En Yeniler
van depremi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
van depremi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/18/2011

seyyah1906

mecliste akp'li vekilin gaz kaçırıyorsun dikkat et sözü oktay vuralı çileden çıkardı



mecliste akp'li vekilin gaz kaçırıyorsun dikkat et sözü oktay vuralı çileden çıkardı

elazığ büyükşehir belediyesindeki yolsuzluk iddialarıydı kaçırma tartışmasının fitilini ateşleyen ak parti grup başkanvekili mustafa elitaş iddialara tam yanıt veriyorduki gaz kaçırıyorsun dikkat et sözü mhp sıralarında bomba etkisi yarattı mhp grup başkanvekili oktay vural çileden çıktı bütçe görüşmelerinde bir başka tarışmada ak partililerle bdp'liler arasında van depremine uyarlanan hadisten çıktı

10/25/2011

seyyah1906

beşir atalay:türkiye'nin tüm imkanlarını seferber ettik komşu ülkelerden de çadır nakli sağlanıyor

TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Mehmet Sağlam'ın başkanlığında toplandı.

Atalay, Hükümet adına gündemdışı söz alarak, Van'daki depremin ardından yapılan çalışmalar hakkında Genel Kurula bilgi verdi.

Van'da çok katlı 6 binanın yıkıldığını anlatan Atalay, ağırlıklı olarak hasarın Erciş ve köylerinde görüldüğünü söyledi. Atalay, Erciş'te 80 binanın tamamen yıkıldığını, 19 köyde ise bin 362 binanın kullanılamaz hale geldiğini bildirdi.

Atalay, depremde şu ana kadar 370 kişinin hayatını kaybettiğini, bunların 248'inin Erciş'te, 122'sinin ise Van'da depreme yakalandığını açıkladı. Yaralı sayısının ise bin 300 olduğunu belirten Atalay, yaralıların bir kısmının ayakta tedavi edildiğini, kalanların Van, Ankara ve deprem bölgesine yakın illerin hastanelerine nakledildiklerini anlattı.

Atalay, ilk anda ülkedeki arama ve kurtarma ekiplerinin harekete geçirildiğini ifade ederek, ''Böyle afet durumlarında özellikle bu afet deprem ise önemli husus, arama ve kurtarma çalışmalarının hızlı şekilde yürütülmesidir'' dedi.

Yaralılar için sağlık sistemini etkili şekilde çalıştırmaya başladıklarını belirten Atalay, şöyle devam etti:

''Ekiplerin önce Van'a sonra Erciş ve köylere ulaşması sağlandı. Van Havaalanında helikopterler hazırdı. Çok hızlı şekilde olay yerine ulaşıldı. Depremle tüm birikimimiz şu anda Van'da dır. Yaklaşık 3 bin arama kurtarma personeli var. Her enkazın başında 2-3 grup var. Ulaşılmamış bir köy yok. Sadece Erciş'te enkaz çalışmaları devam ediyor. İş makinesi, vinç sıkıntısı çekilmedi. Vatandaşlara, özel teşebbüse özellikle teşekkür ederim. Herkes kendi elindeki vinci ve ya diğer araçları seferber etti.''


Sağlık çalışmaları

Sağlık çalışmalarının kapsamlı bir şekilde yürütüldüğünü kaydeden Atalay, çevre illerden büyük bir sağlık personeli takviyesi olduğunu belirtti. Deprem bölgesine 2 ambulans uçak getirildiğini ifade eden Atalay, ayrıca 7 ambulans helikopter ve Türk Silahı Kuvvetleri helikopterlerinin de görev yaptığını söyledi.

Bölgede 210 ambulansın görev yaptığını anlatan Atalay, Van'da hizmete yeni açılan Eğitim ve Araştırma Hastanesinin büyük bir hizmet gördüğünü ifade etti.

Erciş ve Van'daki hastanelerden 37 yaralının uçaklarla Ankara'ya götürüldüğünü belirten Atalay, binalardaki hasar tespiti çalışmalarının da hızlı bir şekilde sürdüğünü anlattı.

