABD pek çok ortak değer ve kaygı paylaşmaktadır. ABD, Türkiye'yi terörizmi ortadan kaldırması için çok güçlü bir şekilde desteklemiştir. Geçen günkü korkunç saldırı da tarafımızdan kınandı" dedi.

Arap ülkelerine Türkiye'yi örnek almalarını tavsiye ettiArap ülkelerine Türkiye'yi örnek almalarını tavsiye etti

Ellerine ne zaman bir istihbarat geçse hemen Türkiye'ye ilettiklerini kaydeden Clinton, Türk yetkililerin ABD hedeflerine yönelik Ankara'da bir saldırı planını ortaya çıkarmaları dolayısıyla da teşekkür etti.

ABD'nin PKK'yı teröristler listesine aldığını ve çok sert bir şekilde kınadığını ifade eden Clinton, "Açıkça bir şekilde söylemem lazım PKK'yı hiçbir zaman desteklemedik, PKK'yı her zaman kınadık. Ve Türkler üzerine yönelik herhangi bir şiddet olayını şiddetle kınıyoruz" diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Reuters/AFP/A.A, BS

7/02/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan şunu unutmayın hiç bir zaman hiç bir mesele çaresiz değil

İstanbul Aydın Üniversitesi'nin mezuniyet törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Türk ve uluslararası siyasete katkılarından dolayı ''Onursal Doktora'' verildi.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, mezun olan öğrencileri tebrik ederek, iş hayatlarında başarılar diledi.

Erdoğan, İstanbul Aydın Üniversitesi Senatosu tarafından şahsına tevdi edilen doktora unvanından dolayı da büyük gurur ve bahtiyarlık duyduğunu belirtti.

Sanayi üniversiteyi, üniversite sanayiyi destekler hale geldiğini aktaran Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'12 EYLÜL'Ü ORTAMINI YAŞAMAMANIZ İÇİN HASSASİYET İÇİNDEYİZ'
''2003 yılından itibaren attığımız adımlarla eğitim adımları, bugün çok şükür meyvelerini veriyor; toprağa atılan tohum, bugün artık çınara dönüşüyor. Şimdi ben, sevgili gençlerimizden, özellikle bugün mezun olarak hayata atılan gençlerimizden bir şey rica ediyorum. Asla ve asla umutsuz olmayın. Öz güveninizi hiçbir şart altında yitirmeyin. Bugün mezun olan siz öğrencilerimiz ortalama 22 yaşındasınız. Sizler, çok şükür 12 Eylül müdahalesini görmediniz, yaşamadınız. 12 Eylül öncesinde ve sonrasında, üniversite gençliğinin, özellikle bizlerin yaşadığı çileyi, acıyı sizler yaşamadınız. Belki bunları okudunuz, belki bunlar sizlere anlatıldı ama biz, sizlerin o tür atmosferleri yaşamamanız için azami bir hassasiyet içinde olduk.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sürekli gelişen, istikrarla, güvenle büyüyen bir ülke olduğunu söyledi.

Erdoğan, 2011 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin dünyanın bir numaralı büyüyen ekonomisi olduğunu, Çin'i ve Arjantin'i geçerek 1. sıraya yükselen Türkiye'nin geleceğe umutlar vadettiğini vurguladı.

'HİÇBİR MESELE ÇARESİZ DEĞİL'
Başbakan Erdoğan, öğrencilerin bugün, mezun olarak, aslında şikayet ettikleri tüm meseleleri çözme makamına ulaştığını belirterek, şöyle devam etti:

''Bugün, diplomalarınızı alarak, aslında çok büyük sorumluluklar yüklendiniz. Bu ülkenin ekonomisini artık sizler büyüteceksiniz. Demokrasiye artık sizler güç katacaksınız. İlerlemeyi, kalkınmayı, değişimi artık sizler yöneteceksiniz. Gün gelecek, siyasette yerinizi alacak, idarede yerinizi alacak ve bu ülkeye istikameti sizler çizeceksiniz. Hangi işi yapıyor olursanız olun, öğretmen, bilim adamı, sanatçı, avukat, hakim, mühendis, tekniker, uzman olarak bu ülkenin sorunlarına artık sizler çözüm üreteceksiniz. Şunu unutmayın. Hiçbir zaman hiçbir mesele çaresiz değil. Tam tersine, çare sizsiniz gençler.''

