En Yeniler
chp yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
chp yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/08/2011

seyyah1906

deniz baykal yemin krizinde kılıçdaroğlu'nun tavrını uygun bulmuyor

Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal görüşmesinin ayrıntıları belli olmaya başladı.

Görüşmenin çıkışında "Benim ağzımdan çıkacak bir kelime ile bu kriz çözülmeyecek" dışında bir açıklama yapmayan Baykal'ın Kılıçdaroğlu'na sert eleştirilerde bulunduğu öğrenildi.

Baykal, yemin etmeme tavrına karşı çıktığını söylediği Kılıçdaroğlu'na, "İlk gün tavrımız doğruydu. 133 milletvekili olarak kürsüye gidilerek 'Yemin etmiyoruz' diyerek tavrı gösterebilirdi. Ancak şu an bu sürdürülebilir bir tavır değil" diye konuştu.
Bir an önce yemin edilerek CHP'nin Meclis çalışmalarına katılması gerektiğini dile getiren eski CHP Genel Başkanı, iyi yönetilemeyen krizin derinleştiğine işaret etti.

İktidar partisinin krizi çözmek için girişimde bulunmadığını belirten Baykal, ortaya konan tavrın CHP'ye zarar verdiğini kaydetti.

Şu an yaşananın yemin krizi değil demokrasi krizi olduğunu vurgulayan Baykal, Kılıçdaroğlu'na "Kendi sözlerimizin tutsağı olmamalıyız. İktidarı beklemeden kendi tavrımızı ortaya koymalıyız" dedi.

Baykal: Parti politikasına katkı verdik

Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

CHP Antalya Milletvekili, eski Genel Başkan Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile parlamentoda yaşanan son krizle ilgili yaptığı görüşmede, içinde bulunulan durumu ayrıntılı olarak anlattığını, önerilerini sunduğunu belirterek, ''Şu ana kadar partinin izlediği politikaya tam bir katkı verdik, bundan sonra da partinin izleyeceği politikayı destekleyeceğimiz, ona katkı yapacağımız çok açıktır'' dedi.

Görüşmenin uzun sürdüğünü belirten gazeteciye Baykal, ''Öyle mi oldu? Nasıl geçtiğini fark edemedik, hızla geçti'' karşılığını verdi.

Görüşmenin, parlamentoda yaşanan son krizle ilgili olduğunu belirten Baykal, görüşmede bu kriz konusunda çok önemli olduğunu düşündüğü, ciddi, kapsamlı, köklü bir durum değerlendirmesi yaptıklarını söyledi. Baykal, bu konudaki anlayışını Kılıçdaroğlu'na çok açık şekilde ifade ettiğini belirtti.

Baykal, bir önerisinin, formülünün olup olmadığına ilişkin soruyu, ''Partinin izleyeceği politikaya hepimiz destek olmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar izlediği politikaya tam bir katkı verdik, bundan sonra da gene aynı şekilde partinin izleyeceği politikayı destekleyeceğimiz, ona katkı yapacağımız çok açıktır'' diye yanıtladı.

Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'na, partinin politikasının ne olması gerektiğiyle ilgili düşünce ve değerlendirmelerini de ayrıntılı şekilde ilettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Bundan sonrası artık parti yönetiminin, Sayın Genel Başkan'ın alacağı kararlara bağlıdır. O kararlarla ortaya çıkacak yeni durumu hep beraber izleyeceğiz, değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Ayrıntılara ilişkin sorulara, ''Bunlara ilişkin bir açıklamanın bir anlamı yok. Beni anlamanızı istiyorum. Bu bunalımı, benim ağzımdan çıkacak bir cümleyle aydınlığa kavuşturma imkanı yok'' karşılığını veren Baykal, Kılıçdaroğlu'na, içinde bulunulan durumu ayrıntılı ve kapsamlı olarak anlattığını, önerilerini, değerlendirmelerini sunduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumu ile ilgili bir soruya karşılık Baykal, ''Bunların hepsi ile ilgili düşüncelerimi sayın Genel Başkan'a anlattım. Bu ifade ettiğim düşüncelerin önemli olduğunu, ciddi olduğunu kamuoyu önünde bir kez daha vurguluyorum'' dedi.

