En Yeniler
türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/26/2015

seyyah1906

Kemal Kılıçdaroğlu "Türkiye'yi Yeniden İnşa Edeceğiz!"


2015'te, kadın - erkek eşitliğini amaçlayan, işsizliği ve yoksulluğu sıfırlayan, kimsenin işsiz kalmadığı hiçbir çocuğun ‘babam işsiz’ diye ağlamadığı, güzel bir Türkiye'nin inşası için yolumuza devam edeceğiz.

Kemal Kılıçdaroğlu "Türkiye'yi Yeniden İnşa Edeceğiz!" 2015'te, kadın - erkek eşitliğini amaçlayan, işsizliği ve yoksulluğu sıfırlayan, kimsenin işsiz kalmadığı hiçbir çocuğun ‘babam işsiz’ diye ağlamadığı, güzel bir Türkiye'nin inşası için yolumuza devam edeceğiz.

9/29/2012

seyyah1906

financial times suriye krizi türkiye için ağır bir yüke dönüşüyor

Türkiye'nin Suriye sınırı yakınında Suriyeli mülteciler için kurulan kamptan bir görüntünün eşlik ettiği değerlendirmenin başlığı 'Ankara'nın beklenmedik yükü'...

Daniel Dombey imzalı yazıda Esat rejimine muhalefetin Türkiye'yi giderek artan biçimde komşuları ve küresel müttefikleriyle ters yöne ittiği belirtiliyor.

Yazar Türkiye'yi 'iddialı ve yükselmekte olan bir güç merkezi' olarak tanımlıyor.

BM kayıtlarına göre, Mart 2011'de hükümet karşıtı ayaklanmaların başlamasından bu yana Suriye'de 20 binden fazla kişi öldü.

Financial Times'a göre Washington Türkiye'yi Esat'ı devirme operasyonunda kilit önemde görüyor.

Ancak yazar bu durumun Türkiye için ağır bir yüke dönüştüğünü belirtiyor.

Bir diplomat 'Türkler bu çatışmanın içine hiç beklemedikleri şekilde çekildiler' diyor.

Muhalifler başta Halep'te olmak üzere çatışmalarda her gün onlarca kişinin hayatını kaybettiğini ileri sürüyor.

Savaş uçaklarının çeşitli binaları vurduğu, ordunun muhalif savaşçılara karşı ağır silahlar kullandığı belirtiliyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü de, ordunun isyancıların konuşlandığı noktaları bombaladığını söylüyor.

Çeşitli bölgelerde isyancılarla Esat yönetimine bağlı birlikler arasında çatışmalar yaşanıyor.

Financial Times'a konuşan diplomat Türkiye'nin başlangıçta bu çatışmalardan kaçanlara kapı açarak iyi bir iş yaptığını ancak şu anda bir felaketle karşı karşıya kaldığını kaydediyor.

Yazara göre, gerek Türk gerekse uluslarası uzmanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tampon bölge talebinde bulunup, Özgür Suriye Ordusu'na destek vererek gereğinden ileri gittiği kanısında.

Beşar Esad yönetimi, ayaklanmanın, yabancı savaşçıların da devreye sokularak uygulandığı bir komplo olduğuna inanıyor.

Katar ve Suudi Arabistan'ın yanısıra Türkiye'nin de bu komploda payı olduğunu iddia ediyor.

Financial Times, hükümeti destekleyen kesimlerin, Türkiye'nin sonunda bu girişimlerin ödülünü alacağı kanısında olduğunu belirtiyor.

Ancak gazete, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'in daha güçlü şekilde gelişmelere müdahele etmesi çağrısında yalnız kaldığına da dikkat çekiyor. bbc türkçe

9/17/2012

seyyah1906

türkiye'ye bir akrebi beslersen seni sokacaktır benzetmesi

Independent gazetesinin deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Müslüman ülkelerde son yaşanan protestolar üzerinden kaleme aldığı bugünkü yazısında, yaşanan gelişmelerin Batı’nın yanlış politikalarından kaynaklandığını ileri sürerken Türkiye'yle ilgili de ilginç bir benzetmede bulundu.

Bir Suriyeli arkadaşının kendisine söylediği, Suriye’de kullanılan ‘Bir akrebi beslersen seni sokacaktır’ deyiminden yola çıkarak kurduğu yazısında Fisk, Batı’nın zamanında El Kaide gibi hareketleri destekleyerek bugünkü şiddet tablosunun ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Fisk şöyle yazıyor: “ABD, Libya’nın Albay Kaddafi’sine karşı muhalefeti destekledi, Suudi Arabistan ve Katar’a, milislere para ve silah akıtması için yardımcı oldu ve şimdi kasırga biçti. Amerika’nın Libyalı ‘dostları’ onlara sırt çevirdi, Bingazi’de ABD Büyükelçisi Stevens ve meslektaşlarını öldürdüler ve El Kaide liderliğinde, Müslüman dünyasını yutan anti-Amerikancı protesto hareketine başladılar. ABD, El Kaide akrebini beslemiş ve bu akrep şimdi Amerika’yı sokmuştu.”

