En Yeniler
örgüt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
örgüt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/15/2011

seyyah1906

başbakan erdoğan'dan bdp'ye çekilsen ne yazar çekilmesen ne yazar

başbakan erdoğan'dan bdp'ye çekilsen ne yazar çekilmesen ne yazar.kendi hür vicdanınızla siyaset yapamayacak kadar korkakmısınız.örgütün yalanını onlara nasıl izah ettiniz.

7/03/2011

seyyah1906

israil basınına göre türkiye beş yıl önce kaçırılan israilli asker için devreye girdi

Yedioth Ahronot gazetesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen günlerde yaptığı bir açıklamada "Şalit için son birkaç gündür uluslararası unsurların çalışmalar yaptığı" yolundaki sözlerini hatırlatarak, "Netanyahu'nun gerçekte Hamas üzerinde muhtemelen Mısır'dan da öte, en fazla etkiye sahip Türkiye'yi işaret ettiğini" savundu.
Musevi kökenli Türk işadamı Eliko Dönmez'in geçen yılki Mavi Marmara olayından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile karşı karşıya geldiğini ve Erdoğan'a Şalit'in babası Noam Şalit'ten bir mektup ilettiğini kaydeden gazete, Noam Şalit'in Erdoğan'dan, "Hamas üzerindeki etkisini kullanarak, Şalit karşılığında 1000 Filistinli tutuklunun serbest bırakılması yönündeki Alman arabulucunun önerisini kabul etmesi için örgütü ikna etmesini istediği" kaydedildi.

Gazete, Türkiye'nin bu mektuptan sonra konuya müdahil olmaya başladığını, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun muhtemelen konuyu Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal ile birkaç kez görüştüğünü yazdı.

Türk Kızılayının da çabalara dahil olduğunu ve Gazze'deki temsilcileri aracılığıyla Hamas'ı ikna etmeye çalıştığını öne süren gazete, "Konuya yakın kaynaklar, Erdoğan'ın meseleyi bizzat üstlendiğini belirttiler. Aynı kaynaklara göre, Erdoğan'a sorunu başarıyla çözmenin gerek İsrailliler nezdinde, gerekse Arap ve İslam dünyasında konumunu yükselteceği söylendi" ifadelerine yer verdi.

İsrail'in Kanal 2 televizyonu da benzer bir haber yayımladı. Haberde, Alman arabulucunun, İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı tutuklu takası görüşmelerinde başarısız olmasından sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şalit meselesinde bizzat her türlü çabayı gösterme taahhüdünde bulunduğu öne sürüldü.
seyyah1906

sebahat tuncel orada dikkat çektiğim nokta bu ülkede yaşanan acılı kayıplardır

Tuncel, 8 askeri şehit eden teröristle ilgili söylediği sözlerine ilişkin olarak yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, yurtdışında olması nedeniyle tartışmaları yakından takip edemediği için bu yazılı açıklamayı yapmayı bir ihtiyaç olarak gördüğünü belirten Tuncel, "Diyarbakır'da katılmış olduğum bir halk toplantısındaki mesajlarım ne yazık ki, kamuoyuna çarpıtılarak yansıtıldı ve bunun üzerinden bir siyasi gerilim kampanyası başlatılmak istendi. Orada dikkat çektiğim nokta, bu ülkede yaşanan acılı kayıplardır. Binlerce asker ve dağdaki genç bu savaşta yaşamını yitirmiştir.
Bu acı kayıpların bir daha yaşanmaması için herkesin ortak bir barış mücadelesi yürütmesi, özellikle de kadınların örgütlü mücadelesinin bir zorunluluk olduğunu dile getirdim" dedi.


"Çarpıtılan sözlerle bir karalama kampanyası başlatmıştır"

Kadınların mücadelesinin hem erkek egemenliğine karşı hem de savaş politikalarına karşı örgütlü bir mücadele olduğunu söyleyen Tuncel, "Örnek alınması gerekenin bu olduğunu söyledim. Konuşmamın içeriği ve özü budur. Ama ne yazık ki, bir kısım medya sorma gereği dahi duymadan, yalan yanlış haberlerle, çarpıtılan sözlerle bir karalama kampanyası başlatmıştır. Kamuoyunun yeni kriz ve gerginlik yaratacak, çatışmalı süreci derinleştirecek bu tür provokatif haberler karşısında duyarlı olması ve dikkate almaması büyük önem taşımaktadır" şeklinde konuştu.

