En Yeniler
akparti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akparti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/19/2015

seyyah1906

Ak Saray'da Bakanlar kurulu Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gölge Kabineyi" Anlatacak


Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez bakanlar kurulu toplantısına başkanlık ediyor.

Ak Saray'da Bakanlar kurulu Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gölge Kabineyi" Anlatacak Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez bakanlar kurulu toplantısına başkanlık ediyor.

1/17/2015

seyyah1906

Zafer Çağlayan'ın 2 milyon 465 Liralık "ziynet" eşyası Külçe Altın Çıktı


Ancak komisyon raporundaki gider pusulasına göre bozdurulan ziynet 24 ayar has külçe altın çıktı.

Zafer Çağlayan'ın 2 milyon 465 Liralık "ziynet" eşyası Külçe Altın Çıktı Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan 2 milyon 465 bin TL'nin kaynağını "ziynet" eşyası olarak göstermişti. Ancak komisyon raporundaki gider pusulasına göre bozdurulan ziynet 24 ayar has külçe altın çıktı.

seyyah1906

Ali Babacan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıracak Merkez Bankası Açıklaması


Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Erdoğan'a zıtaçıklama yaptı. Babacan, "Bugüne kadar Merkez Bankası'na şöyle yapsın, böyle yapsın" diye bir ifadem olmadı dedi.

Ali Babacan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıracak Merkez Bankası Açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma günü Merkez Bankasına yüklenmiş, "Faizleri indirsin" demişti.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Erdoğan'a zıtaçıklama yaptı. Babacan, "Bugüne kadar Merkez Bankası'na şöyle yapsın, böyle yapsın" diye bir ifadem olmadı dedi.

1/12/2015

seyyah1906

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vahdettin Köşkünü Kimlerin kullanacağını açıkladı


Topkapı Sarayında yaptığı açıklamada Topkapı Sarayının bazı bölümlerinin ahır olarak kullanıldığını buraların ziyarete açılacağını söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vahdettin Köşkünü Kimlerin kullanacağını açıkladı Topkapı Sarayında yaptığı açıklamada Topkapı Sarayının bazı bölümlerinin ahır olarak kullanıldığını buraların ziyarete açılacağını söyledi

seyyah1906

Gazeteciden Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu kızdıran Sınırlarınızı açtınız sorusu


Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlene ortak basın toplantısında soruya sinirlenen Davutoğlu sınırlamızı savaştan kaçan Suriyeliler için açtık yanıtını verdi

Gazeteciden Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu kızdıran Sınırlarınızı açtınız sorusu geldi Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlene ortak basın toplantısında soruya sinirlenen Davutoğlu sınırlamızı savaştan kaçan Suriyeliler için açtık yanıtını verdi

10/03/2013

seyyah1906

Uluslararası Af Örgütü Gezi protestoları raporunda yaptırım talep etti

Türk polisinin orantısız güç kullanımını ağır bir şekilde eleştirdi.
Uluslararası Af Örgütü Gezi protestoları raporunda yaptırım talep etti
Uluslararası Af Örgütü, Gezi protestoları sırasında Türk polisinin orantısız güç kullanımını ağır bir şekilde eleştirdi. İstanbul’da açıklanan raporda, protestolar esnasında insan hakları ihlâlleri yaşandığına dikkat çekilerek sorumluların cezalandırılması talep edildi.


Raporda, Türk polisinin İstanbul ve diğer kentlerdeki göstericilere orantısız şiddet kullandığı, 15 Temmuz 2013 tarihine kadar ağır mühimmat, biber gazı, TOMA, plastik mermi ve copla müdahale sonucu en az 3 göstericinin öldüğü ve 8 bin kişinin de yaralandığı belirtildi. Bunlardan en az 61’inin ağır yaralandığı kaydedildi. Raporda 15 Temmuz'a kadar toplam 4 bin 900 kişinin de gözaltına alındığı ifade edildi.

Türk Tabipler Birliği de 104 kişinin başından ağır yaralandığı ve 11 kişinin bir gözünü kaybettiğini bilgisini aktarmıştı.

Polis ve adli kurumlara getirilen eleştiriler

Raporda polisin plastik mermileri, göstericilerin kafa ve vücutlarının üst kısmını hedef alarak ateş ettiği belirtiliyor. Protestocuların ve katılımcıların üzerine düzenli olarak biber gazı kapsülleri atıldığı kaydedilen raporda, biber gazının kısmen bazı özel ev ve binalara, revir ve tıbbî malzemelerin bulunduğu yerlere atıldığı, bu şekilde yüzlerce kişinin yaralandığı ve görgü tanıklarının ifadelerine göre en az bir kişinin de biber gazı nedeniyle öldüğü bilgisine yer veriliyor.

Polis memurları, şiddete hazırTOMA’ların su depolarına kimyasal maddelerin karıştırıldığına da dikkat çekilen raporda, kadın göstericilerin kolluk kuvvetleri tarafından sözlü ve fiziksel cinsel tacize maruz kaldıkları da vurgulandı.

Raporda insanların barışçıl gösteri yapma özgürlüğüne zalimce engel olunduğu belirtilirken "Polis memurları, şiddete hazır göstericilere karşı orantısız güç uyguladı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) yönetmeliklerine göre; taş atan bir kişi nedeniyle bütün protesto gösterisi, otomatik olarak barışçıl olmayan bir gösteriye dönüşmez. Yetkililerin münferit olarak bu kişilere müdahale etmesi gerekirdi, barışçıl gösteri yapan tüm kalabalığa değil" ifadeleri yer aldı.

Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya temsilcisi Selmin Çalışkan da "barışçıl gösteri yapanların, Türk polisinin bütünüyle orantısız şiddet ve kötü muamelesine maruz kaldığı" değerlendirmesinde bulundu ve Türk adli kurumlarının aleni bir şekilde polis şiddetinin sorumlularına karşı ciddi bir soruşturma başlatmadığını ifade etti. Çalışkan, aksine protestocular ve gösterileri organize eden kişiler hakkında "kısmen absürt suçlamalarla" soruşturma açıldığını vurguladı.