7/06/2011

seyyah1906

kılıçdaroğlu vatandaşın oyuna sahip çıkacağız ki demokrasiye sahip çıkalım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grubunun basına kapalı yapılan toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. ''İnsanlık tarihi, demokrasi insan hakları ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle doludur'' diyen Kılıçdaroğlu, dünyada o bedel ödeyenlerin sayesinde kazanımlar elde edildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazırız. Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz.
Biz bir demokrasi mücadelesi, insan hakları mücadelesi veriyoruz. Seçme ve seçilme hakkının önündeki engellerin kaldırılması ve demokrasi, milli iradenin önündeki engellerin kaldırılması mücadelesi veriyoruz'' diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendilerinin ''tek adamın egemen olduğu ülkeyi değil, yurttaşların egemen olduğu Türkiye'yi savunduklarını'' kaydetti.



'Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz'

Kılıçdaroğlu, insanlık tarihinin, demokrasi, insan hakları ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle dolu olduğunu, bütün dünyada, o bedel ödeyenlerin sayesinde kazanımların elde edildiğini söyledi. Türkiye'de insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazır olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Tehdide ve şantaja asla ve asla boyun eğmeyeceğiz. Biz bir demokrasi, insan hakları, seçme, seçilme hakkının ve milli iradenin önündeki engellerin kaldırılması, demokrasi mücadelesi veriyoruz. Biz, baskıcı bir rejimi değil, özgürlüğün olduğu bir rejimi savunuyoruz. Biz, tek adamın egemen olduğu bir ülkeyi değil, yurttaşların egemen olduğu bir Türkiye'yi savunuyoruz'' diye konuştu.

Milli iradenin tutuklu olduğunu, CHP'nin bu demokrasi ayıbını içine sindiremediği için bu tavrı geliştirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın seçtiği, ''Parlamentoya git, benim adıma konuş'' dediği kişilerin, parlamentoya gelemediğini, buna yasal hiçbir engelin de bulunmadığını söyledi. Bu engelin kalkması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, kalkmadığı takdirde demokrasinin bir ayıpla karşı karşıya olacağını, bu ayıbı ortadan kaldırmaları gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye çok partili rejimi ve demokrasiyi getiren parti olarak CHP'nin, demokrasinin, hukuk devletinin, güçler ayrılığının ve milli iradenin ayaklar altına alınmasına karşı çıktığını belirterek, ''O nedenle bu tavrı takınıyoruz'' dedi.


'Yurttaşın oyuna sahip çıkamayan parti'

CHP'nin, güçler ayrılığı ilkesine inandığını, yargı vesayetine, yargı üzerindeki vesayete karşı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız, tarafsız olması, birilerinin vesayeti altında olmaması gerektiğini vurguladı. Kendilerine, ''Sorunu çözmek için biz yargıya telefon mu edelim'' denildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hiç kimsenin, yargıya telefon etmesini istemeyiz, böyle bir talebimiz de asla olamaz. CHP, her vatandaşın verdiği oya saygılı olduğu için ve her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıktığı için bu tavrı sergiliyor. Bir vatandaşın oyu bile bizim için çok önemlidir. O vatandaşın oyu, bizim başımızın üstündedir. O vatandaşın oyuna sahip çıkacağız ki demokrasiye sahip çıkalım. Vatandaşın oyunu görmezlikten gelip, başka söylemler geliştirenler, demokrasiye ihanet ediyorlar. Bizim hedefimiz her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıkmaktır. CHP olarak şunu çok açık ve net söylüyoruz, kendi yurttaşın oyuna sahip çıkmayan, çıkamayan parti, ülkesinin çıkarlarına, demokrasiye, milli iradeye, temel hak ve özgürlüklere de sahip çıkamaz. CHP, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin imzaladığı, uluslararası anlaşmalara, sözleşmelere saygı duyar. Bu saygının gereği olarak, Anayasa'nın 90. maddesinin hayata geçirilmesinin uygulanmasının gerekliliğine inanır. Mademki siz uluslararası arenada saygın bir ülke olacaksınız, uluslararası sözleşme imzaladınız, bunlar iç hukukun üstünde olsun diye anayasayı değiştirdiniz, 90. maddenin gereğini yerine getirmek durumundayız. Yerine getirmediğimiz zaman, anayasayı da ihlal etmiş oluyoruz.''



