En Yeniler
parti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
parti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/21/2011

seyyah1906

ilhan cihaner son yargı kararnamesi gerçekten yüz kızartıcı bir kararname

Denizli'den seçilen milletvekilleri bugün mazbatalarını İl Seçim Kurulu Başkanı Hakim Necla Akkuş'tan aldı. İlk mazbatayı MHP Genel başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan aldı. Ayhan, "MHP seçim sonuçlarını değerlendirmeye devam ediyor. Kongre süreci başlamıştır. İktidarı, muhalefetiyle ülkeye en iyi şekilde hizmet etmek için elimizden geleni yapacağız" dedi.


Ayhan'ın ayrılmasından kısa süre sonra CHP'den milletvekili seçilen Adnan Keskin ile İlhan Cihaner seçim kuruluna geldi. Mazbatasını alan Keskin, 12 yıl sonra siyasete dönüş yaptığını belirterek, "Türkiye önümüzdeki süreçte devasa sorunlarla boğuşacak. CHP de tarihi misyonuna uygun şekilde görevini yapacaktır. Ben de partimin ve halkımın hizmetinde olacağım" diye konuştu.

'YARSAV ve Yargı- Sen yönetimi cezalandırıldı'

İlhan Cihaner ise, mazbatasını aldıktan sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve son yargı kararnamesini değerlendirerek, HSYK'yı ağır dille eleştirdi.

Kendisi hakkında soruşturma başlatan Erzurum özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın son HSYK Kararnamesi ile Antalya'ya atanması konusundaki soruyu cevaplandıran Cihaner şunları söyledi:
"Bu konuda somutlaştırmadan şunu söylemek istiyorum. Hakimler ve Savcılar Kararnamesi, siyasi iktidarın HSYK'yı nasıl bir mekanizma haline getirdiğinin, siyasetin nasıl bir aparat haline getirildiğinin en güzel örneğidir. Başta YARSAV, Yargı-Sen ve Demokrat Yargı olmak üzere siyasi iktidarla uyuşmayan ne kadar örgütlü yapı varsa, örgütlenme yapısı içinde bulunan dernek, sendika varsa, hepsinin yöneticileri biçilmiş durumda. Uluslararası sözleşme ve teammüllere, yerleşik uygulamalara, liyakata ters düşecek bir çok atama yapıldı. YARSAV'ın kurucu kadroları, Yargı-Sen'in kurucu kadroları, yeni oluşmuş yönetim kurulu, bilgileri ve talepleri dışında cezalandırıldı bu kararnameyle. Liyakatlarıyla, kıdemleriyle uygunsuz atamalara tabi tutuldular. Anlaşılıyor ki, yargıyı şu ana kadar getirdikleri yer bile yeterli gelmiyor siyasi iktidara. Daha da ileriye götürmeye çalışıyorlar yargının aklaştırma sürecini, yargının iktidarla bir hale getirilme sürecini. Onun için somutlaştırmadan söylüyorum, son yargı kararnamesi gerçekten yüzkarası bir kararname. Özellikle örgütlü yapılara karşı, örgütlenme özgürlüğüne karşı vurulmuş çok büyük bir darbedir."

AK Partili vekiller de aldı

CHP'li vekillerin il seçim kurulundan ayrılmasından sonra AK Parti Denizli Milletvekilleri Nihat Zeybekci, Mehmet Yüksel, Nurcan Dalbudak ve Bilal Uçar, mazbatalarını İl Seçim Kurulu Başkanı Hakim Necla Akkuş'tan aldı. AKP'li vekiller, Denizli ve Türkiye'nin daha gelişmesi için çalışacaklarını, halkın oylarının yarısının oyunu alan bir partinin mensubu olarak bu yükün sorumluluğuyla hareket edeceklerini kaydettiler.
mynet

6/20/2011

seyyah1906

chp'li şevki kulkuloğlu bizler akp ile değil devletin gücü ve olanaklarıyla yarıştık

Kayseri'de basın toplantısı düzenleyen CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, 12 Haziran'da ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.