Türk hükümetine tavsiyeler

Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Kormaz’ın ölümüneAf Örgütü, "Türk hükümeti, barışçıl gösterilere saygı göstermeyi öğrenmek zorunda. Hükümet polisin yasal, barışçıl protestoları koruması ve şiddet kullanmamasını güvence altına almalı. Şiddet ancak gerçekten gerekliyse kullanılmalı, örneğin bir insan hayatını kurtarmak söz konusu ise" talebinde bulundu. Ayrıca gazetecilerin gelecekte görevlerini yapmalarının engellenmemesi ve hiçbir tehlikeye maruz kalmadan gösteriler hakkında haber yapabilmelerini talep etti.

Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Kormaz’ın ölümüne ve cinsel tacize uğrayan birçok kişinin ifadelerine değinen 71 sayfalık raporda, ayrıca Türkiye hükümetine karşı yaptırımlar talep ediliyor. Raporda, Türkiye’ye gösterileri kontrol etmekte kullanılan maddelerin transferini yapan ülkelere bazı tavsiyelerde bulunuldu.

Söz konusu ülkelere Türk yetkililer aşırı ve keyfi güç kullanımı iddiaları hakkında acil, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma başlatana kadar gösterilerde kullanılan kimyasal madde ya da mühimmatların transferini durdurması önerildi. Raporda adı geçen ülkeler arasında Brezilya, ABD, Çin, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, İsrail, Güney Kore, İngiltere de bulunuyor.

Hazırlanan rapor için Uluslararası Af Örgütü çalışanları Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, uzmanlar, doktor, avukat, gazeteciler ve İstanbul, Ankara, Antakya ve İzmir’de protestolara katılan göstericilerle görüşmeler yaptı. Örgütün görüştüğü kamu görevlileri arasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da bulunuyor.

Deutsche Welle Türkçe

9/19/2013

seyyah1906

Üniversitelerde "Gezi" korkusu açılış törenleri bakansız yapılacak

Hükümet, üniversitelerin açılış töreni yapmadan açılmasını sağlayamayınca bu kez bakanların katılmadığı açılışlar yapılması yöntemini tercih etti. Olası protestolara karşı bakanlar açılışlara katılmayacak, üniversiteler kendi içindeki törenlerle açılacak.
bakanların katılmadığı açılışlar yapılması yöntemini tercih etti
Üniversitelerde "Gezi" korkusu açılış törenleri bakansız yapılacak
Açılışlarda olası protestoları önlemek için formül arayan hükümet, ilk olarak YÖK’ün üniversite yönetimlerine “akademik yıl açılış töreni düzenlemeyin” yönünde bir uyarıda bulunması uygulamasına gitti.

Ancak bunun, bir mevzuat hükmüne dayandırılamayacağından yazılı olarak istenemediği belirtildi. Yazılı olmayınca da gelenek haline gelen açılış tören programları rektörlüklerce hazırlanmaya başlandı. Ancak bu kez de YÖK’ten “törenleri sınırlı tutun” uyarısı geldi. Bununla da protestoların tam olarak önüne geçilemeyeceği düşünüldüğünden son formül olarak bakanların açılış törenlerine katılmaması yoluna gidildi. YÖK’ün isteği üzerine, protestonun olmamasının garanti altına alınabileceği törenler dışında hiçbir bakan, üniversite açılışlarına katılmayacak. Bakanların yanı sıra AKP milletvekillerinin de protesto edilmesinden kaygı duyulduğu için açılışlara milletvekilleri de çağrılmayacak.

İçe kapanma

Tüm bunlarla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın “üniversiteleri ziyaret edecek bakanlar için özel güvenlik önlemleri alınması” isteğini bir arada değerlendiren üniversite rektörlükleri, açılış törenlerinde “içe kapanma” kararı aldı. Rektörlükler, tamamen üniversite mensuplarının katılacağı törenler düzenleyecek.

Bakanlar veya milletvekilleri dahil üniversite dışından kimse törenlere davet edilmeyecek.
Üniversite öğrencilerinin yine de protesto gösterileri düzenlemesi ihtimali karşısında
ise “öğrencilerin gözüne batmayacak ölçüde güvenlik önlemleri” alınacak.

Geçen yıl Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte pek çok bakan ve milletvekilinin katıldığı ve öğrenci muhalefetinin protesto ettiği Ankara Üniversitesi’nde akademik yıl açılış töreni 7 Ekim’de eczacılık fakültesinde düzenlenecek. Törene yalnızca “üniversitenin paydaşları” yani eski ve yeni akademik personel ve öğrenciler katılacak.

ODTÜ’de ‘O Sole Mio’

ODTÜ’nün açılış töreni ise 23 Eylül’de Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
Öğrenci ve öğretim görevlisi katılımını sağlamak amacıyla tören sırasında ders yapılmayacak. Akademik personel törene akademik kıyafetleri ile katılacak. Devlet
Opera ve Balesi sanatçılarının sahne alacağı programda “O Sole Mio” söylenecek.
“Eymir Beni Çağırıyor” konulu sunumun ardından Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar konuşma yapacak. Ardından üniversite sınavında derece yaparak ODTÜ’ye yerleşen 3 öğrenci konuşacak. (Cumhuriyet)

9/17/2013

seyyah1906

Ankara Altındağ'da 126 CHP'li habersiz Ak Parti üyesi yapılmış

CHP üyelerinin AKP’ye bilgileri dışında üye yapılması skandalı, bu kez Ankara’nın Altındağ ilçesinde ortaya çıktı. Daha önce bu ilçeden 386 kişinin üyelikleri, hem CHP hem de AKP’ye üye görünmeleri nedeniyle düşmüştü.
bu kez Ankara’nın Altındağ ilçesinde ortaya çıktı.
Ankara Altındağ'da 126 CHP'li habersiz Ak Parti üyesi yapılmış

Aralarında eski CHP yöneticileri ve kongre üyelerinin de olduğu 126 partilinin daha AKP’ye üye yazıldığı belirlendi. Mağdur kongre üyesi Haluk Yalvaç dava açmaya hazırlanıyor. CHP Altındağ İlçe Başkanı Barış Ozan Vural, önce tespit, ardından suç duyurusunda bulunacaklarını dile getirdi.