'Hedefimiz, evrensel hukuku, demokrasiyi Türkiye'ye getirmektir'

Kılıçdaroğlu, CHP'nin, insan haklarını, demokrasiyi her yerde ve her koşulda savunduğunu, bunun temel görevleri olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, ''CHP, milli iradenin sonucu olarak tecelli eden, seçme ve seçilme hakkını askıya alan, uluslararası hukuk anlayışına ters düşen uygulamalara karşı çıkar. Hedefimiz, evrensel hukuku, demokrasiyi, özgürlükleri Türkiye'ye getirmektir'' dedi. CHP'nin, parlamentonun işlevini el kaldırıp, indirme olarak görmediğini, ancak bazılarının öyle gördüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun demokrasi olmadığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, yürütme organının her dediğini koşulsuz olarak yerine getiren bir parlamentonun, sağlıklı çalışmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, CHP'nin güçler ayrılığı ilkesine inancı gereği, yargının, yürütmenin, yasama organına müdahalesini kabul etmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, CHP'nin, haklarında hiçbir mahkumiyet kararı bulunmayan, TBMM'ye gelip, yemin etmeleriyle ilgili hiçbir hukuksal engel olmayan milletvekillerinin hapishanelerde tutularak, parlamentoya getirilmemesini, yemin etme haklarının engellenmesini demokrasi ayıbı olarak gördüğünü kaydetti.

'Hangi vicdanla bağdaştıracağız'

''Her türlü yasal prosedüre uygun olarak, halkın oylarıyla seçilip gelen milletvekillerinin yemin etmeleri engellenerek, hukuksuz şekilde hapiste tutulmalarını hangi vicdanla bağdaştıracağız?'' diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''CHP, Recep Tayyip Erdoğan'ın parlamentoda olmaması olayında olduğu gibi, bugün de demokrasi inancının gereği olarak kendisine yakışanı yapıyor ve halkın vicdanı olmayı sürdürüyor. CHP, seçimlerden önce uzun tutukluluk sürelerinden şikayet edenlerin, seçimlerden sonra bu söylemini rafa kaldırıp, hiçbir hüküm giymemiş milletvekillerinin yemin etmemesini olağan karşılayan, iki yüzlü siyaset anlayışını da şiddetle reddediyor. CHP, tutuklu milletvekillerinin yeminden sonra yargılanmamalarına da karşı; yargılanabilirler, öyle bir talebimiz yok, dokunulmazlık da af da istemiyoruz. İstediğimiz milli iradenin tecelli etmesi, milletin oylarıyla seçilen milletvekillerinin gelip parlamentoda yemin etmeleri. CHP, sadece ve sadece hukukun üstünlüğünü, TBMM'de halkın iradesinin egemen olmasını, evrensel hukukun gereği olarak, seçilen milletvekillerinin yeminlerini ederek, yasama görevlerini katılmalarını istiyor. Halkın iradesine saygı göstermek, halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin parlamentoya gelmelerini istemek, hangi demokrasi, hangi hukuk sisteminde suç olarak görünüyor?''

'Kayıtlı ve şartlı'

Meclis Genel Kurulunda, Mustafa Kemal'in, ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' sözünün yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, bu sözün arkasında olduklarını bildirdi. Kılıçdaroğlu, ''Şimdi egemenlik, kayıtsız şartsız milletin değil, kayıtlı ve şartlı milletin olmaya başladı. Olmaz öyle şey. Milletin iradesi her şeyin üstündedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır. Bizim mücadelemiz budur, demokrasi mücadelesinin özünde yatan da budur'' dedi.

