En Yeniler
uğur mumcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uğur mumcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/19/2012

seyyah1906

başbakan'ın terörist çıkmaz dediği imam hatipliler'in karıştığı olaylar

İmam hatip okullarının terörist ve anarşist yetiştirmediğini ileri süren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Türkiye’deki önemli siyasi cinayetlerle ilgili dava dosyaları yalanlıyor.

çok sayıda imam hatip mezunu yer alıyor
Cumhuriyet Gazetesi yazarları Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni ile yazar Turan Dursun’u öldürmekten hüküm giyenler ile Hizbullah davasından ceza alanlar arasında çok sayıda imam hatip mezunu yer alıyor.

Hüküm giyen imam hatiplilerin çoğu “mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp yerine din kurallarına dayalı devlet kurmayı amaçlayan silahlı çete üyesi olmak” suçundan cezalandırıldılar. Kimi dava dosyalarında yer alan ve mahkûm olan imam hatip mezunu hükümler şunlar:

Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok’un öldürülmeleri ile ilgili Umut davası dosyası (Kudüs Ordusu -Tevhid-Selam grubu- ile bağlantılı isimler):

Hasan Kılıç: Tokat İmam Hatip Lisesi mezunu, Türkiye’de mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp yerine din kurallarına dayalı devlet kurmayı amaçlayan silahlı çetenin üyesi olduğu gerekçesiyle 18 yıl 9 ay ağır hapis ile cezalandırıldı.

Mehmet Ali Tekin: Fatih İmam Hatip Lisesi mezunu, Türkiye’de mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp yerine din kurallarına dayalı devlet kurmayı amaçlayan silahlı çetenin üyesi olduğu gerekçesiyle 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırıldı.

Selçuk Şanlı: Adana İmam Hatip Lisesi mezunu, Türkiye’de mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp yerine din kurallarına dayalı devlet kurmayı amaçlayan silahlı çetenin üyesi olmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Aynı davadan yargılanan ve Erzurum İmam Hatip Lisesi mezunu Şeref Dursun ise kanıt yetersizliğinden beraat etti.

Gazeteci-yazar Çetin Emeç ve Turan Dursun ile İran rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani’nin öldürülmesi dosyası: (İslami Hareket Örgütü bağlantılı isimler):

Ekrem Baytap: Batman İmam Hatip Lisesi mezunu, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak suçundan ömür boyu ağır hapis cezası çarptırıldı.

Mehmet Ali Şeker: Batman İmam Hatip Lisesi mezunu, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak suçundan ömür boyu ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Mehmet Zeki Yıldırım: Batman İmam Hatip Lisesi mezunu, yasadışı örgüt üyesi olmak suçundan 12 yıl 6 ay ağır hapse çarptırıldı.

Bu davada yargılanan ve Batman İmam Hatip Lisesi mezunu olan Ayhan Usta hakkındaki dava ise zamanaşımına uğraması nedeniyle düştü.

Birçok insanın domuz bağı ile öldürülüp evlerin içine, bahçesine gömülmesi ile ilgili Hizbullah davasında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Hacı İnan’ın da (dosyaya göre Hizbullah örgütünün Akdeniz bölge sorumlusu), imam hatip okulu mezunu olduğu ve yakalanmadan önce Cengiz Topel Lisesi’nde din öğretmeni olduğu saptandı.

Işık Kansu / Cumhuriyet e-kolay

1/23/2012

seyyah1906

uğur mumcu cinayetinden bu yana yargıda değişen bir şey yok

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, katledilişinin 19. yılında Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'yu anma amacıyla Aliağa Belediyesi'nin düzenlediği "Demokrasi İçin Adalet" konulu söyleşiye katıldı.
Burada konuşan Cihaner, Türkiye'de geçmişte yaşanan birçok acı olayın net ortaya çıkarılamadığını ifade etti. "Ülkemiz aydınlar mezarlığına döndü ve hiç biri net bir şekilde ortaya çıkarılmadı" diyen Cihaner, "Sivas ve Maraş olayları da aynı şekilde, üzerlerinde hep bir fluluk var" dedi. Uğur Mumcu'nun "rabıta skandalı"nı ortaya çıkardığını anımsatan Cihaner "İstihbarat örgütlerini, gerici örgütlenmeleri soruşturuyordu. Kürt sorununu araştırıyordu. 12 Eylül'deki hak ihlallerini araştırıyordu. Çok geniş bir yelpazenin hedefindeydi" dedi.

Türkiye'de yargı sisteminin sorunlu olduğunu ifade eden Cihaner, "Türkiye'de yargı hiçbir zaman bağımsız olmadı. Yargı, 'gelene ağam, gidene paşam' dedi. 12 Eylül'de darbecilerin emrine girdi. Bugün gelinen noktayı ise hepiniz biliyorsunuz, yargı siyasi iktidar ile aynı çizgiye geldi" diye konuştu. Cihaner, Türkiye'de yargılama kültürünün yanlış olduğunu belirterek, "Özel Yetkili Mahkemeler adil ve etkin sorgulamanın önündeki en büyük engellerdir. Dink Cinayetinde 'Örgüt var ama delillendiremedik' demek etkin bir soruşturma yapamadık demektir. Özel yetkili mahkemeler mutlaka kaldırılmalı. Yani aslında Uğur Mumcu cinayetinden bu yana yargıda değişen bir şey yok" değerlendirmesinde bulundu.

"Uğur Mumcu davasının aydınlanabilmesi için Hrant Dink davasına pilot olarak görebiliriz" diyen Cihaner, "Bu davada her şey aydınlatılabilirse Uğur Mumcu ve üstü örtülen cinayetler de aydınlığa kavuşur" diye konuştu. Yaşanan olaylarda istihbarat örgütlerinin rolünün hiç tartışılmamış olmasını çok önemsediği belirten Cihaner, şöyle devam etti: "Devletin birçok istihbarat örgütü var. Örneğin şimdi içinde işadamı, askeri, gazetecisi, bilim adamı çok geniş kitleyi kapsayan bir yapılamadan, sözde illegal bir durumdan Ergenekon'dan bahsediyorlar. Maden bu kadar büyük ve geniş bir kapsamlı oluşum var. O zaman devletin istihbarat birimleri nerededir? Görevi nedir? Diye sormak lazım."