En Yeniler
oy verme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oy verme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/29/2011

seyyah1906

tansel çölaşan şehit olan çocukların annesi yarın gitsin aynı siyasete oy versin

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı (ADD) Tansel Çölaşan, Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti (KEGC)'’ni ziyaret etti. Derneği ziyaretinde konuşan Çölaşan, AK Partiye oy veren şehit annelerinin de suçlu olduğunu öne sürerek, “Şehit olan çocukların anneleri yarın gitsin aynı siyasete oy versin, onun siyasetiyle böyle yıprandı böyle şehit oldu.” iddiasında bulundu. İstanbul Barosu'nun sivri dilli olduğu için yalnız kaldığını söyleyen Çölaşan, Işık Koşaner’in basınla ilgili “para için anasını bile satar" sözüne ise adeta hak verdi: “Gerçekten basın saygıdeğer mi sizce?”
ADD Genel Başkanı Çölaşan Edremit’te kurulan ve Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Manisa ve Kütahya olmak üzere 5 ili kapsayan Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde KEGC Yönetim Kurulu 2. Başkanı Hakan Firik tarafından karşılandı. Gazetecileri bir çatı altına toplayan bir oluşumun hayata geçirilmesinin birliktelik açısından çok önemli bulduğunu belirten Çölaşan, Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti 2. Başkanı Hakan Firik, Disiplin Kurulu Başkanı Kayahan Öcalan ve diğer yöneticilere hayırlı olsun dileklerini sundu.

Tansel Çölaşan Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını da cevapladı. Çölaşan, “Şehit olan çocukların anneleri yarın gitsin aynı siyasete oy versin onun siyasetiyle böyle yıprandı böyle şehit oldu. Onların da suçu var. Tamamen sivil bilmem ne. Tamamen giderilmiş bir toplum. Hepimiz suçluyuz. Öte yandan yargı. İstanbul, Ankara barosu bir saniyede kendi aralarında ayrıldılar. Ankara Barosu'nun başkanı halk partisinin başkanı olmak istiyor. Kılıçdaroğlu’nun yanına yaklaştı. İstanbul Barosu yalnız kaldı. Biraz daha sivri konuşuyordu, onu sevmedi Kılıçdaroğlu, Ankara barosu biraz daha yumuşak onu sevdi. Onu aldı yanına bir anda ikisi aynı görüşte olan iki baro bir anda birbirlerine başkanları kişisel olarak aynı menfaati çaktırmadan düştükleri çukuru ben algılıyorum. Onlar söylemezler bir de yalancı derler. Ama öyle oldu. Birbirleriyle aynı görüşteki iki baro ayrıldı.” diye konuştu.

Işık Koşaner’in 'para için anasını bile satar' sözünü ADD başkanı Tansel Çölaşan şu şekilde değerlendirdi: “Bir şeyi bütün görmemiz lazım. O konuşmada sadece bu yok. Onun dışında çok daha farklı şeylerde var. Söylediğiniz şeyler aslında hepimizin iki kişi olarak oturduğumuzda hatta üç kişi oturduğumuzda çok rahatlıkla konuşabildiğimiz dostça kalbimizi döktüğümüz, içimizi döktüğümüz konular, konuşmalar. Bunların içinde maksadını açmış konuşmalar da olabilir çünkü hepimiz yapabiliyoruz bunu. Orada söylediği 'anasını satar' sözünü dinlemiş değilim. Gazetede takip ettiklerimin içinde böyle bir şey yok. Cumhuriyetin içinde başlıkların içinde görmedim. Var olduğunu söylüyorsunuz onun için söyleyeyim. Belli basın gerçekten böyle. Para için yapabilir. Ona birisi bir şeyler verdiği zaman bavullar dolusu evrak. Götürülüp cumhuriyet savcılığına teslim ediliyor. Bu bavullar dolusu evrakları bu arkadaşlar nerden buluyor. Hala bunların kaynaklarını açıklamış değiller. Ama ne yazık ki pek çok dava sadece ortam dinlemesiyle yasal olmayan dinlemelerle ortaya çıkan doğruluğu var mı yok mu belli olmayan mesela bu son söylediğiniz söz. Işık Koşaner bunu söylemiş mi? Bizzat söylemiş mi? Hiç bilmiyoruz. Birileri belki ortam dinlemesinde belli konuşmaları alıyor. Ama onların içine çok rahat montajla halkı dinlediği zaman kızdıracak. Ya da orduya tepkilerini arttıracak başka söylemler ekleyebiliyor. Artık bunların var olduğu biliniyor. Hatta Ergenekon davasının, Balyoz davasının iddianamesinin hukuka aykırı olan yasal olmayan ortam dinlemeleri ya da yasaya aykırı dinlemelerle oluşturulduğu anlaşılıyor." diye konuştu.