Kurulan hava köprüsü aracılığıyla depremzede yurttaşların ihtiyaçlarının karşılanmaya çalışıldığını ifade eden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Van, Erciş ve köylerimize 15 bin civarında çadır ulaşmıştır. Yarın sabaha kadar da çadır sayısı 25 bine çıkacaktır ama yine de çadır konusunda vatandaşın daha fazla talebi olmuştur. Belli bir yetersizlik de yaşanmaktadır. Bunun sebebi şu; hemen ilk akşam çadırkentler kuruldu, evi yıkılanlar oraya yerleştirildi ama artçı sarsıntılar olduğu için hiç kimse evine girmek istemiyor. Çadırkentlere de gitmek istemiyor. Bir çadır sahibi olmak evinin yakınında kalarak, bazı ihtiyaçlarını zaman zaman evden karşılamak istiyor. Bu tabii bir talep. Bu yolu da açtık.

Çadır konusunda işin doğrusu bu kadar yüksek talep beklemiyorduk. Hasar tespiti hızlı bir şekilde yapılıyor. Evi sağlam olanlara 'eve girin' deniliyor. Diğerlerine 'kırmızı çarpı' işareti konuluyor. Ama vatandaşa 100 bin hane çadır talebinde bulunduğunda onu karşılayamıyorsunuz. Çadır ve ısıtıcı dışında bir sıkıntı yok. Hem devlet kurumlarından hem sivil toplum kuruluşlarından çok ciddi şekilde yardım özellikle dün geceden itibaren Van'a akmaya başladı. Türkiye'nin tüm imkanlarını seferber ettik. Komşu ülkelerden de çadır nakli sağlanıyor.''


Konteynerler ve kalıcı konutlar

Van'ın merkezinde hayatın normale dönmeye başladığını belirten Atalay, marketlerin, mağazaların, işyerlerinin açık olduğunu bildirdi.

''Deprem şehri'' atmosferinin giderek azaldığını vurgulayan Atalay, köylere kadar sıcak yemek dağıtımının sürdüğünü söyledi.

Milletin en temel özelliklerinden birinin ''duyarlı işbirliği'' olduğunu ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

''Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı ile muhalefet partilerinin üst düzey yöneticileri bölgeyi ziyaret etti. Bu ziyaretler bütünleşmenin başka bir parçasıdır. Meclisimiz, kurumlarımız işbirliği içinde bunların üstesinden gelecektir. Çadırla ilgili şu anda köyler de dahil bu gece yine takviye ettik. Evi yıkılan ve çadır ihtiyacı olan vatandaşımızın ihtiyacı karşılanmıştır. Ekstra çadır isteyenler için çalışmalar sürüyor. Çadırlarda 1 ay geçici iskanı öngörüyoruz. 1 ay sonrası için kışa, soğuğa dayanaklı, içerisinde banyo, tuvalet ve mutfak olan konteynerleri devreye sokmaya çalışıyoruz. TOKİ Başkanı ile Çevre ve Şehircilik Bakanı bunun ihale şartları üzerinde çalışıyorlar. Konteynerlerle kışı geçirmeye planlıyoruz. Kalıcı konutlara yönelik ihale ve arazi temini için çalışmalar başlatıldı. En geç 1 yıl içinde evi yıkılan vatandaşlara konutları teslim edilecek.''

Van'ın tamamında elektrik bulunduğunu belirten Atalay, dün akşam itibarıyla Erciş'in de yüzde 70'ine elektrik verildiğini bildirdi.

Köylere halen elektrik verilemediğini ifade eden Atalay, Van Havaalanının da en yoğun günlerini yaşadığını ifade etti.

TBMM Genel Kurulunda, görüşmelere geçilmeden önce, geçen hafta yapılan kapalı oturumun tutanaklarının okunması için kısa bir süre kapalı oturum gerçekleştirdi.
seyyah1906

kemal kılıçdaroğlu:ona hesap sormayıp da milletvekili yaparsanız kimden hesap soracaksınız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin basına kapalı grup toplantısından sonra açıklamalarda bulundu.
Van'da yaşanan depremi ve sonrasında yaşananları değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Erciş'e gittik. Yüksek binalar çökmüş, yüksek binalara kim izin verdi, imar 3 kat, izin vermişsiniz 7 kat, kim bu, bunun üzerinde durulmuyor. Birisine hesap soracaksınız ki bir daha yapmasın.

Ona hesap sormayıp da onu milletvekili yaparsanız kimden hesap soracaksınız. Acımız var, eyvallah. Acıyı paylaşıyoruz. Ama o insanlarımız yaşayabilirdi, depreme karşı önlem alabilirdik" dedi.


"Yeni baştan dizayn etmemiz gerekiyor"

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde deprem vardı. Van'da gerçekleşen depremin şiddeti konusunda farklı rakamlar verildiğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "Depremi ciddiye alacaksak, deprem olgusuna karşı önlem alacaksak, bu ülkenin yurttaşının ödediği vergileri depremi önlemek için doğru yolda kullanacaksak bütün bunları yeni baştan dizayn etmemiz gerekiyor" dedi.