'Batı'nın büyüttüğü akrep yine sokacak'

Yazar, bu yorumuna Suriye’yle ilgili de geleceğe dair bir uyarı yaparak devam ediyor: “Ve dahası ABD şimdi, Suudi Arabistan ve Katar’ın milislere (Selefiler ve El Kaide dahil) para ve silah akıtmasına yardım edip Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ karşıtı muhalefeti destekliyor ve kaçınılmaz olarak Esad devrilirse aynı ‘akrep’ tarafından sokulacak.”

Fisk, ABD’nin başından itibaren Arap Baharı’nı desteklediği söylemine de değiniyor ve bunun ‘uydurma’ olduğunu yazıyor: “Bununla beraber gerçek hikaye başkaydı. Washington on yıllar boyunca Arap diktatörlüklerini destekledi ve silahlandırdı. Saddam favorilerimizden biriydi. Mısır’ın Mübarek’ini sevdik, Tunus’un Bin Ali’sine bayıldık, otokratik Körfez ülkeleriyle hâlâ tutuklu bir aşk yaşıyoruz (…) ve en an iki on yıl boyunca Hafız El Essad’a ve hatta kısaca oğlu Beşar’a gülümsedik.”

Fisk daha da geriye giderek Batı’nın Afganistan politikasını da hatırlatıyor: “Daha geriye gidersek Afganistan’da 1980’den sonra hemen hemen aynı şeyi yaptık. Sovyetler’e karşı, dini anlayışlarına dikkat etmeden Mücahidler’i destekledik ve Pakistan’ı bu adamlara silah akıtmak için kullandık.”

Fisk bu yorumun ardından sözü Türkiye'ye getiriyor.

Yazar, Türkiye’nin bugün Pakistan’ın o dönemdeki rolünü üstlendiğini belirtip Türkiye’nin Suriyeli muhaliflere silah temin etiğini ve Suriye Mücahidleri’nin faaliyet merkezi haline geldiğini belirtiyor.

Fisk, bu yorumunu şu soruyla sonlandırıyor: “Türkiye Orta Doğu’nun yeni Pakistan’ı haline mi gelecek?” bbc türkçe

8/24/2012

seyyah1906

gaziantep bombası amerikan düşünce kuruluşlarında oyun olarak oynanmış

ABD’nin en önemli düşünce kuruluşlarının 27 Haziran tarihinde Washington’da bir “savaş oyunu” oynadıkları ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre; Brookings Enstitüsü, simülasyonun sonuçlarını önceki hafta 11 sayfalık bir memoya dönüştürüp üyelerine de dağıttı. Ancak kural gereği, bir gün süren savaş oyununa katılanların ismini ve üzerinde konuşulan senaryoyu açıklamadı.

Oyunda bir grup ABD, bir grup Türkiye, bir grup da Suudi Arabistan ekibi oldu. Aralarında Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CIA’de çalışmış Ortadoğu uzmanlarının yer aldığı ekipler, senaryo uyarınca temsil ettikleri ülkeler adına kararlar aldı.

Bir gün süren simülasyonun ardından ABD ve bölgedeki iki yakın müttefiği Türkiye ile Suudi Arabistan’ın 2013 Nisanı’nda hangi durumda olacakları tahmin edilmeye çalışıldı.

Simülasyonun en kilit ülkesi olan Türkiye, oyunun sonuna kadar Suriye’ye tek başına müdahale etmekten kaçındı. ABD ve Suudi Arabistan ekipleri ise Türkiye’yi buna zorladı.

Önce Suriye’deki olaylarda ölenlerin sayısının artması meselesi gündeme geldi. Türkiye yine müdahaleden uzak durdu. Bu kez Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı arttı. Bu da Türkiye’nin müdahalesine yetmedi. Ancak bombalama olaylarının başlamasıyla birlikte Türkiye, Suriye’ye askeri operasyon başlatmak zorunda kaldı.

Senaryoda bombalamaların nerelerde olduğu tek tek belirtilmedi. Ama Türkiye ekibinin konuyu kendi içindeki değerlendirmesinde Gaziantep ve Kahramanmaraş gündeme geldi. Bombalamaları kimin yaptığı söylenmedi.

Toplantının sonunda hazırlanan raporda, Türkiye’nin sınırlı müdahalesiyle senaryo şu şekilde sonuçlandı:

Şam’daki Esad rejimi düştü. Irak karıştı ve 2006’daki şiddet sarmalına döndü. Lübnan, mezhep savaşına doğru sürüklenmeye başladı.