CHP'nin oy oranını artırdığını belirten Kulkuloğlu, "Kayseri'de yüzde 9,85 olan oyumuzu yüzde 12.20'ye yükselttik. Kayseri'de 59 bin olan oyumuz yaklaşık 90 bine yükseldi. Seçmen artışından gelen paylar her partiye verildikten sonra bakıldığında, Kayseri'de oyunu artıran iki parti CHP ve MHP'dir, ancak en çok artıran CHP olmuştur."

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi belediyenin tüm gücünü kullanmakla suçlayan Kulkuloğlu, şöyle dedi:
"Başbakan'ın talimatıyla beni seçtirmemek için oluk oluk para akıttılar, devletin tüm gücü ve olanaklarını kullandılar. Tüm yurtta olduğu gibi bizler AKP ile değil, devletin gücü ve olanakları ile yarıştık. Kayseri'de bizim seçim bütçemiz 150 bin TL iken AKP'nin sadece billboardlara, bina giydirmeleri, resimlere ve mitinge ayırdığı para takribi 15 milyon TL idi. Kısacası orantısız güç kullandılar. Televizyon kanallarına çıkarılmamam konusunda patronlara baskı yaptılar. Erciyes TV'nin sahibi Mustafa Eraslan'ı torunu ve işi ile tehdit ettiler."


"Başbakan'a hakkımı helal etmiyorum"

Başbakan'a hakkını helal etmediğini ifade eden Kulkuloğlu, "Sayın Başbakan iyi bilsin ki öbür dünyada iki elim yakasında olacak" dedi. Kulkuloğlu, şöyle devam etti:
"Seçim kampanyası boyunca Sayın Başbakan beni diline doladı. Bana ait malları çalmaktan dolayı hırsızlıktan sorgulanan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve hırsızlıktan yargılanan onun Genel Müdürü ve AKP İl Genel Meclisi üyesi Emrullah Tellioğlu'nu görmezden geldi. Bu yüz kızartıcı suçu işleyen kendi milletvekili ve il genel meclisi üyesine bir tek kelime bile söylemedi, ancak Sayın Başbakan bana karşı hak etmediğim ve beni topluma yanlış tanıtan olmadık yalan ve yanlış beyanlarda bulundu. Sayın Başbakan'a hakkımı helal etmiyorum. Yasaların bana verdiği haklarımı kullanarak bu dünyada hakkımı sonuna kadar arayacağım, ancak Sayın Başbakan iyi bilsin ki öbür dünyada iki elim yakasında olacak."



Kılıçdaroğlu'na destek verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek veren Kulkuloğlu, "CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu oturduğu koltuğun hakkını vermiştir. Son altı ayda herkesten çok çalışmış, herkesten çok koşturmuş, herkesten çok üretmiştir. Eğer iktidar elde edilememişse bunda sorumluluk örgütlerin ve biz adaylarındır" dedi.
cumhuriyet portal

6/18/2011

seyyah1906

lütfen bundan sonra siyasetinize eceviti ve demokrat solcuları alet etmeyin

DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, yaptığı yazılı açıklamada, ''CHP Genel Başkanı, 12 Haziran seçimleri öncesinde taktığı Ecevit kasketi ile halktan oy istemiş, ancak seçimin hemen ardından 'Ecevit Hükümeti de İmralı ile görüşüyordu' diyerek halkı aldattığını, gerçekte AKP ile aynı çizgide olduğunu itiraf etmiştir'' iddiasında bulundu.


''Kılıçdaroğlu'nun, seçim sürecinde Demokratik Sol Partililer'in Ecevit sevgisini ve temiz duygularını istismara bile cüret ettiğini'' öne süren Erçelebi, CHP liderinin kampanya sürecinde ''Bu sefer AKP'yi yeneceğiz, sakın oylarınızı başka yere vermeyin, oyları bölmeyin'' dediğini ancak buna rağmen yüzde 25 oy alabildiğini belirtti.
Erçelebi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Sayın Kılıçdaroğlu, vatansever, Ecevit sevgisi ile yüreği çarpan halkımızın duygularını istismar etmesi yetmezmiş gibi, Ecevit dönemine, utanmadan, sıkılmadan, AKP gibi çamur atmaktan geri durmamıştır. Maskesini indirdiğinde, yüzünde beliren 'ampul' ışığı ile gözleri kamaştığından, hangi kulvarda siyaset yaptığını şaşırmış görünen Sayın Kılıçdaroğlu'nun, AKP'nin duble yolunda siyasete devam ettiğini gören ve CHP'ye oy veren halkımızın duyguları incinmiştir. Kılıçdaroğlu, bu açıklaması ile Ecevit'in kemiklerini sızlatmıştır.