Acıların ortak acı olduğunu ifade eden Tuncel, "Asker annelerinin de, gerilla annelerinin de acısı hepimizindir. Biz bu acıların bir daha yaşanmaması, barışın örülmesi, Kürt sorununun demokratik, barışçıl yöntemlerle çözümü için mücadele veriyoruz. Bu mücadelemizi demokratik zeminde kararlı bir biçimde sürdürmeye devam edeceğiz.
Bizim bu çabalarımız karşısında siyasi krizlere yeni krizler eklemenin, gerginlikleri ve çatışmayı tırmandırmanın, krizi derinleştirmenin kimseye faydası yoktur" dedi.

6/29/2011

seyyah1906

chp lideri kılıçdaroğlu bunlar dokunulmazlık kazansın demiyoruz hiç bir zaman

Kılıçdaroğlu, Haber Türk Televizyonu'nda yayımlanan "Teke Tek" programında Fatih Altaylı'nın sorularını cevaplandırdı.

12 Haziran seçiminde CHP'nin, yeterli zaman olmadığı için projelerini iyi anlatamadığını ve beklenen oyu alamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, partinin bazı il örgütlerinin iyi çalışmadığını, İstanbul'da beklenen başarının yakalanamadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, 1 Eylül'den sonra Türkiye'yi gezmeye başlayacaklarını bildirerek, "Büyük bir grup olarak arkadaşlarımız Anadolu'yu gezecekler. Hangi gerekçeyle bize oy vermediklerini soracağız, 'ne yapmamız gerekiyor ki oy vereseniz' diyeceğiz" şeklinde konuştu.

"Seçimden sonra eski Genel Sekreter Önder Sav ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın kendisine karşı birleştiği" yönündeki ifadeye katıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman 'neden kurultayı toplamak istiyorsunuz/' demedim. Kurultay yapmak ayıp bir şey değil. Bizim partimizin farkı var. Kurultay toplanabilir, parti de yöneticileri de eleştirilebilir ama eleştiri partiyi yıpratma noktasına gelmemelidir. Her parti üyesinin bu konuda dikkatli olması lazım. Eleştiriye saygılıyım ama bu konuda hakarete izin vermeyeceğim. Sular çalkalanmadan durulmaz, nehir mecrasına çekilecektir" dedi.

Türkiye genelindeki bir seçimde hile yapılmadığını söylemenin doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Ben sonucu etkileyecek hile yapıldığı kanaatinde değilim. Biz seçime siyasal partilerle mücadele ederek girmedik, biz seçime devletle mücadele ederek girdik" dedi.

"Üst mahkemenin 'böyle saçmalık olmaz' deyip karar vermesi gerekir"

Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, evrensel hukuk gereği hiç kimsenin 800 gün tutuklu kalamayacağını ve tutuklu vekilleri tahliye etmeyen yargıçların da tartışmalı olduğunu söyledi.

Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın gelip yemin etmelerini engelleyecek hiçbir yasal durumun bulunmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bunlar dokunulmazlık kazansın, demiyoruz hiçbir zaman. Seçme, seçilme hakkı insan hakkıdır. 'Millet seçti' diyorsunuz. Millete 'istediğiniz kadar oy kullanın, ben senin oyunu çöpe attım' diyorsunuz. Bunlar mahkum olmamış insanlar, seçime girmişler, gelmişler. Burada toplumun vicdanı kanamıştır. Halkın iradesine sahip çıkmak istiyoruz. Biz demokrasi sınavından geçiyoruz. Yürütmenin yargıya baskı yapmasını istemiyoruz. HSYK'nın başkanı Adalet Bakanı'dır. HSYK, 'bir dakika' diyecek, 'Siz Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne aykırı kararlar alıyorsunuz' diyecek. Elbette o hakimleri görevden alacak."

Yemin etmeyerek CHP'nin de BDP ile aynı safta yer aldığı eleştirileri bulunduğunun anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "CHP ile BDP'nin tavrı çok farklı. Meclis'i açan CHP'dir. Genel Kurula katıldık, mücadelemizi Parlamentoda vermeyi her yerde söyledik, sokaklara çıkıp cam çerçeve indirerek, molotof atmak gibi bir düşüncemiz yok. Bizim dünyaya bakışımız hukuk, demokrasi üzerine. Biz oy veren yurttaşın hakkını savunuyoruz.
Oy veren yurttaşın hakkı birlileri tarafından gasp ediliyor. BDP 'hukukun üstünlüğü' dedi diye ben söylemeyecek miyim. Meclis Genel Kuruluna geldik, Meclisin çalışmasını istiyoruz. Özgürlüğün, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün katledildiği yerde sessiz kalırsanız, Parlamentonun saygınlığı olmaz, saygınlığını korumak istiyoruz. "

Balbay ve Haberal'ın birkaç yıl daha serbest bırakılmaması halinde de yemin edip etmeyeceklerinin sorulması üzerine Kılıçadaroğlu, "Bu seçmene, oy verene ayıp değildir. Hiçbir yurttaşımız meraklanmasın, gereğini yapacağız, bu ülkeye hukukun üstünlüğünü getireceğiz. Hiçbir yurttaşımız endişelenmesin, CHP orada var, CHP orada olacak" dedi.