Depremin ardından Van ve Erciş'e gittiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, deprem sonrası, deprem öncesi de giden ilk siyasi partinin CHP olduğunu söyledi.


"İç karartan manzara"

Vali ve Erciş Kaymakamı ile konuştuğunu, bilgiler aldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Gidip bizzat görmek, yurttaşlarla konuşmak gerekiyordu. Erciş'te görülen manzara iç karartan bir manzaraydı. 7 katlı, 6 katlı binalar çökmüş, büyük bir kısmı. Var olan 5 katlı binalar ağır hasarlar görmüş, onlarda oturmak zaten mümkün değil. Tek katlı binalarda ciddi hasar yok, can kaybı yok. Biz gördüğümüz tabloyu siyasallaştırmak değil, gördüğümüz tabloyu halkımızla gerçekler bağlamında paylaşmak istiyoruz" dedi.


"Tasada ve kıvançta beraber olan bir toplumuz"

Ciddi bir eşgüdümsüzlük olduğuna dikkat çeken CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

"Koordinasyon yok. Sayın Başbakan Van'a gidiyor, gitmeli, Erciş'e gidiyor, elbette gitmeli. Dertleri bizzat görecek, çözümleri üretecek. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülkedir. Elbette yaraları sarabilecek güçtedir. 70 milyon insan Van ve Erciş dolayısıyla tek yürek oldu. Bundan mutluyuz. Tasada ve kıvançta beraber olan bir toplumuz. Beraber olmaya da bütün olumsuz koşullara rağmen devam edeceğiz, devam etmekte de kararlıyız."


Sorunları anlattı

Erciş'e indiğinde İçişleri Bakanı ve askerin bilgi verdiğini, Valilikten bilgi aldıklarını kaydeden CHP Genel Başkanı, sorunları şöyle sıraladı:

"Birinci sorunumuz şu; yurttaşlarla ilk karşılaştığımızda çadır yetersizliğinden şikayet ettiler, yemek istemiyoruz önce çadır, dediler. Elektrik ve su özellikle ciddi sorun. İş makinelerinin sevkinde gecikme var."


Deprem vergileri

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu herkesin bildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, deprem vergilerinin çıktığını hatırlatarak, "Rahmetli Ecevit, Başbakanlığın internet sitesinde deprem vergilerinin nerelere harcandığını, ne kadar toplandığını bilançolarıyla yayınlardı. Bizler de girerdik, bakardık, ne kadar deprem vergisi toplanmış nerelere harcanmış. Şimdi bu tabloyu bilmiyoruz" dedi.


Japonya örneği

"Temel sorunumuz şu; ortak aklı egemen kılan, kaynakları verimli kullanan ve insanını seven siyaset anlayışı riski önceden görür ve risk oluşmadan önlemini alır. Risk oluştuğu anda da can kaybı olmaz" diyen CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

"Örnek mi, Japonya var. Japonya'da 9 şiddetin de deprem olur, insanlar ölmez. Ona göre binalarını yapıyorlar. Biz de 7.2 şiddetinde depremler olur, insanlar yaşamlarını yitirir. Nasıl oluyor, biz aklımızı mı kullanmıyoruz, biz kriz olup insanlar öldükten sonra mı aklımız başına geliyor, örneklerin sayısı aştı. Önlemi zamanında almamız gerekiyor.İstanbul'da bir depremin geleceğini herkes söylüyor hangi önlemlerin alındığını kimse bilmiyor."



Önlem alabilirdik

Erciş'te gördükleri tabloyu anlatan Kılıçdaroğlu, "Yüksek binalar çökmüş, yüksek binalara kim izin verdi, imar 3 kat, izin vermişsiniz 7 kat, kim bu, bunun üzerinde durulmuyor. Birisine hesap soracaksınız ki bir daha yapmasın. Ona hesap sormayıp da onu milletvekili yaparsanız kimden hesap soracaksınız. Acımız var, eyvallah. Acıyı paylaşıyoruz. Ama o insanlarımız yaşayabilirdi, depreme karşı önlem alabilirdik. 7 katlı binaya izin vermezdik. Orada deprem olunacağı biline biline olur mu?" diyerek tepkisini dile getirdi.