Başbakan Erdoğan, İstanbul Aydın Üniversitesinden mezun olan öğrencileri tebrik ederek, ''Yolunuz açık olsun, her daim aydın ve aydınlık olsun diliyorum. Anne babaları, velileri, hocalarımızı, üniversite yönetimini, bu heyecanı yaşadıkları ve yaşattıkları için ayrıca kutluyorum. Üniversitemizin diğer öğrencilerine de başarılar diliyorum'' dedi.

ATATÜRK POSTERİ AÇILDI
Bu arada, Başbakan Erdoğan konuşmak için kürsüye çıktığı sırada iki öğrencinin Atatürk posteri açtığı görüldü.

Bir katılımcının üzerine ''Sen git konuşma'' yazdığı kağıdı göstermesi de öğrencilerin tepkisine yol açtı. Bunun üzerine öğrenciler Başbakan Erdoğan'a ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' diye seslendi.
seyyah1906

egemen bağış biz türkiyenin çöken bilgisayarına format attık bütün virüsleri temizledik

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), BM Kalkınma Programı, Ümraniye Belediyesi, Habitat İçin Gençlik Derneği ve Microsoft Türkiye tarafından ortaklaşa hayata geçirilen ''Habitat Bilişim Akademisi''nin sertifika töreninde konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, genel seçimlerden sonra yeni seçim bölgesinde katıldığı ilk etkinlikte bilişim dostlarıyla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bağış, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gözden geçirdiğini belirterek, ''Ümraniye 15 yıl önce, çöp dağlarının patladığı zaman insanların öldüğü bir yerdi. Bugün ise sadece Türkiye'nin değil, bölgenin en büyük yatırımlarının yapıldığı, gökdelenlerin yükseldiği, finans merkezlerinin oluştuğu bir ilçe haline geldi'' diye konuştu. Eskiden Liberal Demokrat Partinin ''iktidar olursak DPT'yi Mudurnu Tavukçuluğa vereceğiz, kümes olarak daha hayırlı hizmet yapar'' dediğini ifade eden Bağış, ''Bugün o küçümsenen DPT, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisini gerçekleştirdi. İyi çalışan bir kurum haline geldi'' dedi.
Bağış, eskiden BM Kalkınma Programı'nın başkanlığını bir Türk'ün yapacağına kimsenin inanmadığını belirterek, ''Sayın Cumhurbaşkanımızın ve sayın Başbakanımızın yoğun lobi çalışmaları neticesinde sayın Kemal Derviş bu kurumun başkanlığını yaptı. Şu anda bu kurumun en önemli başarı hikayelerinden biri Türkiye'dir'' diye konuştu. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği olarak AB sürecinde Microsoft ile hem MSN, hem de diğer Microsoft platformlarında yakın çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Bağış, ''Gençlerimizi AB konusunda eğitme noktasında çok önemli işbirliği yapıyoruz'' dedi.

Bağış, Habitat Zirvesi'ni ilk Türkiye'de yapmayı ortaya koyduklarında ''yapamazsınız'' denildiğini anlatarak, ''O Habitat Zirvesi'nin başarısı neticesinde Türkiye daha sonra AGİT Zirvesi'ne, BM ve NATO zirvelerine de ev sahipliği yaptı. Medeniyetler İttifakı projesine de eş başkanlık yapıyor'' ifadesini kullandı. Türkiye'nin son yıllarda büyük mesafeler katettiğini vurgulayan Bağış, şunları söyledi: ''Her kurumumuz kendi alanında rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor. Artık biz Türkiye olarak farklı bir platformdayız. Eskiden Türkiye geride bırakılan, ötekilenen, hor görülen bir ülke iken artık Türkiye öncü bir ülke haline geldi. Artık lider bir ülkeyiz. Bırakın know-how'u, inovasyonu, AR-GE'yi, bilişimi, biz artık demokrasimizi sağlam bir zemine oturtma konusunda çok net bir irade ortaya koyduk.''

Bilgi ekonomisi

Bağış, geleneksel tarım toplumundan sanayileşmeye geçişte neredeyse bir asır geciken Türkiye'nin aradaki makası kapatmak için hızla ve kararlılıkla çalıştığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yenilik, bilgi ekonomisinin motoru. Bu konuda ne kadar hızlı davranırsak ülkemizin diğer konulardaki açıklarını kapatma konusunda o kadar başarılı olacağız. Bunun için AB'nin kapılarını da açacak olan ekonomik düzenin adı bilgi ekonomisidir. Biz bilgi konusunda gerekli adımları atarsak diğer konulardaki eksikliklerimizi en kısa sürede tamamlamış oluruz. Biz artık boşa kürek çeken bir ülke olma geçmişimizi tamamen bırakıyoruz ve dokuz yıl boyunca ne yaptıysak onu yapmaya devam ediyoruz. Artık interneti köylerimize kadar ulaştırmış bir ülke haline geldik.''