CHP üyelerinin bilgileri dışında AKP’ye üye yazılması Ankara’nın Altındağ ilçesinde yeniden gündeme geldi. Daha önce aynı ilçede 386 CHP üyesinin aynı zamanda AKP’ye de üye olduğu ortaya çıkmış, bu kişilerin her iki partiden de üyelikleri düşürülmüştü. Son

olarak ortaya çıkan gelişmeye göre ağustos ayından önce partinin ilçe yönetim kurulunda görev yapan 3 kişi ve ilçe kongre delegelerinin bazılarının da aralarında bulunduğu 126 kişinin bilgileri dışında AKP’ye üye yazıldıkları ortaya çıktı.

Altındağ’da CHP delegesi olan Haluk Yalvaç, kendisinin bilgisi dışında AKP’ye üye yazıldığını, bu nedenle mağdur olduğunu dile getirdi. Kendi isteğiyle AKP’ye katılmasının söz konusu olmadığını belirten Yalvaç, “Şimdi yeniden CHP’ye üye olmam gerekiyor.

Sorumlular hakkında dava açacağım” diye konuştu. CHP’lilerin AKP’ye üye yazıldığını doğrulayan CHP Altındağ İlçe Başkanı Vural, birçok kez AKP ilçe başkanlığını uyardıklarını,

ancak “sehven yapılmış” diye yanıt aldıklarını dile getirdi. Vural “Partimize üye olanların her türlü evrakı elimizde var, isteyene gösterebiliriz. Şimdi eleme yapıyoruz. Artık onlardan da evrak göstermelerini isteyeceğiz. Sulh hukuk mahkemesi yoluyla tespit yapacağız. Daha sonra suç duyurusunda bulunacağız” değerlendirmesini yaptı. AKP’ye üye yazılanlar arasında ağustos ayından önce ilçe yönetiminde görev yapan 3 kişinin ve 42 kongre delegesinin adının bulunduğunu belirten Vural, “İnsanların iradesi dışında bir partiye üye yapılması dürüst bir davranış değil” diye konuştu. (Cumhuriyet)

5/26/2013

seyyah1906

Binali Yıldırım'dan Zafer Çağlayan'a rötar yanıtı "Alıcısı olmayan mal zayidir"

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'dan THY'yi eleştiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a yanıt geldi.

THY son 10 senede önemli başarılara imza attığını söyleyen Yıldırım, "10 kere eleştirirsek bir kere de takdir etmemiz lazım" diye konuştu.

Yıldırım şunları söyledi:

"2003 yılında THY sadece 60 noktaya uçuş yapıyordu, şu anda 220 noktaya uçuş yapıyor dış hatlarda. İç hatlarda 26 noktaya yapıyordu, şimdi 49 noktaya uçuş yapıyor. 10 sene önce 8,5 milyon yolcu taşıyordu, şimdi ise taşınan yolcu sayısı 40 milyon.

THY Avrupa'nın 3. dünyanın 7. büyük şirketi oldu 10 yıl içinde. 10 yıl önce esamesi okunmayan bir şirketti. Sefer, ikram ve hizmet kalitesi noktasında 2 yıl üst üste Avrupa'nın en iyi şirketi seçildi. Grev yaşandı, grev süresince de seferlerin hiçbiri de aksamadan yapıldı.

Böyle bir grev dünyanın başka yerinde olsaydı tek bir uçak kalkmazdı. Dün İngiltere'de A319 tipi uçak havalandı, motorunun biri alev aldı, mecburi iniş yaptı o gün bütün seferler iptal oldu. Allah'a şükür bugüne kadar böyle bir sorun yaşamadık.

Gecikmeler, bazen elimizde olmayan nedenlerle olabiliyor. İşi abartmanın anlamı yok. Atatürk Havaalanı şu anda müthiş yoğunluğa rağmen kapasitesinin yüzde 50 üzerinde çalışıyor. Bütün bunları dikkate aldığımız zaman biraz daha müsamahayla yaklaşmamız lazım.

Ben bakanımızın söyleminin yani özünde bir sitem taşıdığını düşünüyorum. Onun ötesinde bir şey değil. Onun hayıflandığı, gecikmeden ziyade randevusuna verdiği söze vaktinde yetişememesidir. Onun üzüntüsüyle söylenmiş bir söz olarak kabul ediyorum.

10 kere eleştirirsek bir kere de takdir etmemiz lazım. Takdir hizmet kalitesinin hızını arttırır. Boşuna dememişler; marifet iltifata tabidir. Alıcısı olmayan mal zayidir. İyiye iyi yanlışa da yanlış demesini de bilmemiz lazım."

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, geç kaldığı MÜSİAD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada rötar yapan THY'yi suçlamıştı.

4/13/2013

seyyah1906

Burhan Kuzu'dan inciler "Demirel’in koca kafası mı küçüldü de ülke bu hale geldi"

Burhan Kuzu, partisi tarafından başlatılan, “Türkiye Başkanlık Sistemini konuşuyor” konulu toplantıya katılmak üzere Sakarya’nın Serdivan ilçesine geldi. Kuzu, Serdivan Belediyesi Konferans Salonu’nda partililere mevcut parlamenter sistemin neden uygun olmadığını ve Başkanlık sisteminin neler getireceğini anlattı.

Parlamenter modelin İngiltere kökenli bir sistem olduğunu anlatan Kuzu, bu sisteminin zamanında daha iyi bir modeli olmadığı için tüm dünya tarafından kullanıldığını ancak sisteminin büyük sakıncaları olduğunu söyledi. Kuzu, Yıllardır sistem yüzünden koalisyon hükümetleri tarafından yürütülen Türkiye’nin sürekli olarak inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini anlatarak, “Bakınız Demirel tek başına hükümetken ülke için iyi işler yaptı. Koalisyondayken ise hep kötü şeyler oldu. Ne oldu da böyle oldu. Demirel’in koca kafası mı küçüldü de ülke bu hale geldi. Tabii ki değil. Koalisyon hükümetlerinde iş yapamazsınız” dedi.
Reklam

“Mevcut sistemde Türkiye’de, Almanya’da, Fransa’daki Başbakanlar Obama’dan daha güçlüler. Benim başbakanım zavallı Obama’dan 3 kat daha fazla yetkiye ve güce sahip. O yüzden hep diyorum güçlü Erdoğan, zayıf Obama” diyen Kuzu, “Başkanlık sistemi ile bugün şikayet ettiğimiz birçok konu ortadan kalkacak. Başkan çok sıkı denetlenecek. Milletvekilleri sizin istediğiniz kişiler olacak. Başbakanın değil. Bakanlar milletvekillerinin içinden seçilmeyecek. Çok daha güçlü bir yapıya sahip olacağız” şeklinde konuştu.