Akıl ve mantığın kullanılması gerektiğine dikkat çeken CHP Genel Başkanı, "Bilimi ve teknolojiyi kullanmak zorundayız. Peki AKP Hükümeti ne yaptı, Ulusal Deprem Konseyini kapattı" dedi. CHP Genel Başkanı'nın bu sözlerine salondan, " CHP'li olduğu için" sözleri yükseldi. CHP Genel Başkanı'da, "Aklın CHP, MHP, BDP ve AKP'si yoktur. Bir partinin çıkarı için değil insanımızın çıkarı için kullanacağız" diyerek sözlerini sürdürdü.
CHP'li belediyeler tarafından yapılan yardımlara da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Bize iletilen bir başka şikayet çadır sorunu sadece Erciş'te değil Van ve köylerde de var" dedi.


"Başbakan koordinasyon merkezine gitmeli "

"Bir Başbakan bir kente gidip depremin yaşandığı süreçte koordinasyon merkezine gitmeli hem vali hem belediye başkanını çağırmalı, onlardan bilgi almalı. Olması gereken budur" diyen CHP Genel Başkanı, "Felaketin yaşandığı bir süreçte siyaset yapılmaz. Kızgınlık olmaz. Hepimiz birbirimizi kucaklamalıyız. Kucaklayacağız ki bu ülkede tasada ve kıvançta beraber olalım" dedi.


Yurttaşın sözlerini aktardı

Van'da bir yurttaşın, "Eğer Türkiye'de böyle bir olay olsaydı, buraya dünya kadar yardım gelirdi" dediğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "Dedim ki burası Türkiye ben de Türkiye Cumhuriyeti'nin en güzel kenti olan Van'dayım. Sizi kucaklıyorum, ayrılığa yer yok. Hep beraber olacağız. Sakın ola böyle bir kaygıya kapılmayın. İktidarı ve muhalefetiyle belediyeleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye tek yürektir. Türkiye'nin kalbi şu anda Erciş'te Van'da atmaktadır. İstiyoruz ki orada barış olsun, kardeşlik olsun, huzur olsun. Acıları sonlandıralım" diye konuştu.

Depremle ilgili 5 büyük hata olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Yer seçiminde hata var, Projelerde hata var, malzeme seçiminde hatalar var. Yıkılan binaları görseydiniz betonun un haline geldiğini görürdünüz. Yapım aşamasında hatalar var" dedi.


"Deprem nedeniyle Başbakan'ın haftalık süresini uzatıyoruz"

Geçen hafta grup toplantısında Başbakan'a CHP'li belediyelerle ilgili sözleri nedeniyle bir hafta süre verdiğini hatırlatan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

"24 şehidimiz oldu Türkiye kan ağladı. Erciş, Van'da yurttaşlarımız yaralandı. Çok sayıda yurttaşımız yaşamını yitirdi ama buradan bütün yurttaşlara şunu söylemek isterim. Türkiye'de CHP'li belediyelere yönelik olan Sayın Başbakan'ın yaptığı suçlamayı unutmuş değiliz. Onu bir tarafa koyduk. O konuda gereken yapılacak. Bir hafta süre vermiştik. Deprem nedeniyle haftalık süresini uzatıyoruz. Bir hafta sonra ya özür dileyecek veya CHP'li belediyeler ona hesabını soracak. Parlamentoda biz soracağız."


"Deniz Fenerini unutmadık"

Deniz Feneri olayını unutmadıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bütün bu yoğunlukta insanlar başka şeyleri düşünürken acıları paylaşırken şehitlerimiz var. Deprem olmuş insanlar yaşamlarını yitiriyorlar. 1 numara ile asıl failleri serbest bırakacaksın. Bunu unutmuş değiliz" dedi.

Kişilerin özel yaşamlarının sayfa sayfa yayınlandığını belirten CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

"Siz kalkacaksınız kişilerin özel yaşamlarını sayfa sayfa yayınlayacaksınız, arkadaşlarımızdan bir grubu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdik, bir başka grup Adalet Bakanına gittiler. Bu rezalete son verin. Bunu yapanlar hakkında soruşturma açın diye, o rezaleti yapanlar hakkında soruşturma açılmazsa, parlamentoyu burada da harekete geçireceğiz."

Zamları da unutmadıklarını ifade eden CHP Genel Başkanı, geçen hafta Şeker Fabrikası'ndan işçilerin geldiğini, kendi fabrikalarının özeleştirilerek birilerine peşkeş çekilmek istediğini söylediklerini belirterek, "CHP'den destek istediler. Şeker fabrikalarında çalışan bütün işçilere söylüyorum, sizin hakkınızı savunacak olan parti CHP'dir" dedi.

