En Yeniler
başbakan erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
başbakan erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/23/2011

seyyah1906

dünyanın en nüfuzlu 50 kişisi araştırmasında başbakan erdoğan 11.sırada

İngiltere'de yayımlanan New Statesman dergisinin geleneksel 'Dünyanın en nüfuzlu 50 ismi' araştırmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 11'inci oldu.

Erdoğan ilk kez derginin en nüfuzlu isimler listesine girdi
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in başı çektiği listede, CIA Başkanı olan Amerikalı General David Petraus ikinci, Çinli insan hakları savunucusu Ai Weiwei ise üçüncü oldu. Amerikan Başkanı Barack Obama ise beşinci sırada.

Dergi listeye ilk kez giren Erdoğan'a geniş yer ayırıyor.

1998'de okuduğu bir şiir nedeniyle hapse atıldığında siyasi yorumcuların, Erdoğan'ın kariyerinin bittiği yönünde yorumlar yaptığını hatırlatan dergi, bunun üzerinden beş yıl bile geçmeden başbakan olduğunu belirtiyor.

Dergi, Erdoğan'ın geçen Temmuz'daki seçimleri kazanarak, Türkiye'de üst üste üç seçim kazanan tek başbakan olduğunu kaydediyor.

New Statesman Tayyip Erdoğan'ın 'Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki en güçlü lider' olarak değerlendirildiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor;
'Otoriter eğilimleri kaygı yaratıyor'
'1954'te, Karadeniz kıyısındaki muhafazakâr kent Rize'den gelen bir anne babanın çocuğu olarak doğan Erdoğan son yıllarda İslamcı görüşlerini ılımlılaştırdı, laik siyasete desteğini beyan etti ve ordunun kamu hayatındaki rolünü azaltmayı başardı. En ateşli muhalifleri bile, etkili ve halk desteğini alan bir siyasetçi olduğunu kabul ediyor. Ancak Putin gibi anayasayı değiştirip 2015 ve ötesinde iktidarda kalırsa otoriter eğilimlerinin artacağından kaygılılar'

Dergi, Erdoğan'ın Arap ülkelerinde kahraman gibi karşılandığını söylüyor.

Son yıllarda Türkiye'nin ekonomik ve diplomatik gücünün arttığını söyleyen dergi, bir dönem 'Avrupa'nın hasta adamı' diye anılan Türkiye'de ekonominin 2010'da yüzde 8,9 büyüdüğünü ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olduğunu kaydediyor.

New Statesman Türkiye'nin dış politikasında da 'daha maceracı' bir tutum takındığını belirtiyor. Erdoğan'ın devrik Mısır lideri Hüsnü Mübarek'e görevi bırakma çağrısı yaptığı, İran'la nükleer müzakerelere giriştiği ve Suriye'deki şiddeti kınadığı hatırlatılıyor. Ziyaret ettiği Arap başkentlerinde de kahraman gibi karşılandığı belirtiliyor. Dergi şöyle devam ediyor:

'Ancak en büyük ilgiyi çeken Türk başbakanının İsrail'e karşı eleştirel tavrıydı. Türkiye, İsrail'in Müslüman dünyadaki en yakın müttefikiyken, Erdoğan'ın liderliği altında Filistin davasının savunucusu oldu. 2009'da İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le yaptığı bir tartışmayı terk etti. İsrail'in Gazze'ye yardım filosundaki dokuz Türk'ü öldürmesinden sonra da İsrail'den büyükelçisini çekti ve savaş ilan etmeye yaklaştı. Erdoğan, ittifaklar kurmakta usta bir isim olduğunu ispat etti. Ülkesini bölgede diplomatik bir deve dönüştürmek için, Orta Doğu'daki iktidar boşluğundan faydalandı."

Dergi, yazının sonunda sözü tarihçi Stephen Kinzer'a bırakıyor. Kinzer da, 'Türkiye'nin yarım yüzyıldır izlediği Batı'ya tabi dış politikadan uzaklaşmasını sağladı.' diyor.