Başkanlık sistemine küçük partilerin ve sol kesimlerin karşı durduğunu söyleyen Kuzu, “Rüyasında gören, hanımına kızan parti kurmuş. Telefonuma mesaj geliyor. Filanca partideki genel başkanlık görevinden istifa ettim diye. Yahu sen ne zaman parti kurdun da başkan oldun. Gidin vakıf kurun, dernek kurun, hayır işleriyle uğraşın. Şu anda 61 tane parti var bu ülkede. Başkanlık sistemi gelirse bunların hiçbiri olmayacak. Sol kesim ise yüzde 51 oy alamam kaygısında. Evet haklılar alamazlar. Bu kafada devam ederlerse alamazlar. Başkanlık sisteminde kucaklayıcı olmanız gerekiyor” dedi.

"Ben şahsen bilsem ki bu federal yapının zeminidir. Hemen bu işin peşini bırakırım” diyen Kuzu, “ABD Başkanlık sistemiyle yönetiliyor ve federal bir yapıya sahip. Almanya’da federal yapıya sahip ama parlamenter sistemle yönetiliyor. Başkanlık sistemi olacak diye federal yapıya geçmek gerekmiyor. Bakın ben bu işin 30 senedir peşinde olan biri olarak diyorum. Bilsem ki kuşkum olsa ki bu Başkanlık sistemi bizi federal yapıya götürecek anında bu işin peşini bırakırım” şeklinde konuştu.mynet

3/24/2013

seyyah1906

Melih Gökçek'ten Devlet Bahçeli'ye Dün baştaydın, sen affettin. Şimdi mi aklına geldi?

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, MHP’lilerin “Barış olursa istikbalimiz yok olur, barajı aşamayız” diye sıkıntıya girmelerine gerek olmadığını ifade etti.


Melih Gökçek, tv8’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa mitingindeki konuşmasına değinen Gökçek,

“Sayın Bahçeli, ‘Biz ancak İmralı’ya Apo’yu asmak için gideriz’ diyor. Dün baştaydın, sen affettin. Şimdi mi aklına geldi? Assaydın o gün” diye konuştu. Bahçeli’nin en büyük vasfının MHP’li gençleri sokağa dökmemek olduğunu ifade eden Gökçek, “İlk defa maalesef o Bursa mitinginde kendi kendini inkar eden bir beyanat verdi; ‘Onun da zamanı gelecek’ dedi. Bu Sayın Bahçeli’ye yakışmadı” dedi.

CHP’nin içindeki “ulusalcıların” ve özellikle MHP’nin barış sürecine karşı olduklarını öne süren Gökçek şöyle devam etti: “Türkiye’ye huzur gelirse, Güneydoğu’dan şehitler gelmezse, ceset gelmezse tabiri caizse bu siyasal partilerin istismar edecekleri sermayeleri kalmayacak. Ben bir vilayet biliyorum; adam belediye başkanı iki cenaze daha gelse seçimi alacaktık, diyor. Bu zihniyetin artık yıkılması lazım.

Bütün MHP’lilere sesleniyorum; ‘Siyasi olarak bu barış olursa istikbalimiz yok olur, barajı aşamayız’ diyenler, ülkenin geleceği için bu tip sıkıntılara girmeye gerek yok. Doğruyu kabul etsinler, gelsinler bizim AK Parti’nin içinde beraber siyaset yapalım.” mynet

3/20/2013

seyyah1906

Sırrı Sakık'tan Ak partiye geçmiş olsun Mhp'ye öcalan'ın paltosunu asarsın

Sakık, "Paris'te barışa sıkılan kurşunların faillerini bulamazsanız, aynı failler Ankara'nın göbeğinde bomba patlatırlar" dedi.


BDP'li Sakık, Twitter'dan yazdığı mesajda, "Paris'te katliam yapanların" dün Adalet Bakanlığı'na bomba attığını ve AK Parti Genel Merkezi'ne lav silahıyla saldırdıklarını öne sürerek, "AKP'ye geçmiş olsun diyoruz. Paris'te barışa sıkılan kurşunların faillerini bulamazsanız, aynı failler Ankara'nın göbeğinde bomba patlatırlar" dedi.


-"SEN ASSAN ASSAN ÖCALAN'IN PALTOSUNU VESTİYERE ASARSIN"-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenen Sakık, şunları ifade etti:

"Elinde iple dolaşıp Öcalan'ı as diyen Bahçeli, sen bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan'ın paltosunu vestiyere asarsın. Bu Malazgirt size kapılarını açtığında Kürt halkı size kucağını açtı, siz ne yaptınız red ve inkar politikalarınızla Malazgirt'e ve Kürt halkına ihanet ettiniz."

ANKA

3/09/2013

seyyah1906

Başbakan Erdoğan Silopi'de Siz de kazanacaksınız Ciner de kazanacak

Erdoğan, konuşmada izleyiciler arasından gelen bir eleştiri üzerine, "Nankörlük yapma otur. Ekmek bulamazsınız yemeye, ekmek gelir sonra da ekmeği tepersiniz.

Ekmek bulamazsınız yemeye
Şuralarda 800 milyon dolarlık yatırımı buralara kim getirir. Teşekkür edeceğiniz yerde başka şeyler konuşuyorsunuz. Bu başbakan gerçek neyse gerçeği konuşur. Biz, "Marifet iltifata tabidir' deriz. Bu ülkede taş üstüne taş koyana teşekkür ederiz. Terör var diye kimsenin gelmediği yere 800 milyon dolarlık yatırım geliyor, siz teşekkür edip el üstünde tutacaksınız, başka şey konuşuyorsunuz" diye tepki gösterdi.