Bu arada Balıkesir Zeytinli Belediye Başkanı'da grup toplantısında CHP'ye katıldı.
seyyah1906

selahattin demirtaş:deprem vurdu sen vurma istifa et ve van valisiyim diye gezme

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. "Aylardır yaptığımız en yoğun faaliyet, toplu cenaze törenleri. Toplu cenazelerde ülke olarak Türk'ü Kürt'ü ile maalesef acıları ortaklaştırmaya, dindirmeye ve acı vesileyle ortaya çıkan toplumsal kırılmayı önlemeye çalışıyoruz" diyen Demirtaş son toplu acının da Van depremi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Son birkaç aydır yaşadığımız travma, acılar hiç de küçümsenecek hafife alınacak acılar travmalar değil. Çünkü sıradan bir coğrafyada sıradan bir dönemden geçmiyoruz. Bu acılar üzerine böylesine bir felaketle karşılaşmış olmak bütün ülkeyi toplumu derinden sarsmıştır. Hepimizin başı sağolsun. Böylesi dönemler bir daha yaşanmasın."

Depremin doğanın gücü karşısında insanın çaresizliğinin en somut örneklerinden biri olduğunu söyleyen Demirtaş bundan kaçış olmadığını söyledi. "Belki de insanlığın çaresizliğinin alternatifi olabileceğini düşündüğümüz tek şey dayanışmadır" diyen Demirtaş, gösterilen dayanışmanın da yaralarının hafiflemesi, travmanın azalmasında etkili olduğunu söyledi. Demirtaş depremin yaşandığı andan itibaren başlatılan yardımlar nedeniyle herkese teşekkür etti.

'İnsan olanlar-olmayanlar' ayrımı

Böyle zamanlarda insanların 'insan olanlar' ve 'insan olmayanlar' şeklinde ikiye ayrıldığını ileri süren Demirtaş, "İnsan duygusu içinde o kardeşlik ruhuyla dayanışma gösteren herkese minnet duygusunu iletti. Barış, özgürlük, kardeşlik, demokrasi adına her ne inşa edilecekse o dayanışma duygusunun üzerine inşa etme dışında seçenek olmadığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti: "Türkiye toplumu her türlü kışkırtıcılığa, ayrımcılığa, faşizan tutuma rağmen bu duygusunu korumalıdır. Aslolan insani ilişkiler ve insani duygudur. Bu duyguyu unutan, siyasetin malzemesi, intikamın malzemesi yapmak isteyenler açısından ise utanç olarak tarihe not düşmüştür. Bir yanda Türkiye'nin önemli kesiminin dayanışma duygusu, bir yanda da depremin yarattığı etki kadar ağır travma yaratan ırkçı faşizan anlayış. Çok şükür ki toplumun geneline hakim değil. İnanıyorum ki bu sözler ve davranışlar herkes tarafından da mahkum edilmiş ve lanetlenmiş bir duygu olarak bu topraklarda yaşam şansı olmayacak. Anlı şanlı bazı televizyon programcılarının, ırkçılık mezunu, faşizmde doktora yapan naylon oyuncaklar, umarım ki bu televizyonlarda gazete köşelerinde yer bulamayacak, yaymaya çalıştıkları faşizan anlayışın da toplumda hakim olmayacağını göreceklerdir."


'Halk sınavını verdi, devlet enkaz altında'

Van depremi sonrası en acil ihtiyacın çadır olduğunu söyleyen Demirtaş, "Halk her seferinde sınavını veriyor, ama depremin altında hep devlet kalıyor. Bir afet hatırlamıyorum ki o afet sonrasında halk devlete Kızılay'a teşekkür etsin. Her felaket sonrasında başta Kızılay olmak üzere devletin kurumlarının ne kadar yetersiz hazırlıksız olduğu ortaya çıkıyor. İşte bu kısmı kader değildir ve işte bu kısmı deprem gibi önlenemez değildir. En çok sarsan inciten bu kısmıdır" dedi. Kimsenin devletten, Kızılay'dan depremi durdurmayı talep etmediğini söyleyen Demirtaş, ancak Van'da yine bir deprem sonrası klasiği yaşandığını ileri sürdü.