Türkiye'nin hızlı bir gelişim sürecinde olduğunun altını çizen Bağış, şöyle dedi: ''Türkiye farklı bir noktaya gidiyor. Bakmayın birileri Türkiye'nin demokrasisini hacklemek istiyor. Oldukları ortamda kendilerini yok yazdırıyorlar. Millet, bu komediye gülerek bakıyor, kimlerin aynı safta olduğunu çok net bir şekilde görüyor ancak biz, demokrasimizi de, sanayimizi de, teknolojimizi de kalkındırmak için, Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş, en güçlü 10 ekonomisinden biri haline getirmek için, bu milletin, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının huzur ve refah içinde yaşaması için, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun sadece bölgenin değil, dünyanın en kıymetli pasaportlarından biri olması için 'Durmak yok, yola devam' diyeceğiz.''


Yeni anayasa gerekliliği

Bağış, Türkiye'nin teknoloji üreten ülke olma konusunda hızla ilerleyeceğini ifade ederek, ''Biz Türkiye'nin çöken bilgisayarına format attık. Biz artık bütün virüsleri temizledik. Türkiye'nin üzerine örtülen bütün naylon brandaları indirdik ancak artık bilgisayar bizim yükümüzü kaldırmıyor. Artık bu bilgisayara yeni bir anayasa lazım. Artık bütün vatandaşlarını kucaklayan, kendi vatandaşları arasında ayrım yapmayan, herkesi olduğu gibi kabul eden ve farklılıkları zenginlik olarak gören sivil bir anayasaya kavuşmamızın vakti geldi. İnşallah bunu da hep birlikte gerçekleştireceğiz. Demokrasimizi hacklemenin peşinde koşanların, bundan tam 18 sene önce Sivas'ta kardeşi kardeşe düşürmeye kalkanların hala bugün aynı zihniyeti hortlatma çabası içinde olanlar başarısız olacaklar'' diye konuştu.

Türkiye'de hiç kimseyi bir diğerinden ayırt etmeden herkesi kucaklama konusunda kararlı olduklarını belirten Bağış, ''Biz bu ülkede artık milli birlik ve beraberlik, dayanışma, kardeşlik diyoruz. Eğer siz bir yoklama yapılırken 'yokum' derseniz milletin de gönlünde yok olursunuz. Biz milletin gönlünde var olmanın çabasını sürdüreceğiz'' dedi.

Bağış, Türkiye'nin AR-GE harcamalarında Bulgaristan, Letonya, Romanya ve Slovakya'dan önde olan bir ülke haline geldiğini anlatarak, Türkiye'de 2002'de kurulu 2 teknopark varken, bu sayının bugün 39'a yükseldiğini söyledi. Bakan Bağış, ''Türkiye, Romanya'daki, Bulgaristan'daki standartların da üstünde; artık Fransa'nın, Almanya'nın üzerinde olma, Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Bunu durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Çünkü arkamızda milletin desteği, inancı, milletin kalkınmaya olan hassasiyeti var'' dedi.

Diğer konuşmalar

Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can da söylenecek çok sözün olduğunu ancak sözlerin bittiği, icraatın egemen olduğu bir noktada bulunulduğunu söyledi. Can, dünyanın farklı bir yere gittiğini, ülkelerin de dar kalıplar içinde sıkışıp kalmaması gerektiğini vurgulayarak, ''Bu kabuğu yırtan yöneticiler memleketin başına geldi ve Türkiye sekiz yılda 5 kat büyüdü. Bu bir başlangıç, daha çok büyüyeceğiz'' diye konuştu.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen de Türkiye'nin son on yılda büyük gelişme gösterdiğini belirterek, Türkiye'nin gelişmesini sürdürmesinde en önemli etkenin teknoloji olduğunu ifade etti. Özmen, Türkiye'nin teknolojide gelişmiş ülkeleri yakalamak ve onları geçmek için bu alana ciddi yatırımlar yapması gerektiğini dile getirdi. Bağış ve beraberindekiler daha sonra, akademinin ilk mezunlarına sertifikalarını verdi.