Şırnak'ın Silopi ilçesindeki termik santral açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, termik santral tamamen devreye gireceğinde 2 milyar 700 milyon kilovat/saat elektrik katkısı sağlayacağını belirtti ve tesisi kazandıran Turgay Ciner'e ve Ciner grubunun tüm mensuplarına teşekkür etti. Yapılan yatırımın toplam değerinin 800 milyon dolar olduğunu, tamamlandığında 2 bin 100 kişiye istihdam sağlanacağını ifade eden Erdoğan, "Bu istihdam Fizan'dan gelmeyecek. Silopili kardeşlerim burada ekmek ve aş sahibi olacak. Dolayısıyla Silopi'ye, Şırnak'a, Cizre'ye sahip çıkın" dedi. Santralin yerli kömürle çalıştığını ve çevre dostu olduğunu kaydeden Erdoğan, izleyiciler arasından gelen bir eleştiri üzerine şunları söyledi:



Nankörlük yapma otur. Ekmek bulamazsınız yemeye, ekmek gelir sonra da ekmeği tepersiniz. 


Şuralarda 800 milyon dolarlık yatırımı buralara kim getirir. Teşekkür edeceğiniz yerde başka şeyler konuşuyorsunuz. Bu başbakan gerçek neyse gerçeği konuşur. Biz, "Marifet iltifata tabidir' deriz. Bu ülkede taş üstüne taş koyana teşekkür ederiz. Terör var diye kimsenin gelmediği yere 800 milyon dolarlık yatırım geliyor, siz teşekkür edip el üstünde tutacaksınız, başka şey konuşuyorsunuz.

AK Parti olarak azimle yola devam ettiklerini ve "özel amigolara" ihtiyaçları olmadığını belirten Erdoğan, tesisin tamamen devreye girdiğinde, Şırnak'ın artık, "Benim elektriğim yok" diye bir sorunu kalmayacağını ifade etti. Erdoğan, "Bize düşen şükrandır, teşekkürdür ve bu yerli üretim olacak. Bu santralle yıllık 150 milyon dolar daha az doğalgaz ithal edeceğiz" dedi.

-"KAMU ELİNDEKİ KÖMÜR SAHALARINI TERMİK SANTRAL ŞARTIYLA ÖZEL SEKTÖRE DEVREDİYORUZ"-

İktidara geldiklerinden bu yana, kamu ağırlıklı yapıdan özel sektör ağırlıklı yapıya geçiş konusunda gerekli düzenlemeleri yaptıklarını anlatan Erdoğan, 10 yıl önce elektrik üretiminin yüzde 62'sini devletin yaptığını, bugün ise aynı oranda üretimin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. Erdoğan, iktidarları döneminde 8 milyar ton olan kömür rezervinin yapılan arama çalışmalarıyla 5 milyar ton daha ilave ettiklerini kaydetti. Bu rezervin elektrik üretiminde kullanılması için Enerji Bakanlığı'nın çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, "Afşin-Elbistan, Konya-Karapınar, Trakya-Ergene gibi büyük kömür havzalarına yeni termik santraller kurma yönündeki çalışmalarımız devam ediyor. Kamunun elindeki kömür sahalarını termik santral kurma şartıyla özel sektöre devrediyoruz. Yerli kömürümüzün tamamını yaklaşık 20 milyar dolarlık bir yatırımla elektrik üretiminde değerlendireceğiz" dedi.

-"İTHAL KÖMÜRE MÜSAADE YOK"-

Son zamanlarda ithal kömüre müsaade etmediklerini, bazı değerleri düşük olsa da yerli kömür kullanımını teşvik ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Çünkü biz cari açığımızı da kapatmak durumundayız. Onun için ithal kömür değil, yerli kömür. Kullanırsan kullanırsın, kullanmazsan ithal kömüre müsaade yok. Bu yatırımlarla 2023 yılında tükettiğimiz elektriğin üçte birini kömürden sağlayacağız" diye konuştu.

-"HEPSİ YALAN"-

Yapılan yatırımların çevreye rağmen değil, çevreyle yapılacağını kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birileri çıkıyor, "Bu santral çevreyi kirletiyor, sağlıklı değil' diyor. Hepsi yalan. Gençler bunu iyi bilin. Burada en ileri teknoloji uygulanıyor. Bu teknolojilerde tüm emisyon hacimlerine varıncaya kadar hepsinin ölçümü yapılıyor. İşte çıkan duman ortada. Siyah duman var mı? Yok. Olay bu. Ama bazıları rahatsız oluyor. Çünkü bunlar Silopi'nin, Şırnak'ın Türkiye'nin kalkınmasını istemiyor. Bunlar Silopi'deki işsiz kardeşimin cebine para girmesini istemiyor."

-"BU ÜLKE O BAHARI YAŞAYACAK"-

Konuşmasında terör konusuna da değinen Erdoğan, birilerinin okullara molotof kokteyli attığını, yakıp yıktığını belirtti ve "Sizler ona müsaade etmeyeceksiniz, ben buna inanıyorum. İnşallah çözüm süreciyle bunları da bitireceğiz. Bu süreç, sizin refah ve mutluluğunuz içindir. Bu ülke o baharı yaşayacak inşallah, hiç endişeniz olmasın" dedi.

Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'ne yapılan yatırımların artması gerektiğini, kendilerinin yatırımcının önünü açtığını kaydeden Erdoğan, yatırımcının güven huzur ve istikrar aradığını hatırlattı. Hükümet olarak diğer şartları sağlamalarına rağmen terör yüzünden yatırımcının doğuya gelmediğini ifade etti ve şunları söyledi:

"Onun için Ciner'lerin artması lazım. Bu bakımdan bizzat devreye girmemize rağmen, rica etmemize ve yönlendirmemize maalesef bunu arzu ettiğimiz seviyede yakalayamadık. Şu an dikkatle, hassasiyetle ve kararlılıkla yürüttüğümüz çözüm süreci başarıya ulaştığında, terör meselesi bu ülkenin gündeminden çıktığında önümüzdeki son engeli de aşmış olacağız."

Erdoğan konuşmasını, "Siz de kazanacaksınız Ciner de kazanacak" diye bitirdi. mynet

2/23/2013

seyyah1906

Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Hakan Şükür attığı gollerle tarih oldu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde düzenlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri yıkım ve anahtar teslimi ile 437 yeni İETT otobüsünün hizmete alım töreninde konuştu. 


Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Ben aynı sözleri Rize'de söyleyeceğim. Kılıçdaroğlu sen Hakkari'de mitingte bir tane Türkiye bayrağı sallayamadın" dedi.