Sayın Kılıçdaroğlu, beyninizin arkasındaki düşünce, eğer İmralı canisinin de içinde bulunduğu teröristlere bir genel af ise lütfen kimseden gizlemeden açıklayınız. Sayın Kılıçdaroğlu, lütfen bundan sonra siyasetinize Ecevit'i ve Demokratik Solcular'ı alet etmeyiniz. Siz kendi yolunuzda biz kendi yolumuzda siyasete devam edelim. Lütfen kendi siyasi ikbaliniz için Ecevit'i kalkan olarak kullanmayınız. Unutmayınız ki Ecevit Hükümeti, terörü bitiren hükümettir. Ecevit, terörist başını yakalayıp mahkum eden Başbakan'dır. Hiçbir zaman, Tayyip Erdoğan'la Ecevit'i aynı kefeye koymayınız. Bunu ne halkımız ne tarih ne Allah ne de kul affeder.''
cumhuriyet portal
seyyah1906

atatürk bu toplumda yaşayan herkesin lideri onu dar alanlara hapsederek siyaset yapılamaz

Kılıçdaroğlu, seçim sonrası yeni anayasa, Kürt sorunu ve seçim sonuçlarıyla ilgili Habertürk gazetesinden Amberin Zaman'a konuştu. İşte o söyleşinin Zaman'ın kaleminden çıkan bölümleri:
Deniz Baykal’ın seçim sonuçlarına ilişkin Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu net şekilde ifade eden, “Kimse kendini aldatmasın, Kemal Bey kurultayı toplamalı” ifadelerine ilişkin yoruma girmek istemiyor. Parti içi demokrasinin çalışacağını ve ancak yeteri sayıda delegenin kurultay için imza toplaması halinde kurultayda yarışabileceğini söylüyor. Ama böyle bir ihtimalin son derece zayıf olduğunu her haliyle belli ediyor.

Anlaşılan Kılıçdaroğlu, Baykal ile polemiğe girerek partinin eski kendi içinde kavgalı imajın yeniden oluşmasına izin vermek istemiyor. Önüne bakıyor. Baykal’ın, “CHP bir doğrultu sorunu yaşıyor. Örneğin, Kürt açılımı, yeni Kürt söylemi denildi. Ancak bu yaklaşım oy artışı getirmediği gibi CHP önemli merkezlerde oy erozyonuna uğradı” iddiaları karşısında asla yeni reformcu söyleminden geri dönmeyeceğinin ısrarla altını çiziyor.


Seçim taktiği mi?
Kılıçdaroğlu, Kürt sorununa çözüm aramanın seçim taktiği olmadığını, bu meselenin Türkiye’nin bekasını ilgilendirdiğini ve herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini savundu. “Sorunun çözülmesi için mutlaka CHP’nin katkısı gerekiyor. 30-40 yıldır siyaset görevini yapmadığı için bu sorun çözülemedi, bizim görevimiz iktidarı sorunun çözümüne zorlamak” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Sunduğumuz demokratikleşme raporunda geri adım atmamız asla söz konusu değil. Baskı değil özgürlük, esneklik ve çağdaş demokrasi vurgumuzu sürdüreceğiz. Özgürlüklerden hiç korkmamamız lazım. Ülke neden parçalansın. Tam tersi, Türkiye demokratikleştikçe çekim merkezi haline geliyor. Erbil’deki de, Şam’daki de Türkiye’ye gelmeyi hayal ediyor.”