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan Deniz Feneri davası ile ilgili görüşlerini de dile getirdi. Çölaşan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapılan referandumla tamamen yürütmenin emrine girdiğini iddia etti. Çölaşan, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların soruşturma kapsamının iktidara kadar dayanmasıyla bir anoa savcıların apar topar değiştirildiğini öne sürdü.

7/05/2011

seyyah1906

izmirde chp'ye oy verdiler diye kardeşini ve yeğenini bıçaklayarak öldürdü

İzmir'de 43 yaşındaki adam, CHP'ye oy veren kardeşi ve yeğenini öldürdü. Duruşmada, "Sevmediğim partiye oy vermişler. Bir anda kendimi kaybettim. Bıçağı rastgele savurdum" dedi.

Olay, milletvekili seçimlerinin yapıldığı 12 Haziran’da saat 13.30 sıralarında, meydana geldi. İşsiz olduğu öğrenilen 43 yaşındaki Nevzat S. evde kardeşi 41 yaşındaki Nihat S. ve yeğeni Kazım Ç. ile oy verdikleri partiler yüzünden tartıştı.
Çıkan kavgada Ak Partili olduğu belirtilen Nevzat S., eline geçirdiği bıçakla CHP’ye oy veren kardeşi Nihat S.’yi vücudunun çeşitli yerlerinden, yeğeni Kazım Ç.’yi de kolundan yaraladı. Bir tekstil şirketinde çalışana ağır yaralı Nihat S. yakınları tarafından kaldırıldığı Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından kaçan zanlı Nevzat S., polislerce yakalanarak gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Nevzat S.tutuklandı.

ÖMÜR BOYU HAPSİ İSTENDİ
Cinayetin ardından olayı soruşturan savcı Ahmet Küçükpınar, sanık Nevzat S.’nin, ’yakın akrabayı öldürmek ve yaralamak’ suçundan yargılanmasını talep etti.

Tutuklandığında hakime verdiği ifadede Nevzat S.’nin, "Kardeşim ve yeğenim ile oy verme meselesi yüzünden tartıştık. Sevmediğim partiye oy vermişler. Bir anda kendimi kaybettim. Bıçağı rastgele savurdum. Böyle olmasını ben de istemezdim. Şimdi çok pişmanım" dedi.

Sanık Nevzat S., Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayetten ömür boyu hapis ve yaralamaktan da 5 yıl hapis cezası istemiyle hakim önüne çıkacak.

6/19/2011

seyyah1906

akp'nin 2014 yerel seçimlerinde hedef aldığı chp'li belediyeler hangileri?

Hedef, CHP'nin yönetimindeki İzmir, Antalya, Mersin ve Eskişehir gibi büyükşehir belediyeleri. Erdoğan, seçimden önce 11 il için büyükşehir sözü vermişti. Bu, yerel seçimlerin önemini daha da artırıyor. AK Parti, 12 Haziran zaferinin ardından gözünü 2014 yerel seçimlerine çevirdi. İktidar, CHP'lilerin yönetiminde bulunduğu İzmir, Antalya, Mersin ve Eskişehir büyükşehir belediyelerini kazanmayı hedefliyor.

BÜYÜKŞEHİR SAYISI ARTACAK

Bugün gazetesinde yer alan habere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Haziran seçimlerinin ardından teşkilatlara 2014 yılında yapılacak yerel seçimlere hazırlanmaları talimatını verdi.

11 İLE MÜJDE VERMİŞTİ

Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinden önce 11 ilin daha büyükşehir belediyesine dönüştürüleceğini açıklamıştı. Büyükşehir yapılacak iller arasında Balıkesir, Van, Kahramanmaraş, Denizli, Hatay, Şanlıurfa, Muğla, Aydın, Trabzon, Tekirdağ ve Manisa'nın olduğu belirtiliyor. Malatya'nın ise nüfus kriterini yakalayamadığı ileri sürülüyor.

 İL SINIRLARI GENİŞLEYECEK

İstanbul ve Kocaeli'nin ardından 14 büyükşehir belediyesi ile yeni kurulacak büyükşehir sınırları il sınırları ile aynı olacak. Antalya'da Alanya ve Kumluca ilçeleri büyükşehir sınırlarına girerken, İzmir'de Bergama ile Tire büyükşehire dahil olacak. İl sınırlarının büyükşehir belediyesi sınırları olması halinde ve 12 Haziran seçim sonuçlarına bakıldığında AK Parti'nin Antalya, Mersin ve Eskişehir büyükşehir belediyelerini kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. 12 Haziran seçimlerinde AK Parti Antalya, Mersin ve Eskişehir'de CHP'yi geride bırakarak birinci parti olmuştu. Büyükşehir seçimlerinde ilin tamamında verilen oylar esas alınacağı için CHP'li Antalya, Eskişehir ve Mersin büyükşehir belediyelerinin AK Parti'ye geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.