Başbakan Erdoğan, Kayseri'ye gittiklerinde muhabbetle Şanlıurfa'ya gittiklerinde samimiyetle karşılandıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Van'a gidiyoruz, halkımız bizi kucaklıyor. İstanbul'a geliyoruz, buyurun aynı şekilde, aynı aşkı, aynı heyecanı, aynı coşkuyu burada görüyoruz. Mardin'de de Türkiye'nin diğer 80 vilayetinde de gördüğümüz vefayı bizzat yerinde hissettik. Mardinli kardeşlerimizin, Türkiye'deki çözüm atmosferinden dolayı çok heyecanlı, çok umutlu olduklarını yerinde gördük. Şimdi ben, Mardin Kızıltepe'de bir ifade kullandım. Dedim ki 'Bu süreçte bizim karşımıza, Kürtlükle de Türklükle de çıkılmasın... Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.' Aynı ifadeyi bugün İstanbul'da da söylüyorum. Kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.
Anamuhalefet Partisi'nin genel başkanı, 'Bu sözleri Rize'de söyleyemezsin' diyor. Farklı mekanlarda farklı şeyler söylemek, bunları görmek istiyorsa, Anamuhalefet Partisi'nin genel başkanı aynaya baksın. Biz siyasi hayatımız boyunca, doğuda farklı, batıda farklı konuşanlardan olmadık. Diyarbakır'da ne söylediysek, geldik İstanbul'da aynısını söyledik. Şimdi ben buradan sana sesleniyorum Kılıçdaroğlu; sıkıysa, samimiysen, dürüstsen ben bu ifadelerin aynını yakında Rize'ye gideceğim, Rize'de de kullanacağım, söyleyeceğim. Peki söylediğimde sen ne yapacaksın onu söyle... Çünkü ben Rize'deki hemşehrilerime ne söylediysem Şanlıurfa'da onu söyledim. Şanlıurfa'da ne söylediysem Rize'de de onu söyledim. Benim abdestimden şüphem yok ki, namazımdan şüphem olsun. İstanbul'da nasıl gururla Türkiye Cumhuriyeti'nin ay yıldızlı bayrağını salladıysak, gururla onurla şerefle salladıysak, gittik Hakkari'de de Türkiye'de de dünyada da o bayrağı salladık. Peki Kılıçdaroğlu, sen partinin mitinginde, Hakkari'de bir tane Türkiye bayrağı sallayamadın. Sallayamadın hani. Bütün televizyon kayıtlarında her şeyde bu var. Kardeşlerim bunların üstü şişhane altı kavaldır. Bunlardan hiçbir şey beklemeyin. Bunlarda dürüstlük yok, samimiyet yok.''


Hakan Şükür'e destek

Başbakan Erdoğan, Hakan Şükür'ün sözlerine de değinerek, "Hakan Şükür, etnik yapı olarak ben Arnavut'um diyor. Mehmet Akif Ersoy da bir Arnavut'tur. Mehmet Akif'i bu Türklükten çıkarıyor mu? Hakan Şükür kardeşimiz bir Arnavut çocuğu olarak bu ülkenin milli takımında ondan fazla formayı giyen yok. Göğsünde ay yıldızlı formayı taşıyan ve en fazla gol atan kardeşimiz... Lafla peynir gemisi yürümez. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Hakan Şükür attığı gollerle tarih oldu. Biz de bu diktiğimiz eserlerle anılacağız. Onlar istese de istemese de" diye konuştu. (DHA) cumhuriyet

2/20/2013

seyyah1906

Başbakan Erdoğan: Biz öğretmen evinde onları ağırlayacak kadar, ev sahipliğinin en güzelini yaptık

BDP heyetinin Karadeniz turu sırasında önce Sinop ardından da Samsun'da çıkan olaylara değinen Erdoğan, AK Parti'yi suçlayan CHP'yi eleştirdi.


Erdoğan, şunları söyledi:

"CHP'nin bu tür şeyleri söylemesi mümkündür. Kayıtlar, Sinop'ta kimlerin olduğunu ortaya koyuyor. Bugün de yazılı medyada CHP'li Sinop Belediye Başkanı'nın da işin içerisinde olduğu ifade ediliyor.

Bizler seçilmiş milletvekillerine karşı yapılan eylemlerin doğru olmadığını açık bir şekilde ifade ettik. İster beğenin ister beğenmeyin, milletvekilidirler ve yasalar çerçevesinde kendilerine nerede ne yapılması gerektiği bildirilmiştir. Biz öğretmen evinde onları ağırlayacak kadar, ev sahipliğinin en güzelini yaptık. Samsun'da ise İçişleri Bakanım valiye verdiği talimatla, onlara ilgi ve gereken yardım yapılmıştır. Fakat gerek Sinop'ta gerek Samsun'da tepkiler olunca Ankara'ya dönme kararı aldılar. Olayın tamamı budur. Bunu kalkıp da AK Parti'ye havale etmeye yeltenen CHP yetkilisi aynaya bakmalıdır. Belli ki aynadan uzak kalmış. Bunların durumu budur, belgelidir. Hepsi şu anda İçişleri Bakanlığımızın, emniyetin ve istihbaratın kayıtlarındadır." mynet

2/18/2013

seyyah1906

Ak Parti Tabanının Yarısı Kürt Açılımına Karşı

Hükümetin başlattığı İmralı süreci öncesinde, TEPAV’ın finansmanıyla, Adil Gür (AG) Araştırma Şirketi’nin yaptığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Genelkurmay ve MİT’e de iletilen son araştırma, AKP tabanının yarısının Kürt açılımına karşı olduğunu gösterdi.


Araştırma, hükümetin terörün sona erdirilmesinde büyük umut bağladığı “mele” açılımının da tutmadığını ortaya koydu. Araştırma, Erdoğan’ın neden idam cezasını tartışmaya açtığı sorusunun yanıtını da verirken, çözüm için Abdullah Öcalan’ı değil BDP’yi işaret etti.