‘Memlekete yararsa Öcalan'la görüşülür’
Kürt çözümüne ilişkin BDP’nin rekor sayıda milletvekili çıkarmasını olumlu bulan Kılıçdaroğlu belli konularda, örneğin faili meçhul cinayetleri araştırma komisyonu kurulmasına yönelik işbirliğine açık olduğunu ifade ediyor. Yeri geldiğinde AKP’yle de işbirliğine hazır olduğunu söyledi. Öcalan ile süren görüşmelere ilişkin, “Memleket için faydalı olacaksa neden karşı çıkalım” görüşünü yineleyen CHP Lideri, bu görüşmelerin içeriğini ana muhalefet partisi lideri olarak öğrenmeye hakkı olduğunu savundu.


“Başbakan bana Anayasa için geldiğinde kendisine bu talebimi bildireceğim” dedi.

Muhalefetin düzenli olarak iktidar tarafından bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla da en kısa zamanda bir araya gelip özellikle Suriye konusunda brifing alacağını sözlerine ekledi. Önümüzdeki dönemde dış siyasete daha fazla ağırlık vereceğini söyleyen CHP Lideri, AB üyeliğinden asla vazgeçilmemesi gerektiğini savunarak Türkiye’ye engel olmaya çalışan Sarkozy ve Merkel’i eleştirdi.


‘İlk 3 madde hariç tartışırız’
Anayasa’nın ilk üç maddesi haricinde vatandaşlık tanımı dahil tüm unsurları tartışmaya hazır olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Biz AK Parti’nin kırmızı çizgileri nedir, Başbakan’ın aklından neler geçiyor bunları bilmiyoruz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Meclis Başkanı’nın daveti üzerine bir komisyon kurulur. Her partiden iki milletvekili atanır, Anayasa hukukçuları bir araya gelir ve etraflıca tartışılır. Ancak biz sadece Meclis içerisindeki partiler değil dışındakilerle de görüşmek istiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarıyla ve üniversitelerle de. Tabii dediğim gibi Başbakan ne düşünüyor, Cumhurbaşkanlığı konusunda gündeminde ne var bilemiyoruz. Ancak bizim açımızdan yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü ve dokunulmazlıkların kalkması son derece önemli. AKP’nin bir önceki Anayasa çalışmasının neticelerini gördük. Tek bir partinin mutfağında değişikliğe gitmek son derece tehlikeli.”


Kılıçdaroğlu’nun seçimden aldığı dersler
Esnaf gezilerinde sadece el sıkışıp bir iki dakika yeterli değil. Bunun otomatikman oya dönüşeceğini düşünmek yanlış. Seçmenin derdini dinlemek gerekiyor. Bu iletişim sürekli kılınmalıdır.

Seçimde organizasyon aksaklıkları oldu. Otobüsteki ses düzeni gibi. En önemlisi önseçimle aday belirlemek. 29 ilde bunu yaptık ve son derece başarılı netice aldık. Bir dahaki seçimde bütün adaylar inşallah önseçimle belirlenir. Parti içi demokrasinin gereği budur.

“Silivri listesi”
ile ilgili eleştirilere ilişkin Kılıçdaroğlu, “Haberal Zonguldak’ta gayet iyi netice almıştır. Çünkü orada sevilen bir insan. Orada 60 bin 172 fazla oy almıştır. AKP ise oylarını sadece 39 bin 614 artırmış. Bazı liberal yazarlarla son anda bir araya gelmekten vazgeçen Süheyl Batum’a yöneltilen eleştiriler konusunda ise “Buluşma olayını ilk defa duyuyorum” diyen Kılıçdaroğlu, “Hangi düşüncede olursa olsun hiç kimseyi dışlamaya hakkımız yok, doğru bulmuyorum, herkese kapımız açık” dedi. 


‘Atatürk de mi baraj altında kaldı?’
Kılıçdaroğlu ilk yurtdışı gezisini de Sosyalist Enternasyonal’e katılmak üzere yapacak. Washington’la ilgili henüz kesinleşmiş bir program yok. Bu arada AB’nin Genişlemesinden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, seçimlerden sonra hemen Kılıçdaroğlu’nu telefonla tebrik etmiş.

Türkiye’nin üyelik sürecinin gittikçe içine kapanan ve İslam’a karşı önyargılı duran Avrupa için bir etik ve manevi sınav niteliği taşıdığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin yılmaması halinde Avrupa’nın silkinip vicdana, hoşgörüye yeniden kavuşmasına yardımcı olabileceğine işaret etti. Kılıçdaroğlu sözlerini, “Doğu ve Batı gibi kavramlar artık gittikçe anlamsızlaşıyor, artık dünya evrensel değerler ölçüsünde tarif ediliyor edilmeli” diyerek sürdürdü.