Kılıçdaroğlu, masumiyet karinesinin, hak mücadelesinde insanlık tarihinin en büyük kazanımlarının başında geldiğini dile getirdi. Herkesin masumiyetinin temel kural olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kimsenin yargı kararı olmadıkça suçlanamayacağını vurguladı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Dünyanın bütün çağdaş ülkelerinde var olan kural budur. Masumiyet karinesinin özü de budur. Mevcut durum, bu temel insan hakkının en ağır ihlalidir. Yasama faaliyetinin saygınlığı bakımından da bu tutumun arkasında olacağız. Yani, masumiyet karinesi, bizim temel ilkelerimizden birisidir. CHP, 24. Dönem yasama faaliyetinin bu koşullarda, yargının takdiri altında kaldığı inancındadır. CHP, yasama organı ve 550 milletvekilinin bağımsız olmayan yargının, hukuk dışı takdirine ve takdirin kapsamı alanı içinde olmasına karşı çıktığı için haklı ve hukuki tavrını sürdürecektir.''


'Kaya gibi'

Hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir ortamda sorun yaratan parti olmak istemediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Sağduyulu düşünen bütün yurttaşlara sesleniyoruz: Biz sokakta yürüyen yurttaşın da güvencesi olsun istiyoruz. Daha dün bir AKP'li milletvekili 'durun bakalım daha başka milletvekilleri de tutuklanacak' diye gözdağı veriyorsa o gözdağının önünde duracak olan kaya gibi CHP olacaktır. Mevcut hukuk sistemi içinde, AKP'nin geliştirdiği ve uyguladığı hukuk sistemi içinde yarın sabahleyin iki gizli tanığın ifadesiyle herkes, her milletvekili, her yurttaş gözaltına alınabilir, aylarca içeride kalabilir. Bir de gizlilik kararı alırsınız, avukatı bile dosyada olanı bilemez. Bu, demokrasi, hukuk ayıbıdır. Onun için seçim meydanlarında söyledik, 'iktidara geldiğimizde özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız' diye. Artık özel yetkili mahkemeler, birilerinin özel yetkili mahkemeleridir, birileri adına karar veren özel yetkili mahkemelerdir. Demokrasi ayıbıdır, hiçbir çağdaş ülkede böyle bir gariplik yoktur.''

CHP'nin Türkiye'nin itibarının sadece içerde değil, dışarda da zedelenmemesi ve yaşanan sorunların çözümü için her türlü çözüme açık olduğunu deklere ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sorun yaratmak istemediklerini, var olan sorunu çözmek istediklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''Sorunu, hukuk, demokrasi içinde çözmek istiyoruz. Hukuku, demokrasiyi göz ardı eden çözümlere karşıyız. Birilerine af getirilsin; karşıyız, birilerine dokunulmazlık getirilsin; karşıyız, birilerine özel uygulama yapılsın; karşıyız. Biz, sadece evrensel hukukun kurallarının uygulanmasını istiyoruz. Herkes için istiyoruz. Çünkü, sorun sadece CHP'nin değil, sorun Türkiye'nin sorunudur. Bu sorunu aşma konusunda kararlı irademizi sonuna kadar sürdüreceğiz'' diye tamamladı.


'Elinden tutan yok'

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i kutlamaya gideceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ziyaretin bugün olacağını sanmadığını belirterek, ''Sayın Başkan bir koltuğuna ısınsın bakalım'' dedi.

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın 5 birleşime devamsızlık durumunda CHP'li milletvekilleri hakkında devamsızlıktan işlem yapılabileceğini söylediğinin ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Elinden tutan yok'' karşılığını verdi.



Basına kapalı toplantıda neler konuşuldu?

Milletvekillerine, "yemin etmeme" kararını vatandaşa iyi anlatmaları için talimat veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz mücadelemizin A ve B planını düşündük. B planımız da var" dedi. Milletvekillerini bugün ve yarın gruplar halinde Genel Merkez'de dinleyecek CHP Genel Başkanı, daha sonra da milletvekillerini kampa alacak.
CHP Grubu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında basına kapalı toplandı. Toplantıda, milletvekilleri tek tek kendini tanıttı.


Kılıçdaroğlu da kendini tanıttı

Edinilen bilgiye göre CHP Genel Başkanı da kendini tanıttı ve siyasete Deniz Baykal'ın davetiyle girdiğini ifade etti. Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın ise, kendisini oldukça kısa anlatarak, "Adım Deniz, soyadım Baykal" dediği öğrenildi.