Sonuçları Bilkent Üniversitesi tarafından değerlendirilen araştırma, yedi coğrafi bölgede, 48 il ve 186 ilçede, bunlara bağlı 369 mahalle ve köyde, 18 yaş ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden 3 bin 252’si kadın toplam 6 bin 516 denekle yüz yüze görüşmeyle yapıldı. Çıkan sonuçları hükümetin “hassas” olarak görmesi nedeniyle araştırma kamuoyu ile paylaşılmadı. Araştırmanın sonuçları şöyle:

AKP tabanı bölündü: Kürt sorununun varlığını kabul eden Türklerin oranı yüzde 78, Kürtlerin oranı ise yüzde 63 olarak saptandı. Kürtlerin yüzde 49’u, Türklerin ise yüzde 62’si Kürt açılımını başarısız bulurken, 2011 yılında AKP’ye oy vermiş olanların yüzde 50’si Kürt açılımına olumsuz yaklaştı. CHP seçmeninin yüzde 74’ü Kürt açılımına karşı olduğunu beyan etti. Kürtlerin yüzde 44’ü “Özerk bir yönetim veya federasyon kabul edilmeli midir?” sorusuna “hayır” yanıtı verdi. Buna karşın Kürtlerin kültürel ve dilsel haklar konusunda ortak talebi olduğu anlaşıldı.

Bölünme ve bağımsız Kürt devleti: “Kürt sorununun çözümü için bölünme, yani Kürtlerin ayrı bir devlet kurması kabul edilmeli mi?” sorusuna, Kürtlerin yüzde 77’si “hayır” yanıtını verdi. Buna karşın Kürtlerin yüzde 82’si belediye, hastane ve mahkeme gibi kamusal alanlarda Kürtçe hizmet verilmesini istedi. Kürtlerin yüzde 65’i anadilinde eğitime “evet” derken, yüzde 80’i Kürtçenin seçmeli ders olması gerektiğini beyan etti. Kürtçenin resmi dil olmasını isteyen Kürtlerin oranı ise yüzde 55 olarak saptandı. Kürtlerin yüzde 60’ı ise Kürt bayrağına olumsuz baktı.

Bağımsızlık talebi: Kürtlerin yüzde 70’i Kürtçe vaaz ve hutbe isterken, bağımsızlık isteyen Kürtlerin oranı ise yüzde 24’te kaldı. Türkler arasında Kürtlerin ayrımcılığa uğradığına ilişkin genel bir kanı ortaya çıkmazken, Kürtlerin yüzde 47’si ayrımcılığa uğradığını beyan etti. Araştırma, bugün seçim olsa Kürtlerin yüzde 51’inin Türklerin ise yüzde 35’inin AKP’ye oy vereceğini ortaya koydu. Bu oran AKP için Türkiye genelinde yüzde 48 olarak belirlendi. BDP’ye oy verecek Kürtlerin oranı ise yüzde 46 olarak saptandı. Kürtlerin yüzde 12’sinin oy vermeyeceğini açıklaması dikkate alındığında BDP’nin yüzde 10 barajını zorlayabileceği öngörüsü yapıldı.

PKK siyasete katılsın: Kürtlerin 63’ü PKK’nin silahsızlanıp siyasete katılmasına destek verirken, AKP seçmeninin yüzde 52’si, BDP seçmeninin de yüzde 75’i PKK’nin siyasete katılmasını istedi.

Öcalan’la görüşme: Kürtlerin yüzde 66’sı devletin Öcalan ile görüşmesi gerektiğini düşünürken, yüzde 61’i Öcalan’ın serbest bırakılması ya da ev hapsine alınması gibi mevcut durumunda lehine bir iyileştirmeye destek verdi. BDP’ye oy verenlerin yüzde 61.7’si Öcalan’ın serbest bırakılmasını isterken ev hapsine alınmasını isteyenlerin oranı ise yüzde 32.2’de kaldı.

Güneydoğu’da oy kaybetti

Araştırma, 1995-2011 seçimleri arasında, Kürt siyasi partilerinin bölgede giderek güçlendiğini, AKP’nin ise Güneydoğu’da 2007-2011 seçimleri arasında yüzde 11 oy kaybettiğini gösterdi. Kürtlerin yüzde 48’i PKK’nin terör örgütü olmadığını düşünürken ­ Kürtlerin sadece yüzde 30’u PKK’nin bütün Kürtleri temsil ettiği yönünde görüş bildirdi. Araştırma, dinselleşmenin Kürtler arasında “Kürt milliyetçiliği ve ayrılıkçılık” akımlarını azaltmadığını da gösterdi. Hükümetin din üzerinden yürüttüğü ve mele açılımıyla gündeme gelen yaklaşımının da etkili olmadığı anlaşıldı. cumhuriyet

2/17/2013

seyyah1906

Ergenekon Davasında 5 yıl Hapis Yatıp Çıkan Ak Partili

Ergenekon davasında beş yıl hapis yattıktan sonra tahliye olan ünlülerin kuyumcusu Hayrettin Ertekin, Hürriyet'ten Nurettin Kurt'a konuştu. Röportaj sayesinde Ertekin'in ilginç bir özelliği ortaya çıktı.


Ertekin gözaltına alınışını söyle anlattı:

“O gün Çırağan Sarayı’nda Yunus polislerin moral gecesinde konuktum. Eve geldim, sabah polis geldi evimden aldı. Bana yöneltilen sorular tamamen TSK’yla ilgili olan sosyal yaşamıma dair sorulardı. Ben Ak Parti kurulduğunda binlerce gümüş AK Parti rozeti yaptım, ücretsiz dağıttım, Beşiktaş Kuyumcular Çarşısı’nı AK Parti bayraklarıyla donattım. Üç kez oy verdim bu partiye. Şimdi bu partiyi devirmek için darbe hazırlığımı yapacağım? Darbe kelimesinden o kadar nefret ederim ki darbeli matkap bile kullanmam.Terör örgütünün ferdi gibi gösterilmem devlete olan inancımı sarstı. Devlet vatandaşına pusu kuramaz. Bu pusuyu kuranlar, tövbe ederek öbür dünyada affedileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Ben dini bütün insanım, hatta İmam Hatip mezunuyum. İşyerim 30 yıldır aynı, evim, telefon numaram aynı.”