Türkler ve ABD’liler, Esad sonrası için iki farklı açıdan kaygı içine girdi. ABD, Esad’ın düşmesinden sorumlu tutulmak istemedi. Türkiye ise nasıl bir hükümet kurulacağını düşünmeye başladı. Suudiler, Suriye’de Sünnilerin kontrolü ele geçirmesi dışında hiçbir detaya aldırmadı.

Irak’ta kötüleşen duruma ABD çok az ilgi gösterdi. Türkiye de Barzani ile ilişkisini düşünüp Bağdat’a nazaran Suriye’ye öncelik tanıdı. Suudiler ise Irak’ta etkili olmayacaklarını düşündüler.

Ancak Lübnan’da başlayan kaosu, Suudiler başarı olarak gördü. Türkiye endişe duyarken, ABD Esad’ın düşmesini başarı saydı.cumhuriyet

4/21/2012

seyyah1906

ırak başbakanı maliki türkiye düşman bir devlet olma yolunda ilerliyor

Irak Başbakanı Nuri El Maliki'den Türkiye'ye yönelik sert bir açıklama geldi.

Erdoğan'ı mezhepsel bir yaklaşım izleyerek Irak'ın içişlerine karışmakla suçlayan Maliki, "Bu politikayla devam ederse Türkiye'nin çıkarları zarar görecek ve Türkiye bölgede herkes için düşman devlet haline gelecek" dedi.

Bilindiği gibi Irak'ta hakkında tutuklama kararı bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi bir süredir Türkiye'de bulunuyor.

Haşimi; Erdoğan ve Türkiye'yi ziyaret eden Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Barzani başta olmak üzere bazı resmi görüşmeler yapmıştı.

'HAYRA ALAMET DEĞİL'
Başbakan Erdoğan da dün Irak'ta yaşanan olaylarla ilgili "Gelişmeler pek de hayra alamet değil. Özellikle mevcut Başbakan Maliki'nin gerek kendi koalisyon ortaklarına olan davranışları, gerek şartları zorlayıcı yaklaşımları rahatsız edicidir" değerlendirmesini yapmıştı.

Eroğan ayrıca Maliki'nin tutumunun kürtler ve sünnilerin yansıra bazı şii grupları da rahatsız ettiğini de söylemişti.

3/15/2012

seyyah1906

financial times dini okulları desteklemek için yapılan refomlar türkiyeyi bölüyor

Financial Times Türkiye'de hükümetin eğitim sisteminde yapmak istediği, "4+4+4" adı verilen değişiklikler konusundaki tartışmaya yer veriyor.
Haberin başlığı, "Dini okulları desteklemek için yapılan reformlar Türkiye'yi bölüyor" şeklinde.

Seyyar çaycılık yapan Yaşar'ın dört kızından birinin mühendis, birinin öğretmen, birinin avukat olduğunu, birinin de okumaya devam ettiğini anlatarak başlayan haber şöyle devam ediyor:

"Ama Yaşar'ın ailesi, Türkiye'de nadir görülen bir durum. Birleşmiş Miletler'e göre, Türkiye'de kadınların sadece yüzde 24'ü çalışıyor ya da iş arıyor. Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının yarısı, Cezayir ve Katar'dakin den de az."

Financial Times, değişikliğe destek verenlerin, Türkiye'nin anti-demokratik geçmişini sileceğini ve muhafazakâr, dindar aileleri çocuklarını okutmaya yönlendireceğini söylediğini aktarıyor.

Karşıtlarınınsa, değişikliğin ilk dört yıllık eğitimden sonra bazı ailelerin kız çocuklarını okuldan almasına neden olacağı görüşünü savunduğu belirtiliyor.
'Erdoğan'ın buluşu'

Haberde, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın, "Çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğin artacağı kaygıları var" yönündeki sözlerine de yer veriliyor. Haber şöyle devam ediyor;

"Bu reformlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buluşu. Erdoğan 1997'de, ordunun İslamcıların liderliğindeki hükümeti düşürmesinden sonra, sekiz yıllık kesintisiz eğitimle imam hatiplerin orta kısımlarını kapatan mevcut sistemin antidemokratik kökenlerine vurgu yapıyor. Dönemin laik iktidar sahipleri, 14 yaşından büyükler imam hatiplere devam edebilse de, daha küçük yaştaki çocuk ve gençlerin dini okullara yollanmasına karşı olduklarını hiçbir zaman saklamamıştı."

Haberde, Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'la giriştiği tartışmaya da yer veriliyor ve eğitimcilerin değişiklikler konusunda kendilerine danışılmadığından şikayet ettiği vurgulanıyor.

Ancak zorunlu eğitimin ilk dört yılından sonra açık öğretim alınabileceği yönündeki değişiklik konusunda geri adım atan hükümetin ve Başbakan Erdoğan'ın , bu yeni sistemi yürürlüğe sokmaya kararlı olduğu söyleniyor.