Arama kurtarma çalışmalarında karmaşa, yardımların tek elden dağıtılmasında büyük beceriksizlik ve yeteneksizlik yaşandığını savunan Demirtaş, "Neden bu kadar olanağa rağmen, Türkiye'nin büyük kentlerinden birine devlet 48 saat geçmesine rağmen, mahalle ve köylerin önemli kısmına ulaşamadı. Hükümetin cevap vermesi gerek. Herkes aile çadır istiyormuş. Herkese vermek zorundasınız. Devlet bunun için vardır" dedi.

Milyonluk bir şehir olan Van'a şu ana kadar 8 bin 600 çadır gittiğini söyleyen Demirtaş, "Halk ne kadar teşekkürü hakkediyorsa oradaki yönetim anlayışı da o kadar eleştiriyi hak ediyor. Başbakan, bakanlar oraya gitmiştir ama orada bulundukları saatlerde bırakın organizasyonun güçlenmesini, tam anlamıyla organizasyon tıkanmıştır. Çünkü tüm kamu görevlileri Başbakan ve bakanların güvenliği rahatlığı ile ilgilenmiştir" dedi.

'Uzaya değil Van'a gideceksiniz'

Neden yeterli kadar çadır gitmediğini soran Demirtaş, "Hava-kara köprüsü kuracağız diyorlar. Uzaya mı gideceksiniz Van'a gideceksiniz. Van'a 20 km ilerideki köyde 20 saat geçtikten sonra hala çadır yoktu. 10 ölünün olduğu bir köye, 200 evin yıkıldığı köye telefon dahi açılmamıştı. Devlet saatte 1 km hızla gitse o köye yetişirdi. Bilgi aldım hala o köyde çadır yok, ısınma sorunu var" şeklinde konuştu.


'Deprem vurdu, sen vurma, istifa et'

Çok büyük yardım kampanyaları yapılmasına karşın ciddi bir koordinasyon eksikliği bulunduğunu savunan Demirtaş bu durumdan Van Valisi'ni sorumlu tutarak, "Van Valisi, şu saate kadar Van belediye başkanıyla telefonla görüşmedi. Kent enkaz halinde, kendisi halen ayrımcılık derdinde. Hala Van valisi sıfatıyla o sokaklarda dolaşabiliyor. Valilik ve belediyenin koordinasyon içinde olması lazım ama Van Valisi Hazretleri, AKP il başkanı gibi davranıyor" dedi.

Vali'nin ayrımcı zihniyetinin faturasını Van halkının ödediğini ileri süren Demirtaş, "Bu kadar ayrımcı zihniyeti bir Vali'de kabul edemeyiz. Van'ın yarısının Valisi isen istifa et, terk et. Bırak hükümet başkanı Van'ı seven Vali atasın, çocuklar bebekler gece soğukta kalmasın" çağrısında bulundu. Van Valisi'ne "Van halkına artık toplu işkenceyi bırak" çağrısında bulunan Demirtaş, "Deprem vurdu sen vurma, istifa et ve Van Valisi'yim diye gezme, terket. Görevini, temsilini layıkıyla yapamıyorsun. Yapman gereken Van halkının iradesine saygı duymaktır. Oradaki insanlar şu anda siyaset, ayrımcılık istemiyor, yardım istiyor" dedi.

Gazetecilere Van daveti

Kamuda ortaya çıkan ırkçılığın ayrımcılığın panzehirinin dayanışma olduğunu anlatan Demirtaş, devletin ise çadır battaniye gönderemediği kente, cop gaz gönderdiğini söyledi. Demirtaş, AKP'nin çalışmalarına methiyeler düzen gazetecileri çocukları ile birlikte bir günlüğüne Van'a gelip geceyi sokkata geçirmeye davet etti. Demirtaş, "İstanbul'dan atıp tutacağınıza çocuğunuzla gidin. Yine methiye düzerseniz saygı duracağız" dedi. Deprem sonrası farklı ülkelerden gelen yardımların geri çevrilmesini eleştiren Demirtaş, "Hükümetin burnu havada, kurtarma ekipleri havaalanından çevriliyor. Hükümetin amacı ne? Kasıtlı mı yapıyor anlayamıyoruz" dedi.
seyyah1906

devlet bahçeli : yere batsın sizin devletiniz diyen alçak simalar bu devletin parasını almaya küstahça devam etmektedir