İZMİR HESAPLARI YAPILIYOR

AK Parti, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni alarak büyükşehirlerde CHP'yi sıfırlama hedefi koydu. 12 Haziran seçimlerinde İzmir'de CHP'nin birinci parti olmasına rağmen CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hizmetlerinden duyulan rahatsızlık nedeniyle AK Parti'nin İzmir'i kazanması ihtimal dahilinde görülüyor. Büyükşehir sınırlarının il sınırı olmasına rağmen Diyarbakır'da BDP'nin üstünlüğü dikkat çekiyor. Van'ın da büyükşehir yapılması halinde buradaki seçimin oldukça çekişmeli geçeceği dile getiriliyor.
mynet

6/18/2011

seyyah1906

lütfen bundan sonra siyasetinize eceviti ve demokrat solcuları alet etmeyin

DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, yaptığı yazılı açıklamada, ''CHP Genel Başkanı, 12 Haziran seçimleri öncesinde taktığı Ecevit kasketi ile halktan oy istemiş, ancak seçimin hemen ardından 'Ecevit Hükümeti de İmralı ile görüşüyordu' diyerek halkı aldattığını, gerçekte AKP ile aynı çizgide olduğunu itiraf etmiştir'' iddiasında bulundu.


''Kılıçdaroğlu'nun, seçim sürecinde Demokratik Sol Partililer'in Ecevit sevgisini ve temiz duygularını istismara bile cüret ettiğini'' öne süren Erçelebi, CHP liderinin kampanya sürecinde ''Bu sefer AKP'yi yeneceğiz, sakın oylarınızı başka yere vermeyin, oyları bölmeyin'' dediğini ancak buna rağmen yüzde 25 oy alabildiğini belirtti.
Erçelebi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Sayın Kılıçdaroğlu, vatansever, Ecevit sevgisi ile yüreği çarpan halkımızın duygularını istismar etmesi yetmezmiş gibi, Ecevit dönemine, utanmadan, sıkılmadan, AKP gibi çamur atmaktan geri durmamıştır. Maskesini indirdiğinde, yüzünde beliren 'ampul' ışığı ile gözleri kamaştığından, hangi kulvarda siyaset yaptığını şaşırmış görünen Sayın Kılıçdaroğlu'nun, AKP'nin duble yolunda siyasete devam ettiğini gören ve CHP'ye oy veren halkımızın duyguları incinmiştir. Kılıçdaroğlu, bu açıklaması ile Ecevit'in kemiklerini sızlatmıştır.


Sayın Kılıçdaroğlu, beyninizin arkasındaki düşünce, eğer İmralı canisinin de içinde bulunduğu teröristlere bir genel af ise lütfen kimseden gizlemeden açıklayınız. Sayın Kılıçdaroğlu, lütfen bundan sonra siyasetinize Ecevit'i ve Demokratik Solcular'ı alet etmeyiniz. Siz kendi yolunuzda biz kendi yolumuzda siyasete devam edelim. Lütfen kendi siyasi ikbaliniz için Ecevit'i kalkan olarak kullanmayınız. Unutmayınız ki Ecevit Hükümeti, terörü bitiren hükümettir. Ecevit, terörist başını yakalayıp mahkum eden Başbakan'dır. Hiçbir zaman, Tayyip Erdoğan'la Ecevit'i aynı kefeye koymayınız. Bunu ne halkımız ne tarih ne Allah ne de kul affeder.''
cumhuriyet portal

6/17/2011

seyyah1906

mhp lideri devlet bahçeli özür dilemediği sürece el sıkışmanın bir anlamı olmaz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın MHP’ye yönelik çok haksız, yalan ve iftiralarla dolu söylemleri olduğunu anımsatarak, “Siyasi parti liderleri ile bir husumetimiz yok. Ama, ‘Başbakan’a el uzatırken, çok düşünürüm’ diye aklıma geliyor. El sıkışma gerektirebilecek bir samimiyet, diyalog kendisinde görünmüyor. MHP’den özür dilemediği sürece, el sıkışmanın bir anlamı olmaz” dedi. Bahçeli’nin değerlendirmeleri şöyle:

Demirtaş’la tokalaşmam

“Bir önceki yasama döneminin başında Ahmet Türk’le tokalaşmıştık. Yine aynı kareyi göreceğinizi zannetmiyorum, hayır elimizi uzatma gibi bir ortam oluşmaz. Meclis’te buna ihtiyaç hissedileceğini de sanmam. Çünkü, seçimler biter bitmez, zafer çığlıkları içerisinde söylenen çok şeyler var. Bunları dikkate alarak hareket etmek durumundayız. Bu söylemler çerçevesinde TBMM’ye gelmiş olanlara el uzatmak olmaz.