‘Atatürk siyasetüstü figür’
Baykal’ın yıllardır güttüğü, merkezine Atatürkçülüğü ve şeriat paranoyasını koyan siyasetin CHP seçmeni tarafından daha fazla benimsendiğini ima etmesi noktasında da, “Atatürk bu toplumda yaşayan herkesin lideri, onu dar alanlara hapsederek siyaset yapılmaz, yapılmamalıdır” dedi.

Baykal, Atatürk üzerinden siyaset yaptığına göre “99 seçimlerinde CHP baraj altında kaldı, o halde Atatürk de mi baraj altında kalmış oluyor” sorumuza gülümseyerek, “Atatürk siyasetüstü figür. Atatürk statükodan değil çağdaşlıktan, zamana, toplumdaki değişime ayak uydurmaktan yanaydı” cevabını verdi.

Yeni Anayasa konusunda Erdoğan’ın, “Kapılarını çalacağız” sözlerine ilişkin, “Biz kapımızı açmaya hazırız” diyor.


Etnik ve dini siyaset
Hiç olmadık kadar sert geçen seçim kampanyası hakkında neler düşünüyordu. Başbakan’ın kendisini Alevi kimliği üzerinden hedef almasına ne diyordu?

“Birincisi ben her zaman etnik kimlik ve din üzerinden siyaset yapmayı reddettim. Böylesi bir siyaseti de hiçbir şekilde ahlaklı bulmuyorum” dedi. Geçmişe sünger çekip Başbakan’ı affetmeye hazır mıydı peki? Kılıçdaroğlu’nun cevabı net: “Özür dilemedikçe cevabım ‘Hayır’. Evet Alevi’yim, bu ne zamandan beri suç sayılıyor bu ülkede. ‘Hakkınızı helal edin’ diyen biri, başkasının inancını sorgulamaz. O zaman siyasetin gereği olarak sarf ediyordur bu sözleri. Kendi inancı gereği olarak değil.”

Erdoğan’ın, The Economist Dergisi’nin CHP’ye oy vermesi telkininde bulunması üzerine CHP’ye “küresel çete” ithamında bulunmasına ilişkin yargı yoluna başvurmaktan vazgeçmeyeceğini de sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu’nun, belli ki Erdoğan’a karşı öfkesi halen yatışmış değil. Ama buna rağmen bir saat süren mülakatımız boyunca ısrarla “Yapıcı muhalefet” dedi. Ayrıca Türkiye’nin yeni Anayasa ve Kürt sorunu gibi hayati meseleler noktasında gündelik siyasi hesapları bir kenara itip Türkiye’de barış ve demokrasinin kök salması adına iktidar partisiyle uyum içersinde çalışmayı bir vicdani sorumluluk olarak addediyor.


Değişime ilk adım, tüzükle atılacak

CHP’nin seçim sonrası yeni yol haritası belirlendi. Seçim analizleriyle eşzamanlı olarak partinin tüzüğü de yenilenecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu MYK toplantısında tüzük kurultayı için çalışmaların başlatılması talimatını verdi.

Parti yönetimi, önce tüzük kurultayı, ardından olağan kurultay yapmayı planlıyor. Performans kriterlerinin esas alınacağı yeni tüzükte, başarılı olanlar kalacak, başarısız olanlar gidecek. Milletvekilli adayları ön seçim ile belirlenecek, böylece her seçimden sonra kongre tartışmalarının da önüne geçilecek.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Sosyal demokrat bir partide olması gereken ne varsa yeni tüzükte olacak. Dünyada kabul edilen ve uygulanan tüm demokratik mekanizmaları yeni tüzüğümüze yansıtacağız. Parti içi demokrasinin hâkim kılındığı yeni bir sistemi hâkim kılacağız. Olağan kongremizi daha demokratik bir yapıda yapacağız” dedi. Tekin ‘MYK’da Genel Başkan’a “açık çek” verdiklerini belirterek, “Genel Başkan’ın elini rahatlatmak için bütün MYK üyeleri olarak görevi bırakmaya hazır olduğumuzu aktardık” diye konuştu.
cumhuriyet portal