MHP lideri Bahçeli Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. Van depreminde hayatını kaybeden yurttaşlara başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Bahçeli, "Böylesi bir günde ayrımcılığı körükleyerek 'ağlama sırası onlarda' gibi lanetlenmesi gereken yaklaşımları da büyük bir densizlik ve soysuzluk olarak gördüğümüzü söylemeliyim" dedi.
Hükümet ortağı oldukları dönemde yaşanan Gölcük ve Düzce depremleri sürecinde yapılan çalışmaları hatırlatan Bahçeli Van depremiyle ilgili de uyarılarda bulundu. Bahçeli,

"Depremzede vatandaşlarımızın, geçici iskan problemlerinin giderilmesi için prefabrik konut, çadır ve kira yardımı gibi tedbirlerin bir an önce uygulamaya sokulması gerekmektedir. Hasar tespiti başta olmak üzere, krizin sevk ve idaresi hızlı, sağlıklı, etkin olmalı, yardımların yerine ulaşabilmesi için organizasyon aksaklıklarına fırsat verilmemelidir. Depremden zarar görmüş kardeşlerimizin maişet temini sağlanmalı, aç ve açıkta kalmamaları temin edilmelidir. Arama ve kurtarma çalışmalarının profesyonelce yapılması, bu konuda hızlı ve atak olunması gerekmektedir" dedi. Türkiye'nin pek çok yöresinin benzer bir tehlike altında olduğuna dikkat çeken Bahçeli bu konuda da önlemlerin alınması çağrısında bulundu.


"Çalan çırpanların iki cihanda bir araya gelmesin"

Van'daki kamu binalarının daha çok hasar gördüğüne dikkat çeken Bahçeli buna neden olanlarla ilgili ağır eleştiriler getirdi, beddua okudu. Bahçeli şöyle konuştu:
"Ahlaksızların arsızca malzemeden, işçilikten gasp ederek yaptıkları binalar maalesef hemen tahrip olmaktadır. Artık buna bir çözüm bulmak ve sahtekârların yakasından yapışmak gerekmektedir. Devletin malını deniz gibi görerek üzerine çullanan haysiyet fukarası sefil simalar, ne yazık ki yıkımın, çöküşün alt yapısını da hazırlamışlardır. Dileğim vatandaşlarımızın ya da devletimizin sahip olduğu binaları hakkıyla yapmayarak kayıplara neden olanların, eksik malzeme kullananların, çalanların çırpanların iki cihanda da yakaları bir araya gelmesin ve inşallah rüsvalıktan da kurtulamasınlar."


Karşılama töreni uyarısı

Afetin yaşandığı yerlerin gereksiz karşılama törenleriyle meşgul edilmemesini isteyen Bahçeli, bir vali yardımcısının karşılamasının yeteceğini söyledi. Hükümetin depreme yönelik kriz yönetimini ve kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu en üst düzeyde sağlayarak devletin tüm gücünü bölgeye yönlendirmesini isteyen Bahçeli, "İnşallah bu sıkıntıyı da hep birlikte aşacağız ve dayanışmanın, yardımlaşmanın kuvvetiyle deprem enkazını kaldıracağız" dedi.

Peşmergeye ve Obama'ya tepki

Bahçeli artan terör olaylarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. "AKP hükümetinin süreci oyalama ve savsaklama şansı artık kalmamıştır" diyen Bahçeli, "İçte ve sınır ötesinde başlatılan operasyonların belirlenen hedeflere ulaşması ve terörün belinin kırılması millet ve devlet bekası için vazgeçilmez bir gereklilik halini almıştır. Hükümetin terörle mücadelesinin başarıya ulaşması ve son ferdine kadar terörist unsurları teslim alması ya da etkisiz hale getirmesi için desteğimiz tamdır" dedi. Irak Dışişleri Bakanı'nın Türkiye ziyaretinde Başbakan Erdoğan'ın, Bakan'a "PKK'yı temizleyin, yoksa biz temizleriz" sözlerinin üzerinden bu saldırıların yaşandığına dikkat çeken Bahçeli, "Bu aşamada Irak merkezi yönetiminin mazereti ve sığınacağı bahanesi artık kalmamıştır. PKK'yı himaye eden, teşvik edip yönlendiren peşmerge yönetiminin ise haddi mutlaka bildirilmelidir" dedi. Bahçeli, ABD Başkanı Obama'nın, Çukurca saldırısı sonrası terörü kınamasının da sadece kamuoyuna yönelik taktik hamle olmaktan öte bir anlam taşımadığını ileri sürdü.