Vekillere talimat verdi

CHP Genel Başkanı'nın, milletvekillerine "yemin" kararını halka iyi anlatmaları konusunda talimat verdiği belirtildi. Kılıçdaroğlu'nun, "Çalışın, bu olayı anlatın. Halkla içi içe olun. Aldığımız kararın gerekçesini anlatın. Halkımızla paylaşın. Milletvekilleri bunu yapsın" dediği ifade edildi.


CHP kampa girecek

CHP Genel Başkanı'nın, milletvekilleriyle önümüzdeki günlerde Ankara ya da Ankara dışında bir araya gelineceğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde bir araya geleceğiz. Herkes düşüncelerini anlatacak" dediği öğrenildi.

Genel Merkez'de görüşüyor

Öte yandan Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde beşerli gruplar halinde milletvekilleriyle görüşüyor. Görüşmeler yarın da devam edecek.


'A ve B planımızı düşündük'

Yemin etmeme kararının gerekçelerini anlatan Kılıçdaroğlu'nun, "Biz mücadelemizin A ve B planını düşündük. B planımız da var. Bu konuda bir geri adım atılmayacak. Aldığımız kararı halka daha iyi anlatabilmek için daha dikkatli olmamız gerekiyor. Grupta tek ses olsun. Mümkünse arkadaşlar söylemlerine dikkat etsin" dediği öğrenildi.

7/03/2011

seyyah1906

kılıçdaroğlu pek çok lider tarih sahnesinden silindi gitti ama mustafa kemal yaşıyor

Yunanistan'ın başkenti Atina'da iki gün devam eden Sosyalist Enternasyonel Konsey Toplantısı'na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uçakla Selanik'e gitti.

Selanik Başkonsolusluğu'nda bir süre dinlenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Atatürk'ün doğduğu ve müze haline getirilen evi ziyaret etti.

Atatürk ve annesi Zübeyde Hanım'ın kullandığı orijinal eşyalarında bulunduğu müze ev hakkında konsolosluk yetkililerinden bilgi alan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, özel deftere de duygularını yazdı.
Deftere, Atatürk'ün dünyadaki ender liderlerden biri olduğunu yazan Kılıçdaroğlu, "Sevgili Atatürk'ümüz. Ben ve arkadaşlarım, Selanik'teyiz, doğduğun topraklarda. Seni minnet ve şükran ile anıyoruz. Devrimlerin bizim ilkemiz oldu, olmaya da devam edecek. Çağdaş uygarlık yolunda yürüyeceğiz. Sana en içten duygularla bağlılığımızı sunuyoruz" yazdıktan sonra bunu kendisini izleyen gazetecilerle paylaştı.

Evin bahçesine çıkışta gazeticilere, Mustafa Kemal Atatürk'ün evini gezerken çok duygulandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün dünyadaki ender liderlerden biri olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Ben Selanik'e ilk kez geliyorum. Mustafa Kemal'in doğduğu evi görmek çok güzel. Durumu iyi olan bütün yurttaşlar, eğer bu taraflara gelirlerse mutlaka onlarda burayı ziyaret ediyorlar. Bu da güzel bir olay. Duygulanmamak mümkün değil. Türkiye'de devrim yapan, yaptığı devrimler sadece Türkiye'de değil bütün dünyaya örnek olan bir lideri, her yerde her ortamda anmamız gerekiyor. Mustafa Kemal bu açıdan gerçekten çağdaş uygarlık hedefini ender liderlerden birisidir. Onun döneminde, ondan sonra bir çok lider geldi. Ama onun kadar, çağdaş uygarlık hedefini gösteren lider olmadı. Pek çok lider tarih sahnesinde silindi, gitti. Ama Mustafa Kemal yaşıyor, bu bizim için önemli" dedi.

7/02/2011

seyyah1906

gürsel tekin bu kadarda iki yüzlülük olamaz demokrasi çifte stantard istemez

Tekin, "Ben bu gece Tunceli'de kaldım. Sabaha kadar helikopter sesi ve kurşun sesleri ile uyuyamadık" dedi.

Tunceli'ye, bir düğün törenine katılmak için gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, bugün basın toplantısı düzenledi.