AKP ile rekabet mümkün değil

MHP, eldeki imkanlar ölçüsünde seviyeli bir seçim stratejisi izledi. Seçim propagandamız bir disiplin içinde yürütüldü. Tabii, bu şartlar altında AKP’nin propagandası ile rekabet etmemiz mümkün değildi. Ancak, karşılaştığımız çok değişik olaylar oldu. MHP’yi tamamen Meclis dışında bırakma gibi anti-demokratik bir uygulamanın acımasızca her alanda yürütüldüğünü gördük.


YSK yöneticilerini kınıyorum

Bunların başında YSK’nın aldığı tavır çok önemli. Bu YSK’nın bir mahkeme olma özelliğini kaybettiğini gösterdi ve AKP’nin ‘Kara Propagandası’na YSK alet edildi. Bu çok acı bir durum. Bu, yargı için çok büyük bir lekedir. Sebebi de şudur; MHP’de gelişen olaylar çerçevesinde milletvekili adaylığından ve partiden ayrılmış olan kişilerin isimleri listelerden çıkarılmadı. Bu da AKP’nin çok büyük bir istismar alanı oldu. ‘Çıkardık diye yalan söylüyorlar. MHP’ye oy verirseniz, bunlar seçilecek’ diye AKP bunu kullandı. Bu kullanmaya alet olan kurum YSK’dır. Kendilerini kınıyorum.

Kaseti kullanmak utanç verici

Kaset tuzağını kuranları bulma konusunda, halen bize ulaşan bir gelişme yok. Şimdi onu bekliyoruz. Başbakan, artık seçim dönemini de aştığına göre; devleti işler hale getirsin. Bu olayları ne kadar uygun buluyor, ne kadar bulmuyor, bunun üzerine nasıl gidecek, araştırmasını yapması gerekiyor. Ama, seçim gününde kasetin meydanlardaki uygulamaları, propaganda aracı olarak Sayın Başbakan tarafından çok acı bir şekilde kullanılmış olması, gerçekten utanç verici bir durumdur.

MHP seçimde başarılı

MHP, bilinen şartlar altında girdiği seçimde başarılıdır. Bu seçim dönemindeki gelişmelere MHP’den başka hiçbir siyasi parti direnç gösteremezdi.”

Affetmem

BAHÇELİ, kaset skandalı sonrasında partiden ihraç edilen, ancak milletvekili seçilen İhsan Barutçu ile ilgili de şöyle konuştu: Meclis Genel Kurul sıralarında nerede oturursa otursun. Genel Kurul’da kimin nerede oturacağını biz tayin etmiyoruz. MHP ile herhangi bir şart altında ilişkisi olmayacaktır. Kendisinin MHP’liliği, MHP’deki konumu üzerinde bir tartışma yapmıyoruz. Ancak, şu an için MHP ile ilişkisi kesilmiştir. Gelecekte de beraber olacağımız kanaatinde değilim. Çünkü, MHP’nin böyle bir eşiğinde, bu, uygun bir davranış olmadı. Kendisini affetmem.”

Kılıçdaroğlu’na yapılan yanlış

HÜRRİYET Ankara Temsilcisi Metehan Demir ve MHP muhabirleri Süleyman Demirkan ile Umut Erdem’in sorularını yanıtlayan Bahçeli, CHP’yi de şöyle değerlendirdi: “CHP’nin iç işlerine karışmak istemem. Ama, seçimden yeni çıkmış bir siyasi partinin, daha 24 saat bile geçmeden basında bu şekilde yansıyan bir tartışma zeminine sürüklenmesini doğru bulmuyorum. Henüz, kesinleşmiş sonuçlar dahi yokken ‘başarılı-başarısız’ tartışması yanlıştır.” Bahçeli, kaset tuzağı nedeniyle seçimlerden önce Başkanlık Divanı’ndan 9 çalışma arkadaşının istifa ettiğini anımsatarak, “Pazar Günü Merkez Yönetim Kurulu ve İl Başkanlarımızla toplanacağız. Önce, boşalan üyelikler için MYK’ya yedekler çağrılacak. Sonra da MYK içinden yeni arkadaşlarımız seçilecek” dedi.
hürriyet