9/15/2011

seyyah1906

almanya'da eyalet seçimlerine katılacak olan türk partisi big parti ak parti güdümünde şüphesi


En çok dikkat çekenler arasında BIG partisinin, ırkçılık suçlamalarını beraberinde getiren açıklamalarıyla aylarca Alman kamuoyunu meşgul eden Thilo Sarrazin’i eleştiren, eşcinselliğe karşı çıkan ve adaylarının Müslüman olduğunu ön plana çıkaran afişleri...
Almanya’nın başkenti Berlin’de Pazar günü yapılacak eyalet seçimine katılacak BIG partisi tamamen bir Türk partisi.

Yüzde 5 oranındaki seçim barajının yakınına bile yaklaşması beklenmeyen parti Alman kamuoyunda bir yandan ilgiyle izleniyor.

Diğer yandan da kendini Türkçe olarak Yenilik ve Adalet İttifakı olarak adlandıran partinin Türkiye’de iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) güdümünde olması ihtimali endişe yaratıyor.

Haftalık haber dergisi Der Spiegel’in son sayısında yeralan bir haber, partinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ilişkilerine ışık tutuyor.

"Ankara’nın Truva Atı" başlığını taşıyan haberde, 2005 yılında Erdoğan’ın kuruluş törenine katıldığı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) yöneticilerinin BIG’ın kuruluşunda aktif rol oynadığına dikkat çekiliyor.

Dergi, partinin üç eyalet başkanının kısa süre öncesine kadar UETD’de aktif çalıştığını yazıyor.

UETD Türkiye’de yapılan 12 Haziran genel seçimi öncesinde Almanya’da yaşayan Türkler arasında AKP için seçim kampanyası yürütmüştü.
"Artık yeter!"

BIG partisinin bir seçim videosunda yeralan taleplerin de, Başbakan Erdoğan’ın son Almanya ziyaretlerinde dile getirdiği ve Almanya’da ciddi rahatsızlık yaratan açıklamalarındaki taleplerle örtüştüğü dikkat çekiyor.

Parti Başkanı Haluk Yıldız’ın Almanya’daki Türklerin hepsini kendilerine oy vermeye çağırdığı videoda, partinin hedefleri arasında "eğitimde fırsat eşitliği ve anadilde eğitim, düşük gelirli ailelere devlet desteği, çifte vatandaşlık ve faiz endeksli ekonomiye alternatifler getirilmesi" sayılıyor.

Parti, Türkiye kökenli göçmenleri, "kimliklerinden taviz vermeden barış içinde yaşamaya" çağırıyor.

BIG partisinin afişlerinde öne çıkan bir başka slogan da, "Artık yeter!"

Parti, Türkiye’den gelen göçmenlerin bugüne kadar Alman partilerine oy verdiğini ve her defasında hayal kırıklığına uğradığını öne sürüyor.

Daha önce Hamburg, Kuzey Ren Vestfalya ve Baden-Württemberg eyaletlerinde seçimlere katılan parti hiçbir yerde yüzde 0,2’yi aşamadı.

Fakat parti yöneticileri, siyaset sahnesine daha yeni çıktıklarını hatırlatarak, uzun vadede Almanya’da yaşayan Türklerin büyük kısmının oyunu çekeceklerine inandıklarını söylüyor.

Gerçekten de, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında Alman siyasetinden bıkma eğilimleri başgösteriyor.

Irkçılığa karşı alınan önlemleri yetersiz bulan, kısıtlayıcı göç politikalarından bunalan ve Alman partilerinde bugüne kadar genellikle birkaç ismin “vitrine konması” dışında göçmenlere yönelik bir açılım gerçekleşmemesinden şikayet eden göçmenler arasında, Alman partileri dışında bir oluşuma destek verebileceklerini belirtenlerin sayısı hızla artıyor.