CHP grubunun yemin etmemesi ile ilgili değerlendirmede bulunan Tekin, siyasi partilerin demokrasiler içinde yapabileceği eylemler olduğunu söyledi.
Eylemlerini sonuç alıncaya kadar devam ettireceklerini belirten Tekin, "Bu eyleme yönelik özellikle AKP yetkililerinin ve sayın Başbakanın söylemleri doğrusu beni dehşete düşürüyor. AKP'ye açılan kapatma davasını isim vermeden eleştiren Başbakan Recep Tayip Erdoğan 'milletin iradesine kimse ipotek koyamaz' demiş. Şimdi siz kendinize gelince millet iradesi diyeceksiniz, size yönelik bir saldırı olunca hukuku yargıyı yok sayacaksınız. Ama başka bir siyasi parti böyle bir olayla karşı karşıya kalınca dönüp demokrasi dersi vereceksiniz. Bu kadar da iki yüzlülük olamaz. Demokrasi çifte standart istemez" dedi.

'HELİKOPTER SESİNDEN UYUYAMADIK'

Tekin, parlamentonun ve Türkiye'nin konuşması gereken en önemli sorunun Kürt sorunu olduğunu belirterek şöyle dedi:

"Ben bu gece Tunceli'de kaldım. Sabaha kadar helikopter sesi ve kurşun sesleri ile uyuyamadık. Olağan bir durum söz konusu değil. Bu durum sadece Tunceli içinde geçerli değil, bütün Güneydoğu illerine gittiğinizde oralarda da ciddi sorunların yaşandığı biliniyor. Ancak bu sorunların görmezlikten gelinmesi Türkiye için hayra alamet bir sorun değildir. İktidarın ivedilikle, iktidarı ile muhalefeti ile bu sorunun çözümü konusunda ne yapılacaksa çok hızlı bir şekilde yapması gerekiyor. 12 Eylül'den bugüne kadar bölgede olağan bir durum söz konusu değil. İnsanlar hala kurşun sesleri ile uyuyorsa bu seslerle uyumaya çalışıyorsa, burada çok ciddi sorunların olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor. Bu sorunlar ötelenecek sorunlar değil. ötelene ötelene bugünlere gelindi. Asıl olarak başbakanın ve iktidarın ve diğer siyasi partilerin bu konudaki sorunu çok hızlı bir şekilde bu sorun nasıl çözülecekse , parlamentoda nasıl görüşülecekse bunu çözmesi gerekiyor. Aksi taktirde ötelenirse çok daha zorlaşacağı bellidir."

'SİVAS'TA YAPILANLAR FAŞİZAN BİR ÖRNEKTİR'

Sivas olaylarının 18'inci yılı nedeniyle düzenlenen anma programına izin verilmemesine tepki gösteren Tekin, "Kabul edilecek bir durum değil. Böyle faşist bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.

7/01/2011

seyyah1906

chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlundan dünyaya neden yemin etmedik mektubu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, BM, AB, AGİT, OECD, Avrupa Konseyi, İslam Konseyi, AP, Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü başkan ve yöneticileriyle, Türkiye'deki büyükelçiler ve yabancı gazetecilere "Neden Yemin Etmedik" diye bir mektup gönderdiği bildirildi.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin TBMM'de yemin etmeme gerekçelerini açıklamak ve "seçilmiş milletvekillerine yönelik hukuk dışı hak gasbını" anlatmak için, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navanethem Pillay, AGİT Genel Sekreteri Marc Perin de Brichambaut, AGİT-PA Başkanı Petros Efthymiou, OECD Genel Sekreteri Jose Angel Gurria, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Sosyalist Enternasyonal Başkanı George Papandreou, Avrupa Sosyalistler Partisi Başkanı Poul Nyrup Rasmussen, Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Viviane Reding, Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, Parlamentolar Arası Birlik Başkanı Theo-Ben Gurirab, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, Human Rights Watch Direktörü Keneth Roth, D8 Genel Sekreteri Widi Pratikto, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Türkiye'deki Yerleşik Büyükelçilikler ile Türkiye'deki Yerleşik Yabancı Basın Temsilcilerine "Neden Yemin Etmedik" diye mektup gönderdiği ifade edildi.