6/17/2011

seyyah1906

chp mersin milletvekili seçimde iddiayı kaybedince bakana takım elbise aldı

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, aldığı siyah renkli takım elbise ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde (MGC) basın toplantısı düzenleyerek, seçime ilişkin sonuçları değerlendirdi.
AKP'nin Mersin'de seçimin galibi olduğunu beyan ettiğini ve bazı basın yayın organlarında bu farkın 10-20 binlerde olduğu şeklinde haberler yer aldığını belirten Gök, ''Bunların tümü gerçek dışı. Elimde dün akşam itibari ile İl Seçim Kurulunun son birleştirme tutanağı var. Buna göre, Mersin'de seçimin gerçek galibi CHP'dir. Rakamlara göre 2007'den 2011'e oy artırma oranı CHP'nin yüzde 58'dir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oy artırma oranı da yüzde 44'dür. MHP ise eksi 28 gerilemiştir'' dedi. Büyükşehir belediyesi hudutları dahilinde AKP'ye ortalama 25 bin, MHP'ye ise 85 bin oy fazlaları bulunduğunu belirten Gök, şöyle devam eti:
''İlçe bazında AKP 7 ilçede her ne kadar önde görünse de biz 5 ilçede birinci olduk. MHP ve AKP'in kalesi Erdemli, CHP'nin yüzde 105'le en yüksek oy artırdığı ilçe oldu. Bozyazı'da yüzde 89, Silifke'de yüzde 77, Anamur'da yüzde 65 oyumuzu artırdık. Mersin'in 4 ilçesinde yüzde 63 artırdık. İl bazında oy oranımız yüzde 58 arttı. Tarsus yüzde 55, Çamlıyayla yüzde 30, Aydıncık ve diğer ilçeler geliyor. Dolayısıyla Mersin'de her ilçede oy artıran CHP'dir.''

''123 oy karşılığı"
Mersin'de seçim sonuçlarına ilişkin kimin birinci parti olacağı konusunda takım elbisesine iddiasına girdiklerini anımsatan Gök, ''Kendisinin verdiği 52-6 olan beden ölçüsündeki takım elbisesini Mersin'den aldım. Mersin'de son itirazlar sonrasında AKP 309 bin 903, CHP ise 309 bin 780 oy aldı. Sayın Çağlayan'ın partisi AKP ile il bazındaki aramızdaki oy farkı 123'tür. Bu elbise bu farkadır. Güle güle giysin. kurye ile il başkanlığına göndereceğim'' diye konuştu.
Açıklaması sırasında bir kağıda yazdığı ''123 oy karşılığı'' yazısını takım elbisenin üzerine iliştiren Gök, şöyle devam etti:
''Benim örgütüm, benim partim Mersin'de gerçek kazanandır. Biz arkamızda devlet ve hükümet desteksiz bu oyu aldık. Aslında tek galip vardır, o da CHP'dir. Bu adaletsiz yarışta 123 oy farkla bu oluştu. Bu adaletsiz yarışta harçlıklarını, emekli maaşlarını, imkanlarını harcayan Mersin halkına, oy verenlere, çalışanlara ellerinden gelen çabayı gösteren dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bu halkımıza karşı bizim borcumuzdur. Çünkü 309 bin 780 oyla AKP ile aynı oyu sağlayan Mersin halkıdır. Mersin kırmızıdır, Mersin CHP'dir.''

"Büyükşehir Belediyesini CHP'den alamayacaklar. Her şeyine bahse girerim.''