6/24/2011

seyyah1906

hatları geri çekip tepelerden boşalttığımız alanı izlemeye devam edeceğiz

Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, “Büyük fedakarlıklarla yaşamını sürdüren, bağımsız bir halk örgütlenmesi olan partiyi şu kör zamanda ve ağır şartlarda, siyaset alanında tutmak gücü yıpratmaktan öte bir işe yaramayacaktır. Aslanı kediye boğdurtmam” diyerek, 10 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak olan “Olağanüstü Kurultay”la HEPAR’ı kapatacağını bildirdi. HEPAR, 22 Haziran milletvekili seçimlerinde 124,082 oy almıştı.
Pamukoğlu yaptığı yazılı açıklamada, adını bu memlekette hiçbir zaman kıymeti olmayan “Hak” ve “Eşitlik” sözcüklerinden alan Hak ve Eşitlik Partisi’nin 2007 genel seçimlerinden bir yıl sonra, ülkenin hal ve gidişatı parlak görülmediğinden, yaptığı bir çağrı üzerine 36 günde kurularak siyaset alanına çıktığını, büyük çoğunluğu daha önce hiç siyaset yapmamış ve bugüne dek yapılan siyasetten nefret etmiş genç insanlardan oluşan partinin, finansını ise tamamen üye aidat ve bağışlarıyla karşılanmasına rağmen, 60 il, 500 ilçede şaşırtan hızda örgütlenmesini bitirdiğini kaydetti.

HEPAR’ın 12 Haziran 2011 Milletvekili genel seçimlerine girmeye hak kazanarak, birleşik oy pusulasında 8. sırada seçimlere katıldığını belirten Pamukoğlu, şöyle devam etti:

“Büyük fedakarlıklarla yaşamını sürdüren, bağımsız bir halk örgütlenmesi olan partiyi şu kör zamanda ve ağır şartlarda, siyaset alanında tutmak gücü yıpratmaktan öte bir işe yaramayacaktır. Aslanı kediye boğdurtmam. Hatları geri çekip, tepelerden boşalttığımız alanı izlemeye devam edeceğiz. Geleceği insanlar değil, olaylar ve koşullar tayin eder; özenle gözlemleyeceğiz. Hak ve Eşitlik Partisi’nin her il ve ilçede en azimli, en inançlı ve en iddialı yapısı gençlik örgütündedir. Başı dik devlet, onurlu millet, ilkesi onların yüreklerinde yer etmiştir. Gençlik örgütte değil, ruhta yaşar. Partiyi açmak kadar, kapatmakta bir stratejik karardır. Partiyi kapatıyorum. 10 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak olan Olağanüstü Kurultay’la da yasal işlem sonuçlandırılacaktır.”
hürriyet

6/22/2011

seyyah1906

halkımız örgütlüdür demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde gösterecektir

YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesini değerlendiren Ahmet Türk, "Halkımız bu hukuksuz karara demokratik tepkisini gösterecek. Halkımızın eli kolu bağlı kalmayacak. Halkımız örgütlüdür, demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde dile getirecektir" dedi.

Türk, şunları söyledi:

"Hatip Dicle ile ilgili karar ne hukuki, ne ahlaki ne de vicdanidir. Türkiye'yi kaosa sürüklemeye yönelik bir karardır.

Son dönemde demokratik siyasetin önünü açmak için büyük çaba gösterildi. Çalışmalar bugün devlet, hükümet ve yargı tarafından bir bütün olarak önü kesilmeye çalışıldı.

Bu anlayış halkın iradesine hesap verecektir. Halkımız bu hukuksuz karara demokratik tepkisini gösterecek. Halkımızın eli kolu bağlı kalmayacak. Halkımız örgütlüdür, demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde dile getirecektir.


Bu hukuksuzluğa, Türkiye'yi çatışmacı bir sürece götüren bu karara karşı Türkiye aydınları da suskun kalmayacaktır.

Bu kaos ortamında hepimiz büyük acılar yaşayabiliriz. Bu nedenle bu karara karşı demokrasi için ortak bir tepkinin geliştirilmesini istiyoruz."