Kılıçdaroğlu'nun gönderdiği mektup şöyle:

"Sayın İlgili, CHP Milletvekilleri 28 Haziran 2011'deki TBMM'nin açılış oturumunda yemin etmemişlerdir. Milletvekillerimiz uzun süredir tutuklu bulunan ve mahkemenin serbest bırakmaması nedeniyle TBMM'deki açılış oturumuna katılamayan iki Milletvekillerimizle dayanışmak için bu kararı almışlardır. Bu iki Milletvekilimiz şu an iki yıldan uzun bir süredir tutuklu bulunmaktalar ve halen herhangi bir suçtan mahkum olmuş değildirler. Bir yargı organı olan Yüksek Seçim Kurulu, herhangi bir suçtan dolayı mahkum edilmemiş bulunan, gazeteci Mustafa Balbay ile tıp doktoru Prof. Mehmet Haberal'ın, aday olabileceklerini hükme bağlamıştır. Halk onlara oy vermiş ve vekilleri olarak seçmiştir. Şimdi ise, iki hakim, verdikleri bir kararla, Balbay ve Haberal'ın, halkın seçilmiş vekilleri olarak görevlerini yerine getirmelerini engellemektedir. Diğer bir siyasi partiye mensup 6 vekilde aynı durumdadır.

Bu husustaki kesin kanım, söz konusu durumun büyük bir adaletsizlik olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler İnsan Hakları organlarının kararları tarafından vazgeçilmez bir hak olarak tanınan seçme ve seçilme hakkının açık bir ihlalini oluşturduğudur.

CHP, demokrasiyi ve halkın hür iradesini korumaya devam edecek, soruna süratli bir şekilde demokrasiye ve hukuka uygun bir çözüm bulmak için gerekli tüm gayreti gösterecektir. CHP'nin, adaletin ve bir temel demokratik hak olan seçme ve seçilme hakkının ihlali sonucu halen tutuklu bulunan 8 sekiz dayanışma nedenlerini açıklayan bir notu ilişikte bilginize sunuyorum."

Mektupla birlikte "CHP Tutum Kağıdı" adı altında, yaşanan süreci anlatan bir bilgi ekinin de gönderildiği bildirildi

6/28/2011

seyyah1906

yeminleri engellenen arkadaşlara yemin etme yolu açılmadıkca bizde yemin etmeyeceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tahliye talepleri reddedilen milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay hakkındaki parti meclisi kararını açıkladı.
CHP bugün mecliste düzenlenecek 24. dönem yemin törenine katılmayacak.
"Yeminleri engellenen arkadaşlara yemin etme yolu açılmadıkça biz CHP vekilleri de yemin etmeyeceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, tavırlarını haksızlığa karşı duruş olarak açıkladı.

CHP genel başkanı TBMM'de yaptığı basın toplantısında, 2002 yılında hakkında tutukluluk kararı bulunan Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olması için irade ortaya koyan CHP'nin bugünkü talebinin de milletin iradesi olan iki seçilmiş vekilin meclise gelebilmesi olduğunu belirtti.

CHP'nin Balbay ve Haberal için af ya da dokunulmazlık talebinin bulunmadığının ve yargılanmalarına itirazları olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, mazbatalarını almış vekillerin yemin etmelerine engel olunmasına karşı çıktıklarını ifade etti.
İktidar tepkili

CHP'nin yemin etmeyeceğini açıklamasına hükümet kanadından ilk tepki Başmüzakereci ve AKP milletvekili Egemen Bağış'tan geldi.

"Yemin etmemek, meclis çalışmasın ve sorun çözülmesin demektir, buradaki mantığı anlamakta zorlanıyorum" dedi.

Bağış "amacın üzüm yemek olmadığının herkes farkındadır" derken, CHP'nin kararını gözden geçirmesini umduğunu söyledi.

NTV televizyonuna konuşan AKP grup başkan vekili Suat Kılıç ise CHP ve BDP'nin sorunların çözümü konusunda benzer tavır takındıklarını, ve başbakandan çözüm talep edilmesinin başbakanlık kurumunun Anayasal sınırları sebebiyle anlamsız olduğunu söyledi.