Gök, sonucu, yaptıkları yoğun çalışmaya rağmen AKP'nin Mersin'deki hezimeti olarak nitelendirdi.
Gök, şunları kaydetti: ''Büyükşehirdeki 25 bin oy farkından dolayı hükümet tarafından tüm il tek belediye yapılmak isteniyor. Şimdi de Tarsus'tan Anamur'a kadar 40 belde belediyesini kapatıp, 13 ilçe belediyesini tek büyükşehire bağlayarak acaba il bazındaki oylarla Mersin Büyükşehir Belediyesini kazanabilir miyim hesabı yapıyorlar. Bunu kanunla yapacaklar ve çalışmasına başlamışlar. Bu çalışmalarla bütün ilçeleri büyükşehire bağlayarak tüm ilçe ve köylerin oyu ile büyükşehiri almaya çalışıyorlar. Yani bir milyon 137 bin seçmenin büyükşehire oy kullanmasını sağlayacaklar. Hodri meydan diyorum. İstedikleri kadar büyütsünler Büyükşehir Belediyesini CHP'den alamayacaklar. Her şeyine bahse girerim.''
cumhuriyet portal 
seyyah1906

erdoğan yönetimindeki akp'nin yapmayacağı çirkeflik atmayacağı iftira olmayacağı nettir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün bir genelge yayınlayarak, “Tuzaklara, aramıza sızmaya çalışan provokatörlere dikkat edilecek” sözleriyle teşkilatını uyardı. Bahçeli, özetle şu ifadeleri kullandı:



“Türk siyasi tarihi AKP zihniyeti kadar haramla helal arasındaki çizgiyi ihlal eden, yanlışa mazeret bulma densizliğini gösteren başka bir partiye şahit olmamıştır. Bu itibarla Erdoğan’ın yönetimindeki AKP’nin yapmayacağı çirkeflik, atmayacağı iftira olmayacağı nettir. Nitekim MHP’nin olmadığı bir Meclis ve etkisinin sıfıra yakın olduğu bir siyaset yapısı ihanet mahzenlerinde AKP eliyle mayalandırılmıştır. AKP’nin etnik kimliklere kucak açarak hazırlamayı planladığı yeni anayasaya milli direnci gösterecek tek siyasi parti MHP’dir. Baraj altında kalması, itibarını kaybetmesi ve yıkılması için iğrenç ve aşağılık her oyun gösterime sokulmuştur. MHP’yi köşeye sıkıştırmak için AKP’den aldıkları destekle sefere çıkan şer odakları, davamızın kimliğini şerefsizce kullanmaya cüret etmişlerdir.

MHP daima dimdik ayakta

AKP hükümeti, demokrasiye yapılan darbeyle mücadele edeceği yerde utanmadan siyasetine malzeme yapmış, fırsat düşkünü ve siyasi ganimet avcısı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Elbette MHP seçim sonuçlarını enine boyuna inceleyecek ve lazım gelen tedbirleri gecikmeksizin alacaktır. MHP, kerameti kendinden menkul bazı zevatın zırvalarının aksine dimdik ayaktadır. MHP’yi baraj altında bırakamayan AKP merkezli derin ittifak, bundan sonra da boş durmayacaktır. Oyunların sonuca ulaşamaması için saflarımız sıkılaştırılacaktır. Türkiye’nin önünde çok önemli üç konu başlığı bulunmaktadır. Bunlar yeni anayasa, mahalli idareler seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Bu konularla ilgili Genel Merkez’in belirlediği politikalar titizlikle takip edilecek, yerel düzeyde yapılacak beyanatlarda Genel Merkez’in çizdiği sınırlar içinde kalınacak ve yeknesaklık sağlanacaktır.

Pimi çekme ortamı var

Bu yeni dönemde etnik tahriklerin artabileceği ve bölücülerin AKP desteğiyle daha da şımarabileceği anlaşılmaktadır. MHP üzerinde operasyon yapmaktan vazgeçmeyen malum çevreler, bu defa da ısrarlı ajitasyon ve sinsi yönlendirmelerle Türkiye’de kardeş kavgasının pimini çekmek için uygun ortam gözleyeceklerdir. Bu itibarla tuzaklara dikkat edilecek, hatıralarımızı, inançlarımızı kullanarak fitne saçan çürümüş şahıslar tespit edilerek gecikmeksizin hukuki işlemler başlatılacaktır. Seçimlerin kapsamlı analizi yapılacak ve sonucunda hazırlanacak rapor, işbu genelgenin yayın tarihinden başlamak üzere bir ay içinde Genel Başkan Yardımcılığına sunulacaktır.”
hürriyet