Kongre girişimine eleştiri

Bahçeli, terör örgütünün cinayetlerinin yanı sıra yurt içinde de siyasal imtiyazlar elde etmiş bölücü odakların bölünme ve parçalanma senaryoları ve tehditleri bulunduğunu ileri sürerek geçtiğimiz hafta Ankara'da düzenlenen "Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku"nun kongresini ağır dille eleştirdi. Bahçeli şunları söyledi:

"Farklı sol eğilimlerin ve marjinal örgüt ya da partilerin bir araya gelmesiyle ihanetin önüne yeni yollar açılmış ve yeni bir organizasyon için düğmeye basılmıştır. Bulundukları salona '13 ayrı dilde birleşiyoruz' ifadeleri asan bu hıyanet taraftarlarının, Türk milletine husumet ve tahammülsüzlükte yeni bir evreye geldikleri anlaşılmaktadır. Dağdaki silahlı çete ve şehirlerdeki siyasi uzantıları, arkalarında AKP'nin sağladığı uygun ortam eşliğinde gözlerini kan bürümüşçesine ilerlemektedirler."


"'Yere baksın devletiniz' diyen alçak simalar"

Bahçeli, kongrede yaptığı konuşmada 'Yere batsın sizin devletiniz' diyen BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'i de isim vermeden eleştirdi, "'Yere batsın sizin devletiniz' diyen alçak simalar, bu devletin parasını maaş olarak almaya, ekmeğini yemeye, suyunu içmeye küstahça devam etmektedir. Ne üzücü bir gerçektir ki, Türk milletinin içinde barındırdığı hain kontenjanı hiç bu kadar fazla olmamış ve hiç bu kadar da cesaret kazanmamıştır. Tercihlerini milletin içini boşaltmaktan ve etnik bir yığın olarak görmekten yana kullanan bu densizler ve şuursuzlar koalisyonu, kaçınılmaz olarak beraberinde devletin de değişmesini istemektedir" dedi.

"Kırmızı çizgilerden ayrılmayacağız"

MHP lideri konuşmasında yeni Anayasa çalışmalarına da geniş yer ayırdı. Partisinin ilkeleri ve kırmızı çizgilerini açıklayan Bahçeli şunları söyledi:
"Anayasanın ilk üç ve emniyet supabı niteliğindeki dördüncü maddelerinden taviz vermemiz, başlangıç kısmındaki ruhtan geri adım atmamız, Türk kimliğinin sulandırılmasına rıza göstermemiz söz konusu değildir. Türk milletini tahrip edecek ve etnik kimliklere çağrı olacak her değerlendirmeyi, siyasi ve hukuki meşruiyet sağlama çabalarını geri çevireceğimizden herkes emin olmalıdır. Üniter yapımızı hırpalayacak, Cumhuriyet'in temel niteliklerini aşındıracak, ana dilde eğitim ve anayasal statü taleplerine sonu ne olursa olsun karşı duracağız, karşı çıkacağız. Biz anayasada Cumhuriyete, Türk vatandaşlığının tanımına, Türk milletine ve Türk kimliğine sahip çıkacağız. Her şart altında ilkelerimizden ve kırmızı çizgilerimizden ayrılmayacağız."


"Kaddafi'nin katledilmesi cinayettir"

Libya'nın eski lideri Kaddafi'nin linç edilerek öldürülmesi de Bahçeli'nin gündemindeydi. Kaddafi'nin iktidarda kaldığı 42 yıldaki eylemleri ve yönetim anlayışının kabul edilemeyeceğini söyleyen Bahçeli, "Ekranlardan ve sanal medya üzerinden yansıyan ilkel ve vahşi manzaraların insanım diyen, Allah'tan korkan hiç kimse tarafından meşru görülmeyeceği ortadadır. Bu son hadise Batı anlayışının insan ve yaşama hakkı konusunda ne kadar ikiyüzlü olduğunu açıkça göstermiştir" dedi. Başbakan Erdoğan'ın bu vicdansızlığın ve acımasızlığın sözcülüğünü yapmakla ve NATO operasyonlarına destek vererek akan kandan sorumlu olmakla suçlayan Bahçeli, "Kaddafi'nin yaşadıkları insanlık suçudur ve savunması alınmadan, mahkemeye çıkartılmadan katledilmesi ise bir cinayettir. İnsanlık Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kanlı yüzler ve tetik çeken eller vasıtasıyla ve arkalarında duran küresel hesaplar çerçevesinde yerin dibine batmıştır. AKP hükümetinin bu gelişmelere seyirci kalması ve sesini dahi çıkarmaması büyük bir hayâsızlık ve işgüzarlık olarak yakasına yapışacaktır" dedi.