Odatv.com

2/16/2013

seyyah1906

Economist: Ak Parti Amerika'nın dindar sağına daha çok benziyor

Dergi, kıyafet tasarımlarının "ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde muhafazakârlığın tırmanması" ile ilgili tartışmaları da keskinleştirdiğini belirtip şöyle devam ediyor:


"Dindarlığı ve aile değerlerini aleni olarak benimsemesiyle, AK Parti, İran'ın mollalarındansa Amerika'nın dindar sağına daha çok benziyor. Ancak bu laiklerin kendilerini kuşatılmış hissetmelerine yetiyor.''

THY'nin kadınlarda ayak bileklerine kadar kaftanlarının ve erkeklerde gümüş sırmalı kumaş ceketlerinin pek pratik olmadıklarını belirten dergi, THY'nin altısı hariç diğer iç uçuşlarda alkollü içki servisini kaldırdığının ortaya çıkmasının da tartışmaya yeni bir hararet kattığını ifade ediyor.
THY'de içki ve kıyafet

THY'nin içki servisini kaldırmasının nedeni olarak düşük talebi gösterdiğini belirten dergi ancak, bazılarının kurumun dini nedenlerle içki içmemek konusunda militan olan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı memnun etmek istediği görüşünde olduğunu yazıyor.

Economist, Erdoğan'ın şikâyetinin ardından Muhteşem Yüzyıl adlı dizi yapımcılarının, padişahın eşinin göğüs dekoltesini azalttıklarını da aktarıp yazıyı, Türkiye'nin AK Parti'nin 10 yıllık yönetiminin ardından daha zengin, daha güçlü ve ''daha az eğlenceli'' bir yer olduğunu belirterek bitiriyor. bbc türkçe
seyyah1906

Başbakan Erdoğan, ''Gençlik kolları dökülüyor, sefalet''

Başbakan Erdoğan'dan "4 yıl" itirafı: Muhalefete kandık. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Mardin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,


''Bir yanlış yaptık 5 yıl olan seçim süresini 4 yıla indirdik, o zamanki bizimle cumhurbaşkanlığı seçimleri, seçimlerin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi gibi muhalefette olan bir partinin teklifini, biz bunlar 'ciddidir dürüsttür' diyerek, ona aldandık, ona kandık ve maalesef 4 yıla indirilmesiyle ilgili değişikliği yaptık. Yanlış yaptık, çünkü 4 yıl bir hizmet süresi için yeterli değil. Bunun 5 yıl olması lazım'' dedi.

Muhalefetin her seçimde aldığı ağır yenilgiyi bir ders olarak okumak yerine hırçınlığı tercih ettiğini ancak muhalefetin sergilediği dili kendilerinin asla kullanmayacağını belirten Erdoğan, ''Biz gücümüzü, çözümsüzlüğü muhafaza etmekten alan bir parti olarak görmedik, görmeyeceğiz. Biz gücümüzü köklü ve kalıcı çözümler üretmekten alıyoruz, biz gücümüzü toplumun sadece belli bir kesimden değil, toplumun bütün kesimlerinden alıyoruz'' diye konuştu.


Başbakan Erdoğan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca görmediği hizmeti ve yatırımı hükümetleri döneminde gördüğünü belirterek, ''Terörün sona ermesi için bizim kadar samimiyetle, bizim kadar içtenlikle, bizim kadar gayretkeşlikle, cesaretle çalışan, elini taşın altına koyan, bizim kadar bu noktada o gayreti gösteren bir başka parti yok'' dedi.

Gençlik kolları dökülüyor

Erdoğan, konuşmasına ara vererek, salonda AK Parti ilçe teşkilatları ana kademeden olanların ayağa kalkmasını istedi. Ayağa kalkanların sayısını yetersiz gören Erdoğan, AK Parti İl Başkanı İbrahim Fide'den sayının neden yetersiz olduğunu sordu.

Bunun üzerine salonda bulunan bazı kişiler güvenlik görevlilerince içeri alınmadıklarını, dışarıda çok sayıda ilçe teşkilatlarından partili bulunduğunu bildirdi. Başbakan Erdoğan da ilçe teşkilatlarında görevli olanların içeri alınmasını istedi.

İl ve ilçe kadın ve gençlik kollarının ayağa kalkmasını isteyen Erdoğan, ''Gençlik kolları dökülüyor, sefalet'' dedi. mynet

2/11/2013

seyyah1906

Türkiye Arap Ülkeleri için cazip fakat yanıltıcı bir örnek

Roula Khalaf imzalı analizde, Arap Baharı'ndan sonra Mısır ve Tunus'ta iktidara gelen İslamcı liderlerin ekonomiyi yönetmedeki zorluklarına dikkat çekilerek, Türkiye'nin bu ülkelerde "model" olarak algılandığı hatırlatılıyor.


Khalaf, "Türkiye'nin cazibeli fakat yanıltıcı modeli" başlıklı analizde şöyle diyor: "İslamcı Araplar, Türkiye'nin İslamcı-kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi altında kazandığı başarılara işaret ederek, kendilerinin sosyal olarak muhafazakâr ancak dinamik ve refah içinde toplumlar yaratabileceklerini savunuyorlar."

Ancak Financial Times yazarına göre, Türkiye'nin geçiş halindeki Arap ülkeleriyle karşılaştırılması ve ülkenin başarısının yalnızca iktidar partisine ya da "partinin İslamcı köklerine" mal edilmesi yanıltıcı olabilir.
Ekonomik başarı nasıl başladı?

Karşılaştırmanın yanıltıcı olmasının arkasında, Türkiye ile söz konusu Arap ülkelerinin altyapı yatırımları açısından farklı düzeylerde olmaları, bankacılık sistemlerindeki farklar ve siyasi yapılanma da var Khalaf'a göre.

Gazetenin görüş aldığı Carnegie Europe'ta ziyaretçi araştırmacı olan Sinan Ülgen, Türkiye'nin ekonomik başarısının "AK Parti tarafından başlatılmadığını", partinin yürütücü rolüne rağmen, esas reformların daha önceden yapıldığını savunuyor.

Analizde, partinin İslamcı örgütlenme deneyimini de kullanarak, yoksulları hedefleyen sosyal politikalar ürettiği, karşılanabilir sağlık hizmeti ile iskan politikası benimsediği de belirtiliyor.

Ülgen, AKP'nin dehasının, sosyal muhafazakârlık ile piyasayı esas alan liberal ekonomik politikaları birleştirmesi olduğunu savunuyor. bbc türkçe